Etiket: Tenis

  • 1925 Türkiye’sinde Spor Teşkilatlanması

    1925 Türkiye’sinde Spor Teşkilatlanması

    Bir süredir yayınlamayı sürdürdüğüm Türk spor yapılanmasının ilk yıllarına ait hukuki metinlerde bugün sırayı, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın (TİCİ), 1922-1925 yılları arasında, Türkiye’deki Spor Teşkilatlanmasını kayıtlara geçirdiği belge alıyor.

    Hatırlanacağı üzere Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın 1922 yılında yazılmış kuruluş tüzüğünün ve TFF’nin 1923 yılında FIFA’ya katılırken kabul ettiği tüzüğün bazı maddeleri ile 1924 İlk Türkiye Birinciliği Organizasyonu Talimatnamesi ve programını geçtiğimiz günlerde sitemizde yayınlamış, bu metinlere dayanarak Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 1959 öncesi şampiyonluklar konusundaki tezine hukuki bir temel oluşturmaya çalışmıştım.

    Çevirisini yaparken beni fazlaca heyecanlandırmış olan belge; ortaya koyduğu detaylar ile Türk spor yapılanmasının kuruluşundan itibaren organize, kurumsal ve resmi nitelikte olduğunu kanıtlıyor. Türk spor tarihinde ilk kez yayınlanan bu belge üzerinde yaptığım değerlendirme ve analizlerin,  başta 1959 öncesi Şampiyonluklar olmak üzere, döneme ilişkin meselelerin çözüme kavuşturulmasında önemli bir kaynak olacağı düşüncesindeyim. Yazının son kısmında, belgede İstanbul Bölgesi’ne ilişkin yazılan bilgileri aktaracak, İstanbul’un spor hayatına ve kulüplerine ilişkin sayısal detaylara da yer vereceğim.

    Barış Kenaroğlu


    Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Teşkilatı

    Kuruluşundan (1922), ikinci genel kongreye kadar (18 Eylül 1925);
    Genel Merkez, Federasyonlar, Bölgeler ve Spor Kulüpleri hakkında bilgiler

    Hami
    Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri
    Fahri Başkan Başbakan İsmet Paşa Hazretleri


    Himaye

    Yukarıda belgenin başlığı ve giriş sayfasını görüyorsunuz. Israrla üzerinde durduğumuz “1959 Öncesini İnkar Cumhuriyeti İnkardır” tezi adeta giriş sayfasındaki ifade ile vücut buluyor. Dönemin spor yapılanmasını “gayrıresmi” olarak niteleyen karşı tezi, TİCİ’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa himayesinde ve Başbakan İsmet Paşa Fahri Başkanlığı’nda faaliyet gösteren bir kurum olduğunu kanıtlayan bu ifade ile çürütmüş oluyoruz. Devam eden satırlarda sözü edilen tezin, daha birçok yerde çürütüldüğüne tanık olacaksınız.

    25 Eylül 1924 tarihli Spor Alemi dergisinde 1924 Türkiye Futbol Şampiyonluğu resimlerinden:
    Heyet-i vekile büyük müsabakaları temaşa ederlerken. (Kaynak : Wikipedia)

    9 Federasyon – 18 Bölge – 120 Kulüp – 10.000’i Aşkın Sporcu

    Belge, 1922-1925 yılları arasında Türkiye’de 9 spor branşının Federasyonunun kurulduğu bilgisini bize veriyor. Bunlar;

    Atletizm, Atletik (Voleybol-Basketbol) Eskrim, Bisiklet, Boks, Futbol, Denizcilik, Güreş, Hokey ve Tenis

    Yine belgede Türkiye’nin 18 bölgeye ayrıldığını ve her bir bölgenin kendine ait yöneticilerinin olduğunu görüyoruz. Bu bölgeler;

    Edirne, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Adana, Antalya, Ankara, Giresun, Trabzon, Uşak, Balıkesir, Bursa, Samsun, Denizli, Canik, Konya, Kocaeli ve Ordu Spor Teşkilatı.

