Etiket: Tevfik Rüştü Aras

  • Zeki Rıza Sporel Arşivi

    Zeki Rıza Sporel Arşivi

    Zeki Rıza Sporel, Fenerbahçe ve Türk spor tarihinin en büyük golcüsü… Sevgili kızı Feyhan Sporel Hanımefendi ve muhterem oğulları Fehmi Zorlu ve Zeki Rıza Zorlu beyefendiler sayesinde aşağıdaki müthiş fotoğraflara ulaştık ve yayınlama müsaadesi aldık. Kendilerine sonsuz teşekkür ederiz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu

    Görsellerde Bulunan Kişiler: Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Alaaddin Baydar, Basri Dirimlili, Bedri Gürsoy, Burhan Sargın, Cihat Arman, Faruk Ilgaz, Fehmi Sporel, Feyhan Sporel, Hasan Kamil Sporel, Hayri Celal Atamer, Hazel Sporel, Ignac Molnar, İsmet Uluğ, Kral II. Faysal, Mesut Eyison, Muvaffak Menemencioğlu, Münir Nurettin Selçuk, Nedim Kaleci, Özcan Arkoç, Rabia Kutay, Sabih Arca, Sait Selahattin Cihanoğlu, Şükrü Ersoy, Şükrü Saracoğlu, Tevfik Haccar Taşçı, Tevfik Rüştü Aras, Ulvi Yenal, Zeki Rıza Sporel


  • Yolun Sonu

    Yolun Sonu

    Bu sitede “1959 Öncesi Şampiyonluklar” hakkında onlarca yazı kaleme aldık. Yine bu konuda Twitter hesabımızdaki bir flood içerisinde bilgi üzerine bilgi yayınlandı. Finalde, hepsi birbirinden kıymetli olan bu yazıların ve dökümanların bağlama kavuştuğu yer ise Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani milli irade oldu. Evet, yolun sonu geldi! 1959 öncesi şampiyonlukların inkârı artık mümkün değil!


    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu” olarak işin başından beri aynı şeyleri söylüyoruz:

    “1959 öncesini inkâr, cumhuriyeti inkardır.”

    “1959 öncesini inkâr, imparatorluk mirasını inkardır.”

    “1959 öncesini inkâr, devleti inkardır.”

    Bunları dile getirirken tezimizi “Tarihin ve Devletin Devamlılığı” üzerine kuruyorduk. Çünkü Türkiye Futbol Federasyonu, aşağıdaki kurumların, yani devletin altında işliyordu. Dolayısıyla “Türkiye Futbol Birinciliği” ve “Milli Küme” de Türkiye Cumhuriyeti devletinin “ulusal ve resmî” futbol organizasyonları idi.

    • Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı
    • Türk Spor Kurumu
    • Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü
    • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
    • Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü

    Türkiye’nin tarihsel sürecinde sporu idare eden mekanizmanın ismi değişse de sahibi hiç değişmedi.

    Türk millî futbol takımının mazisini 1923’den başlatan tarih anlayışının “ulusal kulüp” şampiyonluklarını ise 1959’dan itibaren tanımasının zemininde bir Fenerbahçe kıskançlığı olduğunu hep söyledik. Bu çiğ duygunun insanları sürüklediği yerin, kendi kurucularını ve devleti inkar noktasına geldiğini hep yazdık. İşte ispatı!

    Atatürk’ün Başbakanı Celal Bayar Diyor ki

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanaklar Arşivi” herkese açık. Burada yayınlanan 23 Haziran 1938 tarih ve 6/2692 numaralı belgede Başbakan Celal Bayar, “Spor Teşkilatı Hakkında Kanun Layihası”nı ve “Muvakkat Encümen Mazbatası”nı Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuyor.

    Peki metni bu kadar önemli yapan şey nedir?

    Bu belgede yukarıda bahsettiğimiz spor kurumları silsilesi, yani 1959 öncesi şampiyonluklar, ilk kez bir “Kanun Layihası” içerisinde anlatılıyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu silsileyi “resmî ve ulusal” olarak sahipleniyor.

