Etiket: Anadolu Üsküdar

  • 1922 Moda Deniz Yarışları

    1922 Moda Deniz Yarışları

    Fenerbahçe tarihini yazarken bir yandan da spor tarihinin izlerini sürmeye devam ediyoruz. Arşivde dolaşırken karşımıza 1922 Moda Deniz Yarışları çıktı. Türk ordusu, işgalci Yunan ordusu karşısında zaferden zafere koşarken 31 Ağustos 1922 günü İstanbullular Spor Âlemi dergisinde bu zaferin işareti spor haberlerine göz gezdiriyordu. Tabii bilmeden…

    Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Moda Deniz Yarışları

    Taht-ı himaye-i hazreti padişahide olarak malûlin-i askerîyeye muavenet heyetince hasılatı malûl gazilere aid olmak üzere Ağustos’un yirmi beşinci Cuma günü Moda koyunda tertip edilen deniz yarışları o gün İstanbul’un Türk ve ecnebi mehafiline mensup pek çok kibar zevatın ve büyük bir kitle-i temaşakaranın huzuruyla icra edilmiştir.

    Yarışlara Galata yatında ahz-ı mevki eylemiş olan ve Haliç komodoru Kaymakam Cevad Beyefendi’nin riyasetinde bulunan Ertuğrul sefine-i hümayunu süvarisi Nafi ve ikinci süvarisi Sedad ve komodor muavini İsmail Hakkı Beylerle Anadolu İdman Kulübü reisi ve gazetemiz sermuharriri Burhaneddin Beylerden mürekkeb hakem heyetinin idaresi altında saat üçte başlamıştır.

    Saat altıya çeyrek kala hitama eren yarışlara büyük küçük pek çok tekneler iştirak etmiş ve birçokları da havanın sertliğinden ve semtinin bu’diyetinden dolayı gelemedikleri gibi Haliç İdman Kulübü tekneleri yolda hırpalanarak yarışa girememiş, Anadolu kulübü de reisinin hakem heyetinde aza bulunması sebebiyle yarışa tekne sokmamıştır.

    Birinci Yarış (Bir Çifte Sandal)

    Birinci: Ramazan Çavuş – Kasımpaşa

    İkinci: Yahya – Fener

    İkinci Yarış (İki Çifte Sandal)

    Birinci: Kazım – Hasköy

    İkinci: Abdullah – Hilal

    Üçüncü Yarış (İki Çifte Kaba Futa)

    Birinci: Abdullah – Karaköy

    İkinci: Tahsin – Anadolu Hisarı

    Dördüncü Yarış (İki Çifte Futa)

    Birinci: Haşim Sami – Eyüp

    Yalnız iki tekne olduğundan ikinci yoktur.

    Beşinci Yarış (Bir Çifte Balık Kayığı)

    Birinci: Kadir – Hasköy

    İkinci: Ramazan – Hasköy

    Altıncı Yarış (İki Çifte Kulüp Futası)

    Birinci: Ziya Kaptan – Fenerbahçe

    İkinci: Galip Bey – Fenerbahçe

    Yedinci Yarış (Mekteb-i Bahriye Kikleri)

    Birinci: 14 Numara

    İkinci: 16 Numara

    Sekizinci Yarış (Sefain-i Harbiye Kikleri)

    Birinci: Yavuz

    Dokuzuncu Yarış (Beş Çifte Sefain-i Harbiye Filikaları)

    Birinci: Hamidiye

    Onuncu Yarış (Dört Çifte Alamana Kayıkları)

    Birinci: İstepan – Yenikapı

    On Birinci Yarış (İki Çifte Sandal)

    Birinci: İtfaiye – Fener

    İkinci: Ali – Sirkeci

    On İkinci Yarış (Altı Çifte Sefain-i Harbiye Filikaları)

    Birinci: Yavuz

    Amatörler Arasında (200 Yarda Sürat Yüzme Yarışı)

    Birinci: Galatasaray kulübünden Sedad Bey

    İkinci: İdman Yurdu’ndan Hayri Bey

    Serbest Yüzücüler Arasında Aynı Mesafede Birinci: Osman

    Yağlı Direk’te Yavuz mürettebatından Mehmed Çavuş ihraz-ı muvaffakiyet eylemiştir.

    Yarışların hitamını müteakip Moda’da Bomonti gazinosunda Şehzade Ziyaeddin Efendi hazretlerinin huzurlarıyla tevzi-i mükafat merasimi icra olunmuş ve bilhassa Mekteb-i Bahriye ve Efrad-ı Bahriye-i Şahane ile idmancılar alkışlanmıştır.

    Yarışta erkan-ı bahriyemizin hemen ekserisi hazır bulunmakla beraber düvel-i itilafiye zabitanı da med’uv bulunmakta idiler.

    Vesaitin herkesçe malum olan noksanı ve ahval-i hazıranın izahtan müstağni olan ehemmiyeti ile beraber yarışlar intizarın fevkinde bir intizam dâhilinde cereyan eylemiş ve halkın malul gazilere muavenet için büyük bir kadirşinaslık ibraz eyledikleri maaşükrân meşhud olmuştur.

    Ümit ederiz ki gelecek sene bu sefer görmek istemediğimiz bazı noksanlar da tamir edilir.

    İstikbalden emin bir kalp ve dimağ ile daha müsterih günlerde, daha vasi programlı yarışlar tertibine ve bilhassa Osmanlı denizciliğinin yavrularındaki cevheri dost ve misafir devletler bahriyesiyle mukayeseye muvaffak olmamızı büyük Tanrı’dan dileriz.

    Spor Âlemi – 31 Ağustos 1922

  • Canlı Yapraklar – XXIX

    Canlı Yapraklar – XXIX

    Fenerbahçe tarihinin hâmisi Dr. Rüştü Dağlaroğlu‘nun 1954-1955 yıllarında Akşam gazetesinde yayınlanan ve 1957 kitabının öncülü olan yazılarını kıymetli büyüğümüz Müzdat Dağlaroğlu‘nun müsaadesiyle sitemizde yayınlıyoruz. Huzurlarınızda “Canlı Yapraklar – XXIX” : 1916 yılından geliyor.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Spor Tarihimizden Canlı Yapraklar – XXIX

    36 Yıl Önce Bir Galatasaray-Altınordu Maçı

    Altınordu kulübü 1916 yazında Fenerbahçe’den ayrılıp kendisine iltihak eden 7 futbolcu ile birdenbire çok kuvvetlenince Sarı Lâcivert ve Sarı Kırmızlı kulüpler için İstanbul şampiyonluğu artık pek zorlaşmıştı.

