1988-1989 sezonu bitiminde İslam Çupi‘nin yazdığı, hemen her paragrafı motto bir yazı ile karşınızdayız. “Fenerbahçe’nin cenneti nedir?” sorusuna verilecek yanıtın şampiyonlukla beraber Fenerbahçe karakteri olduğunu da pek şahane bir biçimde anlatmış üstat. Keyifli okumalar…
Mutat Not : Yolunuzu, üstadın yazılarının derlendiği IslamCupi.org adresine düşürmeyi unutmayın.
Fenerbahçe
Her şampiyonlukta İstanbul böyle allanır, pullanır, boyaların en boya olanı ile boyanır, insan çığlıkları gökyüzünü rahatsız eder hale gelir ve kent esatiri bir büyü ile sarmalanır.
Benim İstanbul’daki ellinci futbol yılım galiba…
Bu süre zarfında Türkiye Ligi idi, Türkiye Kupası idi, eski terimlere düş Milli Küme de Tayyare Kupası, şilt ve özelleri de koy yan yana sanıyorum ki gördüğüm İstanbullu şampiyonlukların sayısı sekseni bulmak üzere…
Türk futbolunun baştan beri değişmez ve değiştirilemeyecek üçlerinden ikisi olan Galatasaray ve Beşiktaş taraftarı ile böyle şampiyonluk günlerinde bir ülke haline gelirlerse, Fenerbahçe bu takvim yaprağını yakaladığında partizan yığınları ile Türkiye’de koskoca bir dünya olur.
Sevgiler bir telefon defteri gibi kalın ve değişiktir; Türkiye’de… Anne sevgisi, baba sevgisi, evlat, torun sevgisi, kadın ve zevce sevgisi, tırman statların soğuk taşlarına Beşiktaş ve Galatasaray sevgisi… Başka kulüplerin sevgisi…
Bunların hepsi inkâr edilmez kutsallığı tartışılmaz birer sevgidir de Fenerbahçe taraftarının Fenerbahçe’ye duyduğu aşk, en sevdadır.
Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın her şampiyonluğu Türkiye’de büyük bir olaydır ama Fenerbahçe bu başarıyı avuçlarında ölümüne sıktığında olay biter, ülkede bir metafiziğin büyülü dünyası gürüldemeye başlar.
Türkiye’de Beşiktaş ve Galatasaray mazi ve gelecekteki futbol servetleri ile sahaların en büyük ik kulübü olmaya devam edecek, fakat asla Fenerbahçe olmayı beceremeyecektir.
Nasıl Fenerbahçe, bir Galatasaray, bir Beşiktaş olamayacaksa…
Fenerbahçe ve Fenerbahçelilik Türkiye’de bir futbol kulübü ve o kulübün taraftarı değil, bir özelliktir, bir prensiptir, tekkeleri sökülemez bir dindir… Bir felsefe akımı, bir ideal, sandıkları ve oyları milyonların gönlünde saklanmış bir gitmez iktidar ve devlettir Türkiye’de Fenerbahçe ve Fenerbahçelilik…
İlk çağın en büyük futbol imparatoru Zeki Rıza, kulübe başkan olduğu zaman idmanlarda çok beğendiği adı Naci Bastoncu olan süklüm püklüm bir Trabzonlu çocuğu önüne dikerler…
Zeki Rıza, çocuğa başından ayağının ucuna kadar bakar, sonra yanında hazırolda duran kulüp müdürüne dönüp kükrer:
“Alın bu çocuğu Moda’daki İstepan’ın dükkanına götürün ve Fenerbahçeli gibi saç traşı ettirin…”
Büyük bir Fenerbahçe üslupçusu ve estetikçisi idi Zeki Rıza…
Şampiyonluklar kazanmış takımda, şayet Fenerbahçe tualine layık yaratıcı blyaları sürememiş futbolcu varsa, şayet Fenerbahçe orkestrasında elindeki aletle virtüözleşmeyen oyuncu varsa, onların eline futbol malzemelerini verir, yüzlerine açık açık mecburi istikametlerini söylerdi:
“Senin Kadıköylülüğün bitti, Kadıköy’de yaşama sen… Bir vapura bin, karşıya geç ve kendine yeni bir kulüp ara…”
Her taraftarın Fenerbahçeli doğuşu gibi, her Fenerbahçe’de futbol oynayacak çocuğun da Tanrı’ca peşin sokulan ayrı bir tornası vardı; anlaşılan…
Sonraları silinmez bir insan anayasası gibi takımın bünyesine değişmez bir prensip olarak oturan temel motif yavaş yavaş şekillenmişti; artık…
“Her futbolcu Galatasaray ve Beşiktaş’ta oynar. Ama her futbolcu Fenerbahçe’de oynayamaz”
Fenerbahçe tarihinde bu estetiği yaratanlarla bu estetiği bozan futbolcular arasında müthiş savaşlar olmuştur.