    Hiç şüphesiz, hukukçular bunu çok daha iyi ifade edeceklerdir. Fakat işin özünde, bu metin sayesinde Fenerbahçe’nin tezine türlü yalanlarla karşı çıkanların bütün argümanları temelden başlayarak birer birer yıkılıyor.

    Netice itibariyle Galatasaray’ın “hukuki temeli ve geçerliliği bulunmayan, gayriciddi iddia” dediği şeylerin aslında (Atatürk’ün son Başbakanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü Cumhurbaşkanı) Celal Bayar’ın T.B.M.M.’ye sunduğu bir kanun olduğu ortaya çıkarken, Türkiye Futbol Federasyonu’nun “1959 Öncesi Şampiyonluklar” konusunda kaçacak bir yeri kalmıyor.

    Bu araştırmaların nihai başarısındaki ana etken, camianın lideri olan Fenerbahçe Başkanlarının ve Yönetim Kurullarının yüreklendirmeleri olmakla beraber; başta Fenerbahçe ve Türk spor tarihi araştırmalarının büyük ismi ve bizim de yol göstericimiz olan Prof. Dr. Vahdettin Engin hocamıza ve bu mücadelenin kitlelere ulaşmasında büyük payı bulunan Metin Sipahioğlu ile tüm emeği geçenlere teşekkürü borç biliyoruz.

    Evet, inkarcılar için yolun sonuna geldik. Bundan sonrası sadece zaman meselesi… Tarih boyunca bazen Milli Eğitim Bakanlığı’na bazen de doğrudan Başbakanlığa bağlı çalışan Türkiye Spor Teşkilatı ve Türkiye Futbol Federasyonu er ya da geç bilimin ışığında kararını verecek, “resmî ve ulusal” 1959 öncesi şampiyonlukların hakkını teslim edecektir.

    Emeği geçen futbolcularımızın ve bu yazıda andığımız devlet büyüklerimizin ruhu şâd olsun.

    Fenerbahçe’nin 28 Şampiyonluğu kutlu olsun!


    Spor teşkilâtı hakkında kanun lâyihası ve Muvakkat encümen mazbatası (1/1125)

    T.C. Başvekalet Kararlar Müdürlüğü

    Sayı: 6/2692

    23-VI-1938

    Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine

    İcra Vekilleri Heyetince 6-VI-1938 tarihinde Yüksek Meclise arzı kararlaştırılan (Spor teşkilâtı) hakkındaki kanun lâyihası esbabı mucibesile birlikde sunulmuştur.

    Başvekil C. Bayar

    Mucib Sebebler

    Cumhuriyet rejiminin kurulmasını müteakip (1922) İstanbul’daki spor kulüpleri müşterek münasebetlerini temin ve yabancı federasyonlarla irtibat tesis etmek maksadile Avrupa’da olduğu gibi bir (Spor Teşekkülleri Birliği) kurmak istemişler ve buna (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) adını vermişlerdir.

    Bu kurum nizamnamesile üzerine almış olduğu vazifenin ifasında suhulete mazhar olmak kaygusile Hükümete müracaat ederek (Menafii umumiyeye hadim) cemiyetlerden addolunmasını istemiş ve bu talep o zaman bir kararname ile isaf olunmuştur. Bu tarihden itibaren İstanbul’dan maada vilâyetler sporunu da idareye başlayan ve 1924 olimpiyadlarına katılmak Devletten gördüğü yardımı her yıl mütezayid surette tecdid ettiren T.İ.C.İ. Türkiye sporunun az çok inkişafına muvaffak olabilmiş ise de teşekkül tarzındaki hususî mahiyet dolayısile bütün sporcularca muta bir otorite haline bir türlü gelmemiştir.

    1935’de toplanan spor kongresinin kararı ile adını (Türk Spor Kurumu’na) değiştiren bu müessese, sevk ve idareyi bir miktar merkezileştirmek ve gençliğin sporunu futboldan maada diğer, asrî ve vatan müdafaasına yarayacak sahalara (Kış sporları, atıcılık, yelkenli uçuş sporları)na teşmil etmiş ve millî sporlara da önem vermek çığırını açmıştır.

