Etiket: Fenerbahçe Stadyumu

  • Doktor Ayten Salih

    Doktor Ayten Salih

    Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi“nin “Beden Eğitimi ve Spor” özel sayısında Barış Eymen ve Barış Kenaroğlu imzasıyla yayınlanan yazı…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Türkiye’de Kadınların Spor Sahalarında Görünmesi ve Ayten Salih Berkalp

    Barış Eymen, Barış Kenaroğlu

    Modern Sporların Ülkemize Girişi

    Türk kadınının spor sahalarında görünmesi Osmanlı döneninden itibaren başlamış bir süreçtir. Özellikle modern sporların yapılmaya başlanmasından bir süre sonra kadınların da söz konusu sporların bazılarıyla ilgilenmeye başladıklarını görürüz. Ülkemize modern sporların girişi genellikle 19. Yüzyılın ikinci yarısı ve sonrasına rastlar. Modern sporlar denince, öncelikle jimnastik, futbol, atletizm, grekoromen güreş, boks, bisiklet, yüzme, tenis, hokey, kriket, basketbol, voleybol, kayık ve yelken yarışları vs. gibi branşlar gelir.

    Öncelikle modern olan nedir; ona bir bakmak lazım. 18. Yüzyıl sonları ve 19 yüzyıl başlarında Osmanlı Türkiye’sinde birçok müessesenin tıkandığını işlevini yitirdiğini görüyoruz. Artık birçok alanda Avrupa’dan geri kalınmıştır.  Bu durumda devlet adamları çözüm arayışına girmişlerdir. Neticede gelinen nokta şu olmuştur:

    “Avrupa ülkeleri ile rekabet edeceksek kendi insanımızı en donanımlı şekilde yetiştirmeliyiz. Bu da çağın gereği gibi eğitim veren okullar açmakla olur. O zaman model Avrupa olacaktır.”

    Bu anlamda bir örnek verelim. Mesela Fransız eğitim sistemini model alan ve müfredatı da Fransız okullarına uygun bir yöntem kullanacaksınız. Fen bilimleri ağırlıklı müfredatı birebir aldığınızda ülkenizde bir Fransız Okulu kurmuş olursunuz. Buna karşılık o müfredata Türkçe, Türk Tarihi, Arapça, Farsça, Din Dersi ilave ettiğinizde artık bu müfredat çerçevesinde bir Fransız okulu olmaktan çıkıyor. Yerli motifler işin içine giriyor. Böyle olduğunda gençler yerli kültürden de uzaklaşmamış oluyorlar. İşte model birebir alındığında buna batılılaşma diyoruz. Yerli motifler katıldığında ise modernleşme diyoruz.

    Modern sporlar açısından buradan çıkaracağımız sonuç şudur: Modern eğitim alarak yetişen gençler modern spor dallarıyla tanıştıklarında ilgi gösteriyorlar, kolayca benimsiyorlar ve uygulamada da başarılı olabiliyorlar. Modern sporların ilk yapıldığı şehirler olarak İstanbul, İzmir, Selanik’i gösterebiliriz.

    Öncelikle yabancıların durumuna bir bakalım. Kapitülasyonların sağladığı imtiyazlardan yararlanarak koloni halinde yaşayan aileler sık sık çayırlara ve mesire yerlerine giderek kendi aralarında çeşitli spor dallarını icra ediyorlar.  Bunlara ilave olarak Osmanlı limanlarını ziyaret eden İngiliz savaş gemileri personelinin şehirde bulundukları zaman diliminde spor müsabakalarına katılıyorlar. Özellikle takım oyunlarında yeterli sayıda sporcu bulamayan aileler gayrimüslimleri de oyunlarına ortak ediyorlar.

    Zamanla Türkler de bu spor dallarıyla ilgileniyor. Türk gençleri sporu bir eğlenceden öte sağlıklı bir vücuda sahip olmanın aracı olarak da görüyorlar. Nitekim idmancı ve idmancılık kavramı sık sık kullanılıyor ve giderek yaygınlaşıyor. II. Abdülhamid döneminden itibaren gençlerin hem zihin hem de beden sağlığı için spor yapmanın yararları gazete sütunlarında yer alıyor. Yapılan sporlar gençler arasında ilgi gördüğü gibi halk da seyir amaçlı olarak ilgi gösteriyor.

    İlk Kadın Sporcularımız

    II. Meşrutiyetle beraber idmancılık hem zihin hem de beden sağlığı yanında aynı zamanda savaşa her zaman hazırlıklı olmanın gereği olarak da önemsenecektir. Ayrıca spor etkinlikleri artacaktır. Spor bayramı adıyla düzenlenen organizasyonlarda her dalda sporcular birbirleriyle rekabet edecektir. Bu bağlamda 1911 yılı spor bayramında Türk kadın sporcuların da yer aldığını görüyoruz. Kadınlar arası sürat yarışlarına katılan Besime Hanım birinci, Macide Hanım ikinci olmuştur. Besime ve Macide Hanımları ilk Türk kadın atletler olarak tanımlayabiliriz.

    Türk spor tarihi yazımına büyük katkılar sunan İdman mecmuası, 3 Temmuz 1330 (1914) tarihli 35. sayısı ile yayın hayatına veda etti. Derginin 5 numaralı nüshasında “Anadolu Hisarı İnas Mektebi talebâtı İdman Yurdu koşu müsabakasında” altyazılı bir fotoğrafta kız öğrencilerin Union Club sahasındaki yarışı görülüyordu.

    Takip eden senelerde Birinci Dünya Savaşı kaybedildi. Millî Mücadele kazanıldı. Ve Osmanlı İmparatorluğu, yerini Türkiye Cumhuriyeti’ne bıraktı. Genellikle İstanbul merkezli olarak düzenlenen sportif faaliyetler olduğu gibi Cumhuriyet’e intikal etmiş ve kulüpler, diğerlerinin de katılımıyla Osmanlı döneminde başlayan rekabetlerini Cumhuriyet döneminde de sürdürmüşlerdir. Bu defa sporun ülke geneline yayılması da önemsenecektir.

    İdman’daki fotoğrafın yayınlanmasından 13 sene sonra, Türk futbolunun “Şiir” lakaplı, kulüp gezgini, meşhur siması Refik Osman (Top) Bey’in “Heyet-i Tahririye Müdürü” olduğu “Gol” dergisinin 19-20 numaralı nüshasındaki bir fotoğrafın altyazısında ise şu cümle göze çarpıyordu:

    “Genç kızlarımız spor âlemine atılırken; ilk şayan-ı takdir adım”

    Bu adım 12 Şubat 1926 günü, 1913 yarışı ile aynı yerde, Kadıköy’deki (bugünkü Fenerbahçe Stadyumu) İttihat Spor Kulübü Sahası’nda yapılan “Cumhuriyetin ilk kadın atletizm koşuları” idi. Dönem gazeteleri derlendiğinde günün öyküsü okuyanların gözünde şöyle canlanıyordu:

    O gün saat on buçuktan itibaren seyirciler gelmeye başlamışlardı. Genç hanımların koştuklarını görmek hususi bir zevk uyandıracağı için olacak ki şimdiye kadar hiçbir atletizm müsabakasında görülmeyen bir kalabalık vardı.

    Saat on bire doğru, sporcu hanımlar yanlarında Ömer Besim (Koşalay) Bey bulunduğu halde göründüler. Ömer Besim Bey, daha önce bu tip yarışlarda emsaline rastlanmamış kalabalığı görünce, yarı şaka, yarı ciddi ‘Anlaşıldı’ dedi, ‘Bir daha atletizm müsabakaları tertip edildiği zaman mutlaka hanımların da teşrik edilmesi lazım!’

    Müsabaka kalabalığın gösterdiği alaka ve heyecanı tamamıyla tatmin edecek bir cereyan almakta gecikmedi. Zira birkaç günden beri koşuya iştirak edeceklerinden bahsedilen yirmi kadar hanımın soyunma odalarına girip de hazırlanmaları lazım geldiği zaman hanımlar arasında bir telaş, bir heyecan hâsıl oldu. Oraya buraya dağıldıkları, ötede, beride heyecanlı heyecanlı koşuştukları görüldü. Anlaşılan hanımlardan bazıları spor eşyalarını evde unutmuşlardı.

    Bu arada Ömer Besim Bey de İttihat Kulübü’nün bir ucundan diğerine koşuyor, hanımları toplamaya ve müsabakaya sokmaya çalışıyordu. Bütün bu faaliyete rağmen, koşuya iştirak etmeleri lazım gelen yirmi hanımdan ancak yedisi meydana çıkabilmişti.

    İttihat Spor Kulübü’nün küçük binasının kapısından çıkan hanımlar fotoğrafçıların hücumuna maruz kaldılar. İkdam gazetesi muhabiri saha içinde ve hanımların etrafında gerek amatör, gerekse profesyonel on dört objektif saymıştı. Tribündekilerle beraber bu sayı yirmiyi geçiyordu. Besim Ömer Bey’in ‘Haydi!’si sporcuları fotoğrafçılardan kurtardı. Hanımlar, meydana çıktılar, sıralandılar, herkes dikkatle bekliyordu.

    İki koşu yapılacaktı. Biri 60 metrelik sürat, diğeriyse 300 metrelik mukavemet koşusu… Sürat koşusuna üç atlet katıldı: Nermin Hanım, Emine Hanım ve Safiye Hanım.

    Unvan Bey’in el çırpmak suretiyle verdiği işareti müteakip üç hanım fırladılar. Başlangıçta birinciliği temin eden Nermin Tahsin Hanım altmış metre müsabakayı 11.10’da koşarak birinciliği muhafaza etti. Bir metre farkla Emine Hanım ikinciliği ve Safiye Hanım da üçüncülüğü kazandılar. Nermin Hanım’a niçin birinci geldiği sorulduğu zaman : ‘Çalıştım, bir haftadan beri antrenman yapıyordum’ dedi.

    Biraz sonra 300 metrelik mukavemet koşusu yapıldı. Bu koşuya beş atlet katıldı: Mübeccel Hanım, Yeliz Hanım, Nermin Hanım, Minnoş Hanım ve Mürüvvet Hanım.

    Bu müsabakada birinciliği Mübeccel (Argun) Hanım iyi bir koşudan sonra kazandı. İkinciliği yine Nermin Tahsin Hanım aldı. Mübeccel Hanım hakiki bir sporcu idi. Ne gibi sporlarla meşgul olduğu sorulduğunda ‘Çok eskiden koşardım, şimdi British School spor asistanıyım. Her spordan bir parça yaparım. Hokey oynarım. En ziyade istidadım hokey oynamaktadır’ dedi.

    Atletizm Federasyonu Başkanı Unvan Bey’in verdiği madalyalardan başka ‘bütün idmancıların kalbinde hürmetle yaşayan idmancılar şeyhi Faik (Üstünidman) Hoca tarafından birinci gelenlere verilmek üzere gönderilen’ ödüller de sporculara takdim edildi. Gazeteler “Büyük bir haz ile kaydedeceğimiz nokta, 12 Şubat 926’nın Türk sporculuğu tarihinde sayılı ve kıymetli bir tarih olduğudur” derken, Türk atletizm sahasının yeni sporcularına takılmayı da ihmal etmemişlerdi: “Herhalde hanımlarımız arasında böyle müsabakalar yapılması hiç de fena değildir. Ancak hanımlarımız da gelecek koşularda spor pantolonlarını veyahut ayakkabılarını evde unutmamayı şimdiden hatırlatmayı da faydasız bulmuyoruz.”

    Üç sene sonra, gazete sütunlarında “belki de dünya spor tarihinde bir ilk”in haberi yayınlandı. İstanbul voleybol şampiyonasını konu alan metinde, Fenerbahçe erkek voleybol takımının kadın sporcusu Sabiha Rıfat (Ecebilge Gürayman) Hanım’dan da bahsediliyordu:“(…) Fenerbahçe takımı, geçen turnuvaya ‘Ateş’ namı altında iştirak ederek bütün rakiplerini büyük farklarla yenen oyunculardan müteşekkil olduğu için, birincilik maçlarında da şampiyonanın en kuvvetli namzetlerindendir. Fenerbahçe takımının hususiyetlerinden biri de oyuncuları arasında Sabiha Rıfat Hanım’ın bulunmasıdır. Sabiha Hanım, erkeklerle birlikte cemi ve resmi sporlara iştirak eden ilk hanım olduğu için, Fenerbahçe’nin bu yeniliği, spor tarihimizde başlı başına bir inkılap teşkil etmektedir. Sabiha Hanım, şampiyon arkadaşları arasında oynamaya layık olduğunu gösteren bir nüfuzu nazar göstermektedir.”

    Bu fevkalade önemli olayı kayda geçiren bir resim, Milliyet gazetesinde yayınlandı. O gün erkek takım arkadaşlarının kollarına girerek fotoğraf çektiren Sabiha Hanım, yaklaşık yarım asır sonra, 1973 yılında aynı gazetede Güngör Gönültaş’a uzun bir röportaj verecek ve o günleri şöyle anlatacaktı: “Okulda 350 erkek öğrencinin arasında iki kız talebe idik. Melek ve ben. Önceleri merakla izleniyorduk. Ama giderek her şey değişti. Artık erkek arkadaşlarımla spor yapabiliyordum. O yıllar Galatasaray ile Fenerbahçe takımları vardı. Birinci yılın sonunda okulun voleybol takımına seçildim. Sonra Fenerbahçe Kulübü’ne kaydedildim. İlk maçımızı Kabataş’la yapmıştık. Kaybedeceğiz ve sorumlu olacağız diye ödüm kopmuştu. Çok şükür kazandım. Sonra birçok resmî maçta oynadım.”

    1945 yılı Aralık ayında Anıtkabir Kontrol Şefliği görevine getirilen Gürayman, Bayındırlık Bakanı Sırrı Day’ın kendisine söylediği “Biliyor musunuz Sabiha Hanım? Atatürk başını kaldırıp da baksa idi. Türk kadınına açtığı yoldan yürüyerek buraya kadar gelmiş olan sizi görerek kim bilir ne kadar memnun olacaktı.” sözünü hiç unutmadı.

    Kıbrıslı Türk Kadın Sporcumuz: Ayten Salih Berkalp

    Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’nden Anıtkabir’e nakledildikten tam bir sene sonra, Türk kadın sporları tarihi, yine Fenerbahçe Spor Kulübü sayesinde bir inkılaba daha sahne oldu. Bu defa başrolde Kıbrıslı Türk Dr. Ayten Salih Berkalp vardı.

    Ayten Salih Berkalp, polis komutanı Salih Karamehmet ile ev hanımı Melek Hacı Hasan’ın dördüncü kızı olarak 1934 yılında Gazimağusa’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kıbrıs’ta tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek Çamlıca Kız Lisesi’ne devam etti. 1954 Haziran ayında okulunu birincilikle bitirerek girdiği İstanbul Tıp Fakültesi’nden de başarıyla mezun olan Ayten Salih, 6 Aralık 1960 tarihinde mesleğini icra etmek üzere, memleketi Kıbrıs’a geri döndü.

    Dr. Ayten Salih, 21 Aralık 1963 hadiseleri başladığında EOKA’cılar tarafından işgal edilen hastanede, Türk hastaları korumaya çalıştıysa da bazı hastabakıcı ve hastaların kurşunlanarak öldürülmesinden sonra, personeliyle birlikte hemşire lojmanına hapsedildi. O ve çalışma arkadaşları, yapılan yoğun baskılar sonrasında, beşinci günün gecesinde Makarios tarafından önce Piskoposhane’ye, oradan İngiliz elçiliğine ve en sonunda Türk bölgesine gönderildiler. 1967 Eylül ayında İngiltere’de anestezi ihtisasını tamamladıktan sonra Kıbrıs’a dönünce, bu defa Limasol’daki Türk Hastanesine atandı. Dr. Ayten Salih, burada önce anestezi uzmanı, 1970’de ise başhekim olarak görev yaptı. 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı esnasında, Limasol Türk bölgesinin düştüğü haberi gelince, Dr. Ayten Salih bir yıl süre ile hastanedeki çalışma odasında yaşadı ve işgal altındaki şehirde doktor, yönetici ve mücahit komutanı olarak görev yaptı. Eylül 1975’den itibaren Sağlık Bakanlığı bünyesinde çeşitli vazifeler alan Dr. Ayten Salih, 1991’de kendi isteği ile müsteşarlıktan emekliye ayrıldı ve 1995-2004 yılları arasında 9 yıl süre ile kamu hizmeti komisyonunda üye olarak görev yapmaya devam etti.

    Bugün 90 yaşında olan Dr. Ayten Salih Berkalp, Kıbrıs’ın Türk millî mücadele tarihinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte, bundan tam 70 sene önce “Türk sporunun ilk kadın basketbol/voleybol kulüp takımları”nın kuruluşuna da öncülük etti.

    Belge, bilgi, fotoğraf ve hatıralarını Spor Tarihçisi Barış Kenaroğlu ile Barış Eymen’e emanet eden Dr. Ayten Salih’e dair çalışmalarda Çamlıca Kız Lisesi Tarih Öğretmeni Murat Mutluer’in de kıymetli katkıları oldu.

    Aşağıdaki metin Dr. Ayten Salih Berkalp’in spor hayatına odaklanırken, Kıbrıs’ta geçen çocukluğu, ailesi, Çamlıca Kız Lisesi ve Fenerbahçe yıllarına dair “birinci ağızdan” enstantaneler içeriyor. Onlarcasını muhafaza etmeyi başardığı belge ve fotoğraflardan da bir “seçki” sunmaya çalıştık.

    Ayten Salih Berkalp Sporculuk Hayatını Anlatıyor

    Türkiye’de “kulüpler bazında” kadın takım sporlarının kuruluşunu sağlayan ve 1954-1960 yılları arasında yapılan resmî turnuvaların neredeyse tamamını kazanan Dr. Ayten Salih Berkalp anlatıyor:

    “Benim gibi esmer olan babam Salih Karamehmet’in kökleri Afrika’ya dayanıyordu. Babaannemi hiç görmedim ama yaşamının son yılını bizim evde geçiren dedemi çok iyi hatırlıyorum.

    Annem Anadolu kökenliydi. Babası bir Hac dönüşünde yolda vefat ettikten sonra ninem Havva Hanım üç kız çocukla (Cemiye, Huriye ve annem Melek) Lefkoşe’de kalakalmış… Havva Hanım’ı, Rauf Denktaş Bey’in dedesi Rauf Efendi nikâhına almış. Tam o zamanlar babam da Lefkoşe’ye gelip Rauf Efendi’nin evinde misafirken anneme gönlünü kaptırınca, ilk fırsatta evlenmişler.

    Ben doğduğumda, polis komutanı olan babamın rütbesi ‘Teğmen’ imiş. Kardeşim Ayhan doğduğu zaman üsteğmen oldu. En küçüğümüz Üner dünyaya geldiğinde ise yüzbaşılığa terfi etti ve ‘Kriminal Şube’nin başına geçti. EOKA terörünün başladığı ve adeta bir yangın gibi adaya yayıldığı yıllarda çok zorluklar yaşadı. Son İngiliz amiri, yıllar sonra İngiliz Askeri Üsler Bölgesi Komutanı olarak göreve başlayınca, kendisini arayıp buldu ve babam (emekli olduktan 5 sene sonra) 60 yaşında tekrar müfettiş olarak göreve geri döndü. Fakat ne yazık ki hemen ardından kansere yakalanıp dokuz ay içinde vefat etti. Ondan tam on yıl sonra da 1971 yılında da annemi kaybettik.

    İlkokul yıllarım İkinci Dünya Savaşı’na denk gelir… Mesela 1942 – 1943 ders yılını Magosa sur içinde yeni inşa edilmiş bir okulda geçirdik. Sıra arkadaşlarımdan biri Vural Türkmen’di. İlerleyen yıllarda elektrik mühendisi olan Türkmen’i, 1963 çarpışmalarında Severis Un Fabrikası baskını sırasında yaralanıp Türkiye’ye gönderilmeden önce, Adiloğlu Kliniği’nde gördüm. Kıbrıs Türk halkının direnişinden ilk fotoğraflar, onun bedenindeki sargı bezlerinin arasına saklanarak Türk basınına ulaştırıldı. Bu fikrin babası, ünlü gazeteci Ömer Sami Coşar’dı. Rumların kontrolündeki havaalanında yapılan çok sıkı aramalardan saklanabilen fotoğraflar arasında, dünya çapında yankı uyandıran ‘Kumsal Katliamı’ görüntüleri de vardı.

    Orta üçe geçtiğimde beni bir yol ayrımı bekliyordu. Üniversiteye gidebilmek için ya Erkek Lisesi’ni bitirecektim ya da liseyi okumak için Türkiye’ye gidecektim. Hocam Seniha Hanım, kendi okulu Çamlıca Kız Lisesi’nde okumamı önerdi: “Orası Marmara Denizi ile Adaları görür” demişti.

    Kıbrıs’tan Çamlıca Kız Lisesi’ne yolculuğum duygu yüklü bir döneme denk geldi… Zira o sıralarda, Rumlar tekrar ‘Enosis’ çığırtkanlığına başlamıştı. T.B.M.M. Milletvekili Hasene Ilgaz’ın da katıldığı bir toplantıda Limasol Türk Spor Kulübü Başkanı, eniştem Ziya Rızkı Bey bir konuşma yapmış ve adanın eski sahibi Türkiye’ye verilmesi için sonuna kadar savaşacaklarını vurgulamıştı. Sözlerini “Ya istiklal, ya ölüm” diye tamamladığında hepimiz ağlıyorduk. Hayatımın en heyecanlı günüydü.

    1949 Haziran ayı sonunda Limasol’dan kalkan ‘Güneysu’ vapuruna bindik. Yolun sonlarına doğru sol tarafta, sisler arasında önce iki, sonra dört, sonra on Türk bayrağı göründü. Sonra ince, uzun minareler… Muhteşem iki cami: Ayasofya ve Sultan Ahmet… Sağda beyaz yalılar, karşılıklı yemyeşil iki sahil… Sabahın sisleri dağılırken Boğaziçi… Gidip gelen yolcu gemileri ile liman civarında tüm motorlu gemilerin ve sandalların arka taraflarında yüzlerce bayrak dalgalanıyor. Türk bayrağına hasretle büyüyen biz Kıbrıslılar için bu manzara harikulâde idi. Ablamla ben o kadar heyecanlandık ki nerdeyse secdeye varacaktık.

    Çamlıca’da bütün sporları yapmaya başladım… Basketbol, voleybol, atletizm… O yıllarda sporcu kızlar, müsabakalarda paçaları lastikli uzun şortlar giyerdi. Çoğu kez dizin üstünde olan şort boyunu, lastikleri yukarı çekerek kısaltmaya çalışırdık. Bir gün İstanbul Lisesi orta son takımı ile oynuyorduk. İlk devre bayağı yorulmuş, devre arası yerlere serilmiştik. Benim bacaklarıma Deniz (Aydıncı Gürfırat) başını koymuş, onun dizlerine de Ayla (Keskin) uzanmıştı. Ertesi gün gazeteler ‘Maçı kazanan Çamlıcalı kızlar sere serpe yere uzanmış yatıyorlar’ alt yazısı ile fotoğraflarımızı yayınlanmışlar. Şehime Hoca tedbirsizliğimizden dolayı bizi bir güzel azarlamıştı. Ama sonra şampiyon olunca bizi yine bozacıya götürüp ikramda bulunmuştu. Bu bir gelenekti; voleybol ve basketbol şampiyonluklarımızı Vefa’da bir bardak leblebili boza ile kutluyorduk. Kupalar ise Fenerbahçe Stadı’ndaki 19 Mayıs törenleri esnasında, Vali ya da eğitim müdürleri tarafından veriliyordu.

    Erenköy Kız Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Fahamet (Humbaracı) Hanım bir gün İnönü Stadyumu’ndaki bir kupa töreni esnasında yanımıza gelip “Sana birincilikle gireceğin bir üniversite ve çok parlak bir tahsil hayatı diliyorum kızım” dedi. Ben hocalarımla beraber şaşkın bir halde bakarken şu gülümseten espriyi yaptı: “Eh, senden başka türlü kurtulma olanağı yok. Dört yıldır bütün müsabakalarda canımıza okudun”

    1954 yılında Çamlıca Kız Lisesi’nden mezun oldum. Bizler için harikulade bir diploma töreni tertip edilmişti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da katıldığı törende, kürsüden yılsonu konuşmasını ben yaptım. Müdire Hanım beni Sayın Cumhurbaşkanı’na “Okulumuzun en iyi öğrencisi, Kıbrıslı Ayten” diyerek takdim etti. Merhum Celal Bayar da içten tebessümüyle “Lütfen Kıbrıslı soydaşlarımıza selam ve sevgilerimi iletin” dedi.

    Üniversitede düzenli spor imkânı olarak, sadece 5-6 hafta süren bir “Fakülteler Arası Voleybol Turnuvası” olduğunu duydum. İyi de ben bir yılı, bilemediniz dokuz ayı spor yapmadan nasıl geçireceğim, diye düşündüm. Bütün ailem Fenerbahçeliydi. Ben de birden Fenerbahçe kulübüne başvurmaya karar verdim! Peki, ama Fenerbahçe kulübüne kiminle nasıl gidecektim?

    Arkadaşım İnci’de (Önen Bayburtluoğlu) kaldığım bir akşam, Kadıköy Halk Eğitim Spor Salonu’nda Fenerbahçe – Moda basketbol maçını izlemeye gitmiştik. Fenerbahçe maçı kazandıktan sonra yanlarına yaklaştık ve antrenör Samim Göreç’e Fenerbahçe’de bir kız basketbol takımını kurmak istediğimizi söyleyerek, bizi çalıştırmasını istedik.