İkinci kuşağın en büyük yan haflarından biri olan Şeref Has, gençliğinde henüz dengelenmemiş tekniği yüzünden, futbolumuz ve Fenerbahçe’nin gelmiş geçmiş en büyük baleti ağabeyi Mehmet Ali Has tarafından hiç tutulmuyordu.
Şayet Şeref’in arkasında onu koruyucu kanatları altına almış Lefter gibi bir idol olmasa, belki de Has’ın küçüğü Fenerbahçe’deki futbolcu albümündeki doruk isimlerinden biri olmaz, bir basit takımda sessiz, sedasız mazisi ses vermeyen bir futbolcu tipi çizerdi…
Fenerbahçe’nin bir sezonda 5 kupa kazandığı 1968 döneminde ise takımın teknik yapısını ve estetik birikimini büyük bir özveri ile koruyan Ziya, Ercan, Fuat ve Selim’den kurulu cuntayı da unutmamak gerek.
Takımın kamp disiplininin şekillenmesinden tutun da ekibin teşkiline ve oyun vidalarının sıkılmasına kadar bu dörtlü, başroldeki gizli fakat o nispette yararlı bir denetleyici timdi, güçtü.
Fenerbahçe tarihi, Fenerbahçe tipini, Fenerbahçe oyun modelini en çok bozmuş, onu en çok dejenere etmiş adam olarak, Yılmaz Yücetürk’ü ve onu tayin edenleri hatırlayacaktır hep…
Bu dönemde girilen Fenerbahçe dışı bir ölü saha gezintisi, bu dönemde girilen bir ayak katılığı ve tekniksizlik, bu dönemde parlayan dörtlü, beşli taşra yenilgileri ve “arkasını Fenerleyin” diye nerede ise “best-seller” bir plak haline gelen alaylar, Fenerbahçe’nin tarihinde zift sürülmüş tek kara kitabıdır.
Bu Fenersizlikten dördüncü yıl içinde bir eski Fenerbahçe, bir şampiyon Fenerbahçe çıkardıkları için, öpülecek alınlar aranıyorsa Veselinoviç’e ve bu pırlanta futbolculara koşunuz…
Fenerbahçe’nin cenneti oradadır; çünkü…
İslam Çupi | 13 Haziran 1989 – Milliyet (Fenerbahçe’nin Cenneti)
Başından beri Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu ekibinde desteğini esirgemeyen kıymetli büyüğümüz Alp Eralp “el emeği göz nuru” bir arşivi, sezon sezon tuttuğu defterleri paylaşmamız için bize teslim etti! 1980’li yıllarında sonunda tutulan bu müthiş imza defteriyle seriye başlıyoruz. Huzurlarınızda: Kaptanın Seyir Defteri I
Uzun yıllar sonra ve ilk kez dijital bir platformda düzenlenen Fenerbahçe Eşya Piyangosu’nun geçmişi 1933 yılına kadar uzanıyor. O tarihten bugüne bazı eşya piyangolarını konu edindiğim bu yazıda; 1987 yılında kulüpte yaşanan gelişmeler dolayısıyla çekilişi sürekli ertelenen piyangonun ilginç hikayesini de okuyacaksınız
1933 – Hediye Yekûnu 3.000
1932 Yılında gerçekleşen Kuşdili yangınının yaralarını sarmak için düzenlenen ilk eşya piyangosundan günümüze gururla anılacak hikayeler kalmıştır. Geçtiğimiz günlerde bu hikayelerden birini sitemizde yayınlamıştık.