    Fakat her iki devrenin verdiği tecrübeler ve son yıllarda garb memleketlerinde sporun sevk ve idaresinde tecelli eden fikirler ve hareketler sporun tıpkı Maarif ve Sıhhat işleri gibi bir Devlet işi olarak ele alınması lüzumunu ortaya koymuştur.

    Birçok garb memleketleri neslin ıslâhını ve yurddaşların yüksek beden ve normal vasıflı insanlar olarak yetiştirilmesini memleket müdafaasının ve iktisadî kalkınmanın en mühim bir âmili olarak telâkki eylediklerinden spor ve beden terbiyesine birinci derecede yer vermişler ve sporun sevk ve idaresini yalnız Devlet hizmetleri araşma almakla kalmayıb ona Devlet makanizması içinde yer vermişlerdir. (Yugoslavya’da: Beden Terbiyesi Nezareti, Sovyetler Birliği’nde: Vekiller Heyeti’ne dâhil Beden Terbiyesi Başkanlığı, Almanya’da: Nazır mevkili Devlet Spor Başkanlığı, Fransa’da: Nezaret) gibi.

    Garb memleketlerinin birçoklarına nisbetle sporda olan geriliğimizi kısa bir zamanda gidermek için sporda kuvvetli bir otorite ve disiplin kurmak şiddetli ihtiyacı da bu düşünceyi teyid eder.

    Filhakika Maarif, iktisad, ordu ve halk gibi büyük insan topluluklarını sinesinde bulunduran müesseselerin beden terbiyesini ve sporu ancak müesseselerin üstündeki bir makamın prestiji ile sevk ve idare edebileceği düşünülerek bu kanun ile sporun sevk ve idaresi Başbakanlık makamı ile ilgilendirilmiştir.

    (Spor Umum Müdürlüğü adı) başbakanlığın prestiji altında müstakil bir idare makanizmasının yaratılması ifadesidir.

    Bu kanun ile kurulan (İstişare Heyeti) ise Umum Müdürlük nezdinde yüksek bir istişare makamı tesis eder, muhtelif vekâletlerde spor hareketleri için gösterilecek temayülleri inceler ve spor başkanlığının bütün teknik müdevvenatını hazırlar. Nâzım, nasihatçi, sporun önemini tebarüz ettirici bir heyettir. Ayni fikir ve gaye iledir ki spor ve beden terbiyesi ile ilgili vekâletlerde işlerini sevk ve idare edecek bir (Spor Umum Müdürlüğü) ihdası derpiş ve iltizam edilmiştir.

    Sporun kısa bir zamanda ileriye yol almasını sağlayacak bir âmil de ordu gibi iktisad ve Nafia

    Başkanlığı gibi kalabalık insan kitlelerini toplu bir halde bulunduran müesseseler, fabrika ve iş evlerinde çalışmaktır. Bu sebebden bu gibi müesseseler (garb memleketlerinde olduğu gibi kendi adamlarına ve onların ailelerine spor ve beden terbiyesi yaptırmağa ve bunun yapılması için beden terbiyesi tesisleri vücuda getirmeğe bu kanun ile mükellef tutulmuştur.

    Beden terbiyesini 45 yaşına kadar bütün yurddaşlara teşmil etmek üzere bütün Devlet dairelerinde çalışma ve bu yaşa kadar olan memurların her gün muayyen zamanlarda bir mütehassısın nezaretinde beden terbiyesi yapmaları mecburî tutulmuştur. Bu kanun ile kurulması düşünülen Yüksek beden terbiyesi enstitüsünün açılması sporun teknik ve sıhhat bakımlarından yükseltilmesini sağlamak ve memleketi çok muhtaç olduğu yüksek ve orta vasıflı uzman, öğretmen, antrenör ve monitörleri yetiştirmek bakımından en önemli bir ihtiyacı kapatmış olacaktır. Ancak Devlet bütçesinde birdenbire büyük bir yük olmamak için kanunda bu müessesenin kurulması bütçe imkânlarının müsaadesine talik edilmiştir.