    Samim Bey “Ben aynı zamanda Milli Takım’ın da antrenörüyüm. Ne yazık ki hiç vaktim yok” diyerek bizi nazikçe reddetti.

    Üzüldüğümüzü gören Fenerbahçeli basketbolcu Altan Dinçer “Benim vaktim bol! Bir hafta sonra antrenmanlara başlayabiliriz” deyince, keyfimiz yerine geldi. Fakat ben yaz tatilinde Kıbrıs’a  gideceğimi söyleyince “Öyleyse 1 Eylül 1954 günü arkadaşlarınla beraber Kadıköy Spor Salonu’nda hazır olursanız antrenmanlara başlayabiliriz” dedi.

    Ertesi gün ilk iş, Çamlıcalı sporcu kardeşler Güneş Çapa ve Oya Çapa’nın evinde, babaları Dr. Selim Çapa ile görüştüm… Selim Bey, Fenerbahçe’nin en muteber simalarından birisiydi. Kendisine “Siz lütfen gerekli başvuruyu yapıp, Fenerbahçe’nin bizi kabul etmesini sağlayın; ben de Çamlıca’nın şampiyon basketbol ve voleybol kız takımını tümüyle Fenerbahçe Kız Takımı’na aktarayım. Erenköy Lisesi’nden de koyu Fenerbahçeli Seta ve diğer isteklileri takviye alabiliriz” dedim.

    Bir parantez açarak Güneş Çapa isminin üzerinde bilhassa durmak istiyorum. Ben Kıbrıs’a döndükten sonra Fenerbahçe takımlarının kaptanlığını sevgili Güneş devraldı… Sporculuğu yanına aynı derecede başarılı yöneticiliği de eklenince, sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk kadın voleybol tarihinin kuruluş ve büyüme dönemindeki en önemli ismi Güneş Çapa olmuştur, diyebiliriz.

    Biz o günlere dönelim… Dr. Selim Çapa sadece iki ayda bütün kulüp içi prosedürleri yerine getirdi ve 1 Eylül 1954 günü Çamlıca’dan ben, Güneş Çapa – Oya Çapa kardeşler, İnci (Önen Bayburtluoğlu), Deniz (Aydıncı Gürfırat) ve Ayla (Keskin); Erenköy’den de Seta (Yağcıoğlu), Mahiru (Akdağ) ve İlgi (Yener) ile çoğunun anne – babaları beraber, Kadıköy Halkevi Spor Salonu’nda hazırdık. Böylece Fenerbahçe ve Türk spor tarihinin ilk kız basketbol kulüp takımı kurulmuş oldu. Ertesi sabah da Beyoğlu’ndaki İstanbul Bölge Spor Müdürlüğü’ne kuruluşumuzu resmileştirdik.

    O yıl, 1 Kasım’da başlayacak üniversite için Ağustos’un son haftalarında Türkiye’ye dönmeye babamı zor ikna etmiştim. Ama Fenerbahçe işini duyunca hemen biletimi alıp beni İstanbul’a gönderdi.

    İkinci önemli konu ise hâlâ lise talebesi olan, Güneş, Oya, Bercis (Türkoğlu) gibi diğer sporculara müdire hanımdan izin almaktı. Kendisine Fenerbahçe Spor Kulübü’nden resmi bir talep yazısı ile başvurdum. O yıl yardımcı öğretmen olarak Çamlıca’da kalıp, eğitim ve spor işlerine katkıda bulunmam şartıyla izni verdi. Kuruluşumuzdan sonra, yaptığı hizmetlerden ötürü Fenerbahçe Spor Kulübü, müdire hanım Nuriye Hekimoğlu’nu kıymetli bir plaketle ödüllendirmişti. Sevgili hocamız daha sonra Ankara Kız Teknik Sanat Okulu müdürlüğüne atandı. Maçlar için her Ankara’ya gittiğimizde bizi kendi okulunda misafir ederdi. Her gece elimize birer bardak süt vererek, saat 9’da bizleri yatmaya gönderiyordu. Şampiyonluk ödülümüz ise tiyatro, opera, ya da bale olurdu.

    Bir süre sonra İstanbul Bölgesi Spor Teşkilatı, kız takımları için bir “Voleybol Teşvik Turnuvası” ilan etti. Fakat biz basketbol takımı olarak kurulmuş ve bu sporun idmanlarına başlamıştık. Antrenörümüz Altan Dinçer’i bu maçlara çıkmak için ikna ettik. Dr. Selim Çapa da kulüp yöneticilerini ikna etti. Ve biz tekrar topluca Taksim civarındaki Spor Dairesi’ne giderek voleybol kaydımızı yaptırdık.

    Voleybol sayesinde yurtdışı yolculuklarına da çıktık. Almanya seyahatimizin son gününde Alman yöneticiler bana bir öneri yaptılar. Tıp Fakültesi’ne Almanya’da devam etmemi ve takımlarında antrenör/oyuncu olarak kalmamı istediler. Hatta bunun gerçekleşmesi için babamı bile aradılar. Ama ben önerilerini reddettim.

    Atletizm branşına dair en ilginç hatıram ise bir Atatürk Kır Koşusu’na aittir… Bir gün gazetede Şişli’de, Atatürk’ün müze olarak kullanılan evi önünden başlayan yarışın ilanını gördüm. Haberde Şişli ve Kurtuluş kulüplerinin çok iyi hazırlandığı ve Marika ve Mariya Hamlacı kardeşlerin bir yıl önceki gibi favori olduğu yazılıydı. Hemen voleybol takımındaki koşucu kızlara haber saldım ve ertesi gün beş kişilik bir ekip olarak yarışa kaydolduk.

    Günlerden 27 Aralık… Haliyle çok soğuk bir gün… Basketbol antrenörümüz Önder Dai ve bir diğer çalıştırıcımız Muammer Bey ile Şişli’ye gittik. Erimeye yüz tutsa da hâlâ yerlerde kar vardı. Mehmetçikler araçlarını kenara çekmiş, yolları temizliyordu.

    Koşu başladıktan bir süre sonra, tam askeri araçların önünde geçerken bir Mehmetçik “Abla sen nasılsa sondan birincisin. Koşmak için zahmet etme” demesin mi? Koşu antrenmanım yoktu ama haftada en az iki voleybol, iki de basketbol antrenmanı yapıyor, üstüne iki de maç oynuyordum. Hırslandım ve hızlandım!

    Şimdi hangisi olduğunu anımsamıyorum; önümdeki Maria veya Marika Şişli Camii’nden dönüş esnasında biraz duraklar gibi olunca birinciliğe geçtim. Sağımdaki apartmanların pencerelerinden kadınlar ve çocuklar sarkarak “Koş, koş!” diye beni teşvik ediyor, alkışlıyordu. Fakat yorulmaya başladığımı da hissediyordum. Bir yandan da “24 yaşına geldin, akranların çoluk çocuğa karıştı, sen hâlâ sokaklarda koşuyorsun” diye kendimi azarlıyordum.

    İpi göğüslememe 100 – 150 metre kalmıştı. Daha önce bana seslenen Mehmetçiğin sesini tekrar duydum: “Yaşa be abla! Ben sondan birincisin demiştim ama sen önden birinci olmuşsun” deyince beni bir gülme tuttu ve tüm gücümü kaybettim. Adeta yürüyüşe geçmiştim. Kendimi toplayıp son bir gayretle hızlandım ve ipi göğüsledim.

    Meğer arkamda, Hamlacı kardeşlerden birisi, ikincilik için bizim Çiğdem’le çekişiyormuş. Kollarımı açarak “Haydi Çiğdem!” diye bağırdım. Çiğdem son bir hamle ile fırlayıp ikinciliği kazanarak kucağıma düştü. Seta da dereceye girince, biz hem ferdi, hem de takım birinciliğini kazanmış olduk. Civardaki evlerin birinden bir şişe viski ile bir kutu çikolata göndermişlerdi. Viskiyi iki antrenörümüz paylaşırken, biz sporcular da çikolataları yiyorduk.

    Bir de kürek maceramız var. Orada da şampiyonluk yaşadık. Hikâyesi bir hayli enteresandır:

    İstanbul ve Türkiye voleybol ve basketbol birinci ligleri erken bittiği için, Haziran ayındaki sınavlara kadar boş oturmaktan, spor yapamamaktan sıkılıyordum. Yılın bahar aylarını nasıl değerlendireceğimi düşünürken, kürek çekmeye karar verdim. Arkadaşlarım İnci ve Canel’i (Konvur) alarak, Fenerbahçe kürek şubesinin bulunduğu İstinye’ye gittim. Fenerbahçeli yönetici ve sporcular, bizi çok iyi karşıladılar. Hemen anlaşıp antrenmanlara başladık.

    Boğaz’da kürek çekmek muhteşem bir duyguydu. Akşamları deniz trafiği azalıyordu. Bu sakin saatlerde sular menekşelenirdi. Yakamozlar büyülü gözükürdü. Sahildeki şirin yalıların pencereleri alev alev olurdu. Gökyüzü gurubun kızıllığına bürünürken, kıyıdan müzik sesleri gelirdi. Bütün bu güzellikler bizim antrenmanın son 20-30 dakikasına rastlardı fakat biz yine de saatlerce denizde üzerinde kalmak, hiç karaya ayak basmamak isterdik.

    Yarışmalar 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nda, karşı sahil Beykoz’da başladı. Bizim takımı izlemeye çok az kişi gelmişti. Ailelerimizden başka, yönetici olarak bir tek Sedat (Bayur) Bey ile İstinyede’ki kulüp sorumlumuz ve birkaç kürekçi arkadaşımız vardı.

    Galatasaray ise tüm yönetici ve sporcuları ile orada idi. Tek çiftte, yıllarca başarılı olan Lale Oraloğlu’nun çevresi ise dolu idi. İki kameraman devamlı onu izleyip, film çekiyorlardı. Dönemin ünlü sinema/tiyatro sanatçılarından biri olduğu için, Lale Hanım tam bir ilgi odağıydı.

    Derken bir mucize oldu: Biz dört tekte yarışın başlamasını beklerken, sağ tarafta, Beykoz yamaçlarındaki hastanede, iki hastanın ellerindeki sarı – lacivert battaniyeler bayrak gibi dalgalanmaya başladı… O coşkuyla yarışın başında ileri atıldık. Yolun yarısından fazla bir bölümünü henüz bitirmiştik ki futamız sallanmaya başladı. Hemen önümde oturan İnci’nin oturduğu yuvarlak tahta yerinden çıkmıştı. O tahtayı tuttuğu gibi denize fırlattı; kendini toparladı ve raylar üzerinde pozisyon alarak yeniden kürek çekmeye başladı. Fakat işte o birkaç saniye içinde Galatasaraylılar yanımızdan geçerek, yarım futa farkı ile birinci olmuşlardı.

    İnci’nin metal raylardan şortu yırtılmış, bacakları yara, bere ve kanlar içinde kalmıştı. Üzüntüden ağlamaya başlayınca önce boynuna sarılıp onu teselli ettim, sonra da yaralarını temizleyip ilaçladım. Tüm bu olaylar bizi kazanmak hırsı ile kamçıladı. Sekiz tekte rakibimiz Galatasaray’ı 2 – 3 futa boyu farkla geçerek, daha ilk yılımızda şampiyonluğu kazandık.

    Aynı sene voleybol, basketbol, atletizm ve kürek yarışlarında gösterdiğimiz başarılardan dolayı “Cumhuriyet” gazetesi tarafından “Yılın kız sporcusu” seçilmiştim. Hâlbuki başarı hepimizindi.

    Ayten Salih Berkalp Spora Veda Ediyor

    Dr. Ayten Salih Berkalp, Türk spor tarihine silinmez bir iz bıraktıktan sonra, 6 Aralık 1960 tarihinde, Kadeş vapuruna bindi ve Kıbrıs’a döndü. O gün onu uğurlamaya gelenlerin bu ayrılıktan duyduğu üzüntü, fotoğraflara bakınca bile anlaşılıyor

    İstanbul’a veda etmeden birkaç ay önce İzmit’te düzenlenen Türkiye Voleybol Şampiyonası’nda, maç 2-2 iken final seti için Galatasaray karşısına çıkan takım arkadaşlarına son kez şöyle seslenmişti, Ayten Salih:

    “Bu akşam Fenerbahçe’deki son maçım. Eylül’de kalan sınavlarımı da verip, Kıbrıs’a dönüyorum. Ablanıza son bir ödül vermek istemez misiniz? Şimdi sahaya çıkıp fırtına gibi eselim, bu son seti hep beraber alalım ve kupaya sahip olalım. Hadi kızlarım, göreyim sizi!”

    Sahaya çıktılar. Rüzgâr gibi estiler. Maçı ve kupayı kazandılar. Bugün başarıdan başarıya koşan Türk kadın millî voleybol takımı, doğuşunu Dr. Ayten Salih Berkalp ve takım arkadaşları nezdinde Fenerbahçe Spor Kulübü’ne borçludur.

    KAYNAKÇA

    Tanin – 18 Nisan 1911

    İdman – 1 Ağustos 1913

    Gol – 25 Şubat 1926

    İkdam – 30 Ocak 1929

    Milliyet – 22 Şubat 1929

    Milliyet – 20 Aralık 1973

    Dr. Ayten’in Romanı – 2015 (Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yayını)


  • Elkatipzade Mustafa Bey Arşivi

    Elkatipzade Mustafa Bey Arşivi

    İlk kitabımız “Fenerbahçe Tarihi Meseleleri: 1907-1914” içerisinde Elkatipzade Mustafa Bey ile ilgili ayrı bir bölüm vardı. Merhum “müessisimiz” aslında ayrı bir kitabı hak ediyor ama ne yazık ki evrak-ı metrukesine ulaşmak mümkün olmamıştı. Kıymetli büyüğümüz Oğuz Elkatip beyefendi sayesinde bu imkansızlık zail oldu. Kendisinin teveccühü ve müsaadesiyle, Elkatipzade Mustafa Bey Arşivi artık sitemizde… Merhum kurucumuzun ruhu şâd olsun. Huzurlarınızda Fenerbahçe Mucizesini Yaratan Adam: Mustafa Elkatip.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


  • Şükrü Ersoy Röportajı

    Şükrü Ersoy Röportajı

    Kıymetli büyüğümüz Sibel Kurt, yıllar boyunca Fenerbahçe resmî dergisinde yaptığı röportajları kendi web sitesinde (SibelKurt.org) topladı. Yüksek müsaadesiyle, geçmiş yıllarda Fenerbahçe Resmî Dergisi için yaptığı röportajları sitemizde yayınladığımız Sibel Kurt, yine müthiş bir Şükrü Ersoy röportajı ile karşınızda…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Lastik Şükrü

    Biz aramızda “Fenerbahçeli olunmaz Fenerbahçeli doğulur.” deriz her zaman. Peki, siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz Şükrü Bey?

    1943 yılıydı, çocukluğumda dayım futbola meraklıydı. Onun sayesinde ben de spora merak sardım. Hangi spor dalını yapayım diye karar vermekte zorlanıyordum.

    Sporun gelişmemiş oluşu ve o yıllarda okullarda spor yapmak yasak olduğundan zaten spor yapma gibi bir olanağımız da yoktu. Bugün olimpiyatlarda yeteri kadar derecemiz yoksa bunun da nedeni Türk sporunun bu yasaklar neticesinde az gelişmiş olmasıdır. Ama bizler yine kaçak olarak ilgilendik.

    İlk mektebi bitirdim. O zamanlar Talimhane’de Beyoğlu’nda oturuyorduk. İlkokula gidiyordum. İlk mektebi bitirdikten sonra annem bana “Seni nereye hangi okula verelim?” diye sordu. Ben de “Hangi okulda spor iyiyse beni o okula verin.” dedim.

    Böylece orta mektep için Haydarpaşa Lisesi’ne yazdırdılar. Zaten Kadıköylüyüm. Fenerbahçe Stadı’na giderken sizlerin de gördüğü o demir köprünün başındaki köşkte doğmuşum.

    Bütün hayatımız okul, yatak sonra da mektep koridorlarında geçti. Oralarda top oynardık.

    İlk önce hangi spor dalına yazılayım diye düşündüm fakat sonra boks dışında hiçbir spor kolunda yer olmadığını görünce boksa başladım. Boksta duruş, gard hareketleri yaptırıyorlardı. Hoşuma gitti. Çocuk aklı işte mahallede çocuklara karşı “Ben böyle boksörüm” esprisi başladı. Hava atmaya başladık. Artık yavaş yavaş eldiven giydim.

    Bir keresinde burnuma bir yumruk yedim. Burnum çok acıyınca “Ben boks yapamam.” dedim. Ve mektebin koridorlarında futbola başladım.

    O zaman top yok, çoraplarımızın içine kâğıt doldurup, onu topa benzeterek kendi aramızda oynardık. Sınıf arkadaşlarımız arasında takım kurar, sınıflar arası top oynardık. Bu bir müddet devam etti. Zamanla göze batmaya başladım. Mahalle futbolu oynardık. Cihangir, Beykoz gibi semtlerde mahalle aralarında boş alanlar vardı. O sıralarda Adalar’da Lefter de futbol oynardı. 

    Fenerbahçe’deki spor hayatınız nasıl başladı?

    Bir gün Adalarla, Cihangir arasında futbol maçı yapmıştık. Bu yazlık maçlarda yine bir gün bizim Cihangir takımımızın Anadoluhisar’la maçı vardı. Kalecilik yapıyordum. Atlıyorum, zıplıyorum, hopluyorum…

    Sabri Kiraz Ağabey beni gördü. Benim hayatımda çok büyük rol oynadı. Beni teşvik edip öncülük eden Sabri Ağabey’dir.

    Bana “Sen kimsin, ne yapıyorsun?” diye sordu.

    Ben de anlattım.

    “Seni Fenerbahçe’ye alalım” dediğinde çok sevinip hemen kabul ettim. Zaten taraftarı olduğum kulüptü.

    Küçüklüğümde yine bir gün stada gitmiştim. Fenerbahçe’de o zamanlar tahta tribünler var, yönetim kurulu orada toplanırdı. Mahallede kendime diğer arkadaşlarımdan ayrıcalıklı hissettirmek için idare heyetinin toplandığı yerde koltukların arkasına saklandım. Biraz sonra yönetim kurulu toplandı. Bunlar ne konuşuyorlar dinleyeyim diye yanaştım.

    O zamanlar Zeki Rıza Sporel başkandı.

    Birden beni gördü. “Ne arıyorsun burada?” diye sordu

    Korkudan nasıl kaçacağımı şaşırmıştım.

    Benim maksadım orada konuşulanları duyayım da mahalleye geldiğimde “Ben bu haberleri duydum” diyerek ayrıcalık hissetmekti. Fenerbahçe sevgisi her şeyi yaptırıyordu, çok utanmıştım.

    Sonra Sabri Ağabey beni genç takıma aldı. Beni yetiştirdi. Orta mektep biterken ben kaleci olarak başladım.

    Sabri Ağabey o kadar değerliydi ki şimdi bakıyorum da 50–60 sene sonrası kalecisinin öğreneceklerini taa o zamandan bana öğretmişti.

    Ben orta mektepte mahsustan 3 dersten kalmıştım. Böylece bir sene boşta kalıyorsun. O bir senede de futbolda büyük gelişme gösterdim. Fenerbahçe’nin tam anlamıyla kalecisi ve kısa bir süre kaptanı oldum.

    O zamanlarda Fenerbahçe takımının futbolcularını Boğaziçi Lisesi’nde okuturlardı. Sabri Ağabey “Seni Boğaziçi Lisesi’ne yatılı olarak verelim” dedi.

    “Memnuniyetle.” dedim.

    “Senin paranı Fenerbahçe Spor Kulübü verecek.” dediler.

    Bir sene aradan sonra Fenerbahçe’ye kendimi kabul ettirdikten sonra Boğaziçi Lisesi’nde okumaya başladım. Hem mektep takımında hem de Fenerbahçe genç takımında oynuyordum.

    Vücudum spora çok yatkındı. Koşu yaptım. 200 m.– 400 m. derecelerim vardı. Voleybol, basketbol oynadım. Turgay Şeren’le o Galatasaray Lisesi’nde, ben Boğaziçi Lisesi’nde iki takım maç yapıp karşılıklı oynuyorduk. Tabii hayatımda en çok kaleciliği yaptım ve sevdim.

    Cihat Arman Ağabey’in de son zamanlarıydı. Beni çok severdi. Örnek olarak da Cihat Ağabey’i aldım. Kaleiçi kalecisiyim. Cihat Ağabey sarı kazağını bana verdi.

    1949 yılında “Ben sporu bırakıyorum” dediğinde, sezonun bitmesine son 3–4 maçı vardı.

    “Benim yerime kaleye sen geçeceksin.” dedi.

    Sevinçten havalara uçtum. Elim ayağım titredi.

    Naci Erdem Ağabey takım kaptanıydı. Benim kaleci olmama itiraz ederek “Biz çoluk çocukla mı oynayacağız?” dedi.

    Sabri Ağabey geldi ve bana “Sen ona uyma, biraz aksidir.” dedi.

    Şeref Stadı’nda 2–0 maçı kazandık. Ligin son maçıydı. Naci Ağabey bana “ Şükrü Şükrü sen ne iyi kaleciymişsin. Aferin…” dedi. O sezon öylece bitti.

    Vefa’ya gidişiniz nasıl gerçekleşti?

    Melih Ilgaz rahmetli çok iyi arkadaşımdır.

    “Ya dedi sen burada enayi gibi… Erdal’ı transfer ettiler, yeni sezonda seni oynatmayacaklar.” dedi. Ve beni aldı, Vefa’ya götürdü.

    1949–1950 sezonu orada oynadım. Fakat Fenerbahçe’de Erdal Kocaçimen sakatlandı ve futbolu bıraktı.

    “Keşke Vefa’ya gitmeseydim.” dedim kendi kendime.

    Bir baktım ilk idmanda Hüsnü Ağabey de Vefa’da… O da Vefa’ya gelmiş. Vefa o sene milli takıma çok futbolcu verdi, çok iyi takımdı. Hatırladığım kadarıyla; Selahattin, Rahmi, Kazma İsmet ve ben gitmiştik.

    Sonra vatani görev mi?

    Evet, 1952 yılında askere gittim. Orada Ordu Takımı’na girdim. Finallere katıldım. 13 defa Ordu Milli Takımı’nda oynadım.

    Sonra Müslüm Bağcılar vardı. 1957’de Fenerbahçe’ye döndüm. 1962’ye kadar oynadım. Sakatlandım. Bir Galatasaray maçında dizim döndü. Top oynayamayacağım doktorlar tarafından söylenince Fenerbahçe doğal olarak mukavelemi yenilemedi, böylece Fenerbahçe’deki futbol hayatımı noktaladım.

    Yurtdışı başarılarınızdan söz edebilir miyiz? 

    Molnar, beni Avrupa’ya çağırdı. 1962 yılında Avrupa’ya Salzburg’a gittim. Sahalarımız çok güzeldi. Orada iki kez Avrupa’nın en başarılı kalecisi seçildim. 1967 yılına kadar Avusturya takımında kalecilik yaptım.

    Sonra Almanya da 8 ay antrenörlük eğitimi aldım. Türkiye’ye döndükten sonra Balıkesir, Manisa, Aydın, Altay, Kayseri, Sivas sonra Trabzonspor’da antrenörlük görevi yaptım.

    1975 yılında ilk defa lig şampiyonu olan Trabzonspor’da teknik direktörlük görevini üstlenmiştim. Sonra Sakaryaspor, Düzce ve Karagümrük takımları…

    Daha sonra Futbol Federasyonu’na çağrıldım. Orada Genç Milli Takım antrenörlüğü yaptıktan sonra İstanbul bölge antrenörü ve bayan milli takım antrenörlüğü…

    Baktım gençler etrafımda dolaşıyorlar ve ne zaman ayrılacağım diye merak ediyorlardı. 2004 senesinde artık yaş nedeniyle ayrıldım. 37 sene bilfiil antrenörlük yapmışım.

    Fenerbahçe’nin üç dönem yönetim kurulu üyeliğinde bulundum. İki keresinde Faruk Ilgaz başkandı. Bir dönem de Güven Sazak başkandı. Kısa bir süre de Fenerbahçe’nin de teknik direktörlüğünü yaptım.

    Sizi dinledikçe Fenerbahçeli olmanın gerçekten de bir ayrıcalık olduğunun iyice farkına varıyoruz.

    Evet, her açıdan bir ayrıcalık. Fenerbahçe sevgisi çok farklı bir sevgi.

    “Futbol nankördür.” derler ama ben hiçbir nankörlüğünü görmedim.

    Ben Fenerbahçe’nin içinde büyüdüm. Babam askeri eczacıydı ama ben futbolu tercih ettim. Çok dayak yedim. Fakat sonra da semeresini gördüm. Önceleri kızan annem daha sonra, tramvaya her bindiğinde “Ben Şükrü Ersoy’un annesiyim.” derdi. Anneme susmasını, ayıp olduğunu söylerdim. Ama o beni hiç dinlemez benimle övünürdü.

    Babam paşaydı. Annem öldüğünde cenaze merasiminin hep törenle olmasını isterdi. Ne kadar temiz kalpliymiş ki benim o dönemlerde Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nda olmam sıfatıyla cenazesi tıklım tıklımdı. Ve bandoyla gitti. Allah rahmet eylesin…

    Kaleci olmanın sorumluluklarının, ruhsal yönden de çok ağır olduğunu düşünüyorum… Neler söyleyeceksiniz?