1933 Piyangosu o dönemin şartları göz önüne alındığında kamuoyunda hayli ses getirmiş ve büyük ilgi görmüştü. Bu piyango için 100.000 bilet basılmıştı. Zeki Rıza’nın (Sporel) Milli Spor mağazasında satılan biletlerin fiyatı 50 kuruştu. Seyahatler, otomobil, motosiklet, bisiklet, oda takımları, dikiş, fotoğraf ve daktilo makineleri, elbiseler, yüzükler ile hediyelerin toplamı 3000’e ulaşmaktaydı. Piyango için kayda değer bir reklam kampanyası düzenlenmiş ve gazetelere ardı sıra ilanlar verilmişti. Piyangonun hediyeleri dönemin ünlü piyango gişesi olan Parmakkapı’daki Milyon Gişesi’nin önünde 3 Haziran’dan itibaren sergilenmeye başladı.
Piyango 14 Temmuz Cuma günü Fenerbahçe Stadında yapılan atletizm yarışlarından önce çekilmeye başlandı. Basılan biletlerin yüzde 70’inin satıldığı açıklanan piyangonun ilk günü 1000 adet numara çekildi. Büyük ödül olan Chevrolet marka otomobili kazanan numara belirlendi. Geriye kalan 2000 adet talihlinin ertesi gün belirlenmesi ile Türk spor tarihini o güne kadar ki en büyük piyango organizasyonu tamamlanmış oldu.
1948 – 6 Odalı Villa
1948 yılının eşya piyangosu biletleri Başkan Şükrü Saracoğlu ve Umumi Katip Muvaffak Menemencioğlu imzasıyla 1 liradan satışa çıktı. Biletler Zeki Rıza’nın (Sporel) Milli Spor mağazasından satıldığı gibi, Nimet Abla gişesinde de temin edilebiliyordu. 1933 Piyangosundan farklı olarak bu çekilişte 6 odalı bir villa büyük ikramiye olarak ilan edilmişti. Bunun dışında Dodge marka 2 adet otomobil, Ford marka kamyonet, 1948 Londra Olimpiyatlarına seyahat, motosiklet de verilecek ödüller arasındaydı.
Halil Özyazıcı resimli piyango bileti
1970’lerde Dört Piyango
1970’lerde Fenerbahçe 4 piyango düzenledi.
1975 yılında 25 liradan satılan biletlerin üzerinde, Başkan Emin Cankurtaran ve Genel Sekreter Semih Bayülken’in isimleri vardı. 14 Haziran’da çekilecek piyangonun hediyeleri arasında 1 apartman dairesi, 20 Otomobil, bisiklet, motosiklet, televizyon, buzdolabı, yurt içi – yurtdışı seyahatler bulunuyordu.
1976 yılı piyangosu, Fenerbahçe eşya piyangoları tarihinin fiyasko ile sonuçlanan tek piyangosu oldu. Yeteri kadar bilet satılmaması üzerine kulüp içerisinde bir “Eşya Piyangosu Tasfiye Komitesi” bile kuruldu. Bu komite, satılan biletlerin ücretlerini geri ödeme planını yapmakla görevliydi. Komite geri ödeme tarihlerini sürekli güncellemek zorunda kaldı. Tespit edebildiğimiz ilan edilen son geri ödeme tarihi 31 Ocak 1977’dir.