    Memlekette sporu büyük şehirlerden maada bütün kasabalı ve köylü halk tabakaları içine yaymak ve bilhassa millî sporlara (güreş, binicilik, atıcılık, cirid) şimdiye kadar olandan çok fazla önem vermek gaye edinilmiştir. Bu maksadla binicilik, cirid, atıcılık ve avcılık ile okçuluk dahi federasyonlar çerçevesi içine alınmışlardır. Bedenden olduğu gibi normal bakımdan da yüksek vasıflı bir Türk gençliği yaratmak gayelerin başında gelmektedir.

    Yurddaşlara spor yaptıracak müessese, eskiden olduğu gibi bu kanunda dahi ordu ve mekteb haricinde kulüb olacaktır. Spor kulüblerinin adedi ne kadar çoğalırsa sporun yurdda yayılması da o nisbette artacağına göre bu kanun ile (köylerde 50 genç başına bir spor kulübü ve kasaba ve şehirlerde de 500 genç başına bir spor kulübü kurulması düşünülmek suretile) alâkalılar klüblerin sayısını arttırmakla mükellef kılınmaktadırlar. Fakat amatörler tarafından kurulan kulüblerin bir Devlet otoritesi ile olan çalışmalarında intizam ve inzibatın, idare heyetlerinin Spor Umum Müdürlüğü kademelerinde tasdik edilmek suretile temin edilmek lüzumu uzun yılların tecrübelerinin mahsulüdür. Spor, sağlık ve kültür gibi bir Devlet hizmeti olarak telâkki edilince pek tabiî olarak Spor Umum Müdürlüğü’nün müsaadesine iktiran etmeyen beden terbiyesi ve spor müesseseleri vücude gelmemek icab eder.

    Bölge ve kulüblerin yıllık mesaisini destekleyecek ve şimdilik vilâyet merkezlerinde yapılmağa başlanılan spor sahaları ile diğer spor tesislerini vücude getirmeğe yardım olmak üzere vilâyet hususî idarelerile belediyelerin bütçelerine konulan yardım parası bu müesseselerin zaten birkaç yıldan beri ödemeğe alışmış oldukları. mütevazi bir yardımdır. Spor kurumu gelirinin ve bütçesinin hakikate uygun ye mütevazin olmasını teminen bu yardımın muayyen ve mukannen bir hadde tesbiti maksadile lâyihaya hükümler konulmuştur.

    İki yıldan beri memlekette spor sahalarını ve tesislerini vücude getirmek için girişilen teşebbüsü devam ettirmek, memlekette sporu yaymak en önde gelen tedbirlerden ise de bu yıl bütçesine konmuş olan 239 bin küsur liralık yardım parası, bu yıl bir çok sporların mefluç kalmasına sebeb olacak kadar az olduğundan bu kanunun kabul ve tasdikini müteakib spor için munzam bir yardımın acele düşünülmesi icab edecektir.

    Spor umum müdürlüğü teşkilât ve kadrosunun alması lâzım gelen kati şekil gelecek sene tespit ve teklif edilmek üzere 1938 malî senesi bütçe ve kadrosunun verilecek tahsisata göre İcra Vekilleri Heyetince tespit ve tasdiki zarurî görülmüş ve ona göre hükümler konmuştur.


    Muvakkat Encümen Mazbatası

    T.B.M.M. Spor Teşkilatı Kanunu Layihası Muvakkat Encümeni

    Esas No. 1/1125

    27-VI-1938

    Yüksek Reisliğe

    İcra Vekilleri Heyetinin 23-VI-1938 tarih ve 6/2692 sayılı tezkeresile Kamutay yüksek katına arzı kararlaştırılan ve Bütçe, Dahiliye, M. Müdafaa, Sıhhat ve Maarif encümenlerinden seçilen üçer üyeden teşekkül eden muvakkat encümenimize havale buyurulan spor teşkilâtı kanun lâyihası, Dahiliye vekili Şükrü Kaya ve Başvekâlet müsteşarı Kemal Gedeleç hazır olduğu halde tedkik ve müzakere edildi:

    Hükümetin mucib sebebler lâyihasında serdeylediği sebeblere ve Dahiliye Vekili ile Başvekâlet müsteşarı tarafından verilen izahlara göre teklif esas itibarile ve aşağıda arz edilen encümence yapılan değiştirmeler ve tadillerle kabaule şayan görülmüştür:

    1 – Hükümetin teklifinde zikredilen (Spor Teşkilâtı Kanun Lâyihası) adı (Beden Terbiyesi Kanunu)na tahvil edildi. Çünkü: Beden terbiyesi şamil mefhumu içinde yer alan cüzülerden birisidir.