    Durum böyle iken 1916-17 ligleri Müdafaa-i Milliye Cemiyeti himayesinde tertiplendi ve yine o senelerin şu 6 malûm ve muayyen kulübü arasında Ekim ayının ilk haftasında başladı:

    Altınordu, Anadolu, Fenerbahçe, Galatasaray, Süleymaniye ve Anadoluhisarı İdman Yurdu.

    Altınordu o çok kuvvetli kadrosuyla önüne geleni yenmekte idi. Yalnız bir maçta, ocağına incir dalı dikmek hedefini güttüğü ve içerden vurup çok zayıf düşürdüğü Fenerbahçe ile berabere kaldı, diğer 9 maçı kazandı.

    Böylece 1917 senesi nisan bidayetlerinde sona eren ligde 29 puvanla ilk defa İstanbul şampiyonluğunu kazanan Lâcivert Kırmızılı takımı 24 puvanla Anadolu takip etmiş ,18 puvanla Galatasaray üçüncü, 17 puvanla Fenerbahçe dördüncü, 16 puvanla Süleymaniye beşinci ve ikinci devrede maçlardan çekilen İdman Yurdu da 6 puvanla 6ncı olmuştu.

    O yıllarda umumiyetle Darülfünunlu gençlerden müteşekkil Anadolu’dan sonra, bilhassa Fenerbahçe ile Galatasaray’ın sahaya (11)er futbolcu çıkarmakta büyük müşkülâta uğradıkları bir hakikattir.

    Yukarıdaki resim birinci dünya savaşının o pek buhranlı devirlerinde 1916-17 liginin birinci devre Galatasaray – Altınordu maçına aittir.

    28 Ekim 1916 Cuma günü oynanan ve ligin 3üncü hafta maçını teşkil eden bu müsabaka İdman Yurdu’ndan Taip Servet’in hakemliğinde oynanmış ve sıfıra karşı 2 golle Altınordu’nun galibiyetiyle neticelenmiştir.

    Maçtan bir kaç dakika önce çekilen bu tarihi fotoğrafta birçok şöhretli futbolcularımız vardır. Pek çoğumuza onların cisimleri değilse de isimleri hiç de yabancı gelmeyecektir. İşte, sayalım:

    Sağ baştan itibaren, beyaz pantolonunu kalın meşin kemerle sıkmış olan zamanın meşhur solaçığı ve penaltı kıralı Fenerbahçeli Topuz Hikmet’tir. O sene Galatasaray’a geçmiş, fakat ertesi sene İsmet’i de beraberine alıp yine Fenerbahçe’ye dönmüştür.

    Topuz Hikmet’in yanındaki çok genç delikanlının pabuçlarına bakıp da sakın yanlış hüküm vermeyin. “Bu süklüm püklüm çocuk da kim?” demeyin. Bu masum delikanlı bir zamanların meşhur Yavuz İsmet’idir. Milli takımımızın santrhaf mevkiinde birçok maçlar çıkarmış olan Doktor İsmet Uluğ o tarihlerde Galatasaray Mektebi Sultanisi talebelerindendi. Ertesi sene Galatasaray’dan ayrılıp Fenerbahçe’ye girmiş ve kısa zamanda büyük şöhret olmuştu.

    İsmet’in yanında o sene Fenerbahçe’den ayrılıp Altınordu’ya geçen Haydar görülüyor.

    Yanındaki ince delikanlı zamanımızın meşhur Refik Osman Top’udur. Beşiktaş’ın bugünkü göbekli antrenörü bu resmi görüp de Altınordu’daki o (Şiir) devrini hatırlarsa muhakkak ki derin bir “ah” çeker.

    Refik Osman’ın sağındaki Altınordu’nun meşhur (Balıkçı Tevfik)idir. Balıkçı Tevfik’le yanındaki Sadi Karsan Galatasaray’ın merhum (Doktor Namık)ını resimden âdeta ekarte etmişler, merhumun yalnız başı görülüyor.

    Sadi Karsan’ın esbak Futbol Federasyonu başkanı olduğunu ve Galatasaray’da futbol oynarken, kıvraklığı dolayısıyla (Sıçan Sadi) lakabıyla anıldığını eskiler bilirler…

    Ortadaki uzun boylu fesli Taip Servettir. Pek az sonra başlayacak bu tarihi maçı idare için gidip soyunacak; kısa pantolon ve futbol ayakkabısı giyecek, sırtına da cicili bicili armalı hakem ceketini geçirecek sanıyorsanız aldandınız. Taip Servet bu mühim lig maçını, o zamanki âdete uyarak, resimde görülen kıyafetle idare edecektir.

    Taip Servet’in sağında kollarını kavuşturmuş topaç gibi delikanlı bu maçtan bir kaç hafta önce Fenerbahçe’den Altınordu’ya geçen meşhur Bekir’dir.

    Sırtını çevirdiği Galatasaraylıyı tanıyamadıksa da, yanında, duran, kendisi gibi, kolların bağlamış delikanlı Altınordu’nun meşhur Dalaklı Hüseyin’idir. Merhum Dalaklı da az kulüp değiştirmişlerden değildi hani…

    Fenerbahçe’de yetişmiş, sonra Galatasaray’a geçmiş merhum Necib Şahin bir taraftan yarım sol etmişken, aynı zamanda da Dalaklı’nın abus çehresini tebessümle seyrediyor.

    (Fitil Nuri) de bu abus ve mütebessim çehreler arasında tabii duruşuyla gözlerini objektife dikmiş. Bu üç baş mükemmel bir üçken teşkil etmiyorlar mı? Fenerbahçe’den o sıralarda Altınordu’ya geçen Fitil Nuri, Beykoz’un (eker biçer)ine taş çıkartan bir endama sahiptir.

    Selami İzzet’i her halde tanıdınız! Galatasaray’ın bu namlı futbolcusu merhum Otomobil Nuri ile omuzlaşmışlar… O devirlerin ana sporu tulumbacılık antrenmanına mı heveslenmişler dersiniz?

    Otomobil Nuri’nin bu fotoğrafın çekildiği günden bir ay kadar önce, 6 arkadaşını da alarak Fenerbahçe’den Altınordu’ya geçtiği malumdur.

    Oturanlara gelince:

    Sağ başta Fenerbahçe’den ayrılanlardan Altınordulu (Kara Cemil) görülüyor.