1976’da yaşanan fiyaskodan sonra 1977 yılında piyango düzenlenmedi. 1978 yılında düzenlenen piyangonun duyurusu ise 3 Kasım 1978’de yapıldı. Bu piyangonun özelliği Fenerbahçeli futbolcuların kampanyada aktif olarak yer alması ve bu kapsamda Pamukbank Şişli Şubesi’nde bilet satmalarıydı. 1979 yılı piyangosu ise 10 Ekim’de çekildi. 0964 numaralı biletin otomobil kazandığı piyangonun en unutulmaz olayı Amigo Birol’un 300 liralık bilet satarak yöneticilerden ödül almasıydı.
1975 Fenerbahçe Piyango Bileti Ön ve Arka Yüzü
Bilet ile Ödenen Transfer Taksidi
80’li yılların ilk piyangosu 22 Kasım 1981’de çekildi. Tofaş marka Murat 131 otomobil, 5’er adet çamaşır makinesi ve buzdolabı piyangonun öne çıkan ödüllerindendi. Dikkati çeken nokta bu piyangonun ödüllerinin geçmiş çekilişlerde verilenlere oranla daha az olmasıydı. Çekiliş sonucunda otomobili kazanan talihli Nahit Kartal, ödülünü Adbullah Acar’dan almıştı. 5 Aralık 1982’de çekilen piyangonun ödülleri bir önceki yılın ödülleri ile aynıydı.
1985 Piyangosu, Türk spor tarihinin en ilginç olaylarından birinin sebebi olarak tarihe geçmiştir. Başkan Fikret Arıcan imzasıyla satışa çıkan biletler 1000 Tl ile fiyatlandırılmıştı. Kampanya süresinde geçmişte olduğu gibi futbolcular aktif rol alarak, Şekerbank ve Garanti Bankası şubelerinde bilet satmışlardı. Piyangonun en ilginç olayı ise gazetelere “Böylesi Görülmedi” başlığı ile haber olan olaydı. Denizlispor’dan Mehmet ve Mahmut adlı 2 futbolcu transfer eden Fenerbahçe yönetimi, transferin son taksidi olan 1 milyon lirayı 1250 adet eşya piyangosu bileti göndererek ödemek istemişti.
1987 : Kaos
Fenerbahçe 1986-1987 sezonunda deyim yerindeyse kaosu yaşadı. Bir yıl ara verilen piyango bu sene yeniden düzenleniyordu. Dolayısıyla kaos, piyango organizasyonunu da etkiledi.
Piyangonun planlaması yılın ilk günlerinde yapılmıştı. Piyasaya 1.000.000 adet bilet sürülmesi ve karşılığında 2 milyar lira gelir elde edilmesi hesaplanıyordu. Bu planlama çerçevesince şubat ayında piyasaya sürülen biletlerin üzerinde Başkan Tahsin Kaya ve Genel Sekreter Semih Bayülken’in imzaları vardı. 9 Nisan’da çekilecek olan piyango için gazetelere Mart ayında ilanlar verilmeye başlandı. Bu ilanlarda 30 adet Renault 9 otomobil, 5 adet Otoyol minibüs piyangonun ödülleri olarak sıralanıyordu.
Arbede
Fenerbahçe için 1987 yılının kaosa dönüşmesine 1 Nisan’da Samsunspor ile oynanan Türkiye Kupası maçı neden olmuştur. 0-0 Berabere biten maç sonunda Fenerbahçe kupadan elenmiş ve futbolcular arasında kavgaya varan arbedeler yaşanmıştı. Bu kavganın sonucunda TFF, 15 Nisan’da kararlarını açıklamış ve Fenerbahçe ilk 11’nin 6 oyuncusu; Abdülkerim, Hasan, Müjdat, İsmail, Sedat ve Zafer’i 3 ile 4 ay futboldan men etmişti. Fenerbahçe yönetiminin “katliam” olarak nitelediği bu cezalar sezonun geri kalanını kulüp için kabusa çevirecekti.