    Yukarıdaki 18 bölgede TİCİ’ye katılmış kulüplerin tamamının isimleri belgede sıralanmış durumda. Bu bilgiden, o dönemde, Türkiye’deki toplam spor kulübü sayısı olan 120’ye ulaşıyoruz. Ayrıca ülkedeki toplam sporcu sayısı olarak 10.443 karşımıza çıkıyor.

    Belge üzerinde yapılabilecek bir diğer değerlendirme de spor dallarının ülkedeki faaliyet dağılımı. Tüm bölge yöneticilerinin genel merkeze gönderdiği raporlarda yer alan bu bilgiden, hangi spor dalının kaç bölgede faal olduğunu öğrenmiş oluyoruz.

    Futbol: 18 Bölgenin 17’sinde
    Atletizm: 18 Bölgenin 14’ünde
    Güreş: 18 Bölgenin 4’ünde
    Denizcilik: 18 Bölgenin 5’inde
    Bisiklet: 18 Bölgenin 4’ünde
    Atletik: 18 Bölgenin 4’ünde
    Boks: 18 Bölgenin 3’ünde
    Hokey: 18 Bölgenin 1’inde
    Tenis: 18 Bölgenin 1’inde
    Eskrim: Kuruluş aşamasında.

    Görüldüğü üzere futbol, hem kurulma hem de gelişme (belgedeki tanımlamasıyla “inkişaf”) bakımından diğer spor dallarının hepsinden ileride yer almaktadır. Futbol, genel merkeze gönderdiği raporda yeterli bilgi vermeyen Antalya Bölgesi hariç, tüm bölgelerde faaldir ve bölgelerin tamamının gönderdiği raporlarda ilk sırada yazılmıştır.

    25 Eylül 1924 tarihli Spor Alemi dergisinde 1924 Türkiye Futbol Şampiyonluğu resimlerinden :
    Konya mıntıkasını temsil ederek Ankara’ya gelen Konya futbolcuları. (Kaynak : Wikipedia)

    “Resmî” Teşkilat

    TİCİ’nin devletin himayesinde teşkilatlandığını, buradan hareketle TİCİ tarafından yapılan organizasyonların “resmi” nitelik taşıdığını defalarca dile getirmiştik. Bu belge üzerinde yaptığımız bir diğer analiz ile, teşkilatın bu niteliğini kanıtlamış olacağız.

    Belgede isim, adres ve meslekleri hakkında bilgiler verilen yöneticilerin sayısını 126 olarak belirledik. Bu sayıya; başkanlığını Galatasaray’ın kurucularından olan Ali Sami Bey’in yaptığı, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Federasyon Yönetim Kurulu üyeleri ve Bölge Yönetim Kurulu üyeleri dahil edilmişken, sayıları 120 olan Spor Kulüplerinin yöneticileri ise hariç tutulmuştur.

    Bu ayrımı, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nı yalnızca isminin günümüz Türkçesi’ndeki anlamı olan “Türkiye Spor Kulüpleri Birliği”ne dayanarak, günümüzün “Kulüpler Birliği” statüsünde değerlendiren ve bu doğrultuda 1959 öncesi organizasyonları “gayrıresmi” olarak niteleyen tezi çürütmek için yapan aslında biz değiliz. Spor Kulüplerinin yöneticilerinin isimlerine belgede yer vermeyerek bu ayrımı Ali Sami Bey’in başında bulunduğu TİCİ Genel Merkezi Yönetim Kurulu yapmış durumda.

    Peki Türk Sporunun 126 yöneticisinin meslekleri neydi? Federasyonlarda, Bölgelerde, Genel Merkezde görev yapan bu kişiler profesyonel olarak nereye bağlıydılar? Bu soruların cevabı bizi, TİCİ’nin resmi bir teşkilat olduğu gerçeğine daha da yaklaştıracak. Basit bir ayrım ile 126 kişinin sadece 40 tanesi özel sektörde, kalan 86 kişi ise devletin çeşitli kurumlarında değişik kademelerde çalışmakta olduğunu anlayabiliyoruz. Bu iki sayı bize TİCİ teşkilat yöneticilerinin %68’nin devlet memuru olduğunu göstermektedir. Bu memurlar arasında valiler, öğretmenler, doktorlar, çeşitli rütbelerden askerler vardır.