    Beyaz fanilâlı Galatasaraylı Ahmet Ali’dir. Fanilasının rengine bakıp da onu kaleci sanmayın. Sağaçıktır.

    Sonra, topu önünde tutan Galatasaray kalecisi Nüzhet’i görüyorsunuz.

    Nüzhet Öniş’in sağında 3 Altınordulu görülmektedir: Doktor Selâhaddin merhum, Doktor Suphi ve eczacı Cafer Çağatay (halen Suadiye eczanesi sahibi.)

    “38 sene evvel (Milli takım) sözünün henüz işitilmemiş olduğu bir devrin hâtırası olan bu gruptan acaba kaç genç tam 7 sene sonra teşkiline başlanan milli takımda yer aldı?” diye düşündünüz mü?

    Sizi fazla üzmeden merakınızı giderelim:

    Bu gruptan 4 genç bilâhare enternasyonal olmuşlardır. Bunlar Galatasaray’dan İsmet’le Altınordu’dan Bekir, Cafer ve Refik’tirler. Garip olan şudur ki; bu futbolcuların 4’ü de milli formayı başka kulüplerin mensupları iken giymişlerdir.

    Kıyafetlerdeki mahrumiyet bir tarafa, fakat bu fotoğrafta kale direkleriyle ağlarının durumu hiç göze batmıyor mu? İğri büğrü ve yamalı direk, delik deşik ve salkım saçak bu ağlar vaktiyle Türk gençleri ve kulüplerinin en büyük mahrumiyetler içinde çırpınıp Türk sporuna hizmet ettiklerine ne canlı vesikalardır…

    Bari şimdikilere ibret olsa!

    (Gelecek resim ve yazı: meşhur Slavya’nın 32 sene evvelki ilk gelişinde muhtelit takımla maçına ait tarihi bir hâtıradır.)

    Rüştü Dağlaroğlu – 9 Ekim 1954 – Akşam Gazetesi

  • Türk Futbolunun İdari Tarihçesi

    Türk Futbolunun İdari Tarihçesi

    “1959 Öncesi Şampiyonluklar” konusunda, en başından beri “1959 Öncesini İnkar, Devleti İnkardır” noktasında duruyoruz. Aşağıda okuyacağınız Türk Futbolunun İdari Tarihçesi, bu tezimizi kanıtlayan bir derleme olarak tarihe geçiyor.

    Gerek Türkiye Futbol Federasyonu’nun kuracağı komisyon, gerek kulüplerimiz ve gerekse araştırmacılar; bu derlemeden istifade ederek, Fenerbahçe Spor Kulübü tarihçilerine dair tezlerin ne denli isabetli olduğunu tahlil etme imkanı bulacaktır.

    Şimdi tarihe bırakalım…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    1959 Öncesini İnkar, Devleti İnkardır

    Türk Futbolunun İdari Tarihçesi

    15 Nisan 1921

    “İdman İttifakı Heyet-i Muvakkatesi” 269 maddelik son nizamname taslağı üzerinde çalışmaya başladı.

    “İşte, bu tarihlerde İsviçre’den tahsilden dönen Galatasaray’ın eski futbolcularından Yusuf Ziya Öniş, beraberinde getirdiği İsviçre Spor Teşkilatı nizamnamesini Galatasaray kulübünün 1 numaralı kurucusu Ali Sami Yen, Anadolu kulübünden Burhanettin Felek ve Fenerbahçe kulübü kurucularından Nasuhi Baydar ile beraber tercüme ederek 20 maddelik bir tüzük meydana getirmişlerdir” (San, Ünsi ve Var) “…

    “20 maddelik yönetmeliğin yetmeyeceği, “ayrıca kurulması düşünülen teşkilatın yalnız futbol değil, yapılan bütün spor dallarını kapsamasının da ön plana alınmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır.” (Ertuğ)

    20 Haziran 1921

    Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Baron Pierre de Coubertin, Lozan’dan Selim Sırrı Tarcan’a yazdığı mektubunda şöyle diyordu:

    “Aziz meslektaşım; Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin son toplantısında Türkiye temsilcisi olarak yeniden aramıza katılmanızı rica etmekle görevlendirildim. Koşullar, görevinizi bir süre kesintiye uğratmış olsa da herkesin belleğinde yer etmiş bulunan kişisel dostluk duygularında hiçbir eksilme olmamıştır. Bu mektubu en içten duygularımla birlikte bunun güvencesi olarak kabul etmenizi rica ederim.”

    27 Kasım 1921

    İdman İttifakı Heyet-i Muvakkatesi’nin Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı tüzel kişiliğine esas olacak nizamnamesi Dâhiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı) onayına sunuldu.

    İİHM’nin kuruluş amaçları, kısaca, “Türkiye’deki beden eğitimi ve spor işleriyle spor kulüplerine yardım etmek, üye kulüpler arasındaki ilişkileri kurala bağlayıp düzenli-dostça yürümesini sağlamak, yeni sporcuların yetişip yeni kulüplerin kurulmasına önayak olmak, her türlü spor, beden terbiyesi ve idman faaliyetini idare, teşvik, himaye ve tensip ve Türk idmancılığını dâhilde ve hariçte tam salahiyetle temsil etmektir.”

    22 Mayıs 1922

    İdman İttifakı Heyet-i Muvakkatesi, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı adıyla tüzel kişilik kazandı.

    İİHM, doğal gelişme süreçleri içinde, tescil işlemlerinin bittiği 22 Mayıs 1922 tarihinde, yerini, Cemiyetler Kanunu’na göre kendisi de tüzel kişi olan ve bu yönüyle Türkiye’nin ilk biçimsel spor yönetimi olarak beliren “federatif” nitelikteki TİCİ’ye bırakmıştır.

    25 Haziran 1922

    ‘Milli Olimpiyat Cemiyeti’ yerine ‘Kaim Cihan Müsabakalarına İştirak Cemiyeti’ kuruldu.

    Gerçek anlamda Türkiye’nin ilk ulusal olimpiyat komaitesi olan ve yürürlükteki dernekler hukuku hükümlerine göre özel hukuk tüzel kişisi olarak kurulan örgütün Reis-i Fahrîsi Şehzade Abdurrahim Efendi, Reis-i Hamîsi Şehzade Ömer Faruk Efendi, Reis-i Aslîsi Ziraat Müdür-ü Umumîsi Hasip Bey, Reis Vekiller Pertev Paşa ve Kemal Paşa, üyeleri Celal ve Dr. Server Kamil Beyler, saymanı Abidin Bey, veznedarı Ahmet Vefik Bey, merkezi İstanbul, faaliyet sahası ise bütün Türkiye olarak belirlendi.