    Takımla bütünleşir, takımın bir parçası olursun. Futbolcuların herhangi biri, bir hata yaptı mı, diğerinin, arkadaşını telafi şansı olabilir. Kaleciye gelince golü yer ve günlerce kalecinin o golü nasıl yediği kritik edilir. Bir tane yesen de dalga geçilir “Bir tane top geldi, onu da yedin.” derler.

    Kalecilik de bir ayrıcalıktır. 11 kişinin içinde kalecinin bir hatasıyla gol olur. Futbolcularda böyle değil. Zor bir yerdir. Antrenörün verdiği taktik üzerine kaleci, arkadaki bütün savunmayı ve hücuma dayalı organizasyonun başlangıcını tayin eder. Bunu da arkadan konuşarak halleder. Sonucunda takım böyle oynarsa rahat eder. Bu nedenle kaleci devreye girer. Ama bunun için kalecinin de lider özelliklerine sahip olması gerekir. Bazen öyle bir kurtarış yapar ki bütün takımı rahat ettirir. 

    Maça çıkmadan önce uğur getiren herhangi bir simgeniz veya hareketiniz var mıydı?

    Uğur olarak maça sağ ayakla çıkardım. Siyah çorap, şort giyerdim. Bazıları solmuş olurdu ama uğurumdu o. Çevremdekilerse merak eder “Başka şortun yok mu?” derlerdi.

    Kaç kez milli maça çıktınız?

    Milli takımda 13 defa oynadım. Turgay Şeren mektep arkadaşımdır. Milli takımda da kaleciliği beraber yaptık.

    Ülkemiz genelindeki yabancı futbolcuları nasıl buluyorsunuz?

    Yabancı futbolcu oynatılmasıyla ilgili söylemem gerekirse; bazı yabancı futbolculara ülkemizde oynamaları için haklarından daha yüksek paralar veriyoruz.

    Ben genç futbolcuların getirilmesinden yanayım ama genelde yorgun futbolcular, adalesi yıpranmış futbolcular getiriyorlar. Genç, dinamik oyuncular bulmalıyız. Adı duyulsun veya duyulmasın önemli değil.

    Galatasaray- Fenerbahçe maçlarının her zaman bir ayrıcalığı vardır… Sizler neler yaşadınız?

    Lig şampiyonu olmayalım ama Galatasaray’ı yenelim. Fenerbahçe taraftarı bir lig şampiyonluğunu bu şampiyonluğa feda ederdi…

    Yine bir Fenerbahçe- Galatasaray şampiyonluk maçı… Beykoz’la berabere kaldık. Galatasaray’ı yenmemiz lazım. Dolmabahçe’de 1–0 galiptik. Metin Oktay’ın vuruşları geliyor fakat her vuruşu engelleyebiliyordum. O maçı 3–0 aldık…

    Maç bitiminde Müslüm Bağcılar geldi ve “Ver o güzel elini öpeyim Şükrü” dedi. Bundan daha büyük bir övünç olabilir miydi?

    Ya kamplarınız nasıl geçerdi?

    Zamanımızda kamplarımız çok uzun olurdu. Birbirimizi çok severdik. Çok neşeli geçerdi.

    Avrupa’ya maça giderdik. Dakikalarca sahanın çimenlerine bakardık. Bizde nerde o zamanlar çimen saha!

    Ali Ersan, o zamanların en ünlü foto muhabiriydi. Çok güzel fotoğraf çekerdi. Teknik bugünkü gibi olmadığından golleri yakalayabilmek için tüm fotoğrafçılar kale arkasında yer alırdı. Ben de uçan kaleci gibi iyi pozlar verirdim.

    Hatırladığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

    Yine bir maça çıkacağımız gün “Şimdi Şükrü çıksın, koşsun biz duralım, bekleyelim.” demişler.

    Ben bir çıktım, koştum, orta sahaya geldim, bir baktım ki arkamda hiç kimse yok.

    Yine Can Bartu’nun şakasıydı… Canım arkadaşım. Bizleri her zaman şakalarıyla güldürmeyi, eğlendirmeyi başarıyordu. Tabii efsane bir oyuncu olduğunu da unutmamak gerek.

    Moda’da Mona Palas vardı. Burada uzun kamplarımız olurdu. Aramızda rekabet yoktu.

    “Sen bunu aldın, ben bunu aldım” demezdik. Hepimiz hemen hemen aynı maddi koşullara sahiptik. Her şey çok güzeldi. Şimdi bakıyorum hep transferler ve para mevzuları var. Şimdilerde mütevazılık kalmadı. Verilen rakamın karşılığını da sahalarda göremiyoruz.

    Şimdiki formalara bakın; su gibi terleme yok, forma kupkuru, şu tesislerin muhteşemliğine bak, Fenerium’lara bak. Eskiden bir soyunma odası vardı, duş sırası beklerdik. Şimdi bakıyorum jakuziler, modern banyolar, saunalar.

    Bazen küvete sıcak su doldurulur, sırası gelen içine girer, kas dinlendirirdi. Ama herkes aynı suyun içine girdiğinden çamurun içine girer, çıkardık. 25 kişi aynı küvete sırayla… Şimdilerde düşünebiliyor musunuz? Şimdi sağlık kontrolleri, MR’lar her şey planlı ve muhteşem.

    Biz bazen kampa Bursa’daki Çekirge bölgesine giderdik. Eski hamamlar vardı. Orada havuza girerdik. En büyük lüksümüz oydu.

    Bir de bizim ilginç bir sauna hikayemiz var. Rahmetli doktorumuz Reşat Dermanver, bir elektrik tedavisi yöntemi bulmuştu. Tahtanın üzerinde ampuller… İyi ki bizleri elektrik çarpmadı. Kalbimiz de sağlammış demek. O ampullerin sıcağında oturduktan sonra “Tamam terlediniz çıkın.” derlerdi. 

    Taraftarlar için neler söyleyeceksiniz?

    Taraftarlar artık yan yana oturmalı tıpkı eskisi gibi. O deplasman, bu deplasman diye ayrılmamalı. Eskiden farklı takım taraftarları yan yana oturur, şakalaşırlardı. Ama şimdi böyle bir şey yok. Herkes hakemin her çaldığı düdüğe itiraz ediyor. Taraftarlar tribünü bölüyorlar.

    Dünya Kupaları’nda görüyorum. Brezilyalı sağımda Fransız solumda oturuyor ama hiç kavga etmiyorlar. Otobüste bile şakalaşarak gidiliyor.

    Taraftar profili değişmeli… Özellikle Fenerbahçe taraftarı her zaman birlik ve beraberlik içinde olmalı takımını ve kulübünü her daim desteklemelidir.

    Sayın Aziz Yıldırım’ın yeniden yapılanmayla yarattığı kulübümüz bu noktaya kolay gelmedi. İskambil kağıtlarından yapılan bir kule olarak inşa edilmedi. Hepimizin birlikteliğiyle büyük bir emek harcandı. İyi ve kötü gün ayırımı yapılmadan verilen bir destek bizi her zaman daha güzele götürecektir. Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki Fenerbahçe futbol kulübü değil, çeşitli branşların yer aldığı Türkiye’nin en çok taraftarı olan bir spor kulübüdür.

    Eşiniz Dilek Hanım ve oğlunuz Murat’la yazları uzun bir dönem Kuşadası’nda, kışlarıysa İstanbul’da yaşıyorsunuz. Memnun musunuz?

    Burada keyifli bir ortamımız var. Gördüğünüz gibi Ekim sonlarındayız ve hala güzel bir havaya sahibiz. Denizin en sıcak olduğu dönem…

    Oğlum Murat’ın aktif faaliyetleri var… Hiç sıkılmıyoruz. Murat da sporcu. Özürlü Olimpiyatları’nın koşu ve yürüyüş dallarında bir adet altın ve 8 adet de gümüş, bronz madalyalar kazandı. Eşim Dilek Hanım ve ben onunla gurur duyuyoruz.

    Sibel Kurt – Fenerbahçe Resmî Dergisi Röportajı

  • Zaferin Rengi Filmi

    Zaferin Rengi Filmi

    Fenerbahçe ve Millî Mücadele yıllarını konu alan Zaferin Rengi filmi ile dair bilgileri burada derleyeceğiz.

    Prof. Dr. Vahdettin Engin‘in yanında FenerbahceTarihi.org‘un tarihî ve Erhan Çavdaroğlu‘nun da askerî konularda danışmanlık yaptığı film ekibine, başta Sayın Abdullah Oğuz olmak üzere şükranlarımızla…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Sultanahmet Mitingi Çekimleri

    Zaferin Rengi Filmi
    Gülper Özdemir, Nejat İşler, Abdullah Oğuz, Timuçin Esen, Kubilay Aka, Yılmaz Adam Bayraktar ve Birce Akalay.

    Abdullah Oğuz ve Oyuncularla Röportaj


    Kocaeli Çekimlerinde


    Teaser

    Yapım Şirketinin Teaser Metni

    Önümüzdeki Sezonun Merakla Beklenen Filmi:

    ZAFERİN RENGİ

    İlk Teaser’ını Yayınladı

    Unutmayın!

    Zafer, zafer benimdir diyebilenin, muvaffak olacağım diye başlayabilenindir!

    2024 Sinema Sezonu’nun merakla beklenen filmi ZAFERİN RENGİ çekimleri devam ederken ilk teaser’ını yayınladı!

    Yönetmen koltuğunda Abdullah Oğuz’un oturduğu ZAFERİN RENGİ, oyunculukları, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla bir dönem filmi olarak içinde geçen zamanı, tüm gerçekliği ile perdeye taşınacağının sinyallerini veriyor.

    Hem Havan Topuyla Hem Futbol Topuyla Savaş Kazanan Tek Ülke

    Zaferin Rengi, eşsiz dostluklar, benzersiz bir aşk ve tarihe damga vurmuş bir spor müsabakasının nefes kesen hikayesini; 1918 – 1923 döneminin işgal altındaki İstanbul’unda, düşman kuvvetlerine karşı örgütlenerek Anadolu’da başlatılan eşsiz bir direnişi, Cumhuriyet tarihinin en büyük spor başarılarından biri olarak kabul edilen General Harington Kupası efsanesinin etrafında kurgulayarak beyazperdeye taşıyacak.

    Birlik, Spor ve Aşk’la Kazanılan Bir Zaferin Kahramanları

    Filmin ana kahramanı, Fenerbahçe’nin kurucu üyesi ve efsane kaptanı Galip Bey’i canlandıracağı yeni neslin yetenekli oyuncularından Kubilay Aka ve Peyker rolünde yer alan Gülper Özdemir’in yanı sıra filmde; ekranların ve sinemanın güçlü oyuncularından Nejat İşler (Sabri Toprak), Timuçin Esen (Topkapılı Cambaz), Yiğit Özşener (Mustafa Kemal Paşa), Gonca Vuslateri (Vera) ve Birce Akalay (Halide Edib Adıvar) da dönemin sembol siyasetçilerine, aydınlarına, askeri figürlerine ve Türk futbol tarihinin kahraman sporcularına hayat veriyor.

    ZAFERİN RENGİ Şubat’ta Sinemalarda!

    Teaser Hakkında:

    Attığınız her gol kurşun olacak! Tuttuğunuz her top vatan müdafaası!

    Cumhuriyetimizin 100. Yılında;

    Milli Mücadele’yi…

    İşgal altındaki İstanbul’u…

    Anadolu’da başlatılan direnişi…

    Mustafa Kemal Paşa’nın Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaretiyle ateşlenen,

    yorgun ve yoksul bir halkın spor müsabakaları ile zafere olan inancını gözler önüne seren,

    Ve Cumhuriyet tarihinin en büyük spor başarılarından biri olarak kabul edilen

    General Harington Kupası’nı eşsiz bir hikaye örgüsü ile beyazperdeye taşıyacak olan #ZaferinRengi sinema filmi ilk teaser’ını yayınladı!

    #ZaferinRengiFilmi #ANSProduksiyon #EvrenselProductions #ZaferinRengi

    Teaser Kısa Hikaye

    “Yıl 1918. İşgal altında bir İstanbul. Yorgun, yoksul, esir bir halk. Fenerbahçe’nin kurucularından ve ilk kaptanlarından Galip Kulaksızoğlu cepheden döndüğünde, geleceğe, futbola ve vatanın kurtuluşuna dair tüm umutlarını yitirmiş bir Türk gencidir. Galip’i dönüştüren kuvvet, Çanakkale Savaşı’nın kahraman kumandanı Mustafa Kemal Paşa olacaktır.

    Mustafa Kemal Paşa Fenerbahçe kulübünü ziyaretinde, gençlere Fenerbahçe’nin misyonunu gösterir. Bu misyon, futbolun insanlar üzerindeki kenetleyici etkisini kullanarak halka moral aşılamak ve milli şuur ve birliği güçlendirmektir. Fenerbahçe, düşman kuvvetlerinin takımlarıyla oynadığı başarılı müsabakalarla halkın zafere olan inancını pekiştirirken, milli hareketin İstanbul’daki istihbarat ve lojistik ağı olan Mim Mim Cemiyeti ile yaptığı operasyonlarla da Anadolu’daki mücadeleye büyük katkılarda bulunur. İngilizlerin son bir zafer ihtimali olarak gördükleri Harington kupa maçını da kazanarak, ülkemize futbol tarihimizin en büyük zaferlerinden biri olan Harington Kupasını armağan eder…”


    Teaserdan Görüntüler


    Tarih Danışmanı Prof. Dr. Vahdettin Engin

    Zaferin Rengi Filmi

    Sabri Toprak Rolünde Nejat İşler

    Zaferin Rengi Filmi

    Çekimlerin Son Gününden


    Pelin Uluksar’dan


    Fenerbahçe Kulübü’nün Seti Ziyareti

    Fenerbahçe Başkanı Ali Y. Koç

    “Zaferin Rengi” Film Setini Ziyaret Etti

    Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Y.Koç ve Yönetim Kurulu Üyeleri geçtiğimiz günlerde 16 Şubat’ta vizyona çıkacak olan Zaferin Rengi filmin Kocaeli’ndeki setini ziyaret etti.

    Başkan Ali Y. Koç, Genel Sekreter Burak Çağlan Kızılhan, Yönetim Kurulu Üyeleri Simla Türker Bayazıt ve Selahattin Baki ile Yönetim Kurulu ve Başkan Başdanışmanı Mümtaz Karakaya’nın, yönetmen Abdullah Oğuz ve oyuncularla bir araya geldiği ziyarette film için özel olarak dokutulan ve dönemin Fenerbahçe formasını birebir yansıtan formalar kulüp yönetimine hediye edildi.

    Ziyaret sonrası; General Harington Kupası karşılaşması için tarih okuması yapılarak birebir gerçeğine uygun şekilde inşa edilen Fenerbahçe eski kulüp binası başkanlık ofisinde konuşan Ali Y. Koç:

    Biz bu filmin çok başarılı olacağına ve Fenerbahçe taraftarlarının da bu filme ciddi anlamda sahip çıkacağına inanıyoruz çünkü çok az camiaya nasip olur böyle bir hikâye…

    Ali Koç yaptığı konuşmada, “Biz çok etkilendik. İnşallah 16 Şubat’ta filmimiz vizyona girecek. Ondan önce galalarımız olacak; hem İstanbul’da hem Almanya’da. Biz tutacağına çok inanıyoruz. Çok mesai harcandı, çok emek harcandı, çok para harcandı. Sabırla ve metanetle bu noktaya gelindi. Biz bu filme çok inanıyoruz. Yıllardır General Harington Kupası filmini yapmak için kulübe çok başvurular oldu. Ben yöneticiyken de başkanken de bunu yaşadım. Ama o veya bu nedenle bir şekilde hiçbir zaman gerçekleşmedi. Dolayısıyla Abdullah Bey’i ve ekibini ilk defa bu filmin hikâyesini filme dönüştürdükleri için tebrik etmek istiyorum. Camiamız adına da teşekkür etmek istiyoruz. Biz bu filmin çok başarılı olacağına inanıyoruz. Fenerbahçe taraftarlarının da bu filme ciddi anlamda sahip çıkacağına inanıyoruz çünkü çok az camiaya nasip olur böyle bir hikâye. Hatırlatmak gerekirse, biz bu Cumhuriyetin, bu genç ülkenin önce kurtuluşunda sonra kuruluşunda çok önemli vazifeler icra etmiş bir camianın evlatlarıyız. Bizim hikâyemiz çok. Bu Cumhuriyet için de çok, bu ülke için de çok. Söz konusu Atamız ise orada da hem tarihte belge, bilgi ve olay olarak pek çok anekdot var. Biz Fenerbahçeliler hiçbir zaman ‘Atatürk Fenerbahçe’yi tutuyor.’ demiyoruz, buna inansak dahi. Ne diyoruz? ‘Atatürk’ün kimi tuttuğu değil, kimin Atatürk’ün yolundan yürüdüğü önemlidir.’ Bu camia kurulduğundan beri başında kim olursa olsun, yönetimde kim olursa olsun bir gram dahi bundan şaşmamıştır. O yüzden Harington Kupası’nın olayı, tarihi bizle özdeşleşmesi çok önemli. Zaten Atamız Fenerbahçe’ye duyduğu duygu ve düşünceleri bizzat kulübümüze gelerek kulübün anı defterine kendi elleriyle yazmıştır.” ifadelerini kullandı.

    Genel Sekreter Burak Çağlan Kızılhan: Dört gözle 16 Şubat’taki galayı bekliyoruz…

    Genel Sekreter Burak Çağlan Kızılhan, “Ben de sizlerle tanıştığım için gurur duyuyorum. Abdullah Bey’le kulüpte konu hakkında ilk toplantıyı yaptığımızda onun hayal ettiği filmin bu kadar fazla insanla ve bu kadar gerçeğe yakın platformda olacağını tahmin etmiyordum. İki defa set ziyaretinde bulundum. Biz de dört gözle 16 Şubat’taki galayı bekliyoruz. Çok güzel bir film oluyor. Ellerinize sağlık.” dedi.

    Yönetim Kurulu Üyelerinden Selahattin Baki: İzleyenler çok duygulanacaklar, unutulmuşu hatırlayacaklar…

    Yönetim Kurulu Üyelerinden Selahattin Baki de ziyarette çok duygulandığını şu sözlerle belirtti: “Duygulanmamak elde değil. Zamanda yolculukta gibiyiz. Müthiş olmuş. İzleyenler de çok duygulanacaklar, unutulmuşları hatırlayacaklar. Başkanımıza, bütün camiamıza, Abdullah Bey’e bütün oyuncu kadrosuna teşekkür ediyorum. Var olsunlar. Buradaki ortamı görünce, tarihi gerçekleri bir kere daha hatırlayınca şunu görüyorsunuz; Fenerbahçeli Türkler söz konusu vatan olduğu zaman savaşacak kadar genç, ölecek kadar yaşlı yaşamayı bir hayat felsefesi haline getirmişler. Bu da bizi çok özel kılıyor. İyi ki Fenerbahçe var. Ne mutlu Türküm diyene.”

    Yönetmen Abdullah Oğuz: Çok epik, büyük bir hikâye çıkıyor. Bu filme gitmek her Fenerbahçeli için bir görev…

    Filmi beyaz perdeye aktaran yönetmen Abdullah Oğuz ise, “Ben de teşekkür ediyorum. İnandınız, geldiniz, bütün desteğini verdiniz. Bu destek olmasaydı zaten hayata geçiremezdik. Mahçup olmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bir sürü şeyi kendimiz yaptık. Taksim Stadı’nı yaptık. Çok zor. Yorgun hissediyorum ama çok güzel bir iş yaptık. Şampiyonlar Ligi gibi bir kadroyla çalıştık. Kamera arkası tüm ekip çok profesyonel. Bu filme gitmek her Fenerbahçeli için bir görev. Aynı zamanda bu bir direniş filmi. Bir de bu filmin bir birleştirici tarafı var, onu da seyrettiği zaman herkes görecek.” diye konuştu.

    Filmin oyuncuları ve set ekibi, Başkan Ali Y. Koç ve Yöneticilerimizi Fenerbahçe tezahüratlarıyla uğurladı.

    “Zaferin Rengi” 16 Şubat’ta Sinemalarda!

    Yönetmen koltuğunda Abdullah Oğuz’un oturduğu ZAFERİN RENGİ, oyunculukları, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla bir dönem filmi olarak içinde geçen zamanı, tüm gerçekliği ile perdeye taşınacağının sinyallerini veriyor.

    Zaferin Rengi, eşsiz dostluklar, benzersiz bir aşk ve tarihe damga vurmuş bir spor müsabakasının nefes kesen hikayesini; 1918 – 1923 döneminin işgal altındaki İstanbul’unda, düşman kuvvetlerine karşı örgütlenerek Anadolu’da başlatılan eşsiz bir direnişi, Cumhuriyet tarihinin en büyük spor başarılarından biri olarak kabul edilen General Harington Kupası efsanesinin etrafında kurgulayarak beyazperdeye taşıyacak.

    Birlik, Spor ve Aşk’la Kazanılan Bir Zaferin Kahramanları

    Filmin ana kahramanı, Fenerbahçe’nin kurucu üyesi ve efsane kaptanı Galip Bey’i canlandıracağı yeni neslin yetenekli oyuncularından Kubilay Aka ve Peyker rolünde yer alan Gülper Özdemir’in yanı sıra filmde; ekranların ve sinemanın güçlü oyuncularından Nejat İşler (Sabri Toprak), Timuçin Esen (Topkapılı Cambaz), Yiğit Özşener (Mustafa Kemal Paşa), Gonca Vuslateri (Vera) ve Birce Akalay (Halide Edib Adıvar) da dönemin sembol siyasetçilerine, aydınlarına, askeri figürlerine ve Türk futbol tarihinin kahraman sporcularına hayat veriyor.


    Enes Ulukır’dan


    Galip Kulaksızoğlu rolünde Kubilay Aka


    Fenerbahçe’nin Tarihine Tanıklık Etmiş Yapılar “ZAFERİN RENGİ” Filmi için Aslına Uygun Şekilde Yeniden İnşa Edildi.

    ZAFERİN RENGİ, PRODÜKSİYONU İLE TÜRK SİNEMA TARİHİNİN EN YÜKSEK BÜTÇELİ YAPIMLARI ARASINDA YER ALMAYA ADAY

    FILM İÇİN İNŞA EDİLEN KUŞDİLİ LOKALİ – PAPAZIN ÇAYIRI VE TAKSİM STADYUMU’NUN ESKİ VE YENİ HALLERİNDEN GÖRÜNTÜLER YAYINLANDI

    16 Şubat’ta vizyona girecek olan ve sezonun en iddialı sinema filmleri arasında olmaya aday ZAFERİN RENGİ filmi için, geçmişin muazzam hatırasına bir saygı duruşu olarak Fenerbahçe’nin tarihine tanıklık etmiş mekanları film çekimleri için aslına uygun yeniden inşa edildi.

    Filmde ana hikayenin geçtiği ve bir dönemin tarihine tanıklık etmiş 3 özel mekanın fotoğrafları ile orijinaline uygun şekilde inşa edilen yeni mekanların görüntülerini yayınlayan filmin yapımcıları ANS Prodüksiyon ve Evrensel Productions; döneme uygun mobilya ve aksesuarların bulunması, satın alınması, kiralama işlemleri ile mekan inşası için beş ay boyunca elli kişilik bir sanat ekibi ve teknik ekibin çalıştığını belirtirken, İzmit Seka Platosu’nda 20.000 metrekarelik bir alana Papazın Çayırı, Topçu Kışlası/Taksim Stadı, Kuşdili Lokali/Fenerbahçe Kulüp Binası ve Gülistan Gazinosu’nun sıfırdan aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edildiğinin altı çiziyor.


    Zaferin Rengi, sadece hikayesi, kadrosu ve oyunculukları ile değil; 1914-1932 yılları arasında Fenerbahçe’ye “Kulüp Binası” olarak hizmet veren “Kuşdili Lokali – Fenerbahçe Kulüp Binası”, günümüzde Fenerbahçe Stadyumunun yer aldığı, 130 yıldır binlerce maça ev sahipliği yapan Papazın Çayırı ve son olarak 1922’de Fenerbahçe’nin zaferin rengini İstanbul’un bir yakasından diğerine taşımak için maça çıktığı tarihi boyunca pek çok unutulmaz ana tanıklık etmiş olan Taksim Stadı’nı film boyunca eşsiz bir gerçeklikle izleme şansını da sunacak.

    ESKİ ve YENİ HALLERİ YAYINLANAN BU ÜÇ MEKANIN TARİHİ HAKKINDA

    KUŞDİLİ LOKALİ-FENERBAHÇE KULÜP BİNASI:

    3 Mayıs 1918 Cuma günü, tarihin en müthiş mutluluğuna sahne oldu. Kulüpten ayrılırken “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler temenni ederim” diyen Mustafa Kemal Paşa’nın sözünü emir telakki eden Fenerbahçeliler başarıdan başarıya koştular. Fenerbahçe’ye 1914-1932 yılları arasında “Kulüp Binası” olarak hizmet veren “Kuşdili Lokali”, 5-6 Haziran 1932 akşamı korkunç bir yangın felaketine kurban gitti… Fenerbahçe’ye 18 sene boyunca kulüp binası olarak hizmet veren Kuşdili Lokali’nin resmî açılışı, 1914 yılının Mart ayında kalabalık bir davetli kitlesi huzurunda yapıldı. Dönemin Fenerbahçe Başkanı, Bayındırlık Bakanı Mehmet Hulusi Bey’di. O gün orada bulunanlar arasında devlet erkânında isimlerin yanı sıra, Hamit Hüsnü Kayacan, Salah Cimcoz ve Ahmet Rasim gibi dönemin meşhur simaları da vardı.