    Türkiye’nin En Büyük Spor Kulübü

    Belgede İstanbul Bölgesi ile ilgili kayda geçirilen bilgilerin yer aldığı bölümü aktararak yazımızı sonlandırıyoruz. İstanbul bölgesi, teşkilata kayıtlı 25 kulübü ile ülkenin sportif olarak en faal bölgesi durumunda. Bölgenin bir diğer özelliği olarak, teşkilata bağlı, federasyonu kurulmuş bütün spor dallarının bölgede faal olmasını gösterebiliriz. Ülke çapında teşkilata kayıtlı sporcuların üçte biri, kulüplerin ise beşte birinin İstanbul bölgesinde yer alması da dikkate değer bir başka noktadır. Fenerbahçe’ye bu noktada özel bir yer vermek gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü 1922-1925 yılları arasında, bünyesindeki 576 sporcusu ile sadece İstanbul’un değil, aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük spor kulübü olduğu bu belge ile ortaya çıkmıştır.

    File:19240925 SporAlemi 5.jpg
    25 Eylül 1924 tarihli Spor Alemi dergisinde Fenerbahçe ve Polonyalı futbolcular. (Kaynak : Wikimedia Commons)

    İstanbul Bölgesi

    Rengi: Kırmızı

    İttifaka Kabul Edildiği Tarih: İlk olarak kurulmuş olup, Birinci resmi kongresi Haziran 1923’te yapılmıştır.

    Merkezinin Bulunduğu Yerin Adresi: Eminönü Rıhtım Han, numara:10

    Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri
    Başkan: Servet Bey (Sultanhamam İstanbul Ticaret Odası Müdürü)
    İkinci Başkan: Burhanettin Bey (Babıali Şeref Sokağında Yenises Gazetesi Yazı Heyetinden
    Genel Sekreter: Hamit Bey (Anadoluhisarı – İdman Yurdu)
    Muhasip Veznedar: Saim Turgut Bey (İstanbul Erkek Lisesinde Öğretmen)
    Müfettiş: Mahmut Eşref Bey (Sultanhamamda İstanbul Ticaret Odasında )

    Bölgedeki Spor Sahaları ve Sahiplik Durumları: Taksim’de eski kışla avlusunda (Manifatura Tüccarı Münazırzade Abdulaziz Bey tarafından kiralanmış), Kadıköy İttihat Spor Kulübü Meydanı: Günümüzde Beşezade Emin Bey idaresinde

    Bölgede faaliyet gösteren Spor Branşları: (Sporun bölgedeki gelişmesi sırasıyla) Futbol, Atletizm, Güreş, Hokey, Denizcilik, Tenis, Bisiklet, Basketbol ve Voleybol, Boks

    Bölgede Federasyona Üye Olmayan Kulüp Sayısı : Sekiz Türk Kulübüdür.


    İstanbul Bölgesindeki Spor Kulüpleri

    25 Eylül 1924 tarihli Spor Alemi dergisinde 1924 Türkiye Futbol Şampiyonluğu resimlerinden :
    İstanbul sporcularını Ankara istasyonunda istikbal. (Kaynak : Wikipedia)

    Barış Kenaroğlu

    Not : En üstteki fotoğraf, 25 Eylül 1924 tarihli Spor Alemi dergisinde 1924 Türkiye Futbol Şampiyonluğu resimlerinden… İstanbul sporcularını Ankara istasyonunda istikbal. (Kaynak : Wikipedia)

  • Atatürk’ün Fenerbahçeli Çocukları

    Atatürk’ün Fenerbahçeli Çocukları

    1935 yılında Fenerbahçe’nin kuruluş yıldönümü törenlerinde Fenerbahçe, İsviçre’nin Servette takımı (Fikret Arıcan, Şaban Topkanlı, Naci Bastoncu, Niyazi Sel ve Ali Rıza Tansı’nın golleriyle) 5-2 yendi. Maçtan önce resmî geçitler ve konuşmalar yapıldı. Fenerbahçe başkan vekili Hayri Celal Atamer, sporculara “Atatürk’ün Fenerbahçeli Çocukları” şeklinde seslendi. Milli Mücadele kahramanı ve Güneş Spor Kulübü Cevat Abbas Gürer de (Güneş Dil Teorisi’nden esintiler taşıyan) uzunca bir hitapta bulundu. Önce günün fotoğraflarını verelim, sonra konuşmalara geçeriz.

