Etiket: Selim Soydan

  • Fenerbahçe’nin On Beşinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin On Beşinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 21 Eylül 1969 tarihinde başlayıp 6 Haziran 1970’de biten Türkiye Ligi’nde, 30 maçta 17 galibiyet, 10 beraberlik ve 3 yenilgi alarak on beşinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, 26 maçta attığı 7 golle Ogün Altıparmak oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin on beşinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    21.09.1969 / Fenerbahçe 1 – 0 Vefa

    28.09.1969 / Altay 0 – 0 Fenerbahçe

    04.10.1969 / Fenerbahçe 2 – 0 İstanbulspor

    19.10.1969 / Ankara Demirspor 1 – 1 Fenerbahçe

    26.10.1969 / Fenerbahçe 2 – 1 Eskişehirspor

    01.11.1969 / Fenerbahçe 1 – 1 Mersin İdman Yurdu

    09.11.1969 / Göztepe 0 – 1 Fenerbahçe

    23.11.1969 / Fenerbahçe 1 – 0 Ankaragücü

    29.11.1969 / Fenerbahçe 2 – 0 Altınordu

    07.12.1969 / Fenerbahçe 0 – 1 Galatasaray

    14.12.1969 / Gençlerbirliği 0 – 1 Fenerbahçe

    20.12.1969 / Fenerbahçe 2 – 0 Bursaspor

    28.12.1969 / PTT 0 – 0 Fenerbahçe

    04.01.1970 / Fenerbahçe 2 – 0 Samsunspor

    11.01.1970 / Fenerbahçe 1 – 0 Beşiktaş

    22.02.1970 / Fenerbahçe 2 – 0 Vefa

    01.03.1970 / Fenerbahçe 2 – 0 Altay

    07.03.1970 / Fenerbahçe 2 – 0 İstanbulspor

    22.03.1970 / Eskişehirspor 1 – 0 Fenerbahçe

    29.03.1970 / Mersin İdman Yurdu 0 – 0 Fenerbahçe

    05.04.1970 / Fenerbahçe 4 – 0 Göztepe

    12.04.1970 / Ankaragücü 0 – 1 Fenerbahçe

    19.04.1970 / Altınordu 0 – 0 Fenerbahçe

    26.04.1970 / Fenerbahçe 1 – 0 Galatasaray

    02.05.1970 / Fenerbahçe 0 – 0 Gençlerbirliği

    10.05.1970 / Bursaspor 0 – 0 Fenerbahçe

    17.05.1970 / Fenerbahçe 2 – 0 PTT

    24.05.1970 / Samsunspor 0 – 0 Fenerbahçe

    31.05.1970 / Fenerbahçe 0 – 1 Beşiktaş

    06.06.1970 / Fenerbahçe 0 – 0 Ankara Demirspor


    En Çok Forma Giyenler :

    29 Maç : Ercan Aktuna, Ilie Datcu, Ziya Şengül

    28 Maç : Numan Okumuş

    27 Maç : Ion Nunweiller, Levent Engineri, Nedim Doğan, Zeki Temizer

    26 Maç : Ogün Altıparmak

    22 Maç : Şükrü Birand

    20 Maç : Yaşar Mumcuoğlu

    18 Maç : Abdullah Çevrim, Can Bartu

    8 Maç : Yılmaz Şen

    7 Maç : Fuat Saner

    5 Maç : Serkan Acar

    3 Maç : Yavuz Şimşek

    2 Maç : Selim Soydan

    1 Maç : Çetin Aktulgalı, Tacettin Ergürsel


    En Çok Gol Atanlar :

    7 Gol : Ogün Altıparmak

    5 Gol : Zeki Temizer

    4 Gol : Can Bartu

    2 Gol : Abdullah Çevrim, Ercan Aktuna, Nedim Doğan, Yaşar Mumcuoğlu

    1 Gol : Ion Nunweiller, Selim Soydan, Serkan Acar, Ziya Şengül

    Fenerbahçe'nin On Beşinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin On Beşinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1961)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 14. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

  • Fenerbahçe’nin On Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin On Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 10 Eylül 1967 tarihinde başlayıp 25 Mayıs 1968’de biten Türkiye Ligi’nde, 32 maçta 19 galibiyet, 11 beraberlik ve 2 yenilgi alarak on dördüncü Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, 26 maçta attığı 8 golle Ogün Altıparmak oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin on dördüncü Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye Ligi Maçları

    10.09.1967 / Fenerbahçe 3 – 0 Feriköy

    16.09.1967 / Fenerbahçe 1 – 1 Vefa

    24.09.1967 / Eskişehir 3 – 0 Fenerbahçe

    30.09.1967 / Fenerbahçe 1 – 0 Ankaragücü

    08.10.1967 / Fenerbahçe 2 – 0 Galatasaray

    15.10.1967 / Altay 0 – 0 Fenerbahçe

    21.10.1967 / Fenerbahçe 2 – 1 Ankara Demirspor

    29.10.1967 / Gençlerbirliği 0 – 0 Fenerbahçe

    05.11.1967 / Fenerbahçe 1 – 0 Bursaspor

    19.11.1967 / P.T.T. 0 – 1 Fenerbahçe

    03.12.1967 / Fenerbahçe 1 – 0 Göztepe

    10.12.1967 / Fenerbahçe 3 – 2 Beşiktaş

    17.12.1967 / Fenerbahçe 1 – 1 Hacettepe

    24.12.1967 / Altınordu 1 – 1 Fenerbahçe

    31.12.1967 / Fenerbahçe 1 – 0 Mersin İdman Yurdu

    07.01.1968 / Şekerspor 0 – 0 Fenerbahçe

    03.02.1968 / Fenerbahçe 1 – 0 Feriköy

    11.02.1968 / Fenerbahçe 0 – 0 Vefa

    18.02.1968 / Fenerbahçe 3 – 0 Eskişehirspor

    25.02.1968 / Ankaragücü 0 – 2 Fenerbahçe

    03.03.1968 / Fenerbahçe 3 – 0 Galatasaray

    09.03.1968 / Fenerbahçe 1 – 0 Altay

    17.03.1968 / Ankara Demirspor 0 – 0 Fenerbahçe

    24.03.1968 / Fenerbahçe 0 – 0 Gençlerbirliği

    31.03.1968 / Bursaspor 0 – 2 Fenerbahçe

    14.04.1968 / Fenerbahçe 1 – 0 P.T.T.