    PAPAZIN ÇAYIRI:

    Papazın Çayırı; daha sonraki adlarıyla Union Club, İttihat Spor Meydanı ve sonunda günümüzde Fenerbahçe Stadyumu’nun olduğu bölgedir.

    TAKSİM STADYUMU:

    Takvimler Ağustos 1922’yi gösteriyor… Fenerbahçe de zaferin rengini İstanbul’un bir yakasından diğerine taşımak için Taksim Stadyumu’na çıkar. 13 Ağustos 1922’de başlayan galibiyet serisi 29 Haziran 1923’e, Harington Kupası’na uzanacaktır… Milli Takım, tarihindeki ilk milli maçı Taksim Stadı’nda 26 Ekim 1923 günü Romanya’yla yapmıştı.

    **TAKSİM STADI’NIN UNUTULMAYAN ANLARI**

    *1921’de Taksim Stadı’nın avlusuna kurulan ringde ilk resmi boks müsabakaları gerçekleşti.

    *1921’de sekizer kişiden oluşan takımlar arasında ilk halat çekme müsabakaları yapıldı.

    *1925’te Taksim Stadı’ndaki atletizm pisti, Türkiye’nin ilk bisiklet pist yarışlarına sahne oldu.

    “ZAFERİN RENGİ” 16 ŞUBAT’TA SİNEMALARDA

    Abdullah Oğuz’un yönetmen koltuğunda oturduğu Zaferin Rengi, eşsiz dostluklar, benzersiz bir aşk ve tarihe damga vurmuş bir spor müsabakasının nefes kesen hikayesini; 1918-1923 döneminin işgal altındaki İstanbul’unda, düşman kuvvetlerine karşı örgütlenerek Anadolu’da başlatılan eşsiz bir direnişi, Cumhuriyet tarihinin en büyük spor başarılarından biri olarak kabul edilen General Harington Kupası efsanesinin etrafında kurgulayarak beyazperdeye taşıyacak.

    Filmin ana kahramanı, Fenerbahçe’nin kurucu üyesi ve efsane kaptanı Galip Bey’i canlandıracağı yeni neslin yetenekli oyuncularından Kubilay Aka ve Peyker rolünde yer alan Gülper Özdemir’in yanı sıra filmde; ekranların ve sinemanın güçlü oyuncularından Nejat İşler (Sabri Toprak), Timuçin Esen (Topkapılı Cambaz), Yiğit Özşener (Mustafa Kemal Paşa), Gonca Vuslateri (Vera) ve Birce Akalay (Halide Edib Adıvar) da dönemin sembol siyasetçilerine, aydınlarına, askeri figürlerine ve Türk futbol tarihinin kahraman sporcularına hayat veriyor.



    Kuşdili Lokali

    Union Club / İttihat Spor Sahası

    Taksim Stadyumu


    İşgal Yılları İstanbul’unun Tarihe Yön Veren Karakterleri Zaferin Rengi Filminde

    Kurtuluş Şavaşına giden yolda Anadolu’da başlatılan direnişin ana karakterlerinden Yüzbaşı John G. Bennett’e yetenekli oyuncu Yılmaz Adam Bayraktar hayat verdi.

    1918-1923 döneminin işgal altındaki İstanbul’unda geçen hikayesi ve Anadolu’da başlatılan direnişin, her biri birbirinden ilginç hikâyeye sahip karakterlerinin yer aldığı ZAFERİN RENGİ filminde, Mustafa Kemal’in Samsun’a yolculuğu için vize veren, işgal gücü askeri Yüzbaşı John G. Bennett karakterine yetenekli oyuncu Yılmaz Adam Bayraktar hayat verdi.

    Almanya’da doğup büyüyen ve oyunculuk eğitimini Almanya’da tamamlayıp kariyerine üç dilde Avrupa ve Türkiye’de devam eden Yılmaz Adam Bayraktar’ın canlandırdığı John G.Bennet; 1919 yılında İstanbul’da İngiliz kuvvetlerinde istihbarat subayı olarak çalışmış, 16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a yolculuğu için vize vermesiyle tarihin akışında kilit bir rol oynamıştır. Bennet, çok iyi derecede Türkçe konuşabilen, Türkiye, Türkler ve tasavvuf üzerine büyük bir bilgi birikimine sahip İngiliz bilim adamı, yazar ve düşünür olarak tanınmaktadır.

    Bu rol için seçmelere katılan Yılmaz A. Bayraktar; ‘Canlandırdığım Bennet karakteri çok enteresan bir karakter, ben onunla şahsen tanışmak istemezdim. Kendisi aslında filozof, matematikçi, yazar. 1918 Fransa’da bir motor kazası geçiriyor ve bir süre komada kalıyor. Komadan çıktıktan sonra da ölümü yendiğini zanneden bir insan.

    Kazadan 1 ay sonra İngiltere’den Türkiye’ye gönderiliyor. Türkçe’ye çok da hâkim. Bennet’i tanımak için orijinal kayıtlarını dinlediğimde “gerçekten o kelimeyi nerden biliyor, nasıl bir kelime yani” dediğim çok anlar oldu. Filmin seçmeleri sürecinde önüme gelen karakter tanıtımı dosyasında fotoğrafını gördüğümde de benim gençlik yıllarıma çok benzediğini gördüm, bu rolü alacağım dedim ve aldım.’ yorumunda bulunuyor.

    Yönetmen koltuğunda Abdullah Oğuz’un oturduğu ZAFERİN RENGİ, oyunculukları, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla bir dönem filmi olarak içinde geçen zamanı 16 Şubat’ta tüm gerçekliği ile perdeye taşımaya hazırlanıyor.

    ZAFERİN RENGİ 16 Şubat’ta Sinemalarda!

    #ZaferinRengiFilmi #ANSProduksiyon #EvrenselProductions #ZaferinRengi

    John G. Bennett Kısa Biyografi

    John Godolphin Bennett İngiliz bilim adamı, matematikçi ve düşünür. 8 Haziran 1897’de Londra’da doğdu. Asya dilleri ve dinleri üzerine incelemelerle bilimsel araştırmaları bütünleştiren çalışmalarıyla tanındı. 1919 yılında İstanbul’da İngiliz işgal kuvvetlerinde istihbarat subayı olarak çalıştığı sırada, 16 Mayıs 1919 günü Mustafa Kemal’e Samsun yolculuğu için vize vermesiyle birlikte Türkiye, Türkler ve tasavvufa ilgisi başladı. Ömrü boyunca Orta Asya’dan Güney Afrika’ya kadar pek çok bölge ve ülkede gezen Bennett, bu yolculuklarında, içlerinde Türk mutasavvıfların da yer aldığı, az tanınan ama önemli manevi önderlerle tanıştı. 1920’lerde tanıştığı Gürciyev ve Uspenski, Bennett’in ruhsal arayışında yol gösterici kişiler oldular. Büyük ölçüde Gürciyev’in etkisiyle Dördüncü Yol adını verdiği bir manevi gelişme öğretisi geliştiren Bennett, 13 Aralık 1974’te öldü. Bennett’in Gurdjiyeff: Büyük Bir Gizem, Ne İçin Yaşıyoruz? Yeni Çağ Toplumunun İhtiyaçları ve Kutsal Tesirler gibi birkaç kitabı Türkçeye çevrilmiştir.


    Fenerbahçe’nin Reisi Nejat İşler!

    İşgal Yılları İstanbul’unun Tarihe Yön Veren Karakterleri Zaferin Rengi Filminde

    İşgal altındaki İstanbul’da milli direnişin en büyük destekçilerinden, Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından ve dönemin önemli aydınlarından Mehmet Sabri Toprak’a usta oyuncu Nejat İşler hayat verdi

    1918-1923 yılları arasında yaşanan gerçek olaylara dayanan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğine büyüyen milli mücadeleye destek için İstanbul’da oluşan yapılanma ve mücadeleyi spor üzerinden farklı bir anlatımla izleyiciye sunacak olan ZAFERİN RENGİ filminde, Fenerbahçe’nin başkanı Mehmet Sabri Toprak karakterine usta oyuncu Nejat İşler hayat verdi.

    Nejat İşler’in canlandırdığı Mehmet Sabri Toprak; İttihat ve Terakki Partisi’nin önemli simaları arasındaydı. Bosna’daki doğumundan kısa bir süre sonra ailesiyle Turgutlu’ya göç eden Sabri Bey, her senesini sınıf birincisi olarak bitirdiği Darüşşafaka’dan Posta ve Telgraf Bakanlığı’na memur olarak atandı ve Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) hukuk eğitimine devam etti. “Telgraf Mektebi Müdürü” iken 1912 yılında, Saruhan milletvekili olarak Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na girdi. Fenerbahçe ile yolu, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce kesişen Sabri Toprak, 1915 yılından 1934’e kadar, tam 19 sene kulübün Genel Başkanlığı görevini yürüttü. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesinin ardından, dönemin birçok vatanperver aydın, asker, bürokrat ve siyasetçisiyle birlikte, Malta Adası’na sürgüne gönderildi. Tutuklanmasına Kadıköy halkı “İşgal Kuvvetleri Karargâhına ve Damat Ferit’e kadar ulaşan” büyük bir tepki vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, bir dönem Ziraat (Tarım) Bakanlığı yapmış, Türkiye’de tarımın gelişmesine de büyük katkılarda bulunmuş önemli bir isim olmuştur. Hayatı boyunca kazancının yarısını yetimlere bakmaya ayıran Sabri Toprak, Atatürk’ü Fenerbahçe Kulübü’ne getirmesinden 20 sene sonra, 16 Şubat 1938 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri, Ali Koç’un başkanlığı döneminde, 1907 Fenerbahçe Derneği tarafından restore edildi.

    16 Şubat’ta vizyona girecek olan ve yönetmen koltuğunda Abdullah Oğuz’un oturduğu, ZAFERİN RENGİ filmi, oyunculukları, dekor, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla da izleyiciyi bir asır öncesinin İstanbul’una geri götürecek.


    Milletin Fenerbahçesi


    Film Ekibi

    Görevi / Rolüİsimler
    YönetmenAbdullah Oğuz
    Görüntü YönetmeniGhasem Ebrahimian
    İdari YapımcıSerdar Şen
    Tarih DanışmanıProf. Dr. Vahdettin Engin
    Askeri DanışmanErhan Çavdaroğlu
    Fenerbahçe Tarihi DanışmanıBarış Eymen
    Mustafa Kemal AtatürkYiğit Özşener
    Sabri ToprakNejat İşler
    Topkapılı Cambaz MehmetTimuçin Esen
    Galip KulaksızoğluKubilay Aka
    Peyker HanımGülper Özdemir
    Nasuhi Esat BaydarBora Cengiz
    Elkatipzade Mustafa BeyHasan Elmas
    Şekip KulaksızoğluBerke Gündem
    Hasan Kamil SporelSüleyman Yaşar Sucuoğlu
    Cafer ÇağatayMustafa Sarıtaş
    Kadri GöktulgaFurkan Ali Yetimoğlu
    İsmet UluğGürdal Tak
    Fahir YeniçayEray Erdem
    Ömer TanyeriYiğithan Uras
    Sabih ArcaTaylan Meydan
    Bedri GürsoyBatuhan Uygul
    Zeki Rıza SporelEnes Ulukır
    Alaaddin BaydarDoğan Can Sarıkaya
    İsmet İnönüBedir Bedir
    Rauf OrbayEngin Hepileri
    Halide Edip AdıvarBirce Akalay
    Şehzade Ömer Faruk Efendi
    Cevat Abbas Gürer
    VI. Mehmed (Vahdettin)Ruhi Sarı
    Emirzade Arif BeyLorin Merhart
    Karnik ArslanyanErkan Baylav
    Münir Nurettin Selçuk
    Hikmet Topuzer
    Ethem Bellisan
    Kenan Or
    Ali Naci KaracanSercan Gülbahar
    Ali Sami YenEmircan Kahyeri
    Galatalı HamdiCihan Demir
    Kulaksız zade Mustafa BeyArif Pişkin
    SalihBurak Can Aras
    YusufAyaz Çoban
    Charles HaringtonDavid Masterson
    John Godolphin BennettYılmaz Bayraktar
    AaronSoner Ciliv
    CoxMiro Gerede Erkaya
    Nesrin HemşireBüşra Şensoy
    EleniŞeyma Peçe
    MariPelin Uluksar
    VeraGonca Vuslateri
    Galatasaraylı FutbolcuBaturalp Kaya
    Galatasaraylı FutbolcuMelihcan Kabael
    Galatasaraylı FutbolcuSemih Kudun
    Galatasaraylı FutbolcuÖmer Çetinkaya
    Galatasaraylı FutbolcuAhmet Hasan Uydalı
    Galatasaraylı FutbolcuOğuzhan Kaagan
    Galatasaraylı FutbolcuArda Binici
    Galatasaraylı FutbolcuFurkan Berk Yalçın
    Galatasaraylı Futbolcuİbrahim Temel
    Galatasaraylı FutbolcuKerem Yıldırır
    İngiliz FutbolcuYasin Telek
    İngiliz FutbolcuMurat Aldırmaz
    İngiliz FutbolcuEmirhan Subaşı
  • YKB Arşivinde Fenerbahçe

    YKB Arşivinde Fenerbahçe

    Ağırlığı Selahattin Giz fotoğraflarından oluşan YKB arşivinde Fenerbahçe fotoğrafları birbirinden müthiş sahneleri gün yüzüne çıkarıyor. Bu arşiv araştırması esnasında bizden yardımını esirgemeyen Ayhan Uçar ağabeyimize sonsuz teşekkür ediyor, kendisiyle beraber çalışan ve aynı derecede bize yardımı dokunan büyük Fenerbahçeli merhum Abdullah Gül ağabeyimizi de saygıyla anıyoruz.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Yapı Kredi Bankası Arşivinde Fenerbahçe

    Yapı Kredi Bankası arşivinde Kadıköy ve Fenerbahçe fotoğraflarından bir seçme
  • Büyük Fikret Bölüm X

    Büyük Fikret Bölüm X

    Fenerbahçe tarihinin en çok Türkiye şampiyonluğu kazanan beş isminden birisi olan ve Fenerbahçe’ye hem futbolcu, hem teknik direktör, hem de Başkan olarak hizmet eden “Büyük” Fikret Arıcan‘ın kitabından pasajlar ile karşınızdayız. Huzurlarınızda: Büyük Fikret Bölüm X

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Büyük Fikret

    Büyük Fikret Bölüm X

    Yunanlılarla siyası ve kültürel bir dostluk havasına girmiştik. Spor temaslarımız sıklaşmıştı. Bunların neticesi olarak meşhur Yunan takımı Olimpiakos’la karşılaşmamız kesinleşti. Müsabaka İstanbul’da Taksim Stadı’nda yapılacaktı. Maç günü Taksim Stadı o senelerin rekoru sayılacak seyirci ile doluydu. O kadar ki papazlar bile maça gelmişlerdi. Benim fena itikatlarımdan biriydi maçtan önce papaz görmek. Kendi kendime söylenip duruyordum. Bir hadise olacaktı sonunda oldu da…

    Maçın sonlarına doğruydu… Alaattin ağabeyim sağdan güzel bir vuruşla galibiyet golümüzü attı. Ben de direğe vurarak içeri girmekte olan topa bir daha çakarak ağlara gönderdim. Bugün bile Avrupa’da sevinç alameti olarak yapılıyor bu iş…

    Ama karşı takımı çok sinirlendirdiği de muhakkak… Neyse… Topu alarak hızlıca santraya doğru gidiyordum. Arkamdan Yunan kalecisinin koşarak bana yaklaştığını hissettim. Fakat kaleci bir anda ortadan kayboldu. Arkamı döndüğümde kaleci yerdeydi. Seyircinin arasına girmekte olan bir subayı ancak görebildim. Biraz daha oynadık maç bitti. Ertesi günkü gazeteler bu hadiseden biraz bahsettiler.

    Olay kapandı sanırken, iki gün sonra çalıştığım yere bir inzibat eri gelerek Merkez Kumandanlığı’ndan çağrıldığımı söyledi. Şaşırmıştım. “Ne oluyor?” diye acele gittim. “Galiba beni askere alıyorlar” diyordum. Beni bir albayın odasına çıkardılar. Kendisi sert bir lisanla kaleciye yumruğu kimin attığını sordu. Görmediğimi söyledim. Albay inanmıyordu. Hakikaten görmemiştim.

    Ertesi gün Zeki Bey’le beni yine çağırdılar. Uzun uzun soruşturdular. İkimiz de görmediğimizi söyledik. Ama albay ısrar ediyordu. Kızgın bir sesle, “Bu bir subay… Onu mutlaka bulacağız. Yoksa hepimiz ya tekaüt olacağız yahut Şark’a sürüleceğiz. Başvekilin emri var” dedi. Bize adeta yalvarıyordu adam… Kendisine yardımcı olmamızı istiyordu. Hakikaten görmemiştik.

    Bir gün sonra beni yine çağırdılar. Albay, “Biz yumruğu vuranın bir doktor yüzbaşı olduğunu tespit ettik. Bunların arasında var mı?” diyerek bana üç tane doktor yüzbaşı gösterdi. “Tanımıyorum” dedim. Öfkeleri gün geçtikçe artıyordu.

    O zaman Gülhane Hastanesi’nde şimdiki Profesör Rasim Adasal, bizde futbol oynayan Selahattin ve Deniz Hastanesi Başhekimi olan İhsan Meriç de doktordu… Bu iş hepimizi dertlendirmişti. Fakat yumruğu vuran yüzbaşı sonunda bulundu. Merkez Kumandanlığı rütbesi tespit edilen ne kadar doktor yüzbaşı varsa çağırıp maç günü nerede olduklarını sormaya başlamış. Yumruğu vuran maç has tası Yüzbaşı Hilmi, o gün maça gitmediğini ve öğretmenleriyle vapur gezisine iştirak ettiğini söyleyince ondan şüphelenmişler. Öğretmenleri de Merkez Kumandalığı’na çağırıp durumu tahkik etmişler. Bu tahkikat sonunda Yüzbaşı Hilmi’nin doğru söylemediği ortaya çıkınca yumruğu vuranın o olduğu anlaşılmış. Fakat yüzbaşının talihi yaver gitti. Yunanlılar da bizim federasyona başvurarak benim arkamdan koşmak suretiyle kendi kalecilerinin hadiseye sebebiyet verdiğini ve cezalandırıldığını bildirmişler. Böylece Yüzbaşı Hilmi cezadan kurtuldu. Sadece Şark’a tayin edilerek cezalandırıldı.

    O zamanlar fizik tedavileri için gerekli aletler yalnız Gülhane Hastanesi’nde vardı. Ben de bu tedaviler için gerektiğinde Gülhane’ye giderdim. Yüzbaşı Hilmi’yi, Rasim Adasal’ı, Selahattin ve Ihsan Meriç’i orada tanıdım. Kendileriyle çok yakın arkadaşlık ettim. İhtiyaç olduğunda daima oraya gider, tedavi görürdüm…

    Esat’ın Kulübe Gelişi

    Bizim Fenerbahçe Stadı’nda çok zaman küçük takımlar aralarında maç yaparlardı. Bir gün ekserisi Rum olan Atlas takımı ile diğer bir takım maç yapıyorlardı. Biz futbolcular ve idareciler seyrediyorduk. Bu futbolcular arasında ufak tefek sayılacak birini gördük. Bazı arkadaşlarımız kendisini tanıyor ve iyi futbol oynadığını söylüyorlardı. Orada da hemen göze batmıştı. Kendisini hemen kulübe aldılar, birkaç maç sonra birinci takıma girdi. Türkiye’de yetişen tüm futbolcuların en tekniklerinden biri olarak gelişti. Bütün kısmetsizliği milli maçların olduğu devirlerde hasta yatmasıydı. O devirlerde çok seyrek yapılan milli maçlarda oynayamaması nedeniyle sporseverlerin gözünden uzak kaldı. Ufak boyuna rağmen Gündüz Kılıç’a bile kafa topu bırakmadığını herkes bilir…

    Güneş Takımı ile Birlikte Yaptığımız Romanya Gezisi

    1935 senesiydi… Vatani vazifemi yapmakta olduğum için çok iyi aklımda kalmış. Güneş takımıyla Bükreş’te iki maç yapmak için Romanya’ya gittik. Bu seyahatimize Yusuf Öniş, Zeki Rıza Sporel, Nusret Bey gibi spor idarecileri de katılmışlardı. Bükreş’e o devirde “Küçük Paris” ismi veriliyordu. Orada iki müsabaka yapacaktık. Oyun tarzım itibariyle küçük ve sıkışık sahalarda top oynamayı hiç sevmezdim. Taksim ve Şeref stadlarının çamur, kum ve kömür tozu zeminlerinden gına gelmişti.

    Romanya’da yeşil bir sahada maç yapacağımızı düşündükçe memnun oluyorduk. Oynayacağımız sahada bir maç varmış. Gidip görmeyi çok arzuladım ve gittim. Bir de ne göreyim ufacık basketbol sahası gibi bir saha, iki takım maç yapıyor, birbirlerine bol gol atıyorlar. 6-1 bitti maç. Neşem kaçmıştı. Akşam Zeki Bey ve Yusuf Ziya Bey’e, “Biz bu sahada maç kazanamayız. Top oynayamayız” dedim.

    Şimdiden yenilgiyi kabul etmek lazımdı. Duyardım, orada gördüm Yusuf Ziya Bey idarecilik vasfı yüksek bir kişiymiş. Çok da olanaklı bir insan. Derhal Romen idarecileri çağırarak bu sahanın değiştirilmesini, orada top oynayamayacağımızı aksi halde geri dönebileceğimizi bildirdi. Hem de kesin bir lisanla… Onlar maddi sıkıntılarının olduğunu, bu sahaya bağlandıklarını, aksi olduğu takdirde, aklımda kaldığına göre iki bin lira tazminat ödemek zorunda kalacaklarını söylediler. Yusuf Ziya Bey münakaşayı uzatmadan “Bu tazminatı kabul ediyoruz, gidin, halledin” dedi.

    Onlar da bizi o zamanın en büyük statlarından Onef Stadı’nda oynattılar. Stat o zamana kadar hiç oynamadığımız kadar güzeldi. Takımda ilk defa Rum asıllı ve İtalyan tebalı Bombino ile beraber oynuyordum. O Türkiye’de yetişen gayri müslümler arasında ön sırada yer alırdı. O gün futbol hayatımın en güzel oyunlarından birini çıkardım ve bir de gol atarak maçı 2-1 kazanmamazı sağladım. Bambino’nun bana verdiği pasları unutmam mümkün değil… Bizden bir hafta önce Romenler aynı sahada İngilizler’i 3-2 yenmişler. Şöhretli solaçık İngiliz Bastin’de oynuyormuş. O günkü oyunumla Bastin’le mukayese edilmeye başlandığımı öğrendim. Bu hadise ve o güzel saha hatıralarım arasında büyük yer tutar. Sıra ikinci maçımıza geldi. Romenler bizi yine o küçük sahaya sokmak istediler. İdarecilerimiz razı olmadı. Bu durumda ikinci maçımızı oynamadan ve ödenmeyen masraflarımızı almadan yurda dönmek zorunda kaldık. O sırada bulunduğumuz süre içinde bir taksi parasını ödeme hadisesi geçti başımızdan…

    Bizim kafileyle beraber İş Bankası hissedarlarından Münip Bey adında bir işadamı da gelmişti. Orada hastalandı. Kendisine bir daire ve bir hastabakıcı tutarak tedavi ettirdik. Ona geçmiş olsuna gittim. Yanımda Hüsamettin de vardı. Galibiyetimizden son derece mütehassıs olan Münip Bey bize mükâfat olmak üzere meşhur Romen revüsünde iki bilet aldırdı. Kapıdan bir taksiye binerek ayrıldık. Şoför bizi yarım saat dolaştırdı. Bükreş’in içinde ve revünün önünde indirdi. Hüsamettin’le şöyle bir etrafımıza baktık az önce ayrıldığımız Münip Bey’in bulunduğu binadan yüz metre kadar ilerdeyiz. Adama teşekkür ederek çıkarıp biraz para verdik. “Allah senden razı olsun ahbap… Bizi gezdirdin. Fakat buna hiç ihtiyacımız yoktu…” diyerek gönderdik… Hiç unutmam şoförün gıkı çıkmadı…

    (DEVAM EDECEK)


    Fotoğraf-1) Fenerbahçe’nin 30. yıla girerken Yunan muhtelitini 2-0 yendiği maçtan sonra Orhan Nurah’ın karikatürü…

    Fotoğraf-2) Devrin sayılı hakemlerinden biri de Refik Osman Top’tu… Fotoğrafta, Refik Osman bir maçımızı başlatmadan önce bizlerle konuşurken…

    Fotoğraf-3) Kırmızı-Beyaz’da Fikret Arıcan için bir karikatür.

  • Lebip Elmas Arşivi

    Lebip Elmas Arşivi

    Lebip ağabeyin sevgili oğlu, kıymetli büyüğümüz Suavi Elmas’ın büyük teveccühüyle toplam 230 fotoğraftan oluşan muazzam bir koleksiyonu yayınlamanın mutluluğunu yaşıyoruz: Lebip Elmas Arşivi

    Dr. Rüştü Dağlaroğlu’nun 1987 tarihli “Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihçesi” kitabında, 1933-1944 yılları arasında 218 maçta forma giyip 10 gol attığı tarihe kaydedilen Lebip ağabey, Fenerbahçe’nin 28 şampiyonluğunun 5 tanesinde pay sahibiydi:

    1935, 1937, 1940, 1943 ve 1944

    1933 yılında düzenlenen ve Fenerbahçe’nin ilk Türkiye şampiyonluğunu kazandığı sezonda ise forma giymemesine rağmen final maçı için İzmir’e giden kafiledeydi.