    Türkiye’nin 1924 Olimpiyatları’na katılabilmesi için hükümetten istenen yardımın tutar ve gerekçelerini açıklayan ve Ali Sami Yen ile Selim Sırrı Tarcan’ın ortak imzalarını taşıyan mektup için:

    “14 Teşrinisani ve 613/110 Numaralı Lütufnameleri ile Talep Olunan Malumatın Berveçh-i Zir Arzı” (TMOK Arşivi)

    14 Temmuz 1922

    Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Fenerbahçe kulübü binasında ilk toplantısını yaptı. Bu toplantıda ilk heyet-i merkeziye oluşturuldu.

    31 Temmuz 1922

    Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın genel merkez toplantısında cemiyetin ilk başkanı olarak Ali Sami Yen ve öteki Meclis-i İdare üyeleri seçildi.

    24 Ağustos 1922

    TİCİ Meclis-i İdaresi, geçici atletizm, güreş ve futbol encümenleri (federasyon) oluşturmuş, başkanlıklarına ise sırayla kendi başkan yardımcıları Burhan Felek ve Ali Seyfi’yle, üye Yusuf Ziya Öniş’i getirmiş, encümen üyelerinin de encümen başkanlarınca TİCİ Meclis-i İdare üyeleri arasından seçilmelerini öngörmüştür.

    1 Kasım 1922

    Türkiye İdman Mecmuası dergisinde yayınlanan bir yazıdan:

    “Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesiyle, yalnız İstanbul’da yapılmakta olan spor türlerinin bütün Anadolu’ya yayıldığını, sırasıyla Ankara, İzmir, Rize, Trabzon, Konya, Mersin, Adana, Zonguldak, Sivas, Erzurum, Samsun, Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Edirne’de 1922 yılı sonlarında yapılmaya başlandığını öğrenmekteyiz. Bu suretle spor türleri bütün yurtta yayılmakta ve dolayısıyla yalnız İstanbul’un dar bir bölgesi içinde sıkışıp kalarak örgütlenmiş TİCİ’nin genişletilmesi ve bölgeleri içine alacak duruma getirilmesi görüşü çoğunluk kazanmaktadır.” (Çeki – 1 Kasım 1922)

    10 Kasım 1922

    TİCİ Genel Merkezi, Ekim ayının başında yapması gereken üçüncü toplantısını yaptı.

    “Cuma günü Fenerbahçe kulübünde yapılan toplantı beş saatten fazla sürmüştür. Bu toplantının yalnız futbol federasyonunun çalışması konusundaki tartışma ile geçtiğini öğrenmekteyiz. Bu suretle de yalnız bir Futbol Federasyonu kimliği altında çalışmalarını sürdürmektedir.” (Çeki – 1 Kasım 1922)

    15 Ocak 1923

    FIFA, Türkiye’nin “nizamname-i dahilisine tevfikan” Türkiye’nin muvakkaten kabul olunduğunu kongrede keyfiyet-i kabulün mevki-i müzakereye konulacağını bildirdi.

    16 Şubat 1923

    TİCİ’nin 1923 Nizamnamesi düzenlendi.

    “İşbu teşkilat-ı umumiyeyi ihzar, ikmal ve tatbik eylemek üzere, en eski idman cemiyetleri murahhasları ve en maruf Türk idman mütehassıs ve muallimlerinin iştirakiyle 1340 (1924) senesi umumi kongresi toplanana kadar umumi kongre salahiyetini haiz” bir Heyet-i İhzariye kuruldu ve eski yönetim kurulunun bu geçici heyet olarak görevde kalması kararlaştırıldı.

    Nizamname “Türkiye’nin aksam-ı memalikinde” (Madde 1) örgütlenilmesini öneriyor ve idman mıntıkalarını “memleketin vaziyet-i coğrafiye ve iklimiye, vesait-i nakliye ve teşkilat-ı mülkiyeye göre tefrik edilen hudutlar dahilinde (Madde 4) kuruyordu.

    16 Mart 1923

    Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı yeniden örgütlendi.

    13 Nisan 1923

    Şehzadebaşı’nda Letafet Apartmanı’nda Kumkapı kulübünde yapılan toplantıda Türkiye Futbol Federasyonu kuruldu.

    21 Mayıs 1923

    Cenevre’de yapılan toplantıda Türkiye Futbol Federasyonu’nın FIFA üyeliği onaylandı.

    2 Ocak 1924

    Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) kararnameleriyle hem “kamu yararı gözeten dernek” statüsü edindi, hem de Türkiye’yi dışarıda temsil etmeye hükümetçe yetkili kılındı.

    4 – 12 Eylül 1924

    Birinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Harbiye şampiyon oldu.

    5 – 12 Eylül 1924

    TİCİ 1. Kongresi, Ankara’da Türk Ocağı’nda toplandı.

    Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk “Hamî” Başkanlığı, Başbakan İsmet İnönü ise “Fahrî” Başkanlığı kabul ettiler.

    TİCİ Başkanlığına Ali Sami Yen seçildi.

    Kongreye Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Canik (Samsun), Edirne, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Karesi (Balıkesir), Kocaeli, Konya ve Trabzon “şehir” mıntıkaları katılırken, ordu mıntıkalarından Harbiye ve Bahriye de temsilci göndermişti.

    Federasyonların kuruluş ve ikamet kararları alındı. İşbu Federasyonların 1928 Olimpiyatları hazırlığına şimdiden başlaması kararlaştırıldı. Yeni bölgeler kuruldu ve her sene Türkiye birincilik müsabakalarının farklı yerlerde düzenlenmesi kararı verildi.

    18 – 20 Eylül 1925

    TİCİ 2. Kongresi, Ankara’da Belediye Salonu’nda toplandı.

    Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk “Hamî” Başkanlığı, Başbakan İsmet İnönü ise “Fahrî” Başkanlığı kabul ettiler.

    TİCİ Başkanlığına Ali Sami Yen seçildi.

    Açılış konuşmasını yapan Başbakan İsmet Paşa “Memleketimizde spor teşebbüsü henüz sizin idare etmekte olduğunuz son şekliyle birkaç senelik teşebbüs olmakla beraber az zamanda kat ettiğimiz mesafeler bu işi hususi teşebbüslerin hevesleri için vücuda getirdikleri ve mesul oldukları bir teşkilat haricine çıkarmış, memleketin hayat-ı umumiyesinde bütün mücadelâtında onu bir mevki sahibi etmiştir.” dedi.