    21.04.1968 / Göztepe 1 – 0 Fenerbahçe

    28.04.1968 / Fenerbahçe 0 – 0 Beşiktaş

    05.05.1968 / Hacettepe 0 – 3 Fenerbahçe

    12.05.1968 / Fenerbahçe 1 – 0 Altınordu

    19.05.1968 / Mersin İdman Yurdu 1 – 2 Fenerbahçe

    25.05.1968 / Fenerbahçe 1 – 1 Şekerspor


    En Çok Forma Giyenler

    31 Maç : Ercan Aktuna

    30 Maç : Abdullah Çevrim

    29 Maç : Yaşar Mumcuoğlu, Yılmaz Şen

    27 Maç : Fuat Saner, Levent Engineri, Yavuz Şimşek

    26 Maç : Nedim Doğan, Ogün Altıparmak, Selim Soydan

    23 Maç : Şükrü Birand, Ziya Şengül

    17 Maç : Numan Okumuş

    10 Maç : Özcan Köksoy

    9 Maç : Can Bartu

    6 Maç : Erdinç Sandalcı, Hazım Canıtez

    5 Maç : Birol Pekel, Özer Kanra, Raşit Karasu

    2 Maç : Şeref Has

    1 Maç : Ali Filibeli, Yakup Kordal


    En Çok Gol Atanlar

    8 Gol : Ogün Altıparmak

    7 Gol : Abdullah Çevrim

    6 Gol : Yaşar Mumcuoğlu

    4 Gol : Ercan Aktuna, Nedim Doğan

    3 Gol : Can Bartu

    2 Gol : Selim Soydan

    1 Gol : Erdinç Sandalcı, Fuat Saner, Ziya Şengül

    Fenerbahçe'nin On Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin On Dördüncü Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

    Fenerbahçe’nin 12. Türkiye Şampiyonluğu (1965)

    Fenerbahçe’nin 13. Türkiye Şampiyonluğu (1968)

  • Fenerbahçe’nin On İkinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin On İkinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe, 24 Ağustos 1963 tarihinde başlayıp 31 Mayıs 1964’de biten Türkiye Ligi’nde, 34 maçta 21 galibiyet, 11 beraberlik ve 2 yenilgi alarak on ikinci Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu… Sezonun gol kralı, 33 maçta attığı 17 golle Aydın Yelken oldu. Huzurlarınızda Fenerbahçe’nin on ikinci Türkiye Şampiyonluğu ve emeği geçenler…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Milli Lig Maçları

    24.08.1963 / Fenerbahçe 2 – 0 Beyoğluspor

    28.08.1963 / Fenerbahçe 4 – 1 Beykoz

    01.09.1963 / Fenerbahçe 1 – 1 Feriköy

    14.09.1963 / P.T.T. 2 – 0 Fenerbahçe

    15.09.1963 / Hacettepe 1 – 4 Fenerbahçe

    19.10.1963 / Fenerbahçe 2 – 0 Ankaragücü

    20.10.1963 / Fenerbahçe 5 – 2 Ankara Demirspor

    26.10.1963 / Fenerbahçe 0 – 0 Altay

    27.10.1963 / Fenerbahçe 4 – 0 Altınordu

    16.11.1963 / Fenerbahçe 1 – 0 İstanbulspor

    17.11.1963 / Fenerbahçe 3 – 0 Kasımpaşa

    23.11.1963 / Göztepe 1 – 1 Fenerbahçe

    24.11.1963 / Karşıyaka 0 – 0 Fenerbahçe

    01.12.1963 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    21.12.1963 / Fenerbahçe 0 – 0 İzmirspor

    22.12.1963 / Fenerbahçe 1 – 1 Gençlerbirliği

    12.01.1964 / Fenerbahçe 0 – 0 Beşiktaş

    19.01.1964 / Fenerbahçe 2 – 0 Beyoğluspor

    26.01.1964 / Fenerbahçe 1 – 0 Feriköy

    09.02.1964 / Fenerbahçe 2 – 0 Kasımpaşa

    17.02.1964 / Fenerbahçe 1 – 0 Beşiktaş

    14.03.1964 / Altınordu 2 – 1 Fenerbahçe

    21.03.1964 / Fenerbahçe 2 – 0 Karşıyaka

    04.04.1964 / Fenerbahçe 4 – 0 Hacettepe

    05.04.1964 / Fenerbahçe 3 – 2 Göztepe

    12.04.1964 / İzmirspor 1 – 2 Fenerbahçe

    18.04.1964 / Gençlerbirliği 0 – 0 Fenerbahçe

    19.04.1964 / Ankaragücü 0 – 0 Fenerbahçe

    26.04.1964 / Ankara Demirspor 0 – 1 Fenerbahçe

    03.05.1964 / Fenerbahçe 1 – 0 İstanbulspor

    09.05.1964 / Fenerbahçe 2 – 0 Beykoz

    16.05.1964 / Fenerbahçe 2 – 0 P.T.T.