    Portreleri, ailesi ve dostları ile fotoğrafları, takım arkadaşlarıyla saha içi ve saha dışı resimleri derken eşsiz bir koleksiyona daha kavuşmanın heyecanını sizinle paylaşıyoruz.

    Fenerbahçe’nin şampiyonluklara en fazla iki sene uzak kaldığı yıllara ve başta Lebip Elmas olmak üzere bütün Fenerbahçe kahramanlarına saygıyla…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Not: “Fotoğraflarda kimler, neler, nereler var?” diye soracak olursanız… Cevabı şöyle verebiliriz:

    Ahmet Erol, Ali Muhiddin Hacı Bekir, Ali Rıza Tansı, Aydın Bakanoğlu, Basri Taşkavak, Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü, Bedii Yazıcı, Bülent Büyükyüksel, Cevat Sayit, Cihat Arman, Didi, Esat Kaner, Faruk Hızer, Fazıl Arzık, Fenerbahçe, Fenerbahçe Stadyumu, Fikret Arıcan, Fikret Kırcan, Füruzan Şansal, Hadi Tarlan, Halil Köksalan, Halit Deringör, Hayati Öney, Hüsamettin Böke, İbrahim İskeçe, İrfan Denever, Kasımpaşa, Kazım Bayülken, Kemal Onan, Lebip Elmas, Lütfi Boyer, Mehmet Reşat Nayır, Melih Kotanca, Moda Deniz Kulübü, Muammer Oraman, Muhtar Sencer, Murat Alyüz, Muzaffer Ateşçi, Muzaffer Çizer, Müzdat Yetkiner, Naci Bastoncu, Naim Şukal, Namık Erbay, Nazım Kayar, Necdet Dalay, Necdet Erdem, Niyazi Sel, Nuri Pekesen, Orhan Canpolat, Orhan Menemencioğlu, Oscar Hold, Osman Kavrakoğlu, Ömer Boncuk, Rasih Minkari, Razi Trak, Rebii Erkal, Recep Nurcan, Reşat Dermanver, Sadi Çoban, Safa Özyurt, Sedat Bayur, Semih Arıcan, Semih Bayülken, Suat Belgin, Suavi Elmas, Süleyman Tekil, Şaban Topkanlı, Şerafettin Doğan, Şeref Benibol, Şevket Demirtepe, Taci Ece, Taksim Stadyumu, Yaşar Alpaslan, Yaşar Yalçınpınar, Yorgo Angelidis, Zeki Rıza Sporel, Ziya Atamer


    Lebip Elmas Arşivi

  • Yıldızlar Geçidi

    Yıldızlar Geçidi

    Kısacık bir haber ama resmen yıldızlar geçidi… Spor Âlemi mecmuasının 16 Kasım 1922 tarihli nüshasında yayınlanan metin; Papazın Çayırı, Union Club, İttihat Spor Kulübü ve Fenerbahçe Stadyumu isimleriyle günümüze kadar gelen spor sahasının tarihini yazacaklar için önemli bir not…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Not: Yukarıdaki karikatürün konuyla ilgisi yok ama derginin aynı sayısında yer aldığı için kaybolmasın istedik. Altında “Fener’in Şakşukası” yazıyor. “Kim bu Şakşuka?” diyeceksiniz. Sizi Nasuhi Baydar’ın bir yazısına götürelim ve hatırlayalım:

    “(Elkatipzade) Mustafa, geze dolaşa, Fenerbahçe’ye nice sol açıklar, kaleciler bulmuş, bunlardan takımlar kurmuş, hepimizin beğendiğimiz meşhurları meydana çıkarmıştır. Kendi kardeşim Alaeddin’e (Alâ’ya) varıncaya kadar…

    Mustafa, Tunuslu bir fes taciri olan Yusuf Elkâtip Bey’in çok müreffeh oğlu idi.

    Saint-Joseph Koleji’nde talebe iken Fener’e ilk girenlerdendi.

    Kulüp arkadaşlarını sık sık evine çağırır, çaylar içirir, bol biberli, bol salçalı yemekler ikram ederdi. Bu yemeklerden pek lezzetli birinin adı olan “şakşuka” aramızda tekrarlana tekrarlana, Mustafa’nın lakabı olmuştu : Şakşuka aşağı, Şakşuka yukarı…”


    İttihat Spor Çayırı

    İttihat Spor Kulübü geçen haftadan itibaren harp esnasında Hazine-i Hassa’dan akdeylediği mukavele ile taht-ı icarında bulunduran Basri Bey’in vekili Emin Bey’in idaresine geçmiş ve yeni faaliyetlerine başlamıştır. Ali Sami, Cevdet, Tevfik Haccar Beylerden mürekkep bir heyet-i idare ve kulübün imarı için de Fenerbahçe Kulübü’nden Galip Bey’in fikrinden istifade edeceklerini kemal-i memnuniyetle istihbar ettik. Memleketimizde şimdiye kadar ihmal edilen saha meselesi inşallah bundan sonra muntazam bir şekil alacaktır.

    Spor Âlemi – 16 Kasım 1338 (1922)

  • Başımız Sağ Olsun

    Başımız Sağ Olsun

    Ülkemizin yaşadığı büyük deprem felaketinde Fenerbahçe Spor Kulübü‘nün ülkenin geri kalanıyla beraber giriştiği muazzam dayanışmayı, resmî sitedeki haberlerden faydalanarak burada derlemeye çalışıyoruz… Kulübümüzün canla başla çalışan personeli yanında, organizasyonu sağlayan Başkanımız Ali Y. Koç ve Yönetim kurulu üyelerimiz başta olmak üzere gecesini gündüzüne katan iletişim departmanına sonsuz teşekkürlerimizle… Başımız sağ olsun.

    Bu ülkenin vicdanlı insanları, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için üzerlerine düşen her türlü vazifeyi yapacaktır.

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Acımız Büyük

    6 Şubat 2023 Pazartesi 10:29

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve birçok ilimizde hissedilen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.

    Fenerbahçe Spor Kulübü


    Ülkemizdeki Tüm Spor Organizasyonları Durduruldu

    6 Şubat 2023 Pazartesi 12:01

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen ve ülkemizi yasa boğan deprem sonrasında ülkemizdeki tüm spor organizasyonlarının durdurulduğu açıklandı. Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanımız Dr. Mehmet Kasapoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; “Ülkemizde yapılacak tüm ulusal spor organizasyonları ikinci bir açıklamaya kadar durdurulmuştur.  İlgili tüm birimlerimiz AFAD koordinasyonunda teyakkuz halindedir. Aziz milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bir kez daha Türkiye’mize başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar, deprem bölgelerindeki tüm arama kurtarma ekiplerine güç ve kuvvet diliyoruz.


    Ülkemizin Yanındayız

    KULÜBÜMÜZ, DEPREM İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLADI

    6 Şubat 2023 Pazartesi 13.01

    Kahramanmaraş başta olmak üzere Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa ile birlikte birçok ilimizde hissedilen ve tüm Türkiye’yi hüzne boğan deprem felaketi sonrasında Kulübümüz adımlar atmak için hazırlanıyor.

    Bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak bugüne kadar ülkesinin, vatandaşının yanında olan Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bugün yaşanan milli felaket karşısında en faydalı adımı atmak için çalışmalara ivedilikle başladık.

    Yapılacak görüşmeler neticesinde belirleyeceğimiz eylem planıyla afet bölgelerindeki vatandaşlarımızın yanında olacağımızı belirtiyoruz.


    Yöneticimiz Can Gebetaş

    Şu anda Fenerbahçe Spor Kulübü’nde bir kriz masası oluşturduk

    6 Şubat 2023 Pazartesi 15:54

    Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere pek çok ilimizde hissedilen deprem felaketinin ardından deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanından olmak amacıyla Kulübümüzün atacağı adımları değerlendirmek üzere beIN SPORTS yayınına katıldı.

    Ülke tarihimizin en kritik, en acı dönemlerinden birinin yaşandığını ifade eden Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş, “Bahsettiğiniz gibi bu sabah çok büyük bir acıya uyandık. Ülke tarihimizin en kritik, en acılı dönemlerinden birini yaşıyoruz. Ben de sizler aracılığı ile ölenlere Allah’tan rahmet, deprem bölgesinde etkilenen tüm yurttaşlarımıza, vatandaşlarımıza da Fenerbahçe Spor Kulübü olarak geçmiş olsun mesajlarımızı bir kez daha iletmiş olayım.” dedi.

    Kulübümüzün titizlikle ve ivedilikle çalıştığını ifade eden Yöneticimizi Can Gebetaş, “Bizler de sabah bu acı haberleri alır almaz ciddi derecede sarsıldık. Bununla birlikte de hemen Yönetim Kurulumuz nezdinde Genel Sekreterimiz Sayın Burak Çağlan Kızılhan liderliğinde bir kriz masası oluşturduk. Şu anda Fenerbahçe Spor Kulübü’nde kriz masası toplantısı da devam etmektedir. Neler yapılabilir? Bölgeye nasıl yardımcı olabiliriz? Tüm bunları tek tek detaylar üzerinden konuşarak tartışıyoruz. Aynı zamanda devletimizin yetkilileriyle de irtibat halindeyiz. İhtiyaçlar listesinde bizler de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ne yapabiliriz, çalışmalara nasıl katkıda buluna biliriz tek tek, madde madde üzerinden gidiyoruz. Gerek bölgede bulunan derneklerimiz gerekse bölgede yer alan Fenerium’lar aracılığıyla, Devletimiz aracılığıyla, belediyelerimiz ve valiliklerimiz aracılığıyla, Kızılay, AFAD ve benzeri kuruluşlarla neler yapabiliriz hepsini tek tek ve büyük bir titizlikle inceliyoruz. Toplumsal olarak dayanışmanın en güçlü olması gereken günlerimizin birini yaşıyoruz. Umuyorum ki dayanışmayla bu acıları hızlı bir şekilde hafifletebiliriz.” diyerek sözlerini noktaladı.


    Afet Bölgesi Yardım Kampanyası Hakkında

    06 Şubat 2023 Pazartesi 17:17

    Ülkemizi hüzne boğan deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için halkımızın AFAD ihtiyaç listesi kapsamında deprem bölgesine yapmak istedikleri malzeme destekleri için Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’ni kullanıma açtığımızı, toplanacak tüm malzemeleri Kadıköy Belediyesi ile koordineli olarak afet bölgesine göndereceğimizi halkımızın bilgisine sunuyoruz.

    Fenerium’dan battaniye, kazak, atkı, bere gibi kışlık malzemeleri afet bölgesine gönderim için hazırlığımızı tamamladığımızı paylaşmak istiyoruz.

    Bir kez daha Türkiyemize başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar, deprem bölgelerindeki tüm arama kurtarma ekiplerine güç ve kuvvet diliyoruz.

    AFAD İhtiyaç Listesi: Isıtıcı, Battaniye, Nevresim Takımı, Yastık, Gıda Kolisi, Kuru Gıda, Hijyen Seti, Kadın Hijyen Seti, Temiz Kıyafet, Temiz Bebek Kıyafeti, Uyku Tulumu, Bebek Maması, Powerbank, Atkı, Bere, Eldiven, Biberon.

    Malzemelerin Stadımızda Bırakılacağı Adres: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi, Şefikbey Sokak, Kuzey Tribünü Girişi, Kadıköy-İstanbul


    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan

    Milletimizin başı sağ olsun. Vatanımızın, milletimizin, devletimizin yanındayız

    06 Şubat 2023 Pazartesi 19:07

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen deprem felaketi sonrasında Kulübümüzün attığı adımlara ilişkin Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.
     
    Kulübümüzün Kadıköy Belediyesi ile koordineli olarak sürdürdüğü Afet Bölgesi Yardım Kampanyası hakkındaki süreçle ilgili taraftarlarımıza bilgiler veren Kızılhan, AFAD’ın ve Kızılay’ın yönlendirmelerine göre ilerlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Genel Sekreterimizin açıklamaları şu şekilde: 
     
    “Çok üzgünüz. Milletimizin başı sağ olsun. Hepimize geçmiş olsun. Sabah saatlerinde kriz masasını oluşturduk.
     
    Üyelerimizle, derneklerimizle çalışanlarımızla, sporcularımızla irtibata geçmeye çalıştık. Hep kendileri hem de ailelerinin hakkında son durumu öğrendik.
     
    Bölgedeki spor kulüpleriyle de irtibata geçmeye çalışıyoruz. Ulaşabildiklerimizin başkanları ve yöneticileriyle görüştük, her zaman yanlarında olduğumuzun bilgisini kendileriyle paylaştık.
     
    Destek kampanyası başladı. Sosyal medya hesaplarımızdan bu konu hakkında detayları kısa bir süre önce paylaştık.
     
    AFAD’ın ihtiyaç listesine göre oluşturulacak tüm desteklerin Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde belirlenen lokasyona getirilmesini rica ediyoruz.
    (Afet Bölgesi Yardım Kampanyası Hakkında bilgi almak için tıklayınız.) Ondan sonra toplu bir halde deprem bölgesine bu desteği ulaştırmış olacağız.
     
    Taraftarlarımızdan, üyelerimizden maddi destek için çok sayıda mesaj alıyoruz. Hepsinden rica ediyorum AFAD’ın yönlendirmesine göre ilerlememiz en uygun olanıdır. AFAD’ın resmi olarak bizlere göstermiş olduğu yolda ilerlememiz bizler için en uygun olanıdır. Kan bağışı şeklinde destekler hakkında da çok sayıda mesaj alıyoruz.
     
    Bu konuda da Kızılay’ın resmi açıklamalarını hep birlikte takip edelim ve hep birlikte Kızılay’ın açıklamalarına göre hareket edelim.
     
    Çok üzgünüz. Milletimizin başı sağ olsun.
     
    Vatanımızın, milletimizin, devletimizin yanındayız. Her konuda desteğe hazırız. Tekrardan hepimizin başı sağ olsun.”


    Deprem Yardım Malzemeleri Stadımızda Toplanmaya Başladı

    Altay Bayındır: Tüm camiamızı yardım etmeye davet ediyoruz. Yapacağımız yardımlar çok önemli çünkü depremin yanı sıra soğuk hava da var. Dışarıda kalan halkımız soğuk havayla da mücadele ediyor

    06 Şubat 2023 Pazartesi 20:02

    Kulübümüz, ülkemizi büyük hüzne boğan deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için yardım kampanyası başlattı.
     
    Kaptanımız Altay Bayındır da stadımıza gelerek Afet Bölgesi Yardım Kampanyasına destek oldu.
     
    Vatandaşlarımız AFAD ihtiyaç listesinde bulunan; ısıtıcı, battaniye, nevresim takımı, yastık, gıda kolisi, kuru gıda, hijyen seti, kadın hijyen seti, temiz kıyafet, temiz bebek kıyafeti, uyku tulumu, bebek maması, powerbank, atkı, bere, eldiven gibi malzemeleri stadımıza bırakmaya başladı.
     
    Kaptanımız Altay Bayındır da stadımıza gelerek yardım edenler arasındaydı.
     
    Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulunan Altay Bayındır; tüm camiamızı ve halkımızı yardım etmeye çağırdı.
     
    Kaptanımız Altay Bayındır, “Çok üzgünüz. Çok acı bir durumla karşı karşıyayız. Çok kötü bir sabaha uyandık.
     
    Kamptaydık, bu akşam maçımız vardı, ertelendi. Volkan ağabeyin videosunu izledim, kendimi çok kötü hissettim. O duyguları yaşayan anlar. Bizler dışarıdan takip ediyoruz haberleri.
     
    Tanıdığımız insanlar var orada, göçük altından çıkanlar oldu. Çok zor bir durumun içerisindeyiz. Böyle durumlarda ülke olarak, millet olarak birlikte olmamız gerekiyor.
     
    Zaten bugün gerekli paylaşımları da sosyal medya üzerinden camiamız yaptı. Yardımlar toplanıyor. Ufak bir yardımımız da olsa mutlu edici.
    O yüzden tüm camiamızı buraya davet ediyoruz.
     
    Yapacağımız yardımlar çok önemli çünkü depremin yanı sıra soğuk hava da var.
     
    Dışarıda kalan halkımız soğuk havayla da mücadele ediyor.
     
    Bizler de elimizden geleni yapacağız. Ne gerekiyorsa.
     
    Vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.” dedi.
     
    NOT: Deprem bölgesine gönderilecek malzemeleri stadımıza getirmek isteyen taraftarlarımız ve halkımız Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Şefikbey Sokak’taki Kuzey Tribünü girişine gelerek malzemeleri görevlilerimize teslim edebilirler.
     
    Toplanacak tüm malzemeler en kısa sürede afet bölgesine gönderilecektir.


    Depremden etkilenen vatandaşlarımız için stadımızda toplanan yardım malzemelerinin ilk bölümü yola çıkarıldı

    07 Şubat 2023 Salı 13:33

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve bölgedeki birçok şehri etkileyerek hepimizi derin bir yasa boğan deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kulübümüz tarafından başlatılan Afet Bölgesi Yardım Kampanyası kapsamında toplanan yardım malzemelerinin ilk bölümü deprem bölgesine doğru yola çıkarıldı.
     
    Aynı zamanda Fenerium’dan battaniye, kazak, atkı, bere gibi kışlık malzemeler de afet bölgesine gönderiliyor. Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Fethi Pekin, Sertaç Komsuoğlu, Mustafa Kemal Danabaş, İlker Dinçay, Bekir İrdem, Ruşen Çetin, Özgür Özaktaç ve Can Gebetaş ile Yönetim Kurulu ve Başkan Başdanışmanı Mümtaz Karakaya ve Fenerium Genel Müdürü Bahadır Tüzel de süreci yakından takip etti.
     
    Depremin neden olduğu yaraları sarmak için Kulübümüzün Kadıköy Belediyesi ile koordineli olarak sürdürdüğü Afet Bölgesi Yardım Kampanyası için çok sayıda vatandaşımız dün akşam saatlerinden itibaren AFAD ihtiyaç listesindeki malzemeleri Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Şefikbey Sokak’taki Kuzey Tribünü girişine getirerek yardımda bulundu.
     
    İstiflenerek deprem bölgesine götürülmek üzere hazırlanan 750 kolilik malzemeleri taşıyan Fenerium tırı Kahramanmaraş/Pazarcık’a doğru yola çıktı.
     
    Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bir kez daha Türkiyemize başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar, deprem bölgelerindeki tüm arama kurtarma ekiplerine güç ve kuvvet diliyoruz.
     
    Dualarımız sizinle…
     
    Not: Yardım kabulü stadımızda devam etmektedir. Deprem bölgesine gönderilecek malzemeleri stadımıza getirmek isteyen taraftarlarımız ve halkımız Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Şefikbey Sokak’taki Kuzey Tribünü girişine gelerek malzemeleri görevlilerimize teslim edebilirler.

    Fotoğraflar: Altan Göçer


    Milli Yas nedeniyle tüm tesislerimizdeki bayraklar yarıya indirildi

    07 Şubat 2023 Salı 13:45

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremler sebebiyle yedi gün süreyle milli yas ilan edilmesi üzerine Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tüm tesislerinde bayraklar yarıya indirildi.

    İlan edilen ‘Milli Yas’ nedeniyle, başta stadımız, Samandıra Fenerbahçe Can Bartu ve Dereağzı Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri olmak üzere tüm tesislerimizdeki Türk ve Fenerbahçe Bayrakları yarıya indirildi.

    Fotoğraflar: Burak Saltık, Semih Bahadır


    Yöneticimiz Mustafa Kemal Danabaş

    Herkes gönül verdiği renkleri düşünmeden dayanışma içinde. Yardımlar yağıyor

    07 Şubat 2023 Salı 15:03

    Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Kemal Danabaş, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen depremler sebebiyle depremzede vatandaşlarımızın yanından olmak amacıyla Kulübümüzün tarafından başlatılan yardım kampanyasına ilişkin Fenerbahçe TV’ye konuştu.

    Büyük bir dayanışma örneğinin gösterildiğini belirten Yöneticimiz, “Milletimizin başı sağ olsun. Korkunç bir facia yaşıyoruz. Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Göçük atına olanların en kısa sürede kurtarılmalarını diliyorum. Arada güzel haberler geliyor ama ölü sayısı da artıyor. Türk milleti büyük bir dayanışma gösteriyor. Burada da görüyorsunuz gönül verdiği renkleri düşünmeden herkes dayanışma içinde. Yardımlar yağıyor. Stada gelirken korkunç bir trafik vardı. Araç trafiği ve insanlar ellerinde ellerinden paketlerle buraya geliyordu. Tüyleri diken diken yapan bir görüntü. İnşallah bu yardımlar en kısa zamanda deprem bölgesine ulaşır. Tekrar milletimizin başı sağ olsun yaralılara da geçmiş olsun.” dedi.


    Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu

    Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya çalışıyoruz

    07 Şubat 2023 Salı 17:35

    Yönetim Kurulu Üyemiz Sertaç Komsuoğlu, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen depremler sebebiyle depremzede vatandaşlarımızın yanından olmak amacıyla Kulübümüzün tarafından başlatılan yardım kampanyasına ilişkin Fenerbahçe TV’ye konuştu.

    Yöneticimiz Sertaç Komsuoğlu, “Öncelikle depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza ve ailelerine başsağlığı, yarılılara acil şifalar diliyorum. Çok büyük felaket. Çok üzgünüz. Depremden sonra Fenerbahçe ailesi olarak, elimizden ne gelir, o bölgeye nasıl çare olabiliriz, bir nebze de olsa katkı yapmanın peşindeyiz. Her renkten taraftar elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Yardım tırlarımız da art arda yola çıkıyor. Çok üzgünüz. Kelimeler bulamıyorum. İnşallah göçük altında olan vatandaşlarımız bir an önce kurtulurlar. İnşallah vatandaşlarımıza gönderdiklerimiz yardımlar bir nebze olsa da çare olur. Bölgeye de gideceğiz. Şuan da orada büyük bir hareketlilik var. O bölgedeki insanlardan kurtarma faaliyetinde olan insanlara yardımcı olmalarını özellikle rica ediyorum. İnşallah en az kayıpla bunu atlatırız. Allah yardımcıları olsun. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Allah yardımcıları olsun. Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya çalışıyoruz.” dedi.


    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan

    Ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz

    08 Şubat 2023 Çarşamba 13:20

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen deprem felaketi sonrasında Kulübümüzün attığı adımlara ilişkin Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, “İki gün önce kriz masasını oluşturduk. Destek kampanyamız dün itibariyle başladı. Burada inanılmaz bir çalışma var. Renklerden bağımsız herkes, taraftarlarımız, üyelerimiz, vatandaşlarımız dün gece saat 04:00’e kadar çalıştı. Vatandaşlarımız AFAD’ın vermiş olduğu liste doğrultusunda malzemeleri stat otoparkına bırakıyor. Burası iki gündür lojistik merkezi gibi çalışıyor. Tamamen insan gücüne ve maneviyatı dayalı bir çalışma var. Otoparkta ürünleri ayırıyoruz, kolilere yerleştiriyoruz.  Bu malzemeler tırlara yüklenip, AFAD’ın bize gönderdiği bölgelere doğru yola çıkıyor. Dün yola çıkan ilk tırımız iki saat önce Kahramanmaraş Pazarcık’a ulaştı. Dün 6500’e yakın koli gönderildi. Bugün de ilk tırımız çıktı. Kahramanmaraş merkeze gönderdik. Allah hepsinin yardımcısı olsun. Çok üzgünüz. Hepimizin başı sağ olsun.  Uzaktan yapabildiğimiz destek vermek ve dua etmek. Ülkemizin, devletimizin yanındayız. Ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.  Bugün de hummalı çalışmamız devam ediyor. Yardım kolileri gelmeye devam ediyor. Yardımcı olan, destek olan herkese teşekkür ediyorum. İlave olarak, tırla ilgili destek veren herkese, tüm kurumlara ve şahıslara da ayrı ayrı sosyal medya hesaplarımızdan teşekkür edeceğiz.  Herkese çok teşekkür ediyorum. Şu an tır desteği de yağıyor. Onları da sıraya koymak durumunda kaldık. Desteğimiz sonuna kadar sürecek.” dedi.


    Yöneticimiz Simla Türker Bayazıt

    Fenerbahçe Spor Kulübü olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz

    08 Şubat 2023 Çarşamba 13:55

    Yönetim Kurulu Üyemiz Simla Türker Bayazıt, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen deprem felaketi sonrasında Kulübümüzün yaptığı çalışmalara ilişkin Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Yöneticimiz Simla Türker Bayazıt, “Tarihimizdeki en acı, en üzüntülü süreçten birini yaşıyoruz. Ülkemizin başı sağ olsun. Hepimize geçmiş olsun. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Yardım etmek ve destek olmak isteyen vatandaşlarımız, deprem bölgesine göndermek üzere stadımıza eşyalarını getiriyor.  9 tırımız yola çıktı, 10’uncu tırımız da dolmak üzere. Yaklaşım 8 bin koli gitti şu ana kadar. Herkese teşekkür ediyoruz. Bu yaraları birlikte sarabiliriz. Çok zor bir süreç. Bu  yaralar çok da kolay kapanmayacak. Herkesin başı sağ olsun. Destekleri, yardımları bekliyoruz. Burada büyük bir ekip var. Tüm yardım malzemelerini gerekli yerlere ulaştıracağız. Herkese destekleri için teşekkürler.” dedi.  