Samsunspor maçından sonra çekilmesi planlanan piyango ise, o güne kadar satılan bilet sayısının azlığı nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. 6 As futbolcusunun cezalandırılmasının ardından genç futbolcuları ile mücadele vermeye başlayan Fenerbahçe futbol takımı, Mayıs ayının ilk günlerine kadar yaptığı üç maçta da sahadan başarısız sonuçlarla ayrıldı. 19 Nisan’da Boluspor deplasmanından 2-1’lik yenilgi ile dönüldü. 25 Nisan’da Kadıköy’de Zonguldakspor ile 0-0 berabere kalındı. 2 Mayıs’ta Sarıyer karşısında alınan 3-1’lik yenilgi ise adeta kazanın altını ateşledi.
Stankoviç Gitti, Ercan Aktuna Geldi
Kulüp içinde karışıklıkların başladığı günlerde Başkan Tahsin Kaya işleri dolayısıyla Ankara’daydı. Yüksel Günay’ın asbaşkan, Aziz Yılmaz’ın da yönetici olarak yer aldığı yönetim kurulu, Tahsin Kaya’yı futbol takımının sorunlarını görüşmek için İstanbul’a çağırdı. 6 Mayıs’ta gerçekleşen yönetim kurulu toplantısından sonra ilk somut karar teknik direktör Stankoviç’in görevine son verilmesi oldu.
Futbol takımını sezon sonuna kadar Yılmaz Yücetürk ve Ercan Aktuna’nın çalıştırılmasına karar verildi. Toplantının yankıları birkaç gün sürdü. Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği demeçte Aziz Yılmaz: “Takımı bu hale taraftar getirdi. Seyircimiz cezalı futbolcuların yerine sahaya çıkardığımız gençleri beğenmiyor. Aleyhte tezahürat yapıp, takımın moralmen çökmesine neden oluyor.” diyerek, taraftarı suçladı.
Muhalefetin önde gelen isimlerinden Ali Şen ve Cevher Özden ise yönetime suçlamalarda bulunuyorlar ve Tahsin Kaya’yı “Kulübün en büyük talihsizliği” olarak niteleyerek, istifa çağrısı yapıyorlardı. Tahsin Kaya da bu çağrıya görevi devraldığı zamanki kulübün kötü durumunu hatırlatarak “Fenerbahçe Haliç gibiydi” karşılığını veriyordu.
Yönetim Dağılıyor
9 Mayıs’ta Kadıköy’de oynanan Ankaragücü maçında alınan 1-1’lik skor, yeni hocası ile yeni bir sayfa açmak isteyen Fenerbahçe’nin planlarını alt üst etti. Maçtan hemen sonra açıklama yapan Başkan Tahsin Kaya: “Taraftarlarımıza metanet (sabır) diliyorum, seneye şampiyonlukları yakalayacağız” diyerek ortamı sakinleştirmeye çalıştı. Bu açıklamaya rağmen kriz hafiflemiyor, yönetim kurulu üyesi Ali Ergenç “Bu yönetim Fenerbahçe’ye hizmet edemez” açıklamasını yaparak görevinden istifa ediyordu.
Başlayan yönetim krizi yeni kararların alınmasına yol açtı. Genel Sekreter Semih Bayülgen istifa etti ve görevini Aziz Yılmaz’a bıraktı. Krizin devam ettiği günlerden 12 Mayıs’ta açıklama yapan Asbaşkan ve Basın Sözcüsü Yüksel Günay: “Fenerbahçe kulübü 80 yıllık yaşamının en kritik ve ağır şartlarını yaşamaktadır. Yönetim kurulumuz bu nedenle bütün imkanlarını en iyi şekilde değerlendirip yeni sezonda Fenerbahçe’ye yakışır şekilde tüm branşlarda şampiyonluk iddiası ile yarışacaktır. Yönetim kurulumuz Başkan Tahsin Kaya’ya güvenerek ve inanarak çalışmalarını sürdürecektir” açıklaması ile adeta sorumluluğu Tahsin Kaya’ya bırakıyordu.