    24.05.1964 / Fenerbahçe 0 – 0 Galatasaray

    31.05.1964 / Altay 0 – 3 Fenerbahçe


    En Çok Forma Giyenler

    33 Maç : Aydın Yelken

    30 Maç : Şeref Has

    28 Maç : Ali İhsan Okçuoğlu

    25 Maç : Hazım Canıtez

    24 Maç : Birol Pekel

    23 Maç : İsmail Kurt

    21 Maç : Özer Kanra, Selim Soydan

    19 Maç : Osman Göktan

    18 Maç : Ogün Altıparmak

    15 Maç : Hüseyin Yazıcı

    14 Maç : Atilla Altaş

    13 Maç : Tuncay Becedek, Yüksel Gündüz

    12 Maç : Özcan Köksoy

    11 Maç : Nedim Doğan

    9 Maç : Ali Filibeli, Mustafa Güven

    8 Maç : İsmail Alemdaroğlu, Lefter Küçükandonyadis

    1 Maç : Güray Erdener


    En Çok Gol Atanlar

    17 Gol : Aydın Yelken

    9 Gol : Ogün Altıparmak, Şenol Birol

    4 Gol : Birol Pekel

    3 Gol : Hüseyin Yazıcı, Nedim Doğan

    2 Gol : Lefter Küçükandonyadis, Selim Soydan, Şeref Has

    1 Gol : Mustafa Güven, Yüksel Gündüz

    Fenerbahçe'nin On İkinci Türkiye Şampiyonluğu
    Fenerbahçe’nin On İkinci Türkiye Şampiyonluğu

    Fenerbahçe’nin 1. Türkiye Şampiyonluğu (1933)

    Fenerbahçe’nin 2. Türkiye Şampiyonluğu (1935)

    Fenerbahçe’nin 3. Türkiye Şampiyonluğu (1937)

    Fenerbahçe’nin 4. Türkiye Şampiyonluğu (1940)

    Fenerbahçe’nin 5. Türkiye Şampiyonluğu (1943)

    Fenerbahçe’nin 6. Türkiye Şampiyonluğu (1944)

    Fenerbahçe’nin 7. Türkiye Şampiyonluğu (1945)

    Fenerbahçe’nin 8. Türkiye Şampiyonluğu (1946)

    Fenerbahçe’nin 9. Türkiye Şampiyonluğu (1950)

    Fenerbahçe’nin 10. Türkiye Şampiyonluğu (1959)

    Fenerbahçe’nin 11. Türkiye Şampiyonluğu (1964)

  • Fenerbahçe’nin İlk Atatürk Kupası

    Fenerbahçe’nin İlk Atatürk Kupası

    2 Temmuz 1964, Fenerbahçe’nin ilk Atatürk Kupası ile müzesini şereflendirdiği gündü. Bu mutlu günü ve müthiş maçı Tapfereritter’in kaleminden okuyalım…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fenerbahçe’nin İlk Atatürk Kupası

    Maç öncesi iki takımın, maç sonrasında bir takımın şeref turu attığı kaç maç vardır acaba Türk spor tarihinde?

    2 Temmuz 1964’te İnönü Stadı’nda oynanan Atatürk Kupası maçı böyle bir ilginçliğe sahne oldu. Sezonu 12. kez Türkiye şampiyonu olarak tamamlayan Fenerbahçe ile 2. kez Türkiye Kupası şampiyonu olan Galatasaray karşılaşma öncesinde seyircilerin huzurunda kupalarıyla tur attılar.

    Oysaki Fenerbahçe aslında sezonu çoktan kapamıştı. 31 Mayıs’ta İzmir’de (1950 şampiyonluğuna benzer şekilde) tarihî bir maçta Altay’ı 3-0 yenerek şampiyon olmuş, sonrasında ise Lefter Küçükandoniadis’in jübilesinin ardından, yedek ağırlıklı bir kadroyla dört maçlık bir Karadeniz turnesi (Amasya, Samsun ve Adapazarı’nı kapsıyordu) yapmış, 22 Haziran’da tatile ayrılmıştı.

    Galatasaray Nasıl Türkiye Kupası şampiyonu oldu?

    Galatasaray futbol takımının ise sezonu devam ediyordu. Ligi (2 puanlı sistemde) Fenerbahçe’nin 11 puan gerisinde üçüncü olarak tamamlayan sarı-kırmızılılar Türkiye Kupası’nda finaldeydi. İzmir’deki ilk maç 0-0 bitmiş, Kupa şampiyonunun belirlenmesi İstanbul’daki rövanşa kalmıştı. Ancak, sonrasında birbirinden ilginç gelişmeler oldu: İstanbul Bölge Müdürlüğü 28 Haziran’daki rövanş için Futbol Federasyonu’na İnönü Stadı’nı vermedi ve 29 Haziran Pazartesi’yi önerdi. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı da Dünya Ordulararası Futbol Şampiyonası nedeniyle maçın o tarihte oynanmasını istemiyordu (Fenerbahçe ve Ali Sami Yen statları inşaat halindeydi ve koca İstanbul’da final maçı oynatacak başka stadyum yoktu).

    Altay Kulübü karara direndi. Altay Başkanı Rıdvan Burteçin; önceden kararlaştırıldığı şekliyle, maçı 28 Haziran Pazar günü gerekirse Alibeyköy Stadı’nda bile oynamaya hazır olduklarını açıkladı. Zira Galatasaray’ın Ordu Milli Takımındaki oyuncularını da (Ayhan Elmastaşoğlu, Talat Özkarslı ve Uğur Köken) oynatabilmek için maçın Pazartesi oynanması hususunda Futbol Federasyonu’na baskıda bulunduğunu iddia ediyordu. 25 Haziran’da Futbol Federasyonu gerçekten de maçın Pazartesi oynanmasına karar verdi. Aynı gün Galatasaray’a bir müjdeli haber de Genelkurmay Başkanlığı’ndan geldi: Üç asker futbolcusunu Pazartesi için izin çıkmıştı.