    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan

    Sadece taraftarlarımız, kongre üyelerimiz değil renklerden bağımsız tüm vatandaşlarımız destek vermeye devam ediyor

    08 Şubat 2023 Çarşamba 23:31

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen deprem felaketinin ardından Kulübümüzün afet bölgelerine gönderilmek üzere yapmış olduğu yardım çağrısı sonrasında bölgeye sevk edilen yardım tırları ve hazırlık sürecine dair Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Gün boyunca belirli periyotlarla deprem bölgesine sevk edilen yardım tırlarımız ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, “Her şeyden önce tekrardan hepimizin başı sağ olsun. Burada iki gündür bizlere destek veren herkese çok teşekkür ederim. Sadece taraftarlarımız, kongre üyelerimiz değil renklerden bağımsız tüm vatandaşlarımız sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar destek veriyorlar, vermeye devam ediyorlar. Dün 7 tane tırımızı göndermiştik, bugün de 11. tırımızı gönderdik. Toplamda inşallah 18 tırı göndermiş olduk. Aşağı yukarı da 16,500-17,000 koliye de ulaşmış durumdayız. Dün gönderdiğimiz 7 tırımızdan göndermiş olduğumuz yerlere ulaştığının bilgilerini de aldık. O konular da bizi mutlu ediyor. Tamamen AFAD ile doğru orantılı, onlarla birlikte çalışıyoruz. Onların göndermiş, söylemiş olduğu lokasyonlara tırlarımızı gönderiyoruz. Yarın da tüm vatandaşlarımızdan desteklerinin devam etmesini rica ediyoruz.” dedi.

    Bugün sosyal medyada bir tırımızın yağmalandığına dair çıkan haberlere ilişkin de bir açıklama yapan Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, “Bu konunun, bu çıkan haberin hiçbir şekilde doğruyu yansıtmadığını söylemek istiyorum. Biz, hem tır şoförüyle görüştük hem oradaki kontak kurduğumuz kişimizle görüştük. Zaten dağıtımın yapıldığına dair bir video da paylaşmış olduk. Bu haber kesinlikle doğru değildir. Böyle zamanlarda bile bu tarz haberler sosyal medyada bir şekilde yayılabiliyor. Lütfen itibar etmeyelim.” ifadelerini kullandı.

    Afet bölgesi için tırların hazırlanmaya devam edeceğini belirten ve bu noktada vatandaşlarımıza yardımlarını devam ettirmeleri çağrısında bulanan Burak Çağlan Kızılhan, “Sosyal medya hesaplarımızdan, TV’mizden belirtmiş olduğumuz gibi AFAD’ın listesine uygun şekilde tüm vatandaşlarımızdan desteklerini bu gece de yarın da devam ettirmelerini rica ediyoruz. Yarınki bütün tır organizasyonlarımızı da yaptık. Bu arada tırları da bilabedel bu konu için, destek için kullandıran tüm şahıslara, kurumlara buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bunların detaylarını da teşekkürlerimizi de ilerleyen günlerde paylaşmış olacağız. Tekrardan hepimizin başı sağ olsun.” diyerek sözlerini noktaladı.


    Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin

    Türkiye için biz buradayız

    09 Şubat 2023 Perşembe 11:32

    Kahramanmaraş başta olmak üzere 10 ilimizi etkileyen ve her birimizi hüzne boğan deprem felaketi sonrasında AFAD ile ortaklaşa hareket ederek yardım çağrısında bulunan Kulübümüzde adeta bir koordinasyon merkezi haline gelen Stadımızda devam eden hazırlıkları yerinde takip eden Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulundu.

    Bugün 10 yardım tırının daha deprem bölgesine gönderilmek üzere yola çıkacağını paylaşan Yöneticimiz Fethi Pekin, “Öncelikle milletimizin başı sağ olsun. Bu, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden birisidir. Biliyorsunuz karada olan tarihteki en büyük depremlerden biri de Türkiye’mizin başına geldi. O kötü günün sabahından itibaren bir acil müdahale kurulu oluşturmak suretiyle Genel Sekreterimiz Sayın Burak Çağlan Kızılhan liderliğinde biz de Fenerbahçe olarak elimizden ne gelirse yapmak üzere planlarımızı yaptık. Bu planlarımızı da doğrudan halkımıza duyurular yaptık ve sadece Fenerbahçemiz değil tüm vatandaşlarımız stadımıza deprem gününün ertesi gününden beri AFAD’ın belirlediği ihtiyaç malzemelerini getiriyorlar. Burada bir tasnif alanımız var. Tasnif alanımızda da hem çalışanlarımız hem gönüllülerimiz sürekli çalışıyorlar. Sağ olsunlar, var olsunlar. Tır sahipleri, tır şirketleri gönüllü olarak buna destek oluyorlar. An itibarıyla 18 tırımız ve yaklaşık 18 bin koli yardım yola çıktı, yerlerine ulaşanlar var, yolda olanlar var. Malumunuz yollar hem depremin tahribatında hem de kış şartlarından dolayı zor durumda, ulaşılması zor yerler ama elimizden geleni yapıyoruz. Bugün 10 tane daha tırın çıkması planlandı. Renge bakmazsınız bunun sarısı, laciverti, kırmızısı yok, Türkiye için biz buradayız. Herkes elinden geldiği kadar destek olsun lütfen. Biz burada koordine ediyoruz. Ulaşılması gereken yerlere ulaştırıyoruz. Bugüne kadar yardımcı olan herkese şükranlarımı iletiyorum.” dedi.


    Yöneticimiz Ömer Okan

    Elimizden geldiği kadarıyla taraftarlarımızın ve halkımızın desteğiyle ihtiyaç olan malzemeleri bir an önce deprem bölgesine ulaştırmaya çalışıyoruz

    09 Şubat 2023 Perşembe 11:37

    Yönetim Kurulu Üyemiz Ömer Okan, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen deprem felaketi sonrasında Kulübümüzün yaptığı çalışmalara ilişkin Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Yöneticimiz Ömer Okan, “Tüm milletimizin başı sağ olsun. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, enkaz altında kalanlara da bir an önce ulaşılmasını diliyorum. Yardım organizasyonunda üçüncü gün. Şu ana kadar 18 tır gönderdik. Bugün de hedefimiz 10 tır daha bölgeye göndermek. Elimizden geldiği kadarıyla taraftarlarımızın ve bütün halkımızın desteğiyle ihtiyaç olan malzemeleri bir an önce oraya ulaştırmaya çalışıyoruz. Yardımcı oldukları için herkese teşekkür ediyoruz. Tekrardan milletimizin başı sağ olsun.

    Stadımızda lojistik merkez oluşturduk. Her türlü malzemeye ihtiyaç var. Battaniye ve bilhassa çocuk battaniyesine çok ihtiyaç olduğu söyleniyor. Aslında her şeye ihtiyaç var. Kim ne getirebiliyorsa lütfen buraya getirsin. Bir tane malzeme bile çok önemli. Desteklerin devam etmesini umuyoruz. ” dedi.


    Yöneticimiz Selma Altay Rodopman

    Fenerbahçe personeli, gönüllüler, gençler, başka takım taraftarları, birçok insan burada bir birlik içerisinde

    09 Şubat 2023 Perşembe 19:18

    Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen deprem felaketi sonrasında Kulübümüzün yaptığı çalışmalara ilişkin Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Selma Altay Rodopman, “Çok üzücü. Yaraların sarılmasında bir katkıda bulunabilmek adına biz bu kampanyayı başlattık. Fenerbahçe personeli, gönüllüler, gençler, başka takım taraftarları, birçok insan burada bir birlik içerisinde. Bu tırların hazırlanmasında destekçilerimiz oldular. Hala çeşitli malzemeler geliyor. Kolilemede çalışan üyelerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız oldu. Hepsine teşekkür ediyoruz. Bu depremde kaybetmiş olduğumuz yakınlarımız ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum. Depremde evsiz kalmış vatandaşlarımızın da inşallah en kısa sürede toparlanmalarını temenni ediyoruz.” dedi.


    Yöneticimiz Bekir İrdem

    Daha yapılacak binlerce işimiz var

    09 Şubat 2023 Perşembe 19:19

    Yönetim Kurulu Üyemiz Bekir İrdem, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremler sebebiyle Kulübümüzün yaptığı çalışmalarla ilgili Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu.

    Deprem felaketinin ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olduğunu belirten İrdem, “300 km’lik bir fay hattının kırılması, on binlerce insanın ölmesi hakikaten insanın yüreğini dağlıyor. Ne kadar büyük bir ülke olduğumuzu ve insanların dayanışmasını görüyorsunuz. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Devletimizin önderliğinde, koordinatörlüğünde sivil toplum kuruluşları olarak Fenerbahçe Spor Kulübü başta olmak üzere tüm bu yardımlar gerekli yerlere gönderiliyor. Bu aşama burada bitmeyecek. Daha yapılacak binlerce işimiz var. İşimiz büyük ve önemli. Türk halkı bu dayanışmayla, iş birliğiyle üstesinden geleceğiz. Acımız çok büyük. Allah bir daha böyle bir acıyı bizlere göstermesin. Aklımız ve kalbimiz Güneydoğu ile birlikte.” diye konuştu.


    Bu yolculukta birlikteyiz…

    10 Şubat 2023 Cuma 18:30

    6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve tüm ülkemizi etkileyen deprem felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyoruz.

    Ülkemizi yasa boğan bu felaketin ilk gününden itibaren depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanında olmaya çalıştık. İhtiyaç duyulduğu her an üzerimize düşeni yapmaya, onların yanında olmaya da devam edeceğiz.

    Bu zor günlerde, hepimizin birlik beraberlik içinde yaralarımızı sarmaya ve birbirimizle kucaklaşmaya ihtiyacımız var.

    Bugün, bu birlikteliğin göstergesi olması adına kulüplerimizin logolarının birlikte yer aldığı 3 yardım tırını yardım merkezlerimizden afet bölgesine doğru yola çıkardık.

    Kulüplerimizin birlik ve beraberlik içinde, vatandaşlarımızın yanında ve ülkemizin emrinde olduğunu gösteren bu yolculuğun, afet bölgesindeki vatandaşlarımıza şifa getirmesini,

    Türk Futbolu için birlik ve beraberlik miladı olmasını diliyoruz…


    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan

    Tırlarımızı üç kulübün armasıyla birlikte yola çıkardık. Çok güzel bir dayanışma örneği oldu

    10 Şubat 2023 Cuma 18:55

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan; Fenerbahçemiz ile birlikte Beşiktaş ve Galatasaray’ın da armalarını taşıyan üç tırın afet bölgesine ulaştırılmak üzere yola çıkmasını Fenerbahçe TV’ye değerlendirdi.

    Çok güzel bir dayanışma örneği olduğuna değinen Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, “Her konuşmamızda olduğu gibi tekrardan başımız sağ olsun demek istiyorum. Ben, herkese teşekkür ediyorum. Burada renklerden bağımsız dört gündür inanılmaz bir koordinasyon çalışması var. Bütün tırlarımızı doldurduk. Taraftarlarımıza, çalışanlarımıza, vatandaşlarımıza, üyelerimize…herkese çok teşekkür ediyorum. Bugün güzel bir olaya şahitlik ettik. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş olarak tırlarımızı üç kulübün armasıyla birlikte yola çıkardık. Çok güzel bir dayanışma örneği oldu. Üç tır da artık yolda, Allah yollarını açık etsin.” dedi.

    Bugüne kadar bölgeye 30 tır gönderildiğine ve bundan sonraki süreçte AFAD’tan gelecek bilgilendirmelere göre tır çıkışlarının yapılacağını ifade eden Burak Çağlan Kızılhan, “Dört günde 30 tane tırımızı göndermiş olduk. Yaklaşık 28-29 bin koliyi gönderdik. Tabii bu göndermekle kalmıyor oradaki varış noktalarını takip etmemiz ve oradaki dağıtımların da organizasyonlarını bir fiil bilmemiz gerekiyor. 30 tırımızdan yaklaşık 15 tanesinin vardığını ve dağıtımlarının yapıldığını biliyoruz. Bugün çıkanlar hariç diğerlerinin de takibini yapıyoruz. Şu ana kadar her şey sıkıntı olmadan yolunda gidiyor. Bugün itibarıyla 30. tırımızı gönderdik. Birkaç gün lojistik desteğe yani tır gönderimize ara vereceğiz. Ama vatandaşlarımızdan AFAD’ın listesindeki malzemelere göre desteklerini bekliyoruz. Biz bu gece de çalışacağız, yarın da çalışacağız, pazar günü de çalışacağız. Burada kolileri ayırdıktan sonra istifleyeceğiz, AFAD yetkilileriyle de konuşup koordine olarak önümüzdeki haftadan itibaren tır sevkiyatlarımıza devam edeceğiz. Sadece birkaç gün tır çıkmayacak, bu önemli ama destekleri tabii ki kabul ediyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.


    Başkanımız Ali Y. Koç

    Zor olacak ama omuz omuza hep beraber bu sıkıntılı süreci de aşacağız

    10 Şubat 2023 Cuma 18:58

    Başta Kahramanmaraş olmak üzere beraberinde 10 ili etkileyen deprem felaketinin ardından Stadımızdaki yardım çalışmaları devam ederken, bugün üç büyük kulübün stadyumlarından afet bölgesine aynı anda uğurladığı yardım tırları yola çıktı. 

    Başkanımız Ali Y. Koç da depremzedeler için tek yürek olan üç büyük İstanbul kulübünün bu adımı öncesinde basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı. 

    Sadece futbol kulüplerinin değil Türk sporunun bu afet ortamında takdire şayan bir iş çıkardığını dile getiren Başkanımızın açıklamaları şu şekilde:

    “Hepinize sevgiler ve saygılar. Bu bizim 30. tırımız. Bugün 3 büyük İstanbul kulübü ortak bir çalışma yaptık. Zaten hâlihazırda taraftarlar ortak çalışma yapıyorlar. Her üç kulübün stadında da diğer taraftarları görmek mümkün. İşte bu da Türk milletinin güzelliği, yüceliği… Bıçak kemiğe dayandığı zaman omuz omuza verip bu ülke ve millet için nasıl çalışabileceğimizi de gösteriyoruz. Keşke rekabet ortamı da öyle olsa ama önemli olan sadece büyük kulüpler değil, biz milletçe afet değil kıyamet yaşadığımız bir ortamda herkes elinden ne geliyorsa fazlasını da yaparak orada etkilenen insanlara destek olmak için buralardan çalışıyoruz. Evet, mesafe olarak uzağız, son dönemlerde çok deprem yaşadık ama bu olay herkesi, 7’den 70’e ülkenin neresinde olursa olsun çok derinden yaraladı. 10 ilimizin toparlanması çok uzun sürecek ama bütün ülkenin ruhunun, duygularının düzelmesi, ruh sağlığına kavuşması da uzun süre alacak. Ama bu çalışmaları yaparak taraftarlar, sporcular, yöneticiler yani bütün camialar el ele, omuz omuza vermiş vaziyette. Bu tırımız Osmaniye’ye gidiyor. Şu ana kadar 29-30 bin koli eşya yolladık. Çok dikkatli bir şekilde tırlarımızı yüklüyoruz. Her ihtiyaçtan parça parça tırlara koyuyoruz. Yani bir tır sadece giyim, bir tır sadece hijyen malzemesi değil. Her tırımıza duyulan ihtiyaçları parça parça koyuyoruz. Bu tırdan sonra çalışmaları durdurmak durumundayız. Şu an hala yüzlerce, binlerce koli bekliyor. Ancak AFAD’tan bize gelen rica, talimat, direktif ‘biraz frene basın, dağıtımda zorluk çekiyoruz’ diyorlar. O nedenle çalışmaları şu an için durduruyoruz, onlardan yeşil ışık gelene kadar ki inşallah yarın sabah o da olur, çalışmalara devam edeceğiz. Burada çalışan herkese şahsım, yönetim kurulum, camiam ve yönetim kurulum adına teşekkür ediyorum. 

    Sadece çalışanlara değil 7/24 buraya evlerinden, dükkanlardan, mağazalardan, süpermarketlerden eşya alarak gelip bırakan, ‘çorbada benim de tuzum olsun’ diyen insanlara da çok çok teşekkür ediyorum. Allah bize değil, kimseye böyle bir acı göstermesin. Felaket bir tablo olduğunu gün geçtikte daha da fazla görüyoruz. Ama bizleri en çok mutlu eden de bu saatten sonra mucize dediğimiz ama bugüne kadar kurtarılan insanlar, analar, babalar, yavrularımız… bize moral, motivasyon ve güç kaynağı oluyor. 

    Dün de Kulüpler Birliği’nden çıkarken söylediğim gibi Allah ülkemize, afetzedelere, vefatı olanlara, yaralı dostları ve aile fertleri olanlara sabır, kuvvet, kudret ve metanet versin. Zor olacak ama omuz omuza hep beraber bu sıkıntılı süreci de aşacağız, aşmak zorundayız. Çünkü hayat devam ediyor, Allah da insanlara mücadele etmek için bir güç veriyor. İnşallah tez zamanda normal günlere dönebiliriz.

    Beşiktaş Kulübü’ne, Sevgili Başkan Ahmet Nur Çebi’ye; Galatasaray Spor Kulübü’ne, Sayın Başkan Dursun Özbek’e bu iş birliği için çok çok teşekkür ediyorum. 

    Dün de söyledim ama haksızlık etmeyelim, tüm futbol paydaşları bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sizler medyamız doğal olarak dört büyük kulüp üzerine odaklanıyorsunuz ama inanın bütün Süper Lig takımları ve diğer spor kulüpleri ellerinden ne geliyorsa fazlasıyla yapıyorlar, yapmaya da çalışıyorlar. Onu da lütfen göz ardı etmeyelim. 

    Bugün bu kıyamette, bu felakette, bu afet durumunda Türk sporu ki sadece futbol kulüpleri değil, takdire şayan bir iş çıkarmıştır. İnşallah bir daha böyle bir iş çıkarmak durumunda kalmayız. Ama daha evvel de olduğu gibi Türk spor dünyası ülkesi, vatanı için ne kadar hassas olduğunu bir kez daha göstermiş oluyor.

    Bütün nakliyat firmalarına da teşekkür ediyorum. Onlar da kendi alanlarında ellerinde ne güç varsa bize tahsis ettiler. Şoförlerimiz 14-15 saat yol gidiyorlar. Malzemeleri teslim ettikleri kurum ve kişileri bize iletiyorlar. Video çekip bizimle paylaşıyorlar. Onun için de bizim tırımızın yağmalanmadığından yüzde yüz eminiz. “


    Afet Bölgesi Yardım Kampanyası Hakkında Bilgilendirme

    10 Şubat 2023 Cuma 21:22

    Ülkemizi yasa boğan deprem felaketinin ardından başlattığımız Afet Bölgesi Yardım Kampanyası kapsamında yaraları bir nebze olsun sarmak amacıyla bugün itibarıyla 30 tır yardım malzemesi deprem bölgesine gönderilmiştir.

    Kulübümüzün yetkililerle yaptığı görüşme doğrultusunda, deprem bölgesinde yaşanan tır ve malzeme yoğunluğu sebebiyle sevkiyatlar bir süreliğine durdurulmuştur.

    Yardım malzemesi toplama işlemleri ise her gün 09.00-20.00 saatleri arasında Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi, Recep Peker Caddesi, Fenerium Tribünü Otopark Girişinden devam edecektir.

    Yetkililerden alınacak bilgi sonrasında gönderimler tekrar başlayacaktır.

    Kulübümüz, ülke tarihimizin en zor günlerinde vatandaşlarımızın yanında olmak adına atacağı yeni adımlarla ilgili bilgilendirmeyi önümüzdeki süreçte yapacaktır.

    Yaralarımızı hep birlikte saracağız.


    Haydi Türkiye

    Afet Bölgelerimizdeki Vatandaşlarımız Çadır Bekliyor!

    11 Şubat 2023 Cumartesi 12:39

    Ülkemizi yasa boğan deprem felaketinde yetkililerle yaptığımız görüşme doğrultusunda bölgede yaşanan malzeme yoğunluğu sebebiyle 30 tırlık gönderimin ardından malzeme sevkiyatlarını bir süreliğine durdurduğumuzu açıklamıştık.

    Yola çıkan tırlarımızın bölgelere ulaşma haberlerini yakınen takip ediyoruz.

    Bugün yaptığımız görüşmelerde afet bölgesindeki vatandaşlarımızın soğuk hava koşullarından korunabilmeleri için ana ihtiyacının çadır olduğu bilgisini aldık.

    Bu ihtiyaca bir nebze olsun destek olmak adına an itibarıyla bir tırımız sadece çadırla doldurmak ve hemen yola çıkmak üzere stadımızda hazır bulunmaktadır.

    Çadır tedarikinde destek olabilecek vatandaşlarımızı, evlerinde çadırları bulunan tüm halkımızı Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi, Recep Peker Caddesi, Fenerium Tribünü Otopark Girişine bekliyoruz.

    Bir kez daha tüm inancımızla vurguluyoruz: Yaralarımızı hep birlikte saracağız!


    Şube Sorumlularımız, antrenörlerimiz ve sporcularımızdan Afet Bölgesi Yardım Kampanyasına destek

    11 Şubat 2023 Cumartesi 14:16

    Ülkemizi büyük hüzne boğan deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımıza yardım için Kulübümüzün başlattığı Afet Bölgesi Yardım Kampanyasına Şubelerimiz, antrenörlerimiz ve sporcularımız da destek oluyor.
     
    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve bölgedeki birçok şehri etkileyerek hepimizi derin bir yasa boğan deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kulübümüz tarafından Kadıköy Belediyesi ile koordineli olarak başlattığı Afet Bölgesi Yardım Kampanyasına için çok sayıda vatandaşımız yardımda bulundu.
     
    Futbolcularımız, basketbolcularımız, voleybolcularımız, amatör şubemizin sporcuları ve teknik-idari kadroları, genç sporcularımız stadımıza gelerek depremin neden olduğu yaraları sarmak için yardımda bulundu. Ayrıca şubelerimiz, topladıkları yardım malzemelerini stadımıza getirdi.
     
    Fenerbahçe TV’ye yapılan açıklamalar şu şekilde:

    Altay Bayındır: Mevcut durumda elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz, çalışacağız da

    Futbol A Takımımızın kaptanı Altay Bayındır, “Zor bir durumdayız. Aslında konuşacak çok fazla bir şey de yok. Vefat eden tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar. Sürekli takipteyiz ve görüyoruz. Birçok futbolcu arkadaşımız da sürekli geliyor, buradayız ve yardım ediyoruz. Aynı şekilde vatandaşlarımız da yardımlarını getiriyor. Kulübümüz zaten nelerin lazım olduğunu paylaştı. Mevcut durumda elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz, çalışacağız da. İnşallah bundan sonraki süreci en az hasarla atlatırız ama biz ne söylersek söyleyelim yaşananlar farklı duygular. Ülkece zor bir durumun içindeyiz. Birlik olacağız. Hep birlikte elimizden geleni yapıp bu süreci atlatacağız. Çok üzgünüz. İnsanın kalbini çok acıtan bir durum. İnşallah en kısa sürede bu durumdan çıkarız.” dedi.

    Ferdi Kadıoğlu: Bizler kulüp, takım, futbolcular, camia ve vatandaşlar olarak elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyoruz

    Ferdi Kadıoğlu, “Bizler kulüp, takım, futbolcular, camia ve vatandaşlar olarak elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyoruz. Aynı zamanda diğer büyük camiaların taraftarları da burada ve birlikte hareket ediyoruz. Şu anda orada birçok insan birçok şeye ihtiyaç duyuyor. Aynı zamanda orada bir soğuk hava ve kış şartları da söz konusu. Şu anda bizler de onlara yardım etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Avrupa’da da birçok ülke şu anda Türkiye’ye yardım ediyor. Benim de Hollanda’da arkadaşlarım var, onlar da yardımcı olmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Tüm dünyadaki ülkeler buraya yardımcı olmak için seferber olmuş durumda ve bu bana göre çok çok önemli bir şey. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.” diye konuştu.

    İsmail Yüksek: Tüm kalbimiz Hatay’la, Kahramanmaraş’la… depremi yaşayan tüm illerle

    İsmail Yüksek, “Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Burada depremi yaşayanları içten hissediyoruz. Tüm kalbimiz Hatay’la, Kahramanmaraş’la, o illerle, depremi yaşayan tüm illerle.. Hakikaten çok üzgünüz. Söylenecek bir söz de yok aslında. Ben bu havada buraya gelen milletimize, taraftarlarımıza, herkese çok teşekkür ediyorum. Buraya geldikten sonra buradaki ortamı gördükten sonra aynı zamanda çok da gururlandım. Depremi yaşayan tüm illerimize çok geçmiş olsun. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Enkaz altında kalanların Allah yardımcısı olsun. Yaralılara acil şifalar diliyorum. İnşallah en sağlıklı şekilde hayatlarına devam ederler. Bizler de futbolcular olarak maddi ve manevi elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. En önemlisi de dualarımızla destek olmaya çalışıyoruz. Tüm kalbimiz orayla.” ifadelerini kullandı.