    Türkiye birinciliklerinin bir arada olmayıp spor mevsimine göre yapılması kabul edildi.

    28 Eylül – 1 Ekim 1926

    TİCİ 3. Kongresi, Ankara’da toplandı.

    TİCİ Başkanlığına Ali Sami Yen seçildi.

    Kongrenin açış konuşmasını yapan İsmet Paşa, TİCİ “yöneticileri ve kongre üyelerine, mıntıkaların ve federasyonların şikâyetlerinin yersiz olduğunu, her şeyin hükümetten beklenmemesi gerektiğini, hükümetin spora maddi-manevi desteğini verdiğini, hükümetin spor teşkilatına verdiği önem ve saygı derecesini kendilerinin de gösterdiği zaman daha iyi neticeler elde edileceğini, çünkü gençliğin Türk milletinin istikbali olduğunu bunun için çalışmalarda ciddi ve disiplinli olunması gerektiğini” belirtti.

    TİCİ’nin kongre temsilci heyetini kabul eden ve onlara oldukça uzun bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ise sözlerini şöyle bitiriyordu:

    “Sizi bana gönderen hassas insanlardan mürekkep gençlik cevvaliyetiyle vatan ve milliyet aşkıyla hal-i feveranda bulunan kongrenize teşekkür ederim. Sizi avdet ederken Türkiye İdman Cemiyetleri İttihadı’nın teşkiline badi bütün insanların güzel niyetlerine ve baria muvaffakiyetlerine müteşekkir olarak selamlarım. Sözlerimde işaret ettiğim ciddi muvaffakiyatı bana, hükümet-i cumhuriye ve cumhuriyetin sahib-i aslisi ve murakıbı olan büyük Türk milletine fiilen gösterebileceğiniz zamana büyük Türk milleti namına muntazır olduğum sözlerini son sözlerim olarak söylerim.”

    2 – 10 Eylül 1927

    İkinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Muhafızgücü şampiyon oldu.

    6 – 9 Eylül 1927

    TİCİ 4. Kongresi, Ankara’da Halk Fırkası merkezinde toplandı.

    TİCİ Başkanlığına Ali Sami Yen seçildi.

    Kongrenin açılış konuşmasını yapan Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey; “spor faaliyetlerinin federasyon suretiyle teşekkülünü ve bir program dâhilinde faaliyet yapılmasını arzu ettiklerini, sporun memleketin hayati mesele olduğunu, Türk sporculuğunun diğer yıllara nazaran çok ilerleme gösterdiğini ve bu kongrenin eğitim, ordu, bahriye ve spor teşkilatlarıyla meşgul olacağı için diğer kongrelerden daha büyük önem arz ettiğini” belirtti.

    Bu kongrede nizamname değişikliğiyle, umumî kongrelerin bir yerine iki yılda bir toplanması, mahallî ve millî şampiyonlarla, heyet reislerinin müsabakaları ücretsiz izlemeleri hükme bağlandı.

    21 Mayıs 1928

    1246 sayılı “Türkiye’de Gençlik Teşkilatlarının Türk Vatandaşlarına Hasrı Hakkında Kanun” Resmî Gazete’de yayınlandı.

    Kanun metni şu şekildeydi:

    Madde 1) Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde gerek mekteplerde ve gerek mektep haricinde izcilik, keşşaflık, boyskotluk veya diğer nam ve unvan altında izcilik teşkilatı vücuda getirmek hakkı münhasıran Türk vatandaşlarına aittir.

    Madde 2) Birinci maddede zikredilen teşkilatı ecnebiler vücuda getiremeyeceği gibi bu kabil teşkilata ecnebi gençler dâhil olamazlar.

    Madde 3) Türk vatandaşlarından olanlar dahi birinci maddede zikredilen teşkilatı ancak Maarif Vekaleti’nin müsaadesiyle ve o vekaletin emir ve murakabesine tabi olmak vücuda getirebilirler.

    Madde 4) Bu kanun neşri tarihinden muteberdir. Madde 5) Bu kanunun ahkâmını icraya Dahiliye ve Maarif Vekilleri memurdur.

    2 – 8 Ocak 1931

    TİCİ 5. Kongresi, bir önceki kongreden 4 yıl sonra, Ankara’da Halk Fırkası merkezinde toplandı.

    TİCİ Başkanlığına Ali Sami Yen seçildi.

    Bu kongrede alınan kararlardan bazıları;

    Genelkurmay, Maarif, Sağlık ve Harici Vekilliklerinden genel merkeze oy hakkı olmayan birer delege gönderilmesi ve bunların müşavir üye olarak alınması;

    Hokey, Boks, ve Tenis federasyonları iptal edilerek bu sporların şimdilik tatbik edilmekte oldukları bölge idman heyetlerine bırakılması;

    futbol, güreş, atletizm, denizcilik ve eskrimin birer federasyon olarak muhafaza edilmesi;

    Binicilik, atıcılık, uçuculuk, kızakçılık ve dalgıçlık gibi ordu sporları için, ordu sporları federasyonu namı altında bir federasyon kurulması ve sporcuların, spor turnelerinde gazete muhabirliği yapmamaları idi.

    20 – 25 Haziran 1932

    TİCİ 6. Kongresi, Ankara’da Halkevi’nde toplandı.

    Merkezi umumî, bu toplanışında İstanbul mıntıkası ile Futbol Federasyonu arasındaki ihtilafı da inceledi ve kongrede bulunan müfettişlerin raporunu, Futbol Federasyonu başkanının izahatını ve İstanbul mıntıkası merkez heyeti reisi Orhan Beyin konuya ilişkin raporunu dinledi.

    Meselenin incelenip karar verildiği son toplantıda, kendisiyle alakalı olduğu için hakem durumunda bulunmasının uygun olmayacağından Futbol Federasyonu Başkanı Hamdi Beye toplantıdan çıkması rica edilmiş, o da bunun üzerine salondan çıkmıştır.

    Kongrede bir konuşma yapan Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri Recep Peker; “Partinin spor işleriyle ve sporculukla fevkalâde alakadar olduğunu, spora maddi-manevi her türlü desteği verdiğini, sporculuğun esaslı bir şekilde tanzim ve teşkilinin zaruri olduğunu, hükümetin spora bu sene önceki senelerden daha fazla para tahsis ettiğini, profesyonelliğe karşı olduklarını ve bunun için her türlü girişmeleri reddettiklerini, Türkiye birinciliklerini önümüzdeki sene yapacaklarını, kulüplerin, sporcuları kendi menfaatleri için değil millet için yetiştirmesi gerektiğini” belirtti.