    Aynı gün Altay Yönetim Kurulu toplandı ve protesto amacıyla maça çıkmama kararı aldı. 29 Haziran’da Galatasaray seremoniye çıktı ve “hükmen galip” ve “şampiyon” ilan edildi. Bunun ardından sahaya hücum eden Galatasaraylı taraftarlar da büyük bir coşkuyla sarı-kırmızılı futbolcuları sırtında taşıdı..

    Atatürk Kupası ve Galatasaray’ın Teklifinin Zamanlaması

    Atatürk Kupası ise bu dönemde gündeme gelmişti. (1961-1965 arasında iktidarda olan) Cumhuriyet Halk Partisi’nin 40. kuruluş yıldönümünü teşkil eden 9 Eylül 1963’te bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı yapılması isteği, Beden Terbiyesi Genel Müdürü Fikret Altınel’in “Bu yıl temel atılması imkânsızdır” sözüyle, başlatılamayacağı anlaşılan Fenerbahçe Stadı’nın inşaatına yardımcı olunması koşuluyla kabul edilmişti (stadın açılışı ise 1982’yi bulacak, Fenerbahçe ne yazık ki yıllarca stadından mahrum kalacaktı).

    Beşiktaş da organizasyona dahil edilince Atatürk Kupası üçlü bir turnuvaya dönüştü. Şampiyona Atatürk’ün 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz’un başlangıcında Kocatepe’deki duruşunu canlandıran bir heykel de bulunan 70 santim boyunda çok görkemli bir gümüş kupa sunulacaktı. Kura gereği 9 Eylül’de 38.000’i aşkın (biletli) seyircinin önünde hasılat rekoru kırılan ilk maçı oynayan Fenerbahçe ile Beşiktaş’tan gülen taraf 3-1’lik sonuçla Sarı-Kanaryalar oldu.  Bu maçta Beşiktaş’tan transfer edilen Şenol Birol ve Birol Pekel de eski takımlarına karşı forma giydiği gibi, birer kez Beşiktaş filelerini sarsmışlardı. Diğer golün sahibi de yine bir dönem siyah-beyazlı formayı giymiş Selim Soydan’dı.

    2 Ekim’de ise Galatasaray Beşiktaş’ı 3-0 yenince şampiyonluk Fenerbahçe-Galatasaray maçına kaldı. +1 averaj üstünlüğü bulunan Galatasaray’a şampiyonluk için beraberlik bile yetecekti. Ancak, maç Galatasaraylı yöneticilerin türlü mazeretleri nedeniyle bir türlü oynanmadı. Kupa adeta ortada kalmıştı. Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye maç teklifi ise, Fenerbahçe’nin sezonu kapatıp plaja dağıldığı, Galatasaray’ın ise Türkiye Kupası final maçı için kampta olduğu 26 Haziran’da geldi.

    Plaj Takımı Kamp Takımını Yeniyor

    Fenerbahçe Kulübü’nün dürüst ve sportmen Başkanı “Yavuz” İsmet Uluğ’un aklından teklifi reddetmek geçmedi. Ancak ortada bir gerçek vardı: 22 Haziran’dan beri tatildeki Sarı-lacivertli futbolcuları denizden toplayıp maça çıkarmak gerekecekti. Galatasaray ise Türkiye Kupası maçı finali için her gün antrenman yaptığı bir dönemdeydi. Fenerbahçe Yönetim Kurulu, Başkanına serzenişte bulununca “Yavuz” İsmet, “Size sormadan kabul etmekle demek hata ettim. O halde, ben istifa edeyim, siz de kararı tanımayın” dedi. Ama Yönetim Kurulu da Fenerbahçe Yönetim Kurulu’ydu. En zayıf anında bile mazeretlerin arkasına sığınmazdı. Başkanının teklifini kabul etmedi.

    2 Temmuz’daki maçın sonrasında İsmet Uluğ, Galatasaray’ın teklifini kabul edişini şu şekilde açıklayacaktı:

    Birincisi, Büyük Atatürk’ün adına oynanan bu kupanın finalini oynamamız lazımdı. İkincisi,  ligde sekiz eksiği olan Galatasaray’ı yenemediğimiz için gururumuzla oynamaya kalkışmışlardı. Şartların tamamen aleyhimizde olduğu bir zamanda [bu] maça çıktık

    29 Haziran’da plajlardan toplanabilen Fenerbahçeli futbolcular 1 Temmuz’da bir antrenman yapıp, 2 Temmuz 1964 Pazar gecesi tıklım tıklım dolu İnönü stadına çıktılar. Maç adeta Lig ve Kupa şampiyonlarını karşı karşıya getiren bir Süper Kupa havasına bürünmüştü. Zaten iki yıl sonra da bu amaçla oynanacak Cumhurbaşkanlığı Kupası ihdas edilecekti.

    Kupayı Kim Verecek? Maç Günü Türkiye’nin Gündemi..

    2 Temmuz’daki final maçının galibine Atatürk Kupası’nı Başbakan Yardımcısı Kemal Satır’ın vereceği açıklandı. CHP’nin düzenlenmesini istediği kupayı CHP’nin Genel Başkanı İsmet İnönü veremeyecekti zira. Türkiye dış politikada önemli dönemeçlerinden birindeydi çünkü.