    2 – Merkez istişare heyetinin bir kısım vazifeleri tamamile istişarî mahiyette ve diğerleri de karar alıcı mahiyette olarak tasrih edilmek suretile sadeleştirilmiş ve vuzuhlandırılmıştır.

    3 – Vilâyet, kaza ve nahiyeler istişare heyetlerinde vazifedar edilenlerin sayısı bunlardan en lüzumluları alıkonmak suretile tahdid edilmiştir.

    4 – Hükümetin 11inci maddesine lüzum görülmedi; çünkü belediyelere ve hususî idarelere zaten lüzumu olan mükellefiyetler konmuştur.

    5 – Halkevleri teşkilâtı, öteden beri yurdda beden terbiyesinin yayılmasına hizmet etmiş müesseselerden olmak bakımından bu teşkilâtın bazı spor nevilerile iştigal eylemelerini sağlayacak istisnaî hüküm kondu.

    6 – Hükümetin 14üncü maddesinde istenilen beden terbiyesi mecburiyetlerinin şimdilik her tarafta ve tamamen tatbiki güç görülerek Hükümetin tatbik imkânına bırakılmıştır.

    7 – Spor kulüplerinin kendileri tarafından seçilen idare heyetlerinin bölgelerin tasdikinden geçirilmesi hakkındaki Hükümet teklifi gençliğin hevesini kırar telâkkisile onaylanmadı.

    8 – Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü’nce yurdda yapılacak teşkilâttan başkaca hususî eşhas ve müesseselerin beden terbiyesini doğrudan doğruya veya endirek olarak ilgilendirecek teşebbüslerine açık kapı bırakılması sporun yurdda yayılmasını çabuklaştıracak bir âmil telâkki edilmesindendir.

    9 – 2 maddede Hükümetin teklif eylediği müstakil bütçe kaydi usul ve teamüle uygun görülmediğinden mülhak bütçe olarak tadil edilmiştir.

    Umumî Heyetin tasvibine arz edilmek ve müstaceliyetle kabul buyurulmak dileğile Yüksek Reisliğe sunulur.

    Muvakkat E. Reisi M. M.

    Aziz Akyürek (Erzurum)

    Alaattin Tiridoğlu (Maraş)

    Hüsrev Sami Kızıldoğan (Kars)

    Dr. Fatma Memik (Edirne)

    Dr. Mehmet Sami Konuk (Bursa)

    Hüseyin Rahmi Apak (Tekirdağ)

    Süreyya Tevfik Genca (Tokad)

    Zeki Soydemir (Erzurum)

    Salih Turgay (Kayseri)

    Hikmet Işık (Erzincan)

    Seniha Hızal (Trabzon)

    Nakiye Elgün (Erzurum)

    Memet Somer (Kütahya)

    Hamdi Ülkümen (Trabzon)

  • Belgesiz Tarih

    Belgesiz Tarih

    1959 öncesi şampiyonluklar ile ilgili görüş belirttiğimiz her yerde “belgeli” konuşmaya dikkat ettik. “Falanca köşe yazısında şöyle yazmış” veya “Filanca dost sohbetinde böyle demiş” gibi şeyler şüphesiz önemlidir ama resmî bir konuda resmî belgelere neden başvurulmaz? En başta bunu anlamıyorduk. Sonra gördük ki belgesiz tarih yazımının sebebi, kaynak bilmemek, bulamamak, bulunanları okuyamamak…

    Fenerbahçe Spor Kulübü, 1959 öncesine dair ek başvurusunda Spor Tarihçisi ve “Spor Tarihi Araştırmaları Derneği” Başkanı yazarımız Barış Kenaroğlu‘nun bulduğu ve çevirdiği belgelere yer verdi. Buna karşılık Galatasaray Spor Kulübü de konuya dair tek resmî itirazını yayınladı.