Aynı gün eşya piyangosunun 19 Mayıs’a ertelendiğine ilişkin ilan gazetelerde yayınlandı. Kulübün ve takımın içinde bulunduğu durum, piyango biletlerinin satışını doğrudan etkiliyordu. Satışların artması için büyük ikramiye olarak lanse edilen Renault 9 marka otomobil Eminönü Meydanı’nda sergilenmeye başlıyordu.
Gruplar Devrede
Fenerbahçe futbol takımı, 16 Mayıs’ta İnönü Stadı’nda oynanan Beşiktaş maçında sahadan 4-0’lik yenilgiyle ayrıldı. Bu skorla Beşiktaş şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmış oldu. Maçın ardından muhalif gruplardan olan Memduh Eren liderliğindeki “Fenerbahçeliler Grubu” mali kongrede usülsüzlük yapıldığını öne sürerek mahkemeye başvuruyordu. Piyango organizasyonu da bu kaos ortamından nasibini alıyor ve çekiliş 30 Ağustos tarihine erteleniyordu.
Beşiktaş yenilgisinden sonra yeni teknik direktör Yılmaz Yücetürk’e olan inancını yitiren yönetimin, Galatasaray’dan ayrılması gündeme olan Derwall ile ilgilenmeye başladığı gazetelere yansıyordu.
Fenerbahçe ligin son haftalarında artık kanıksanmaya başlanan kötü skolarla sahadan ayrılmaya devam etti. 24 Mayıs’ta Kadıköy’de oynanan Altay maçı 2-2’lik beraberlikle sonuçlandı. Maçın ardından yükselen tansiyon yönetim tarafından peşi sıra açıklanan transferler düşürülmeye çalışılıyordu. Fenerbahçe yeni sezona Altay’dan Erdi, Ankaragücü’nden Durmuş, Rizespor’dan Hakan ile güçlendirdiği kadrosu ile başlayacaktı. Bu isimlerden Hakan’ın (Tecimer) transferi planlandığı gibi gelecek yıl gerçekleşmeyecek, Hakan 1988-1989 sezonunda takıma katılacaktır.
Aynı günlerde Rıdvan’ın (Dilmen) Galatasaray’a transfer olduğu haberleri çıkıyordu. Rıdvan, Galatasaray’a transferi bu kadar yakınken Fenerbahçe’ye katılacak ve sonraki yıllarda Fenerbahçe efsaneleri arasında yer alacaktı. 6 Haziran’da oynanan ligin son maçında Fenerbahçe Kocaelispor’u 2-1 yenerek, rakibini 2.Lig’e gönderiyor, maçın Kocaelispor’a bırakılacağına ilişkin çıkan söylentilere karşılık 2 ay sonra ilk kez galip geliniyordu.
Minibüs
Fenerbahçe için kaos olarak nitelenen bu sezon Galatasaray’ın 14 sene sonra şampiyon olduğu sezon olarak tarihe geçti. Sezonun sonuna yaklaşılırken şampiyonluk ipini göğüslemesine kesin gözüyle bakılan Beşiktaş, ligin bitimine üç hafta kala, Malatyaspor deplasmanında beklenmeyen bir yenilgi aldı ve Galatasaray ile puanlar eşitlendi. Sonraki hafta 31 Mayıs’ta Beşiktaş, kendi sahasında Denizlispor ile yaptığı maç 1-1 sona erdi ve Galatasaray’ın galibiyetiyle son haftaya Galatasaray bir puan önde girdi. Son hafta iki takım da maçlarını kazanınca Beşiktaş’ın, şampiyonluğu kaybediş öyküsü de yazılmış oldu.