    1963-1964 döneminde Kıbrıs’ta anayasal düzenin Rumlar yüzünden bozulması ve Ada’daki Türklere yönelik saldırıların artması üzerine, Türkiye de 16 Ağustos 1960 tarihli Garanti Antlaşması uyarınca Ada’da anayasal düzenin yeniden kurulması amacıyla askeri müdahale seçeneğini tezekkür etmeye başlamıştı. TBMM 16 Mart 1964’te Hükümet’e tam yetki vermişti. İnönü 16 Nisan’da ise ünlü Time dergisine verdiği demeçte “Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur” açıklamasını yapmıştı.

    Bu dönemde, 5 Haziran 1964 tarihinde Türk siyasi tarihine “Johnson Mektubu” olarak geçmiş olan, ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’un Başbakan İsmet İnönü’ye gönderdiği mektup Ankara’ya ulaştı. 9 Haziran’da ise Yunan donanması Ege’ye açıldı. 10 Haziran’da ise ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Türkiye’ye geldi. Arabuluculuk girişimleri başlamıştı. Başbakan İnönü de ABD’ye gitmeden önce TBMM’den istediği güvenoyunu 19 Haziran’da ucu ucuna aldı ve 21 Haziran’da bu ülkeye gitti. 27 Haziran’da diğer garantör ülke Birleşik Krallık’a, 30 Haziran’da ise Fransa’ya geçti.

    Atatürk Kupası maçının oynanacağı 2 Temmuz günü Başbakan İnönü 12 günde 19.000 kilometre yol katettiği dış gezisinden dönüyordu.

    İlk Yarı ve Devre Arasındaki Ümitsizlik

    Büyük maç, 1947’de İnönü Stadı olarak açılmış, 1950’de ise Mithat Paşa’nın adı verilmiş stadyumdaydı. Yaklaşık 30.000 biletli seyircinin karşısına Fenerbahçe; Ali Filibeli – İsmail Alemdaroğlu, Özcan Köksoy, – Şeref Has (kaptan), Osman Göktan, Ali İhsan Okçuoğlu – Yüksel Gündüz, Hüseyin Yazıcı, Ogün Altıparmak, Birol Pekel, Aydın Yelken’den oluşan bir onbirle çıktı.

    Galatasaray’ın ilk onbiri ise şu şekildeydi: Turgay Şeren (kaptan) – Candemir Berkman, Ahmet Berman – Mustafa Yürür, Ergun Ercins, Doğan Sel – Yılmaz Gökdel, Ayhan Elmastaşoğlu, Talat Özkarslı, Metin Oktay, Uğur Köken.

    Maçın başında, yazımızın başlangıcında bahsettiğimiz üzere, iki takım şampiyonluk kupalarıyla birlikte, beraberce tur attılar.

    Ardından Fenerbahçeliler için eziyet dolu olan ilk yarı başladı. Sarı Kanaryaların kasları maçı kabul etmiyor, Sarı-kırmızılılar ise baskıyı kurmuş, yükleniyordu. Nihayet Metin Oktay 38. dakikada Fenerbahçe filelerini havalandırınca, Galatasaray tribünleri Fenerbahçe’nin “atom forveti”ni kuran işadamı yöneticisi Müslim Bağcılar’a hitaben “Sen oyna Müslim, sen oyna” tezahüratına başlamışlardı.

    Suskun Fenerbahçe taraftarı, devre arasında daha büyük bir eziyetle ikinci yarıyı beklemeye başlamışlardı.

    Devre arası Fenerbahçe tarihçisi ve o dönem Kulüp’te yönetici olan Rüştü Dağlaroğlu’ndan:

    “İki devre arasında Fenerbahçe soyunma odasını tam bir perişanlık havası kaplamıştı. Futbolcular fena halde sızlanıyor; ”Sezon kapandıktan sonra bu maç alınır mıydı!.. 3-4 atacaklar, rezil olacağız!” diye dövünüyorlardı.

    Odaya tribünden tek bir idareci gelmişti. Yakınmalar ona idi. Bu yıkık morali düzeltme çabasına girişildi. Birkaç kamçılayıcı cümleden sonra, biraz gayret ve akıllıca oyunla maçı kazanacakları, hem de 3-1 kazanacakları söylendi. Sayılar tekrarlanarak ve “Üç.. bir” diye bağrılarak futbolcular 2. devreye çıkmışlar, ama yönetici odadan çıkamamıştı.”

    İkinci Yarıda Şahlanan Fenerbahçe

    Kupa Atatürk Kupası’ydı. Ulu Önder’in ebediyete uğurlandığı “O gün” (10 Kasım 1938)  doğan bir çocuk da 2 Temmuz 1964’te Fenerbahçe formasıyla sahadaydı. Fenerbahçe’yi coşturan beraberlik golü 55. dakikada Ogün Altıparmak adlı Türk futbolunun bu yeni yıldızına nasip oldu.

    Fenerbahçe tribünleri canlanırken, sahadaki Sarı-Kanaryalar şahlanmıştı bir kere.. Ve gün “Ogün”ündü.. İlk golün 10 dakika sonrasında Ogün Altıparmak bu defa geriden gelen pası Galatasaraylı Ergun Ercins’ten önce kaptı ve yıldırım gibi cezaalanına aktı. Turgay Şeren’i üzerine doğru çektikten sonra sola doğru kaydı ve plase bir vuruşla galibiyet golünü attı: 2-1.

    Tribünlerde bir gök gürültüsü koptu. Bu sonuçla bile şampiyonluk Fenerbahçe’nindi. Ancak bir de “perçin” lazımdı.