    Şunu çok net olarak söylemek gerek: Galatasaray’ın ilgili bildirisini kaleme alanlar “Bu belgeler önemli değil, TFF’nin kendi arşivine bakılmalı” derken, reddetiklerinin kimler olduğunun pek de farkında değil gibiler.

    Aşağıdaki belgenin altına imza atanlar, 1959 öncesi şampiyonlukların takımlardan sonraki asıl sahipleridir.

    1959 öncesini inkar, devleti ve cumhuriyeti inkardır!

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan

    Evkaf Umum Müdürlüğü Bütçesi’nin 29. muavenet faslının 4. maddesine konulan tahsisattan artan 500 liranın Türkiye İdman Cemiyetleri İttifak-ı Umumi Merkezi’ne verilmesi.

    Kurum : 30-18-1-2 / KARARLAR DAİRE BAŞKANLIĞI (1928- )

    Yer Bilgisi : 2 – 20 – 4

    Belge Tarihi :   27.03.1929

    Türkiye Cumhuriyeti
    Başvekalet
    Muamelat Müdürlüğü
    Şube: 1
    Sayı: 7836

    Kararname

    Evkaf umum müdürlüğü bütçesinin 29 uncu muavenet faslının 4 üncü (Muhtelif müessesatı ilmiye ve hayriyeye muavenet) maddesine konulmuş olan tahsisattan artan beş yüz liranın Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı umumî merkezine verilmesi, Evkaf umum müdürlüğünün 20/3/929 tarih ve 61566/31 numaralı tezkeresiyle yapılan teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyetinin 27/3/929 tarihli içtimaında tasvip ve kabul olunmuştur. 27/3/929

    Reisicumhur – Gazi Mustafa Kemal
    Başvekil– İsmet İnönü
    Müdafaa-i Millîye Vekili – Abdülhalik Renda
    Adliye Vekili – Mahmut Esat Bozkurt
    Maliye Vekili – Şükrü Saracoglu
    Hariciye Vekili – Tevfik Rüştü Aras
    Dahiliye Vekili – Şükrü Kaya
    Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekili – İçtimada bulunamadı.
    İktisat Vekili – Mustafa Rahmi Köken
    Nafia Vekili – Recep Peker
    Maarif Vekili – Hüseyin Vasıf Çınar


    Belgesiz Tarih
    Belgesiz tarih yazımının önüne geçen en müthiş kurumlardan birisi, belki de birincisi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri.
  • Gazi Hazretleri Fenerbahçe’de

    Gazi Hazretleri Fenerbahçe’de

    Mustafa Kemal Atatürk, 1919 yılında milli mücadeleyi başlatmak üzere ayrıldığı İstanbul’a tam 8 sene sonra 1927’de döndü. İstanbul halkının büyük kurtarıcıyı bağrına bastığı o muhteşem günlerin birinde, 5 Ağustos 1927’de Moda’da düzenlenen deniz yarışlarından sonra Gazi Hazretleri Fenerbahçe’de, Belvü bahçesine geldi. Bu muhteşem geceyi dönemin gazetelerinden okuyalım.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Cumhuriyet Gazetesinde

    Gazi hazretleri evvelki gün kayık yarışlarını müteakip (Belvü) gazinosunu teşrif etmişler, büyük tezahüratla karşılanmışlardır. (Belvü) bahçesinde malul gaziler menfaatine verilen balo çok güzel olmuş, Gazi’nin vürudu hazirunu bir kat daha mesrûr etmiştir. Gece çok eğlenceli geçmiştir. Cazbandın temposuna uyan çiftler dönerken, Gazi mütebessim çehresiyle kah onları seyrediyor, kah etrafındakilerle konuşuyordu. (Belvü)nün üzerinde hürmetle karışık bir sevinç havası vardı. Her yeni gelenin kulağına fısıldanan “Gazi burada” haberinden sonra gözler o tarafa çevriliyordu. Bahçeyi dolduran binlerce halk geç vakte kadar eğlenmiştir. Gazi hazretleri saat (1.5)da hazirunun alkışları arasında baloyu terk ederek refakatlerindeki zevat ile beraber (Ankara) motoruyla saraya avdet buyurmuşlardır.