    Bu kongrede federasyon seçimleri de tartışmalı geçti. Eski federasyon başkanları ve erkanından hiç biri vazife kabul etmek istememiş, bütün ısrarlara rağmen şiddetle reddetmişlerdi. Fakat neticede gene onlar seçilerek bir emrivaki karşısında bırakıldılar.

    7 – 10 Ekim 1932

    Üçüncü Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. İstanbulspor şampiyon oldu.

    13 Ekim – 10 Kasım 1933

    Dördüncü Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    25 – 28 Ekim 1933

    TİCİ 7. Kongresi, Ankara Spor Salonu’nda toplandı.

    Kongre heyeti umumiyesi; Cumhuriyetin 10uncu yıl dönümü nedeniyle Bursa’da yapılamayan Türkiye futbol birinciliğinin gelecek sene Bursa’da yapılması kararlaştırıldı. Federasyonların raporlarını inceleyen komisyonun “beş sene müddetle Türkiye birinciliği yapmayarak bu paranın mıntaka sahalarına tahsisi” hakkındaki teklifi kabul etmedi.

    12 – 29 Ekim 1934

    Beşinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Beşiktaş şampiyon oldu.

    24 Ağustos – 8 Eylül 1935

    Altıncı Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    13 – 18 Nisan 1936

    TİCİ 6. Kongresi, Ankara’da Halkevi’nde toplandı. Kongrenin son gününde, voleybol ve basketbol federasyonlarının kurulmasına ve cezaların affına, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı namı altında 14 yıl faaliyet gösteren bu teşkilatın nizamnamesinin maksadı temine kâfi gelmediği için yeni icaplara göre hükümler taşıyan bir nizamname ile teşkilat 18 Nisan 1936 tarihinden itibaren adının “Türk Spor Kurumu” olarak değiştirilmesine karar verildi.

    “Türk Spor Kurumu, ‘yarı-resmî niteliğine ve CHP parti örgütünün parçası olmasına karşın, dernekler hukuku hükümlerine göre son kurultayında adını Türk Spor Kurumu olarak değiştirmiş bir ‘özel hukuk tüzel kişisi’, bu yönüyle de Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın yasal devamıdır.” (Kurthan Fişek)

    29 Haziran 1936

    Türk Spor Kurumu Dergisi yayın hayatına başladı.

    İlk sayıda yayınlanan “Maksadımız” başlıklı yazıda şöyle deniyordu:

    “Bu sene sekizinci kongresini akdeden “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı,,, nizamnamesini yeni esaslara göre değiştirerek ismini de [Türk Spor Kurumu] na tahvil etmiştir.Bu yeni esaslara göre Türk Spor Kurumu; Yurdu kurtaran Ulu Önder Kamâl Atatürk’ün cumuriyet ve istiklalimizi kendisine tevdi etmiş olduğu Türk Gençliğini, ruhi ve manevi bakımdan olduğu kadar bedeni ve maddi bakımdan da bu değeri ölçülmez vediayı koruyabilecek iktidara sahip, şuurlu, canlı, bir düşünceli ve bir hareketli [bir sporcu gençlik birliği] halinde ilerletip geliştirmek vazifesini üzerine almıştır.Türk Spor Kurumu; bu vazifesini yaparken gençlerin sıhhat şartlarını göz önünde tutarak memlekette teknik icaplara uygun zevkli bir spor faaliyeti uyandırmıya çalışacak ve bu faaliyetin, ahlâklı ve vatansever Türk Gençliği için millî vasıfları hâiz ve o gayelere müteveccih olmasını temine dikkat ve ehemmiyetle uğraşacaktır.Bugün ilk sayısı çıkan Türk Spor Kurumu Dergisi Türk Spor Kurumunun bu yoldaki çalışmalarında, fikirlerinin yayım organı olacaktır.”

    21 Mart – 11 Temmuz 1937

    Birinci Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    13 Şubat – 5 Haziran 1938

    İkinci Millî Küme düzenlendi. Güneş şampiyon oldu.

    23 Haziran 1938

    İcra Vekilleri Heyetince 6 Haziran 1938 tarihinde Yüksek Meclise arzı kararlaştırılan (Spor Teşkilatı) hakkındaki kanun lâyihası esbabı mucibesi ile birlikte 23 Haziran 1938’de Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine sunuldu..

    29 Haziran 1938

    3530 sayılı Beden Terbiyesi Kanunu ile “Başbakanlığa bağlı” Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kuruldu.

    Gençlik Spor Bakanlığı’nın onayıyla federasyon kurmak, ülke çapında spor tesisi yapımıyla ilgili çalışmaları yürütmek, sporcu ve kulüplerin tescil, vize ve transfer işlemlerini izleyip kayıtlarını tutmak, Spor-Toto uygulamalarını düzenlemek ve yurttaşın spordaki bilgi ve ilgi düzeyini yükseltmekti.

    Kanun Maddesi 6) Beden terbiyesi genel direktörü Başvekil tarafından intihab ve Cumhur Reisinin tasdiki ile tayin olunur. Genel direktör bu kanunun hükümleri dairesinde kurulan teşekküllerin merci ve âmiri olup bu teşekküllerin çalışmalarından mesuldür.

    1939

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nce çıkarılan bir talimatnameyle TİCİ’den TSK’ya devredilen Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi, BTGM’ye bağlandı.  

    19 Mart – 9 Temmuz 1939

    Üçüncü Millî Küme düzenlendi. Galatasaray şampiyon oldu.

    31 Mart – 7 Temmuz 1940

    Dördüncü Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    21 – 22 Eylül 1940

    Yedinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Eskişehir Demirspor şampiyon oldu.

    12 Mart 1941

    Resmî Gazete’de 15309 numaralı kararname yayınlandı.

    “İlişik (1) sayılı listede yazılı kulüplerin hizalarında gösterilen adlar altında birleştirilmeleri ve (2) sayılı listede yazılı olanların da kapatılmaları; Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünün 15/2/1941 tarih ve 1320 sayılı tezkeresile yapılan teklifi üzerine 3530 sayılı kanunun 13 üncü maddesinin son fıkrasına tevfikan İcra Vekilleri Heyetince 1/3/1941 tarihinde kabul olunmuştur.”

    30 Mart – 6 Temmuz 1941

    Beşinci Millî Küme düzenlendi. Beşiktaş şampiyon oldu.