    Fakat maçın detaylarını unutmayalım, değil mi?

    Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Tan gazetesinden

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Tan gazetesinden

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Kurun gazetesinden… Kurucular ve Kulübün Büyükleri…

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesinden… Tenisçiler ve En Küçük Futbolcular…

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Zaman gazetesinden… Fenerbahçe’nin Tenis Ordusu

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Kurun gazetesinden… Fenerbahçe’nin Denizcileri

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Kurun gazetesinden… Atatürk’ün Fenerbahçeli Çocukları…

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Kurun gazetesinden… Futbol takımı resmî geçitte…

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Tan gazetesinden… Fenerbahçe-Servette maçı öncesi.

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Son Posta gazetesinden… Servette takımı.

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Son Posta gazetesinden… Fenerbahçe-Servette takımları bir arada.

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Haber gazetesinden… Fenerbahçe-Servette maçından bir enstantane.

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Haber gazetesinden… Fenerbahçe-Servette maçından bir enstantane.

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
    17 Haziran 1935 tarihli Haber gazetesinden… Fenerbahçe-Servette maçı sonrası iki takım bir arada.

    Hayri Celal Atamer’in Nutku / Atatürk’ün Fenerbahçeli Çocukları

    Bugün Fenerbahçe’nin 27. yıldönümünü kutluyoruz. Hepinize ayrı ayrı Fenerbahçe ailesi namına teşekkür ederim.

    Şu dakikada, bu hür toprakların üstünde, bu hür ve saf gökyüzünün altında ve bu tribünleri süsleyen, gelincikler kadar güzel, dünyalar durdukça dalgalanacak olan bu al bayrağın karşısında göğüsleri kabarmış ve gözleri uzak ufuklara inan dolu ışıklar ile parlayarak bakan Atatürk’ün Fenerbahçeli çocukları, onun heykeli karşısında içtikleri andı yeniden ve baştan ve candan tekrarlarken bu vatanı, üstünde ortak kabul etmez bir sahibi olarak yaşadığımız, bu aziz toprakları bu millete yeniden kazandıran, ona hürriyetine baha biçilmez minnetini bağışlayan Atatürk’e derin ve sarsılmaz minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

    İçinde bu ülküleri yaşatan Fenerbahçe bugün 300 sporcu ile huzurunuza geliyorsa yarın 600, beş sene sonra 3.000 gençle, 3.000 bilfiil spor yapan gençle temiz ve açık bir alınla önümüze çıkacaktır.

    Son sözüm şudur :

    Yaşasın büyük Türk Milleti, Yaşasın Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Spor

    17 Haziran 1935 – Zaman Gazetesi


    Cevat Abbas Gürer’in Nutku / Fenerbahçe’ye Tarih Kadar Uzun Bir Ömür

    Sporcu, atletizmi yaratan, kuran, yayan okansel, köklü aksoy ulusunu bütün varlığımla selamlarım.

    Yurttaşlarım,

    Türke, Türklüğe en çok yakışan ve en çok yaraşan; Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri bahadırlığını, yaratılış asaletinden alan bugünkü neslin, büyük dedelerinin kutsal izinde kuvvetli inanla ve aynı hızla yürümelerini görmekle pek bahtiyarım… İşte bugün tanığı olduğumuz güzel görey; bu gidişin zengin bir örneğidir.

    Bu zenginliği bize gösteren ve kardeşlik havasını duyuran Fenerbahçeliler; doğuşlarının 27. yaşlarının bayramını kutlamaktadırlar.

    Bıldır aynı kürsüde yaptığım söylevimin son cümlesini tekrarlayacağım:

    Fenerbahçeliler,

    Güneşliler adına bayramınızı kutlular ve ömrünüzün tarih kadar uzun olmasını dilerim.

    Sayın dinleyicilerim,

    Hoşgörünüze sığınarak genç sportmenlere bir, iki öğüt vermek iznini sizden rica ediyorum.