1987 Piyangosu futbol takımının aldığı sonuçlarla kaosa dönüşen sezonun sonunda bir kez daha ertelendi. Son kez ertelenen tarih 1 Ekim’di. Bu tarih aynı zamanda çekilişin yapıldığı tarih oldu. Piyangoya ödül olarak konulan 5 minibüsten sadece biri satılan biletlere isabet etti. Minibüsü kazanan talihlinin ödülünü kulübe bağışlamasıyla birlikte piyangonun ödülü 5 minibüs kulüp tarafından satışa çıkarıldı.
1989 : Piyango Fenerbahçe’ye Vurdu
Hikayesini yukarıda anlattığımız 1986-1987 sezonu gibi 1987-1988 sezonu da Fenerbahçe için kötü sonuçlanmıştı. Takım sezonu 8. sırada bitirmiş ve camianın sabır eşiği kırılmıştı.
Yeni sezon öncesi Fenerbahçe yönetimi önemli transferler gerçekleştirdi. Başkan Tahsin Kaya ve futbol şube sorumlusu, geleceğin başkanı, Metin Aşık, Alman Milli Takımı kalecisi Toni Schumacher’in transferini bitiriyor, bu transferin yankıları ülke sınırlarını aşıyordu.
Aynı dönemde Sakaryaspor’dan Oğuz ve Aykut da transfer ediliyor, takımın başına da Todor Veselinoviç getiriliyordu. Fenerbahçe’nin fırtına gibi estiği bu sezonda eşya piyangosu biletleri 5.000 liradan satışa çıktı. Çekiliş tarihi olarak 19 Mayıs belirlense de, çekiliş 19 Ağustos’a erteleniyor, ödül olarak konulan 5 adet ev ve 10 adet otomobilin tamamının satılmayan biletlere çıkması, basında “Piyango Fenerbahçe’ye vurdu” başlığı ile haber oluyordu.
1996
Ali Şen’in başkan olmasıyla futbol takımının 6 yıl aradan sonra şampiyon olduğu 1995-1996 sezonunda piyango organizasyonunu yönetim kurulunun muhasip üyesi Mehmet Ali Aydınlar üstlenmişti. Daha önce yaşanan ertelemeler göz önüne alınarak çekiliş tarihinin 30 Ağustos olarak belirlendiği piyangonun biletleri 500.000 liradan satışa sunulmuştu. 150 Milyar lira gelir beklenen piyango için basılan 400.000 biletin 326.000 adedi piyasaya sürüldü ve çekilişin yapıldığı 30 Ağustos tarihinde yetkililer 142.000 biletin satıldığını açıkladılar. Elde edilen 71 Milyarlık gelir, kulübün hedeflediğinin yarısıydı.
Yüzüncü Yıl Eşya Piyangosu
2007 yılında 100. yaşını kutlayan Fenerbahçe’nin yaptığı bir çok değerli organizasyondan biri de eşya piyangosu düzenlemek oldu. 28 Nisan’da çekileceği açıklanan piyango biletleri 10 yeni lira fiyatla ve üzerinde Başkan Aziz Yıldırım ve Muhasip Üye Murat Özaydınlı imzasıyla satışa çıktı. Toplamda 3 daire ve 11 otomobilin ödül olarak yer aldığı piyango, 11 yıl aradan sonra kulübün düzenlediği ilk piyangoydu. Bu piyangoyu diğerlerinden ayıran en büyük özellik, yenilenen stadyumdan 326 adet kombine biletin de ödüller arasında yer almasıydı.
2021 : İlk Dijital Piyango
2007’den sonra yapılan ilk piyango organizasyonunu diğerlerinden ayıran özelliği, dijital biletlerin satışının www.nesine.com üzerinden yapılıyor olması. Linke tıklayarak satın alınabilecek piyango biletlerinin bedeli ise 5 tl olarak belirlenmiş durumda. Bugün itibariyle satışa sunulan biletlerin yarısının satıldığını, satışın yapıldığı web sitesinde yer alan sayaçtan anlıyoruz.