    12 – 15 Temmuz 1941

    Sekizinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Gençlerbirliği şampiyon oldu.

    23 – 25 Mayıs 1942

    Dokuzuncu Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Harbiye şampiyon oldu.

    3 Haziran 1942

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, 4235 sayılı yasayla Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.

    14 Mart – 19 Mayıs 1943

    Altıncı Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    12 Mart – 19 Mayıs 1944

    Yedinci Millî Küme düzenlendi. Beşiktaş şampiyon oldu.

    27 – 30 Mayıs 1944

    Onuncu Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    11 Mart – 20 Mayıs 1945

    Sekizinci Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    12 – 29 Mayıs 1945

    On birinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Harbiye şampiyon oldu.

    6 Nisan – 12 Mayıs 1946

    Dokuzuncu Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    25 – 28 Mayıs 1946

    On ikinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Gençlerbirliği şampiyon oldu.

    22 Mart – 25 Mayıs 1947

    Onuncu Millî Küme düzenlendi. Beşiktaş şampiyon oldu.

    24 – 26 Mayıs 1947

    On üçüncü Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Ankara Demirspor şampiyon oldu.

    21 Mayıs – 5 Haziran 1949

    On dördüncü Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Ankaragücü şampiyon oldu.

    18 Mart – 21 Mayıs 1950

    On birinci Millî Küme düzenlendi. Fenerbahçe şampiyon oldu.

    1 – 11 Haziran 1950

    On beşinci Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Göztepe şampiyon oldu.

    17 – 27 Mayıs 1951

    On altıncı Türkiye Futbol Birinciliği düzenlendi. Beşiktaş şampiyon oldu.

    13 Mayıs 1960

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, 7474 sayılı yasayla Başbakanlık makamına bağlandı.

    29 Ağustos 1962

    Profesyonel Futbol Yönetmeliği, Resmî Gazete’de yayınlandı.

    Madde 1) Bu Yönetmelik, profesyonel takım kuran kulüplerle profesyonel futbolcular ve bu teşekkül ve şahıslarla Futbol Federasyonu arasındaki münasebetlerde tatbik olunur.

    85. maddede “Bu yönetmelik hükümlerini Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yürütür” deniyordu.

    11 Şubat 1970

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, 1-21/1156 sayılı kararname ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlandı.

    1977

    Devlet Planlama Teşkilatı’nın “Beden Eğitimi ve Spor Özel İhtisas Komisyonu Ön Raporu” yayınlandı.

    “Federasyon birçok kulübün bir araya gelerek aynı amaç için birleştikleri bir topluluktur. Spor kulüpleri aynı amaç için birleşerek Federasyon’u kurarlar ve bunların yöneticilerini kendi aralarından seçerler. Anayasamızın 29’uncu maddesi gereğince herkes dernek kurrar. Spor kulüpleri de birer dernek olduğuna göre 1630 sayılı Dernekler Kanunu derneklerin federasyon ve konfederasyonlar halinde birleşebileceklerini belirlemektedir ve aynı kanun gereğince de uluslararası beraberlik ve işbirliği sağlayabilirler. Bu durum yurdumuzda ilk federasyonların kurulduğu 1922 yılından 1936’ya kadar Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı zamanında uygulanmıştır.”

    7 Kasım 1982

    Yeni Anayasa’da ilk spora yer verildi. Böylece ülkemizde ilk kez spor ve sporcu Anayasa’nın teminatı altına alındı.

    14 Aralık 1983

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü 179 sayılı kanun hükmünde kararnameyle Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde yer aldı.

    21 Mayıs 1986

    T.B.M.M.’de kabul edilen 3289 sayılı “Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu” ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü adı, Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü olarak değiştirildi.

    5 Mayıs 1988

    T.C. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün “Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri “Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim Komisyonu Raporu’ndan:

    Ülkemizde de her geçen gün gelişen profesyonel futbolun, Batıda olduğu gibi profesyonelce yönetilmesi zaruret haline gelmiştir. Profesyonel futbolun, amatör futbol şartlarına göre düzenlenmiş teşkilat ve kaidelerle yönetilmesi çeşitli aksamalara yol açmaktadır. Bu nedenlerle, profesyonel futbolun, profesyonelce yönetilmesi ve böylece futbolumuzun daha ileriye götürülebilmesi maksadıyla, özel hukuk hükümlerine tabi ve tüzelkişiliği haiz Türkiye Futbol Federasyonunun kuruluş ve görevleri hakkındaki bu Kanunun hazırlanması gerekmiştir.”

    27 Mayıs 1988

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” kabul edildi.

    2 Mart 1989

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesine Dair Kanun” kabul edildi.

    1989

    Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün Başbakanlık Devlet Bakanlığı’na bağlanması nedeniyle adı “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü” oldu.

    10 Nisan 1992

    Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu ve 33 Arkadaşının, 27.5.1988 Tarih ve 3461 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Eğitim Komisyonu Raporu’ndan:

    “Ülkemizde futbol faaliyetleri uzun yıllar Beden Terbiyesi ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğü çatısı altında ve ona bağlı Futbol Federasyonu eliyle yönetilmiştir. Futbolun ülke sporu içindeki yeri ve önemi dikkate alınarak, özerkleştirilmesi düşüncesi gündeme gelmiştir. Bu amaçla 3461 sayılı Kanun çıkarılmış, futbolun, içinde yer alan birimler ile kurum ve kuruluşlar eliyle kendilerinin seçtikleri kişiler tarafından yönetilmesi amaçlanmıştır. Ancak, bilahara 3461 sayılı Kanunun seçime ilişkin hükümleri 3524 sayılı Kanunla değiştirilerek, Federasyonun organlarının atama yoluyla görevlendirilmesi uygun görülmüştür.”

    17 Haziran 1992

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” kabul edildi.

    18 Şubat 2000

    Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’ndan:

    3.7.1992 tarihinde yürürlüğe konulan 3813 sayılı “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” ile profesyonel futbolun gelişmesine engel teşkil eden hususların ortadan kaldırılması, futbolun idarî, malî ve hukukî yönden özerk bir yapıya kavuşturularak uluslararası norm ve standartlara uygun bir yapının oluşturulması hedef alınmıştır. Özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzelkişiliğe haiz özerk bir federasyonu öngören bu Kanun kapsamında, futbol adına çağdaş bir çalışma ve gelişme ortamının tesis edildiğine ve bu suretle futbolla ilgili tüm sorunların giderileceğine dair kamuoyunda beklentiler yaratılmıştır. Ancak, Kanunun yürürlüğe girdiği 1992 tarihinden itibaren hâsıl olan gelişmeler kamuoyunda yaratılan bu olumlu beklentilere cevap vermede yetersiz kalmıştır.