    Mert Hakan Yandaş: Elimizden gelen ne varsa yapmaya her zaman hazırız
     
    Futbolcumuz Mert Hakan Yandaş, “Vatanımıza, milletimize başsağlığı diliyorum. Yakınlarını kaybedenlere sabır, enkaz altında olanlara, yakınlarını enkaz altından çıkarmaya çalışanlara da Allah yardım etsin. Dualarımız onlarla, elimizden hiçbir şey gelmiyor. Canımız çok sıkkın. Elimizden bir şey gelmemesi daha üzücü. Ne yapabiliyorsak yapmaya çalışıyoruz ama orada bulunan yakınlarımızla konuşuyoruz, durum gerçekten çok vahim. Allah milletimizin yardımcısı olsun. Elimizden gelen ne varsa yapmaya her zaman hazırız. Keşke onlara sahada yardımcı olabilsek. Bu mümkün olursa gitmeyi de düşünüyorum. Çok üzgünüz.” dedi.

    Nazım Sangare: Herkes çok iyi niyetli bir şekilde buraya geldi

    Futbolcumuz Nazım Sangare, “Hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Herkes yardım etmeye çalışıyor. Herkes çok iyi niyetli bir şekilde buraya geldi. İnşallah her şeyi daha hızlı yapıp arkadaşlarımıza yardımcı olabileceğiz.” dedi.

    Dorukhan Toköz: Elimizden geldiğince depremzedeler için en iyisini yapacağız

    Trabzonsporlu futbolcu Dorukhan Toköz, “Hepimiz aynı takımdayız. Onlar için dua diyoruz. Elimizden geldiğince hep beraber onlar için en iyisini yapacağız” diye konuştu.

    İrfan Can Kahveci: Bağışlara, yardımlara devam edelim

    Futbolcumuz İrfan Can Kahveci, “Dorukhan’ın dediği gibi böyle zamanlarda millet olarak birlik olmayı başarabiliyoruz. Oradaki insanların Allah yardımcıları olsun. Dualarımız onlarla. Bağışlara, yardımlara devam edelim. İnşallah her şey güzel olur. Hepimiz aynı takımdayız. Dorukhan benim yakın arkadaşım. Gönüllü olarak buraya gelmek istedi. Bize yardımcı oldu. Herkese teşekkür ederim.” dedi.

    Melih Mahmutoğlu: Bir ihtiyaç varsa sonuna kadar yapacağız
     
    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın kaptanı Melih Mahmutoğlu, “Kelimeler kifayetsiz kalıyor. Çok büyük bir acı yaşıyoruz ülkece. Çok yakın arkadaşlarım dostlarım orada. Elimizden geldiğince yardım etmeye geldik. Bir ihtiyaç varsa sonuna kadar yapacağız. Maalesef kötü haberler alıyoruz ama inşallah bu haberler bir an önce son bulur. Oralara yardım etmek gerekiyor. Özellikle Hatay maalesef çok kötü durumdaymış. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, geride kalanlara da sabır. Enkaz altında olan insanlar için de dua ediyoruz. Bir an önce yardımın oraya gitmesi gerekiyor. Tabii ki kolay değil. Çok acı. Allah bizlere sabır versin.  Halkımız buraya büyük yardım getiriyor. Hepsinden Allah razı olsun. Elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız.” dedi.
     
    Samet Geyik: Bir an önce oradaki insanlara yardım yetişmesi lazım
     
    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın oyuncusu Samet Geyik, “Haberleri üzülerek takip ediyoruz. Bir an önce oradaki insanlara yardım yetişmesi lazım. Burada da bir sürü yardım toplanıyor. Bugün antrenmanı iptal ettik. Elimizdekileri buraya getirdik. Daha da yapacağız. Türkiye’de bu yardımların olması gerekiyor ve bu yardımların oraya ulaşması lazım. Umarım enkaz altındaki insanlar bir an önce çıkarılır. Çok acı.” diye konuştu.

    Metecan Birsen: Maddi manevi elimizden geleni yapıp destek olmaya çalışıyoruz

    Fenerbahçe Beko Basketbol Takımımızın oyuncusu Metecan Birsen, “Milletimizin başı sağ olsun. Burada kulüp olarak maddi manevi elimizden geleni yapıp destek olmaya çalışıyoruz. Elimizden pek bir şey gelmiyor ama mümkün olduğunca onların yanında olmaya çalışıyoruz. Sabır diliyoruz.” dedi.
     
    Cenk Renda: İnşallah bir an evvel atlatır ve yaralarımızı sararız
     
    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Menajeri Cenk Renda, “Milletimizin başı sağ olsun. Yastayız. Enkaz altındaki vatandaşlarımızın bir an evvel kurtulması için dua ediyoruz. Milletimize takımım adına başsağlığı diliyorum. Hepimiz buradayız. Kulübümüz her şeye önderlik yapıyor. Burada da önderlik yapıyoruz. İnşallah bunları bir an evvel deprem bölgesine ulaştırırız. Çok üzgünüz. İnşallah bir an evvel atlatır ve yaralarımızı sararız.” açıklamasında bulundu.

    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Başantrenörü Dimitris Itoudis: Bütün dünya Türkiye’nin Türk ulusunun yanında

    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Başantrenörü Dimitris Itoudis, “Öncelikle en derin üzüntülerimi, başsağlığı mesajlarımı iletmek istiyorum. Hepimiz bu olaydan çok etkilendik. Gözümüz de yaşlarla süreci takip etmek zorunda kaldık ama bir yandan da bunun yaralarını sarmak için hem ülke insanının çok uğraştığını, hem Kulübümüzün çok çalıştığını biliyorum. Biz de takım olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Dün ve bugün buraya yardım malzemesi getirdik. Bilhassa buraya gelerek bu süreci görmek ve buradaki insanlara destek olmak da istedik. Çok yoğun bir çalışma var. Sadece Fenerbahçe taraftarları değil, Galatasaray, Beşiktaş, bütün farklı takımlardan burada yer alıp dayanışmaya katkı sağlıyorlar. Kulübün çok özel çalışma yürüttüğünü biliyorum. Sertaç bey süreci anlattı. 11. tır yola çıkıyor.  Çok büyük çaba ve dayanışma var. Zor zamanlar. Biz de destek amaçlı burada olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu sabah 5 yaşında bir çocuğun kurtarılma anını gördük. Her saniyenin önemi var. Türkiye’den, Yunanistan’dan, Sırbistan’dan sahada bu insanları kurtarmak için çalışan insanlar var. Bütün dünya Türkiye’nin Türk ulusunun yanında. Daha fazla insanın kurtulması için dualarımızı gönderiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Basketbol Operasyonları Genel Direktörümüz Maurizio Gherardini: Kolay olmayacak ama adım adım yaraların sarılmasını dileyeceğiz.

    Basketbol Operasyonları Genel Direktörü Maurizio Gherardini, “Çok büyük bir trajediden geçiyoruz. İnsanların dayanışmasını da görüp, duygulanıyorsunuz. Burada olup bu dayanışmaya destek olmaya çalışıyoruz ama bizim yaptıklarımız bu dayanışmanın çok ufak bir parçası. Kolay olmayacak ama adım adım yaraların sarılmasını dileyeceğiz.” dedi.

    Genel Menajerimiz Derya Yannier: Elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz

    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Genel Menajeri Derya Yannier, “Maalesef diyecek çok fazla bir şey yok. Elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Oyuncular da elinden geleni yapıp, bütün şartlarımızı seferber edip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Süreci takip ettikçe insanın içi parçalanıyor, söylenecek söz yok. Başımıza bir şey geldiğinde Türk halkı olarak kenetlenmede dünyada örneği yok. Burayı görünce insan duygulanıyor. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Orada olan herkesin Allah yardımcısı olsun.” temennisinde bulundu.

    Olcay Çakır Turgut: Birlik olma günü ve burada herkes birlik olmuş durumda. Kalbimiz, dualarımız deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla birlikte

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Voleybol Takımımızın kaptanı Olcay Çakır Turgut, “Acımız çok derin. Söylenebilecek çok fazla bir şey yok. Birlik olma günü ve burada herkes birlik olmuş durumda. Elimizde geldiğince yardımcı olmak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kalbimiz, dualarımız deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla birlikte. Herkese çok geçmiş olsun. Milletimizin başı sağ olsun.” ifadelerini kullandı.

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın Menajeri Pelin Çelik: Herkes birlik olmuş durumda ve burada, oradaki yaralarımızı sarmak için harika bir çalışma var

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın Menajeri Pelin Çelik, “Çok üzgünüz. Duyguları kelimeler dökmek çok çok zor. Aynı zamanda umudumuzu yitirmememizin gerektiği, yardımlaşmamızın gerektiği, daha çok birlik olmamızın gerektirdiği bir dönemdeyiz. Hepimizin başı sağ olsun. Hepimizin yüreği orada. Yaralıların bir an önce iyileşmesini diliyoruz. Yaralarımızı sarmamız gerekiyor. Burada çok büyük bir yardımlaşma var. Kulübümüz bu konuda zaten öncü olmuştur.  Biz de takım olarak, şube olarak, kişisel olarak çorbada tuzumuz olsun diye çabalıyoruz. Çok zor bir süreç. Bir anne, bir sporcu, bir vatandaş olarak hislerimizin karıştığı bir durum aslında. Evde olduğumuza, yaşadığımıza, bu durumda olduğumuza şükrettiğimiz ama aslında bundan da utandığımız, yavrumuza sarılırken diğer anneleri düşündüğümüz, yemek yerken orada insanların aç durduğunu düşündüğümüz, boğazlarımızda lokmaların düğümlendiği bir dönem. Ancak burada mükemmel bir organizasyon var. Türk halkı, Fenerbahçe camiası, herkes birlik olmuş durumda ve burada, oradaki yaralarımızı sarmak için harika bir çalışma var. Herkesten Allah’tan razı olsun. Hem buraya hem de depremzedelere yardımını ulaştıran herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.  Nefes almaya devam ettikçe umudumuz da devam ediyor. Umarım bu yaşananlar gelecek için hepimize ders olur, daha büyük felaketler yaşamayız. Yardım eden herkese de çok çok teşekkür ederim.” dedi.

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın Başantrenörü Zoran Terzic: Çok üzgünüz, lütfen herkes destek versin

    Fenerbahçe Opet’in Başantrenörü Zoran Terzic, “Böyle bir durumda bir şey söylemek çok zor, herhangi bir kelime bulamıyorum. Sadece burası için değil dünyanın her yerindeki insanların bununla ilgili paylaşımlar yaptığını, yardım topladığını görüyorum. Üzgünüm, bu olay karşısında sadece Türkiye’deki insanlar değil bütün insanlar çok üzgün ve mutsuz. Böyle organizasyonları görmekten dolayı mutlu ve gururluyum. Kulübümüz bununla ilgili çok güzel bir organizasyon yapmış ve yardım ediyorlar. Bunu görmek bir nebze de olsa beni mutlu ediyor. Buradan sadece Türkiye’de yaşayan insanlara değil tüm dünyadaki insanlara seslenmek istiyorum: lütfen yardım edin, sizin için ufak olan bir şey buradaki insanlar için çok önemli bir şey haline gelebiliyor. Lütfen destek verin. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş taraftarlarını bir arada, ortak bir şeyler yaparken görmek kalbime dokunuyor. Sırbistan’da haberleri takip ediyorum. Küçük bir yerde yaşayan yaşlı bir adam 5 – 6 bin Türk lirası toplamış ve yardım için Türkiye’ye göndermiş. Bunlar önemli. Bizim için küçük gelen bir şey başkası için çok büyük anlam ifade edebilir. Böyle bir felaket karşısında sadece Türk halkı değil, tüm dünya yardım edecektir.” dedi.

    Eda Erdem Dündar: Biz de elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz. Kulübümüze de bu imkanı bize sağladığı için çok teşekkür ediyoruz.   Burada inanılmaz bir seferberlik var

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın kaptanı Eda Erdem Dündar, “Derin bir üzüntü içerisindeyiz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve enkaz altında kalan vatandaşlarımızın da bir an önce kurtulmasını diliyoruz. Hava şartları da çok kötü ne yazık ki. İnşallah en kısa sürede enkaz altında çıkarılabilirler. Hepimizin önceliği depremin yaralarını sarmak. Biz de elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz. Kulübümüze de bu imkanı bize sağladığı için çok teşekkür ediyoruz.   Burada inanılmaz bir seferberlik var. Gözlerim doldu. Üzüntülü bir süreç yaşıyoruz ama inşallah bunu da atlatacağız. Sahada çalışan tüm kurtarma ekiplerine teşekkür ediyoruz. Umarım bir an önce enkaz altındaki vatandaşlarımızı da kurtarabilirler ve yaraları sarmaya başlayabiliriz. Türkiye olarak eminim herkes yardım için elinden geleni yapıyor. İnşallah en kısa sürede süreci atlatmaya çalışacağız.” diye konuştu.

    Arina Fedorovtseva: Depremden etkilenen herkes için çok üzgünüm. Herkesi yardımda bulunmaya davet ediyorum

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın Rus oyuncusu Arina Fedorovtseva, “Yaşananlar gerçekten felaket ve korkunç. Depremden etkilenen herkes için çok üzgünüm. Şu anda en önemli olan şey yardım. Birbirimize yardımcı olmalıyız. Bu malzeme getirerek olur, para göndererek olur.  Herkesi elinden gelen yardımda bulunmaya davet ediyorum. Deprem bölgelerinde yardıma çok ihtiyaç var.  Şu anda en önemli şey bu.” dedi.

    Meliha Diken: Burada kulübümüzün çok güzel bir organizasyonu var

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın oyuncusu Meliha Diken, “Öncelikle ülkemizin başı sağ olsun. Büyük bir üzüntüyle haberleri takipteyiz. Mümkün olduğu kadar, elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Fiziki olarak yardım edemeyen varsa da internet üzerinden bağış yapabilecek çokça yer var. Az çok demeden yardım edilirse çok çok iyi olur. Burada da kulübümüzün çok güzel bir organizasyonu var. Her gün kaç tane tırın yola çıktığını görüyoruz. İnsanlar burada çok yardımcı oluyor ve çok fazla malzeme getiriyor. Herkese çok çok teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.

    Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımımızın Başantrenörü Kerem Eryılmaz: Biz de hem kulüp olarak hem takım olarak hem bireysel yardım yapmak için buradayız

    Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımımızın Başantrenörü Kerem Eryılmaz, “Söylenecek pek bir şey yok. İçimiz acıyor. Ülkemizin bir bölgesi ve çok büyük bir alan etkilendi. Herkes elinden geleni yapıyor. Tüm Türkiye seferber oldu. Biz de hem kulüp olarak hem takım olarak hem bireysel yardım yapmak için buradayız. Türk halkının başı sağ olsun. Yaralılar acil şifalar diliyorum. Arkada kalanlara sabırlar dilemekten başka aslında yapabileceğimiz bir şey yok. Şu anda elimizden geldiğince yardım etmek için çalışıyoruz. Benim için ayrı bir acısı da var, çünkü ben askerliğimi Kahramanmaraş’ta yapmıştım. Oranın o halini görünce içim ayrı bir bükülüyor. Bu aslında Türkiye’nin bir gerçeği ve bununla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bugün orası, yarın burası… o yüzden bir hazırlık planımızın olması gerekiyor. Çünkü son anda yapılacak bu yardımlar bir yere kadar çare olur ama asıl olmadan önce önlemimizi almalıyız.  Bu nedenle devletin en küçüğünden başındakilere kadar herkesi göreve davet ediyoruz. Bizim istediğimiz bu. Planımız belli olsun, ne yapmamız gerektiği belli olsun. Herkesin yardımcılarını bekliyoruz. Dualarımız onlarla beraber. Bu soğukta Allah yardımcıları olsun.” şeklinde konuştu.

    İzzet Ünver: Türkiye, hep birlikte bunun da üstesinden gelecektir

    Voleybolcumuz İzzet Ünver, “Çok üzgünüz. Boğazımız düğümlendi diyebilirim. Türkiye, hep birlikte bunun da üstesinden gelecektir. Taraftarlarımızla, vatandaşlarımızla birlikte biz de üzerimize düşen görevi yerine getirmek için buradayız. Takım arkadaşlarımla buradayız. Umarım yaralarımızı en kısa sürede sarabiliriz. Zaman alsa da bunun üstesinden kalkacağız. Başımız sağ olsun. Aile üyelerimizi, vatandaşlarımızı, misafirlerimizi, canlarımızı kaybettik. Bunun tarifi yok. Bu bir afet değil felaket. Gerek kış şartlarıyla gerek saatle zorluğu daha da zor oldu. Fiziksel olarak gidemesek de büyük küçük yardımlarımızla, burada bulunmamızla, yardımlarla bunun üzerinden geleceğimizi düşünüyorum. Umarım en hızlı şekilde yaralarımızı sarabiliriz.” ifadelerini kullandı.

    Hasan Yeşilbudak: Elimizden geldiğince yardım etmeye, yaraları sarmaya çalışıyoruz

    Voleybolcumuz Hasan Yeşilbudak, “Öncelikle tüm ülkemizin başı sağ olsun. Çok büyük bir afet yaşandı. 10 ilimiz de çok yakından yaşadı bunu. Biz de Fenerbahçe olarak, Fenerbahçe Voleybol olarak burada elimizden geldiğince oradaki afetzedelere yardım etmeye çalışıyoruz. Onların duygularını, hislerini paylaşmaya çalışıyoruz. Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara acil şifalar diliyorum. Şu anda bazı şeyleri ifade etmek gerçekten çok zor. Benim de ailem Adana’da, onlar da çok derinden yaşadılar. Çok şükür bir can kaybımız yok. Elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz. Yaraları sarmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz.” dedi.

    Ahmet Tümer: Herkese sesimizi duyurmaya çalışıyoruz

    Voleybolcumuz Ahmet Tümer, “Hepimizin boğazı düğümlenmiş durumda, çok üzgünüz. Hepimizin başı sağ olsun. Kulübümüze de çok teşekkür ediyorum. Burada inanılmaz iyi bir organizasyon var. Yardımlar artarak devam ediyor. Elimizden geldiğince yardım göndermeye çalışıyoruz. Herkese sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Buradan tüm vatandaşlarımıza da sesleniyorum; yardımlarına devam etsinler. Şu anda her canın kıymeti, önemi var. İnşallah hep birlikte atlatacağız. Sözün bittiği yerdeyiz.” diye konuştu.

    Buse Naz Çakıroğlu: Hep beraber bunun altından kalkacağız
     
    Milli boksörümüz Buse Naz Çakıroğlu, “Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Gerçekten çok zor bir dönemden geçiyoruz. Bu imtihan hepimizin imtihanı. Üzgünüz. Söyleyecek fazla bir şey yok. Bir şehir olduğunda çok üzülüyoruz, bir değil, iki değil 10 şehir. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Herkesi elinden geleni yapmaya davet ediyoruz. Hepimizin arkadaşı, dostu hala orada mücadele ediyor. Umarım hep beraber bunun altından kalkacağız.” şeklinde konuştu.
     
    Serhat Deniz: Fenerbahçe Spor Kulübü ailesi olarak yardım bekleyen tüm vatandaşlarımıza elimizden geldiğince yardım ediyoruz
     
    Fenerbahçe Petrol Ofisi Kadın Futbol Takımımızın Geçici Teknik Sorumlusu Serhat Deniz, “Bu doğal afette rahmetli olan vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bir an önce bu yaraları sarmak istiyoruz. Kolay olmayacak ama Fenerbahçe Spor Kulübü ailesi olarak yardım bekleyen tüm vatandaşlarımıza elimizden geldiğince yardım ediyoruz. Yaralarını sarmak için elimizden gelen katkıyı ortaya koymaya çalışıyoruz. Çok üzgünüz. Ayrıca Adıyaman’da KKTC voleybol takımı kafilesi vardı. Onlardan ulaşılanlar maalesef ölü olarak bulundu. Tüm KKTC’ye de ayrıca başsağlığı diliyorum.” açıklamasını yaptı.
     
    Göknur Güleryüz: Kulübüm büyük destek veriyor. Minnettarım
     
    Fenerbahçe Petrol Ofisi Kadın Futbol Takımımızın kalecisi Göknur Güleryüz, “Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Kulübüm büyük destek veriyor. Minnettarım. Oranın çocuğu olarak teşekkür ediyorum. Ailemi de kulübümün yardımıyla buraya getirdim. Fenerbahçe her zaman yaptığı gibi bize ev açtı. Çok şükür ailem için mutluyum ama diğer vatandaşlarıma da benim bir nevi ailem. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu süreci inşallah birlik olarak atlatabiliriz.” diye konuştu.
     
    Fotoğraflar: Altan Göçer, Burak Saltık, Ahmet Hopyar, Semih Bahadır


    İyi ki varsınız, sonsuz teşekkürlerimizle…

    11 Şubat 2023 Cumartesi 19:48

    Ülkemizi yasa boğan deprem felaketinin ardından Afet Bölgesi Yardım Kampanyamıza katılan, gönüllü olarak çalışan her bir vatandaşımız, iyi ki varsınız.

    Elimizden geldiğince gücümüz yettiğince çalışmaya devam.


    Ülke tarihimizin en zor günlerinde, bizi biz yapan gerçeği hatırlıyoruz: “Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar! Yaralarımızı hep birlikte saracağız…”

    14 Şubat 2023 Salı 17:07

    6 Şubat 2023’te, dünya tarihinin en ağır felaketlerinden, ülke tarihimizin en acı günlerinden birini yaşadık.

    10 şehirde, milyonlarca yurttaşımızı etkileyen,
    Canlarımızı bizden alan,
    Türkiye’mizi yasa boğan,
    Kelimelerin kifayetsiz, gözyaşlarımızın çaresiz kaldığı,
    Bize, milletçe birlik ve beraberliğin kanımızda var olduğunu bir kez daha gösteren derin bir acı…

    Şimdi, üzüntümüzün tarifsiz olduğu bugünlerde yaralarımızı birlikte saracağız diyor,
    Kızılay ile birlikte kan bağış kampanyası başlatıyor, 3 gün boyunca stadımızı kan bağışına açıyoruz. 

    Depremden kurtulan, tedavi altında olan canlarımıza can olmak için herkesi kan vermeye davet ediyoruz.

    16 Şubat 2023 Perşembe günü, Başkanımız, yöneticilerimiz, sporcularımız, çalışanlarımızla ilk adımı atacağımız kan bağış kampanyasında,
    Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar diyor,

    16-17-18 Şubat 2023 tarihlerinde üyelerimizi, taraftarlarımızı ve tüm halkımızı kan bağışlamaya davet ediyoruz.

    16-17 Şubat: 09.00-21.00  /  18 Şubat: 10.00-22.00

    Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi, Şefik Bey Sokak, Fenerium Tribünü Girişi (Yürüyen Merdivenler), Kan Bağış Noktası

    Kan Bağışı Alınmasına Engel Oluşturan Nedenler Arasında En Sık Karşılaşılanlar;

    • Kişinin 18 yaşından küçük olması.
    • Kişinin 65 yaşından büyük olması.
    • Kişinin 60-65 yaş aralığında olup, ilk kez kan verecek olması.
    • Kişinin 50 kilogramın altında olması.
    • Kişinin yanında T.C. Kimlik Numaralı ve fotoğraflı bir resmi kimlik belgesinin bulunmaması.
    • Kişinin kendini iyi ve sağlıklı hissetmemesi (Ateş, öksürük, vb. şikayetlerinin olması).
    • Kişiye son bir yıl içinde kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılması.
    • Kişide Hepatit B ve Hepatit C Virus enfeksiyonu öyküsü olması.
    • Kişide HIV Pozitifliği / AIDS Enfeksiyonu veya bu kişilerle yakın temas öyküsü olması.
    • Kişinin uyuşturucu kullanımı.
    • Kişinin diabet (Şeker) hastası olup insülin kullanımı (İnsulin kullanmayan ve kan şekeri kontrol altında olan diabet hastaları kan bağışı yapabilir).
    • Kişinin son bir yıl içinde ameliyat, endoskopi, hacamat, dövme gibi girişimsel işlemler yaptırması.
    • Kişide kanser öyküsü olması.
    • Kişide epilepsi (Sara) ve felç (İnme) öyküsü olması.
    • Kişiye damar içi stent takılması.
    • Kişiye organ nakli gerçekleştirilmesi.
    • Kişinin 1980-1996 yıllarında Büyük Britanya’da 6 aydan fazla bulunması.

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan

    Depremden kurtulan ve tedavi altında olan canlarımıza can olabilmek adına herkesi kan bağışı kampanyamıza davet ediyorum

    14 Şubat 2023 Salı 19:29

    Genel Sekterimiz Burak Çağlan Kızılhan, 6 Şubat 2023’te dünya tarihinin en ağır felaketlerinden, ülke tarihimizin en acı günlerinden birini yaşadığımız deprem felaketi sonrasında yaraları sarmak için gerekli tüm adımları atan Kulübümüzün bu kez Kızılay ile önemli bir iş birliğine imza atarak ‘Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar! Yaralarımızı hep birlikte saracağız…’ dediği kampanyaya dair açıklamalarda bulundu.

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, kan bağışı kampanyamızı Fenerbahçe TV’ye şu şekilde değerlendirdi:

    6 Şubat 2023’te dünya tarihinin en ağır felaketlerinden, ülke tarihimizin de en acı günlerinden birini yaşadık. 10 farklı şehrimizde milyonlarca yurttaşımızı etkileyen, canlarımızı bizden alan tüm ülkemizi, Türkiye’mizi yasa boğan bir felaket. Tabii ki üzüntümüzün bir tarifi yok. Ama bugünlerde bir nebze olsun birlikte olmak ve yaralarımızı sarmak adına Kızılay ile birlikte kan bağışı kampanyamızı başlatıyoruz. Kan bağışı kampanyası 16 Şubat Perşembe günü başlayacak. 3 gün boyunca da Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde sürecek. 16 ve 17 Şubat tarihlerinde 09.00’da başlayacak ve 21.00’da bitecek, 18 Şubat Cumartesi günü de 10.00’da başlayıp 22.00’da bitecek. Depremden kurtulan ve tedavi altında olan canlarımıza can olabilmek adına herkesi kan bağışı kampanyamıza davet ediyorum.”