    O “perçin”i de Kaptan Şeref Has çaktı. 83. dakikada Yüksel Gündüz’le paslaşan Birol Pekel topu Şeref Has’ın önüne açtı. Açtı ama kaleye mesafe 35 metreydi. Kaptan mermi gibi vurdu. Önce direğe çarpan top Galatasaray fileleriyle kucaklaştı.

    Maçı Milliyet’e yorumlayan Namık Sevik golü ve Fenerbahçe’nin muhteşem zaferini şu şekilde takdim ediyordu okuyucularına:

    Stat yerinden oynuyor, Turgay ise, çaresizlik içinde, düştüğü yerden ağır ağır kalkıyordu… Üzülmemeliydi Turgay.. Bu golü Avrupa’da da kurtaracak kaleci yoktu. Fenerbahçe 3-1 galip ve Atatürk Kupası’nı kazanmıştı. Evet, beklenmeyen şey olmuş, “Plaj takımı”, “Kamp takımı”nı 2. devredeki ağır darbeleriyle yenmişti

    Galatasaray’ın ilk golünden sonra dalgaya alınan Müslim Bağcılar ise, “son gülen iyi güler” misali, maç sonunda keyifliydi:

    Beşiktaşlılar da Galatasaraylılar da bağırdılar. Ama sonunda yine ben oynadım. Şampiyonluğa göbek atmayacak kaç kişi var Türkiye’de?

    Fenalık Geçiren Rüştü Dağlaroğlu’na Ne Oldu?

    Demiştik ya.. Takım sahaya çıkmış ama Yönetici soyunma odasından çıkamamıştı. Neler olduğunu Dağlaroğlu’ndan okuyalım:

    “[Yönetici] Bir süre sonra, “Goooool” feryatlarıyla kendine gelip, pencere başındaki sıradan ayağa kalkınca, kendini masaj masasına zor atabildi. Malzemeci başına buzlar koyarken, sahaya da; “Doktor… Doktor…” diye haykırıyordu. Maç sonrası, revirde tedavi görmekte olan yöneticinin başına koşanlardan, kaptan Şeref [Has], kulağına eğilip:

    – İkinci devreye çıkarken sen fenalık geçiriyordun. Az sonra, ”Doktor… Doktor…” bağrışmalarını duyunca, seni kaybettik sandık. Ben, bu stadın eşini görmediği o 3. golü 30 metreden, “seni kaybettik” diye attım!” diyor, yöneticinin boynuna sarılıyordu.

    Günün kahramanı Ogün Altıparmak da Dağlaroğlu’na sarılanlar arasındaydı:

    Bize moral verirken, ‘Kupa’yı kazanın, Atatürk’ün de ruhu şad olacak’ diyordun. Bir bu sözün, bir de beni Karşıyaka’dan, kırık ayağımla, ne mücadelelerle Fenerbahçe’ye aldığını hatırlayışım, sonra da kriz geçirişin bana çok dokundu. Yoksa o golleri atamazdım!”

    “Şampiyon” sözcüğü bir başka yaraşır Fenerbahçe’ye.. Sebepsiz değildir. Çünkü birbirinden “heybetli”dir Fenerbahçe’nin şampiyonlukları.. 1964 yılındaki Atatürk Kupası gibi..

    Tapfereritter / Fenerbahçe’nin İlk Atatürk Kupası

  • Balkan Şampiyonu Fenerbahçe

    Balkan Şampiyonu Fenerbahçe

    30 Mayıs 1968’de büyük bir zafere imza attık… Balkan Şampiyonu Fenerbahçe, futbolda Türkiye’ye uluslararası bir şampiyonluk getiren ilk kulüp oldu. Tapfereritter yazıyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Balkan Kupası Geliyor

    1955-56 sezonunda start almıştı Avrupa Kupaları. O sezon ilk kez düzenlenen Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ve Fuar Şehirleri Kupası’nı (1971’de UEFA Kupası’na evrilecekti) 1960-61 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası izlemiş; Avrupa kıtasının “duvar”lar ve “demir perde”lerle bölündüğü 1945 sonrası “Soğuk Savaş” yıllarında toplumlararası ilişkilere kısmen nefes aldıran bir heyecan başlamıştı. 

    Sonraları çok uzun yıllar Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı yapacak olan sarı-lacivertli yönetici Faruk Ilgaz’ın öncülüğünü yaptığı Balkan Kupası; bloklara ayrılmış Balkan coğrafyasına yeni bir kültürel etkileşim alanı açacaktı. 1960’lara girildiğinde üç parçaydı Balkanlar: 1952 yılında elele NATO’ya giren Türkiye ve Yunanistan, 1955’te kurulan Varşova Paktı’nın kurucu üyeleri Bulgaristan ve Romanya, sosyalist yönetimlere sahip olmalarına rağmen Varşova Paktı dışında konumlanan Yugoslavya ve (kurucu üyelerden olmasına rağmen 1960’a doğru Pakt’tan hızla uzaklaşan) Arnavutluk. 

    Avrupa, bu tür bölgesel şampiyonaların yabancısı değildi. Nitekim, Orta Avrupa kulüpleri de iki Dünya Savaşı arasındaki dönemde (1919-1939) Mitropa Kupası adı altında kozlarını paylaşmışlardı (1927-1939). Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nın doğduğu 1955 yılında Mitropa Kupası da lig ikincilerini kapsayacak şekilde canlandırıldı. Kıtanın diğer ucunda ise Fransız, İspanyol, İtalyan ve Portekiz kulüpleri arasında 1949’dan beri Latin Kupası oynanıyordu bile.