    Milliyet Gazetesinde

    Gazi hazretleri Cuma günü Moda’da yapılan kayık yarışını seyir ve temaşa buyurduktan sonra gece de bir tenezzüh icra ve refakatlerinde Başvekil İsmet, Meclis Reisi Kazım Paşa’lar hazeratı, Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey bulunduğu halde, Fenerbahçe’de Belvü bahçesini teşrif etmişlerdir. Gazi hazretlerinin teşriflerini haber alan halk, sürekli alkışlarla sevinçlerini izhar etmiştir. Reis-i Cumhur hazretleri, gece saat bir buçuk raddelerinde Belvü bahçesinden Dolmabahçe sarayına avdet buyurmuşlardır.

    Vakit Gazetesinde

    Reisicumhurumuzun, evvelki günkü deniz yarışlarını müteakip gece Fenerbahçe’de “Belvü” bahçesini teşrif buyurduklarını kaydetmiştik.

    Reisicumhurumuz yarış mahallinden Ankara motoruyla bahçeye müteveccihen hareket etmişlerdir. Bu esnada motor süratle gitmiş ve etraftaki kayıklarda bulunan halk evvela Gazi hazretlerini görmek şerefine nail olamamışlardır. Gazi hazretleri ise kayıkların revişini takip arzusunu izhar buyurduklarından Ankara motoru tekrar geriye dönmüş ve sandallarla beraber aheste aheste “Belvü”ye gelmiştir.

    Gazi hazretlerinin teşriflerini anlayan halk hararetli bir heyecan ve meserret içinde kapılara koşuşmuşlar ve sürekli alkışlarla sevinçlerini izhar etmişlerdir.

    Reisicumhur hazretleri denize nazır masalardan birinde istirahat buyurmuşlar ve gece bir buçukta, aynı sürekli alkışlar arasında Dolmabahçe’ye avdet etmişlerdir

    Akşam Gazetesinde

    Dün gece Gazi Paşa hazretleri yarışlardan sonra Fenerbahçe’de “Belvü” bahçesini teşrif buyurmuşlardır. Gazi bahçede bir hayli kalmış ve dans edenleri temaşa etmiştir. Paşa hazretlerinin bahçeye girdiğini gören halk birbirini çiğneyerek kapıya doğru koşuşmuşlar ve sürekli alkışlarla sevinçlerini izhar etmişlerdir.

    Gazi hazretleri denize nazır olan masalardan birine oturmuşlar ve derhal civardaki iskemleler lebalep dolmuştur. Gazi hazretleri bir hayli müddet bahçede kaldıktan sonra saat bir buçuk raddelerinde saraya avdet buyurmuşlardır. Deniz yarışlarının hitamında Söğütlü yatı evvela davetlileri “Belvü” bahçesine götürmüş, bilahare Paşa hazretleri “Ankara” motoru ile yarış mahallinden bahçeye müteveccihen hareket etmişlerdir.

    Bu esnada motor süratli gitmiş ve etraftaki kayıklarda bulunan halk evvela Gazi’yi görmek şerefine nail olamamıştır. Paşa hazretleri ise kayıkların revişini takip etmek arzusunu izhar buyurmuşlar ve bunun üzerine “Ankara” motoru tekrar geriye dönerek sandallarla beraber aheste aheste “Belvü”ye gelmiştir.

    Yarışlarda ve “Belvü” bahçesinde Gazi hazretlerine, İsmet Paşa, Meclis Reisi Kazım Paşa, Sıhhiye Vekili Doktor Refik ve sair zevat refakat etmişlerdir.

    Gazi Hazretleri Fenerbahçe'de