    14 Nisan 2000

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kabul edildi.

    12 Mayıs 2004

    Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’ndan:

    “Ülkemizde profesyonel futbol faaliyetleri 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulmuş bulunan Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yürütülmektedir. Kanunun 1 inci maddesine göre futbol faaliyetleri millî ve milletlerarası kurallara göre yürütülür, teşkilâtlandırılır ve geliştirilir. Futbolun sürekli gelişmesi ve uluslararası niteliği nedeniyle süratle değişen şartlara uyumun sağlanabilmesi için anılan Kanunda değişiklikler yapılması zorunlu hale gelmiştir.”

    25 Mayıs 2004

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kabul edildi.

    29 Kasım 2007

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kabul edildi.

    5 Mayıs 2009

    T.B.M.M.’de “Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” kabul edildi.

    2011

    Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kurulması; 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 3/6/2011 tarihinde kararlaştırıldı.

    Kanun Hükmünde Kararname ile teşkilat yapısında değişikliğe gidilen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün 3289 sayılı kanunda yer alan “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü” ibaresi “Spor Genel Müdürlüğü” olarak değiştirildi.

    2018

    10/07/2018 tarihli 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde “Spor Genel Müdürlüğü” olan adı “Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü” olarak değiştirildi.

  • Cemil Yıldız Arşivi

    Cemil Yıldız Arşivi

    Sporcular, yöneticiler, taraftarlar… Arşivde bunların fotoğraflarına bol bol rastlamak mümkün. Peki ya hakemler? Onlara münhasır görseller yok denecek kadar azdı. Bugün bu durum biraz olsun değişiyor. Acar Yıldız ve Gürkan Yıldız ağabeylerimiz sayesinde, “Cemil Yıldız Arşivi” gün yüzüne çıkıyor.

    Gerçi resimleri teşhis etme konusunda biraz eksik kaldık ama en azından (ebediyete intikal edenlerden, tarihe bir şeyler intikal ettirerek) bu fotoğrafları yayınlama şerefine nail olduk.

    Hayatta olanlara sağlıklı bir ömür, vefat edenlere de rahmet diliyor; Fenerbahçe’nin (ve adı gibi “Acar” bir futbolcu olan Acar Yıldız’ın) tarihinden de fotoğraflar göreceğiniz bu kıymetli arşive keyifle göz gezdireceğinize inanıyoruz.

    Acar Yıldız hakkında söylememiz gereken birkaç şey daha var.

    Fenerbahçe Tarihi çalışmaları konusunda büyük desteğini her zaman hissettiğimiz “Fenerbahçe Tarihi Meseleleri: 1907-1914” kitabımızın önsözünde de yazdığımız bu değerli koleksiyoner ağabeyimiz, birçok koleksiyoncunun aksine biriktirdiklerini sevdiği ve güvendiği insanlarla sorgusuz sualsiz paylaşır. Hürriyet gazetesindeki röportajında olduğu gibi “rozet koleksiyonu” ile öne çıksa da bu arşivden de görüleceği üzere “tarihî kıymeti haiz” pek çok materyal elinden gelip geçer ve sahibini bulur.

    Fenerbahçe Spor Kulübü gibi milyonların sevgisine mazhar olmuş bir camianın “kurumsal hafıza/tarih yazımı” konusunda on yıllardır yaşadığı sıkıntılar hepimizin malumu…

    Rüştü Dağlaroğlu‘nun muazzam emeği ile kayıt altına alınmaya başlayan Fenerbahçe tarihi hazinesini, bugün teknoloji sayesinde bilgi ve belgelerle büyütürken en büyük ilham kaynağımızın Müzdat Dağlaroğlu ve Acar Yıldız gibi geçmişin kıymetini bilen büyüklerimiz olduğunu söylememiz gerekir.

    Ayrıca vesile bulmuşken “Spor İnsanı nasıl olmalı?” sorusunun yanıtlarından olan, kıymetli ağabeyimiz İlhami Şenyurt’a da Acar ağabey’in koleksiyonuna olan katkıları ve spor tarihi yazımı konusundaki emekleri için teşekkürlerimizi iletmiş olalım.

    Var olsunlar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Fotoğraflar


    Cemil Yıldız Arşivi

    Fotoğraf-1) Galatasaray-İstanbulspor maçında hakemler. Cemil Yıldız, Bulgar hakem ve Sermet Kaftancı

    Fotoğraf-2) 29 Ekim 1962. Alibeyköy. Hakemler: Cemil Yıldız, Zeki Gürkan ve Sermet Kaftancı.

    Fotoğraf-3) Galatasaray-Feriköy maçında hakemler. Cemil Yıldız ve Faruk Talu.

    Fotoğraf-4) Galatasaray-Palermo maçında hakemler. Cemil Yıldız, Semih Zoroğlu ve Vahit Kurtuluş

    Fotoğraf-5) Cemil Yıldız

    Fotoğraf-6) Anadolu Üsküdar. Oturanlar, alt sıra sağdan ikinci Acar Yıldız.

    Fotoğraf-7) Hakem Sermet Kaftancı.

    Fotoğraf-8) 28 Kasım 1964. Feriköy-Beykoz maçında hakemler. Muvahit Afir, Kenan Çelik ve Lemi Caner

    Fotoğraf-18) Hakem Tahsin Keçiciler

    Fotoğraf-20) Raif Develioğlu

    Fotoğraf-22) Adnan Ölçen

    Fotoğraf-23) Ferhat Barış, Cihat Tuncay, Ekrem Koçak

    Fotoğraf-24) Şeref Görkey

    Fotoğraf-25) 1964 Tokyo – 18. Olimpiyat Oyunları

    Fotoğraf-27) 18 Mayıs 1936. Şeref Stadyumu.

    Fotoğraf-31) 1956-1957 sezonu Fenerbahçe erkek basketbol takımı.

    Fotoğraf-32) Fenerbahçe Başkanı Osman Kavrakoğlu

    Fotoğraf-34) Fenerbahçe Stadyumu 1993-1994 Sezon Açılışı resimlerinden.

    Fotoğraf-35) Fenerbahçe Stadyumu 1993-1994 Sezon Açılışı resimlerinden.

    Fotoğraf-36) Fenerbahçe Stadyumu 1993-1994 Sezon Açılışı resimlerinden.