    Sadece Fenerbahçe

    1960-61 sezonunda ilk kez oynanan Balkan Kupası’na basında sıklıkla “Balkan İkincileri Kupası” şeklinde atıfta bulunulmasının da 1955 sonrasındaki Mitropa Kupası gibi bir mantığı vardı. Lig ve Kupa şampiyonları Avrupa Kupalarına gidiyor, Lig ikincisi onca emeğe rağmen resmî dış temastan mahrum kalıyordu. Bu nedenle Balkan Kupası’nın statüsü de “Avrupa Kupalarına katılamayan en başarılı takım”ı gözetecek şekilde hazırlandı. 1960-61’de Fenerbahçe, 1961-63’te Fenerbahçe ve Galatasaray, 1963-64 ve 1964-66’da Beşiktaş ve 1966-67’de Fenerbahçe katılmıştı Balkan Kupası’na. 

    Katılımcılardan Beşiktaş ve Galatasaray pek bir varlık gösterememiş, buna karşılık Fenerbahçe 1960-61’de şampiyonluğun eşiğinden dönmüştü. Önce AEK deplasmanında, ardından İstanbul’daki maçta Steagul Roşu (Kızılbayrak) Braşov’a karşı öne geçmesine rağmen birer puana razı olan Fenerbahçe (maç fazlasıyla) lider gittiği Braşov deplasmanından puan çıkaramayınca ümidini yitirmişti. 

    Ancak 1966-67 sezonunda (daha sonradan Eskişehirspor’e altın dönemini yaşatacak olan) Teknik Direktör Abdullah Gegiç’in çalıştırdığı Sarı Kanaryalar grubunda Arnavut Partizani Tirana, Bulgar Çernomore Varna ve Romen UTA Arad’ı geride bırakarak final oynamaya hak kazandı. Diğer finalist ise grubunda Bulgar Lokomotif Sofya, Romen Farul Köstence ve Yugoslav Vardar’ı geride bırakan Yunan AEK Atina idi (o sezon Balkan Kupası şimdiki Şampiyonlar Ligi’nin ilk formatı gibi oynanmıştı). 

    AEK, Türk futboluna uzak bir kulüp değildi; zira 1924 yılında İstanbul’dan göçen Rumlar tarafından kurulmuş ve Türkiye’den gelen futbolcular da formasını giymişti. Örneğin efsanemiz Lefter Küçükandoniadis de 1964-65’te sakatlanana kadar beş maç sarı-siyahlı formayı sırtına geçirmişti.

    Kupadan Önce Kura

    Fikstür sıkışıklığı nedeniyle 1967-68 sezonunda sarkan Kupa’da Fenerbahçe 11 Ekim 1967’de Atina’da finalin ilk ayağında AEK karşısına çıkarken başında artık ünlü Macar antrenör Ignac Molnar vardı (AEK’da da bir başka Macar antrenör Gene Çaknadi). 3 gün önce Türkiye Ligi’nde Galatasaray karşısında aldığı 2-0’lık galibiyetin moraliyle sahaya çıkan Fenerbahçe, 11 Ekim 1967’deki bu ilk maçı 2-1 kaybetmişti. 61 kez Yunan milli ve iki kez gol kralı Dimitrios “Mimis”  Papayannu’nun frikik golüne Ercan Aktuna karşılık vermiş, ancak ilk yarının bitimine üç dakika kala (1955-58 arasında Beyoğluspor ve Beşiktaş’ta da forma giymiş) Alekos Sofyanidis’in penaltısı skoru tayin etmişti.

    26 Ekim’de İstanbul’da oynanan rövanşta şampiyon olacak takıma kupasını vermek üzere FİFA Başkanı İngiliz Stanley Rous da şeref tribününde yerini almıştı. Fenerbahçe maçı Ercan Aktuna’nın 45. dakikadaki penaltı golüyle 1-0 kazanmıştı. Ancak bu skor (deplasmanda atılan gol avantajı uygulanmadığından) kupayı kazanmasına yetmemiş, şampiyonluk üçüncü maça kalmıştı (Fenerbahçe 16, AEK 1 korner kullanmıştı). 

    “Kupayı” bu maçta kazanamayan Fenerbahçe “kurayı” kazanmıştı. FİFA Başkanı Rous’un uğurlu eli üçüncü maça evsahipliği yapacak takım olarak Fenerbahçe’yi seçmişti. Maçın tarihi 9 Kasım 1967 olarak belirlendi. Maç berabere biterse uzatılacak, eşitlik yine bozulmazsa kupa iki takım arasında paylaşılacaktı. 

    Ancak kader ağlarını örüyordu. Önce AEK kulübü 9 Kasım’a iki gün kala mazeret öne sürdü: Yunanistan’ın önceki günkü milli maçında oyuncuları sakatlandığından gelmek istemiyorlardı. 

    Gergin Siyasi İlişkiler

    17 Ocak 1968’e ertelenen maç da oynanamadı. Zira Türk-Yunan siyasi ilişkileri bir kez daha geriliyordu. 21 Nisan 1967’de Yunan ordusu içindeki bir cunta, bir askeri darbeyle yönetime el koyarak (1974’ta Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda devrilecek) bir diktatörlük rejimi kurmuştu. Kıbrıs Barış Harekatından bir hafta sonra Türk futbolunun üç büyükleri arasında oynanan ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğuyla biten Türk Silahlı Kuvvetlerine yardım amaçlı turnuva ise ayrı bir yazının konusudur.

    1967’de Yunanistan’daki Askerî Cunta, Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirme (Enosis) hedefine ulaşmak için Keşan ve Dedeağaç görüşmelerinde Türkiye’yle pazarlığa kalkışmış, bundan sonuç alamayınca 15 Kasım’da Kıbrıs’ta Boğaziçi ve Geçitkale köylerine karşı saldırılar düzenlenmiş, bu saldırılara Yunan birlikleri de katılmıştı. Türkiye’nin Antlaşmalardan doğan müdahale hakkını kullanacağı yönündeki ihtarı üzerine bu buhran son bulmuş ve Yunanistan, BM gözetimi altında Ada’dan kuvvetlerini çekmek zorunda kalmıştı. 