    Sevgili sportmenlerim,

    Sağlam ve gürbüz bir tende ancak nefse güven olur!

    Nefse güven ise kahramanlığın biricik erdemi olduğu gibi her işte başarıcılığın da başlıca etkesidir.

    Bundan ötürüdür ki fikirsel eğitim ile uyumlu olarak sağlık, sağlamlık getiren ten yetişgisinin varlığı görüldüğü ulusta tam bir oğlunluk var demektir.

    Sağlık sağlamlık getiren ve fikirsel eğitim kadar değerli ve gerekli olan ten yetişğisinin yokluğu da sosyal düşkünlüğün açık beldeğidir, açık işaretidir.

    Gençler,

    Hayatın en kıvançlı, en mutlu devri gençliktir.

    Bu çağda fikir ve ten güçlülüğü ile sağlamlaşan insanlar; yalnız yurda, ulusa faydalıdırlar, yalnız yurda ulusa değimli adam olurlar.

    Ey dinç sportmen,

    Türklük kaynağındaki birlik ve beraberlik temiz özüne yaslanarak alçak gönüllülükle; şen, şakrak, başarıcı, atılgan, sağlam ol;

    Bugünden başlayan yarın senindir.

    Göğsünü bakartarak bastığın yeri titret.

    Atatürk neslisin.

    Tarih seni de büyük ataların gibi öğsün. Bırakacağın yüce iz şanla dolsun.

    17 Haziran 1935 – Tan Gazetesi

    Atatürk'ün Fenerbahçeli Çocukları
  • Türk Tenisinin Kalbi Fenerbahçe’de Atıyordu

    Türk Tenisinin Kalbi Fenerbahçe’de Atıyordu

    Fahri İkiler, Türk tenis severlerinin yakından tanıdığı ve çok sevdiği bir isimdi. Web sitesinde yayınladığı ve aşağıda okuyacağınız yazı, geride bıraktığı onlarca muhteşem eserden sadece biri… Bize gelince… Sadece “Türk Tenisinin Kalbi Fenerbahçe’de Atıyordu” demek doğru değil, bu tabiri bütün spor teşmil edebiliriz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Tevfik Taşçı’nın Tenis Kitabı

    Bununla beraber, tarihin tozlu raflarında unutulan çok fazla değerimiz var… Mesela 9 Mayıs 2020, Fenerbahçe ve Türk tenis tarihinin önemli isimlerinden birisi olan Suat Subay’ın vefat yıl dönümüydü. Tabii yine İzzet İsrael Benyakar ağabeyimiz dışında fazla kimse onu hatırlamadı. Biz dahil…

    Bu ayıbı biraz olsun giderebilmek için, Fahri İkiler’in yazısına geçmeden önce, kuruluş yıllarındaki Fenerbahçe Başkanlarından Tevfik Haccar Taşçı’nın 1926 yılında yazdığı “Tenis” adlı kitaptan bazı görselleri paylaşalım istedik.

    “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Tenis Heyet-i Müttehidesi (Federasyonu) azası ve Fenerbahçe Spor Kulübü müessislerinden tenis kaptanı  Haccarzâde Mehmed Tevfik imzalı kitapta yok, yok…

    Fuat Hüsnü Kayacan, İsmet Uluğ, Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza Sporel, Muhsin Yeğen, Sait Selahattin Cihanoğlu, Suat Subay ve daha niceleri…

    Günün birinde, birisinin bu güzel kitabı tekrar yayınlayabilmesi dileğiyle…


    Fenerbahçe’de Tenis (Fahri İkiler)

    Türk tenis tarihinde Fenerbahçe’nin önemli bir yeri bulunmaktadır.

    Tenisin İstanbul’da ilk oynandığı yerlerden biri ve en önemlisi İngilizlerin küçük Moda’da yaptıkları kortlar oldu. 1900’lü yılların başlarında bu çevrede oturan bir çok kişi, tenisi bu kortlarda tanıdı.

    Fenerbahçe Kulübü, lokalini 1914 yılında Altıyol’dan Kuşdili’ne taşıdı ve bahçesinde de asfalt bir tekerlekli paten sahası yapıldı. Bu saha, 1918 yılında, Fuad Hüsnü Kayacan’ın öneri ve çabalarıyla tenis kortuna çevrildi.

    1912-1914 yılları arasında İngiltere’de görevli bulunduğu sırada tenis öğrenen ve oynayan Fuad Hüsnü Kayacan, İstanbul’a döndükten sonra Fenerbahçe Futbol Takımı’nda antrenörlük ve genel kaptanlığın yanı sıra tenis hocalığı da yapıyordu.

    O yılların ünlü futbolcuları, Galip (Kulaksızoğlu), Sait Selahattin (Cihanoğlu), Zeki Rıza (Sporel) ve Yavuz İsmet (Uluğ), bu asfalt kortta Hüsnü Kayacan’dan tenis öğrendi. Avrupa’da popülaritesi hızla yükselen tenis ile Fenerbahçe böylece tanışmış oldu ve tenis, sarı lacivertli kulüpte de çok büyük ilgi gördü.

    1920’li yıllarda İngiltere’de öğrenim gören Tevfik Taşçı (Eski FB.Klb.Bşk.), yurt dışından gelen İbrahim Cimcoz, Prens Muhsin Yeğen, Mehmet Reşat (Pekelman) ve Ekrem Rüştü (Akömer) in de katılmasıyla, Fenerbahçe kulübünde tenis, daha da popüler hale geldi.

    İlk Şampiyonluk

    Beşiktaş Jandarma okulu kortlarında 1922 yılında düzenlenen ilk İstanbul Birinciliği Fenerbahçeli sporcuların üstünlüğü ile sonuçlandı. Teklerde Zeki Rıza Sporel, çiftlerde ise Galip Kulaksızoğlu-Tevfik Taşçı birinci oldu.

    1920-24 yılları arasında İstanbul’da çeşitli semtlerdeki arsalarda oluşturulmuş kortlar vardı. Zaman zaman bu kortlarda oynayan tenisçiler kulüp gibi birbirleriyle karşılaşıyordu. Daha tecrübeli olan Fenerbahçeli tenisçiler bu maçlarda kazanan taraf oluyordu.

    Fenerbahçe Kulübü önündeki bu asfalt kort, özellikle 1923 yılından itibaren Türk kadınlarının da tenise başlamalarına olanak sağladı. Vecihe Taşçı, Mediha Baydar, Adriel Sadak ve Hidayet Karacan bu sporun öncüleri oldular.

    1923 yılında asfalt kort, gittikçe artan tenisçi sayısına cevap veremediği için Fenerbahçeliler, yine kulübün yanında bir de toprak kort yapmak zorunda kaldı.

    Türk Tenisinin Kalbi Fenerbahçe’de Atıyordu

    Tüm bu imkanlar Fenerbahçelilerin tenisle tanışmasına, bu sporun gelişmesine, bir çok başarılı tenisçinin kendini göstermesine fırsat tanıdı.

    Türk tenisi, 1930 yılında yaptığı ilk milli karşılaşmada, parlak bir başarıya ulaştı. Fenerbahçeli tenisçiler Sedat Erkoğlu, Suat Subay ve Vahram Şirinyan’dan kurulu milli takım, Atina’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda çiftler şampiyonu oldu.

    1932 yılında Balkan Tenis Şampiyonası, İstanbul’da Fenerbahçe kortlarında yapıldı.

    Yangın Felaketi

    Aynı yıl, Fenerbahçe kulüp binası yandı ve yanındaki tenis kortu da kullanılamaz hale geldi. Bu durum Fenerbahçe’yi tenisten uzaklaştırdı.

    Fenerbahçe’nin mali durumu 1936 yılında futbol dışı şubelere para tahsisine olanak vermediğinden, kulübün tenis şubesi, yıllık 200 lira bütçeyle kapanma dönemine girdi.

    Sarı Lacivertlilerin 1941 yılı kongre raporu, Fenerbahçeli tenisçilerin Moda Deniz Kulübü kortlarından yararlanmalarının sağlanmaya çalışılacağını belirtiyordu.

    Fahri İkiler