    1968 yılında diplomasiye yeniden şans verilirken, futbolda da ortam yumuşamaya başladı. Hatta Balkan Kupası’nda yine Fenerbahçe ile Gençlerbirliği’nin ülkemizi temsil ettikleri 1967-68 sezonu maçları da 1968 Şubat’ında (daha bir önceki sezonun şampiyonu belli olmadan) oynanmaya başlamıştı. Ve hatta, Fenerbahçe ile AEK bu defa aynı gruba düşmüş ve 3 Nisan’da Atina’da oynanan maçı 3-1 AEK kazanmıştı. İstanbul’daki rövanşı ise Fenerbahçe 3-0’la kazanacaktı. 1966-67 sezonunun finalinin ise nihayet 30 Mayıs 1968’de oynanması kararlaştırıldı. 

    Maçın oynandığı tarih itibarıyla Fenerbahçe Ligi şampiyon kapatmış ve 14. Türkiye şampiyonluğuna ulaşmıştı. Bu sonuçla üçüncü kez düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda ilk kez oynamaya da hak kazanmıştı. Türkiye Kupası’nda ise yarı finale yükselmişti sarı-lacivertliler. Yunan Ligi’nde lider AEK ise 10 Haziran’da resmen şampiyonluğunu ilan edecekti.

    Kampa Giriyoruz

    Fenerbahçe maç için Moda’da kampa girerken, Yunan futbolcular da Topkapı Sarayı’nı gezmişlerdi. Bulgar Todor Bekirov’un yönettiği İnönü Stadı’ndaki gece maçına Fenerbahçe Yavuz Şimşek, Şükrü Birand, Levent Engineri, Selim Soydan, Ercan Aktuna,  Yılmaz Şen, Ogün Altıparmak, Nedim Doğan, Abdullah Çevrim, Ziya Şengül, Yaşar Yiğit onbiriyle çıktı. İki yıldız Can Bartu ve Şeref Has sakatlıkları nedeniyle kadroda değillerdi.

    5 gün önce Ligde şampiyonluk turunu atan Fenerbahçe’nin hızına Yunanistan şampiyonu maç boyunca yetişemedi. Daha 2. dakikada Selim Soydan’ın serbest vuruşunu kafayla Manyateas’ın koruduğu kaleye gönderen Ogün Altıparmak gol perdesini açan isimdi. 31. dakikada ise kendine yapılan faulün atışını kullanan yine Selim Soydan’dı. Adeta uçarak topu kafayla filelere “gömen” ise Yılmaz Şen. İlk yarı 2-0 Fenerbahçe’nin üstünlüğüyle biterken AEK 45 dakika boyunca Fenerbahçe kalecisi Yavuz Şimşek’e ulaşan bir akın yapamamıştı. 

    İkinci yarı AEK kalesine geçen Serafidis ise 69. dakikada Fenerbahçe’nin o sezonki en güzel golünü yedi. Selim Soydan’ın pasını, durduğu yerde sağ ayağıyla havalandıran Ogün Altıparmak sol ayağıyla patlattığı şutla Yunan kalesini bir kez daha düşürmüştü: 3-0. Maçın gerisinde ise oyunu rölantiye alan Fenerbahçe ve bu durumdan istifade ederek tek golünü atan AEK’i izledi İstanbul seyircisi. 

    Efsanevi Sezon

    Bu sadece o sezonun ikinci kupasıydı. 23 Haziran’da Türkiye Kupası’nı, 28 Haziran’da da Cevdet Sunay’ın elinden Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanan Fenerbahçe bir sezonda dört kupa kazanarak benzersiz bir başarı yakalamıştı. Müteakip sezonda da Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda “Dünya şampiyonlarının şampiyonu” Manchester City’yi eleyerek zaferlerle dolu yürüyüşünü sürdürecekti. 

    Balkan Kupası ise, 1971’de UEFA Kupası’nın ihdas edilmesiyle önemini yitirmeye başladı. 1981’e kadar Avrupa Kupalarına kesintisiz katılan Fenerbahçe, 1968’den sonra bu kupaya iştirak etmedi (Beşiktaş 1972-73, Galatasaray ise 1990-91 sezonuna kadar katılmaya devam etti). Bu dönemde Balkan “ikincileri” yerine daha alt sıralardaki takımların, bir süre sonra ise İkinci Lig şampiyonlarının katılması ilgiyi bir hayli azalttı. 1991-92’de Sarıyer ve 1993-94’te Samsunspor da (bir önceki sezonun 2. Lig şampiyonuydu) bu kupayı müzelerine götürdüler. 1995’te UEFA Inter-Toto Kupası’nın ihdasından bir sezon önce de Balkan Kupası tarihe karıştı.

    Balkan Kupası bugün Fenerbahçe’nin müzesinde… Peki yıllar sonra bile mutluluktan tebessüm ettiren ne mi kaldı? 

    Maçın bitimiyle sahaya dolan binlerce Fenerbahçeli taraftarın görüntüleri..

    Balkan şampiyonluğu anısına bestesi Rüştü Demirci, güftesi Zeki Tükel’in, “Tükel Plakçılık”tan çıkan “Şampiyon Fenerbahçe” şarkısı ve plağı..

    Ve elbette, Fenerbahçe’nin Türkiye’ye uluslararası kupa kazandıran ilk kulüp olmasının gururu…