    Depremzede Mehmet Akif Ağaç’ı stadımızda ağırladık

    15 Şubat 2023 Çarşamba 16:29

    Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta enkazdan kurtarılan ve İstanbul’a gelen Fenerbahçe taraftarı Mehmet Akif Ağaç’ı stadımızda konuk ettik.

    Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’ni gezen 15 yaşındaki taraftarımız, kendisine bu imkânı sunan Kulübümüze teşekkür etti ve hayalini gerçekleştirdiğini söyledi.

    Yaralarımızı birlikte saracağız.


    4 büyük kulübün başkanları ve futbolcuları ‘Türkiye Tek Yürek’ ortak yayınında depremzedeler için bağış topladı

    15 Şubat 2023 Çarşamba 23:25

    Ülkemizi yasa boğan deprem felaketinin yaralarını sarmak amacıyla düzenlenen ‘Türkiye Tek Yürek’ yardım kampanyası ortak yayınında dijital, ulusal, bölgesel ve yerel TV ve radyo kanalları bir araya geldi.

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizi etkileyerek ülkemizi yasa boğan deprem faciası yüreklerimizde derin yaralar açtı.

    Bu yaraları sarmak için düzenlenen ve Fenerbahçe Televizyonu’ndan da yayınlanan ‘Türkiye Tek Yürek’ yardım kampanyasında ülkemizin 4 büyük spor kulübünün başkanları da tek yürek oldu.

    Başkanımız Ali Y. Koç’un yanı sıra Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi ve Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile kaptanımız Altay Bayındır, Galatasaray futbolcusu Kerem Aktürkoğlu ve Beşiktaş futbolcusu Cenk Tosun canlı yayına stüdyodan katıldı ve yayının bir bölümünde depremzedeler için telefonla gelen bağışları topladı.

    Acun Ilıcalı, Nihat Hatipoğlu, Pelin Çift, Çağla Şikel, Tümer Doğru, Nazlı Çelik, Deniz Bayramoğlu ve Didem Arslan Yılmaz moderatörlüğünde yapılan ortak yayında siyaset, iş, spor ve sanat dünyasının önde gelen isimleri ve vatandaşlarımız depremzedelere destek oldu.

    Toplanan bağışlar depremzedeler için AFAD ve Kızılay’a aktarılacak.


    Depremzede Mehmet Akif Ağaç, Samandıra Can Bartu Tesislerimizde Teknik Direktörümüz Jorge Jesus ve futbolcularımızla buluştu

    16 Şubat 2023 Perşembe 11:49

    Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta enkazdan kurtarılan ve İstanbul’a gelen Fenerbahçe taraftarı Mehmet Akif Ağaç, bugün Samandıra Can Bartu Tesislerimizi gezdi.

    Dün misafirimiz olan ve Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde konuk ettiğimiz 15 yaşındaki taraftarımız, bugün de Can Bartu Tesislerimizde konuğumuz oldu. Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, teknik ve idari heyetimiz ile futbolcularımızla bir araya gelen Mehmet Akif Ağaç, tesislerimizi de gezdi.


    Acımız Tarifsiz

    16 Şubat 2023 Perşembe 16:18

    Ülkemizin yaşadığı deprem felaketinin ilk gününden itibaren ulaşmaya çalıştığımız İskenderun Fenerium Mağaza Müdür Yardımcımız Emre Gök ve Antakya Palladium AVM Fenerium satış danışmanımız Gökhan Dalmış’ın vefat haberlerini derin üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.

    Emremize, Gökhanımıza ve kıymetli çalışanlarımızın hayatlarını kaybeden aile bireylerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve camiamıza başsağlığı dileriz.

    Fenerbahçe Spor Kulübü


    Başkanımız Ali Y. Koç

    Futboldaki bu dayanışma ruhu inşallah daha fazla güçlenerek devam eder

    16 Şubat 2023 Perşembe 20:28

    Başkanımız Ali Y. Koç, Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Uğur Dündar ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde oynanacak olan Trabzonspor – Basel müsabakasını izlemek üzere TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve kulüp başkanlarıyla birlikte Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne gitti.

    Mücadele öncesi Başkanımız Ali Y. Koç yaptığı açıklamada, “İlk günden beri yaralarımızı birlikte saracağız diyoruz. Eşsiz, takdire şayan bir dayanışma ruhu ülkemize hâkim. Bunun doğrultusunda da biz futbol ailesi olarak birinci günden itibaren elimizden gelen her şeyi yaptık. Birbirimize destek olduk. Bugün de buraya Sayın Ahmet Ağaoğlu başkanın daveti üzerine bir ve bütün olarak gelebilen bütün kulüpler, Trabzonspor’u desteklemeye geldik. Ne yazık ki hayat da bir şekilde devam ediyor. Söyleyeceğim bir şey var. Depremin, kıyametin, felaketin yarattığı bu dayanışma ruhu inşallah futbolda biraz daha kalıcı olur. Birbirimizle yaraşırken, kavga ederken, yer geldiği zaman belaltı vururken, görüyoruz ki dünyada çok daha önemli problemler var. Bu da bizlere ders olsun. Futboldaki bu dayanışma ruhu inşallah daha fazla güçlenerek devam eder.” dedi.


    Yardım tırlarımız afet bölgesine ulaşmaya devam ediyor

    17 Şubat 2023 Cuma 10:10

    Kulübümüzün başlattığı yardım kampanyası çerçevesinde stadımızda toplanan yardım malzemeleri tırlara yerleştirilerek afet bölgesine gönderiliyor.

    İstanbul’dan yola çıkan tırlar, AFAD’la koordineli bir şekilde belirlenen noktalara ulaşmaya devam ediyor.
     
    Malzemeler tırlardan indirilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.

    Yaralarımızı hep birlikte saracağız.


    Teknik Direktörümüz Jorge Jesus: Hepimizin elinden geldiğince yardımcı olması çok önemli

    17 Şubat 2023 Cuma 17:22

    Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, Kulübümüzün deprem felaketi sonrasında yaraları sarmak için Kızılay ile birlikte ‘Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek başlattığı Kan Bağışı kampanyasına destek oldu.
     
    Stadımızda yapılan kan bağışı alanını ziyaret eden ve Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulunan Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, bu tür kampanyaların önemine değindi. Deneyimli çalıştırıcı, “Hepimizin elinden geldiğince yardımcı olması çok önemli. Herkes imkânı doğrultusunda yardım etmeli diye düşünüyorum. Acı çeken insanlar için bu tür dayanışma kampanyaları çok önemli. Çok fazla insan acı çekiyor. Bu tarz jestler, en azından bazı insanlara dokunabilmemize, bazı insanlara yardım edebilmemize sebep oluyor. O yüzden bu tarz yardımların önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.

    Dün tesislerimizi ziyaret eden ve Futbol Takımımızla bir araya gelen depremzede Mehmet Akif Ağaç ile ilgili de Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, “Bildiğim kadarıyla depremde ailesini kaybetti. Onun yüzünde bir nebze gülücük oluşturabildiysek, ne mutlu bizim için. Çok sevdiği kulübü Fenerbahçe’nin tesislerini ziyaret etme fırsatı buldu. Onu birazcık bile mutlu edebildiysek ne mutlu bize. Çünkü acı çeken insanların kalbine dokunmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.


    45. tırımız da depremzedelere yardım malzemeleri götürmek üzere yola çıktı

    17 Şubat 2023 Cuma 18:34

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve başta Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa olmak üzere birçok ilimizde hissedilen depremlerden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kulübümüz tarafından başlatılan Afet Bölgesi Yardım Kampanyası kapsamında toplanan yardım malzemelerini taşıyan 45. tır da yola çıktı.

    Kulübümüzün deprem felaketinin ardından başlattığı yardım kampanyasına taraftarlarımız ve vatandaşlarımız yoğun katılım gösteriyor. Fenerium’dan battaniye, kazak, atkı, bere gibi kışlık malzemeler de afet bölgesine gönderiliyor. Toplanan malzemeler, kulüp çalışanlarımız, taraftralarımız ve vatandaşlarımız tarafından sınıflarına göre bölümlere ayrılıyor. Kolileme işlemlerinin ardından malzemeler daha sonra tırlara yükleniyor.

    Başkanımız Ali Y. Koç, Başkan Vekilimiz Erol Bilecik, Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, teknik ve idari kadrolarımız ile sporcularımız ve ünlü isimler malzeme toplama alanına gelerek çalışmalara katıldılar.

    Depremin neden olduğu yaraları sarmak için Kulübümüzün Kadıköy Belediyesi ile koordineli olarak sürdürdüğü Afet Bölgesi Yardım Kampanyası için çok sayıda vatandaşımız, AFAD ihtiyaç listesindeki malzemeleri Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Fenerium tribünü otopark girişine getirerek yardımda bulunuyor.

    Deprem bölgesindeki çocuklarımız için paketler hazırlanıyor

    Kahramanmaraş ile birlikte 10 ilimizi etkileyen deprem felaketinin ardından AFAD ile birlikte hareket ederek Stadımızı yardım koordinasyon merkezi haline getiren ve hazırlanan yardımları tırlar aracılığıyla bölgeye sevk eden Kulübümüzde, bölgedeki çocuklar da unutulmadı.

    AFAD’ın hazırlamış olduğu ihtiyaç listesinde yer alan ürünler hazırlanırken, paketleme bölümündeki gönüllü ekiplerimiz, yaraları bir nebze olsun sarmak amacıyla afetzede çocuklarımız için üzerlerinde notlar yazılı oyuncakları paketleyerek hazır hale getirdi.

    Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bir kez daha Türkiyemize başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar, deprem bölgelerindeki tüm arama kurtarma ekiplerine güç ve kuvvet diliyoruz.

    Dualarımız sizinle…


    ‘BİRLİK VE BERABERLİK BİZİM #KANIMIZDAVAR!’ DİYEREK YARALARIMIZI HEP BİRLİKTE SARIYORUZ

    17 Şubat 2023 Cuma 23:21

    Dünya tarihinin en ağır felaketlerinden, ülke tarihimizin en acı günlerinden birini yaşadığımız 6 Şubat 2023 tarihindeki deprem felaketi sonrasında yaraları sarmak için gerekli tüm adımları atan Kulübümüz, ‘Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek Kızılay ile birlikte önemli bir iş birliğine imza attı ve 3 gün sürecek olan kan bağışı kampanyamızda ikinci gün de geride kaldı. 18 Şubat Cumartesi günü (yarın) 10.00-22.00 saatleri arasında stadımızda yapılacak kan bağışı kampanyamızın son gününe üyelerimizi, taraftarlarımızı ve tüm halkımızı davet ediyoruz.

    Depremden kurtulan, tedavi altında olan canlarımıza can olmak için başlatılan kan bağışı kampanyamıza, Başkanımız, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, kulüp çalışanlarımız, tüm branşlardan sporcularımız, eski futbolcularımız, sanatçılarımız, taraftarlarımız ve vatandaşlarımız katıldı.

    Bağışçılarımız, günün ilk saatlerinde Fenerbahçe Efsanesi Stadyum ve Müze Turlarının bulunduğu bölümden ilk girişlerini yaparken burada kayıt bilgileri oluşturulup, kan sayımları yapıldı ve ardından doktor kontrolüne geçti. Buradaki işlem sonrasındaysa katılımcılar, 1907 Tribünü’ne geçerek kan verme işlemini gerçekleştirdi.

    Kan bağışında bulunan isimler için desteklerinden ötürü bir sertifika düzenlenirken, günün anlam ve önemine binaen duygu ve düşüncelerini paylaşmak isteyenler için bir de anı defteri hazır tutuldu.

    Aynı zamanda Stadımızın ledlerinde de ‘#kanımızdavar! Canlarımıza can olmak için herkesi kan vermeye davet ediyoruz’ yazısı yer aldı.

    Kan Bağış Noktası: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi, Şefik Bey Sokak, Fenerium Tribünü Girişi (Yürüyen Merdivenler)

    Günün ilk saatlerinden itibaren kan bağışı bölgesinde bulunan Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve sporcularımız kan bağışı kampanyamızı Fenerbahçe TV’ye değerlendirdi.

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan: Kızılay ile birlikte el ele başlattığımız bu kan bağışı kampanyasına çok önem veriyoruz

    Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan, “Bugün itibarıyla kan bağışı kampanyamız başladı. Bugün saat 09.00’da başladı, akşam 21.00’a kadar, cuma günü de aynı şekilde, cumartesi ise hafta sonu olması sebebiyle de sabah 10.00’da başlayacağız, akşam da 22.00’da bitireceğiz. Kızılay ile birlikte el ele başlattığımız bu kan bağışı kampanyasına çok önem veriyoruz. Afet destek kampanyasında olduğu gibi renklerden bağımsız bütün vatandaşlarımız katılım sağlıyor. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Erkek basketbol ve kadın voleybol takımımız kan bağışı kampanyasına katıldı. Amatör branşlardaki sporcularımız geldi. Futbolcularımız geldi. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.  6 Şubat itibarıyla destek kolilerimizi afet bölgesine göndermeye başlamıştık ve hala devam ediyor. Tırlarımız şu an yolda ve dün itibarıyla 37 tır Fenerbahçe Spor Kulübü üzerinden, derneklerimiz üzerinden de 98 tır göndermiş olduk. Bu kan bağışı kampanyamıza tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz. 3 gün boyunca stadımız kan bağışı için açık olacakCumartesi günü yani yarın son günümüz, sabah 10.00’da başlayacağız, akşam da 22.00’a kadar sürecek. Bütün vatandaşlarımızı cumartesi günü Stadımıza bekliyoruz. İnşallah üçüncü günü de güzel bir şekilde tamamlayacağız. Biz çok büyük bir ülkeyiz, çok güçlü bir milletiz. Acı haberi aldığımız ilk günden beri bunu bütün dünyaya göstermiş olduk. O yüzden renklerden bağımsız yardım tırlarımızda olduğu gibi kan bağışı kampanyasında da aynı şekilde tüm takım taraftarlarımızı buraya, son gün de hepsini kan vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Ömer Okan: Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ilk günden bugüne elimizden geldiği kadar yardımlarımızı ulaştırmaya çalışıyoruz

    Yöneticimiz Ömer Okan, “Bugün 10. gün geride kaldı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ilk günden bugüne elimizden geldiği kadar yardımlarımızı ulaştırmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar 35’ten fazla tırımızı gönderdik, bugün de burada Kızılay ile birlikte bir kan bağışı kampanyasını başlattık. Depremden yaralı kurtulan vatandaşlarımız için buna çok ihtiyaç var ve onlar için bunu yapıyoruz. Bugün ilk gün ve oldukça da kalabalık. Yönetim Kurulu Üyelerimiz, çalışanlarımız herkes burada. Bu kampanya 3 gün boyunca sürecek ve buradan da bir çağrı yapmış olalım; sadece Fenerbahçeliler değil lütfen herkes gelip burada kan vererek yardımcı olsun. Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz” dedi.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Kemal Danabaş: Bugün #kanımızdavar diyerek bir aradayız

    Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Kemal Danabaş ise “Öncelikle bu afette hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Bildiğiniz üzere çok fazla da yaralımız var. Onlar bizim canlarımız, onların canlarına can katmak için bugün #kanımızdavar diyerek bir aradayız. Tüm vatandaşlarımızı Fenerbahçe Spor Kulübü olarak renk ayırt etmeksizin, gözetmeksizin kan vermeye davet ediyoruz. Bu verilen kanlar inanıyorum ki onların canlarına can katacaktır. Hepsine tekrardan geçmiş olsun diyorum.” diye konuştu.

    Yönetim Kurulu Üyemiz İlker Dinçay: Kulübümüz, Kızılay ile böyle bir şeye vesile oldu, biz de ailece buradayız

    Kan bağışı kampanyamızı değerlendiren Yöneticimiz İlker Dinçay,“Yaşananlardan ötürü milletçe çok üzgünüz. Fenerbahçeli değil Türk insanı olarak elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. Kulübümüz Kızılay ile böyle bir şeye vesile oldu. Biz de ailece buradayız. Yardımlarımız devam ediyor. Fenerbahçe camiası da kenetlendi, Türk insanı kenetlendi. Biz de yaralara tuz basabilirsen ne mutlu bize, onun için buradayız.” şeklinde konuştu. 

    Yönetim Kurulu Üyemiz Selahattin Baki: Herkesi bu yardım kampanyasına bekliyoruz

    Kampanyaya dair konuşan Yöneticimiz Selahattin Baki, “Çok üzücü günler. Hem ülkem adına hem de bir İskenderunlu olarak bölgem adına son derece üzgünüm. Burada sadece bizim kendi camiamız değil, tüm camialardan insanlarla birlikte Türk insanının birleşici gücünü görüyoruz ve bunu günlerdir görüyoruz. Bu da bize umut veriyor. Benim şöyle bir ricam olacak; öncelikle bugüne kadarki yardımlar için gerek kendi camiamızın mensupları gerekse diğer bütün Türk takımlarının taraftarları olsun müthiş bir birlik içerisindeyiz. Şunu hatırlatmak istiyorum; yardım malzemeleri, tır çıkışları deprem bölgelerine gitmeye devam ediyor. Bununla ilgili lütfen yardımların devam etmesini rica ediyoruz. Kan bağışı kampanyamız da bugün başladı ve bugün 09.00-21.00, yarın da ayı şekilde, cumartesi günü ise 10.00-22.00 olarak devam edecek. Her branştan sporcularımız da burada, destek veriyor. Herkesi bu yardım kampanyasına bekliyoruz. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Türklüğün olduğu her yerde kol kola gireriz.” dedi.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Bekir İrdem: Bugün başlayan kan bağışı büyük bir sosyal sorumluluk projesidir

    Kan bağışı kampanyamızın büyük bir sosyal sorumluluk projesi olduğuna değinen Yönetim Kurulu Üyemiz Bekir İrdem ise “Türkiye asrın en büyük felaketini yaşadı. Çok fazla yaralımız var. Bu kan bağışı kampanyası Fenerbahçe’nin organize ettiği projelerden sadece bir tanesi. Her aşamada kulüp olarak farklı yardımları yapmaya çalışıyoruz. İlk aşamada gıda ve giysi yardımları oldu ve 37 tırımızı gönderdik. Birçok kuruluş yardım yapıyor ama Fenerbahçe’nin yaptığı organizasyonla hakikaten malzemeler tam yerine kadar gidiyor, gerekli kişilere ulaşıyor. Sadece buradan yüklenmesi değil, tırın 12 saatlik yolculuk sonunda oraya gidip deprem bölgesindeki noktalara sağlam şekilde ulaşmasını da organize ediyoruz. Bu aşamada bugün yaptığımız organizasyon kan bağışı kampanyasıdır. 3 gün boyunca buradayız. Bugün başlayan kan bağışı büyük bir sosyal sorumluluk projesidir. Kızılay ile birlikte organize ettik. Kulübümüz tüm imkanlarını seferber etti. Sayın Başkanımızdan her bir çalışanımıza, sporcularımıza kadar büyük bir sadakat ve bağlılıkla organize ettik. Bu adanmışlık bu başarıyı getiriyor. Kan toplamak çok değerli bir iş. Bireysel bir katkı ama aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesidir. Herkesi kan bağışına bekliyoruz. Bu kan bağışının rengi yok. Fenerbahçe organize ediyor ama tüm vatandaşlarımıza açık bir projedir. Yönetim Kurulu olarak birinci dakikadan itibaren ne yapabileceklerimizi düşünüyoruz. Projelerimiz bununla da bitmeyecek. Her aşamada, ne gerekiyorsa Fenerbahçe Spor Kulübü bunun içinde olacaktır. Yönetim Kurulumuzun kendi organize ettiği çadır projemiz var. Barınma ile ilgili başka projelerimiz söz konusu. Bunları da zamanı geldiğinde Başkanımız veya Genel Sekreterimiz ya da kulübümüz duyuracaktır. Tüm taraftarları bekliyoruz. Tek bayrak altındayız, bayrağımız ay yıldız, rengimiz kırmızı beyaz.” ifadelerini kullandı.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş: Herkes elini taşın altına koydu ve dayanışma kültürünün en güzel örneklerinden birini sergilemiş olduk

    Yönetim Kurulu Üyemiz Can Gebetaş, Kulübümüzün deprem felaketinin attığı adımları ve bu adımların ikinci fazı olan Kızılay ile birlikte ‘birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek başlattığımız kan bağışı kampanyamızı değerlendirdi.

    Yöneticimiz Can Gebetaş: Genel Sekreterliğimizin öncülüğünde bu kriz masasında özellikle ‘afetzede yurttaşlarımıza nasıl faydalı olabiliriz?’ diye sürekli çalışmalar içerisindeyiz

    Maalesef acı bir olay Kızılay ile birlikte yapmış olduğumuz kan bağışı kampanyamıza vesile oldu. Tabii bir yandan da böyle büyük bir acının vesile olması bizlerde derin bir üzüntü yaratıyor, bunu belirtmek gerekiyor. Türkiye tarihinin en acı günlerinden birkaçını yaşıyoruz. Dolayısıyla biz de biliyorsunuz ki acı felaketin yaşanması itibarıyla kulüp bünyemizde bir kriz masası oluşturduk. Genel Sekreterliğimizin öncülüğünde bu kriz masasında özellikle ‘afetzede yurttaşlarımıza nasıl faydalı olabiliriz?’ diye sürekli çalışmalar içerisindeyiz. Bir haftalık süreç içerisinde bölgeye AFAD’ın bize yönlendirmiş olduğu ihtiyaçlar listesiyle birlikte erzak ve malzeme yardımı gerçekleştirdik. Burada zaman zaman Kadıköy Belediyesi’yle de bir dayanışma kültürü içerisinde hareket ederek ortak yönlendirmelerimiz de oldu. Bugün geldiğimiz nokta bu yardım kampanyamızın ikinci fazında bir kan bağışı şeklindedir. Kızılay ile bu konuyu istişare ettiğimizde memnuniyetle ihtiyaç doğrultusunda böyle bir organizasyona ortak olarak imza atabileceklerini söylediler. Bunun geri dönüşünde de bugün burada Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü’nde kan bağışı organizasyonumuzu yapıyoruz. Henüz daha ilk saatler olmasına rağmen sizler de canlı yayınlarımız aracılığıyla buradaki ortamı direkt izleyenlerimize aktarıyorsunuz. Son derece yoğun bir katılım var. Bununla birlikte aslında buradaki yoğun katılım geçtiğimiz hafta içerisinde yapmış olduğumuz erzak yardımları süresindeki bütün lojistik ve operasyonel sürecin de nasıl olduğunun önemli bir göstergesidir. Sadece Fenerbahçeliler değil farklı takım taraftarları, Anadolu kulüplerinin taraftarları… hiç kimse içerisinde bulunduğumuz bu acılı günlerde asla ve asla duyarsız kalmadı. Gerek paketlerin tasnifi, gerek kolilendirilmesi, gerekse buradan yolcu edilmesi sürecinde herkes elini taşın altına koydu ve dayanışma kültürünün en güzel örneklerinden birini sergilemiş olduk. Bugün buradaki ortam, buradaki katılım, insanların kan bağışı kampanyamıza göstermiş olduğu ilgi de aslında geçtiğimiz haftadan beri yarattığımız dayanışma kültürü ortamının bir yansımasıdır. Buradan ben de özellikle yayınlarımız aracılığıyla sadece Fenerbahçe taraftarına değil bizleri izleyen herkese özellikle kan ihtiyacından dolayı yoğun bir şekilde katılımlarını bekliyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak burada hedeflediğimiz, istediğimiz, arzuladığımız seviyede bir kan bağışını Kızılay aracılığıyla ihtiyacı olan her yere aktarmak görevimiz diye düşünüyorum.”

    Yöneticimiz Can Gebetaş: Bütün siyasi, etnik, sportif ayrışmalar bir kenara bırakıldı ve deprem bölgesindeki vatandaşlara ‘Nasıl faydalı olabiliriz? Nasıl yardım edebiliriz?’ diye düşünülüyor

    Bunu deprem diye tanımlamak da çok zor. Zaten bu sadece bizim düşüncemiz ya da fikrimiz değil. 1 hafta 10 günlük süreç içerisinde gerek yabacı deprem uzmanlarından gerekse ülkemizdeki bilim insanlarının yaptığı saptamalar, arka arkaya yaşanan iki büyük deprem aslında afetin boyunun ne kadar yüksek olduğunu da söylüyor. Tarihte bu denkli büyük kaç tane afet vardır, bilemiyorum. Ama bence Türk milleti olarak bununla birlikte aslında dünya vatandaşları iyi bir sınav veriyor. Dayanışma kültürünün en iyi örneği gösteriliyor. Özellikle de bizim kendi milletimiz olarak büyük bir acı yaşıyoruz, çok büyük bir afetle karşı karşıyayız ama dayanışma kültürünün en önemli örneklerini de burada yaşadığımızı düşünüyorum. Dikkat ederseniz 1 hafta 10 günlük süreç içerisinde özellikle vatandaşlarda, halkta artık hiçbir ayrım kalmadı. Spor kulüpleri birlikte mücadele ediyor. Bütün siyasi, etnik, sportif ayrışmalar bir kenara bırakıldı ve ‘deprem bölgesindeki vatandaşlara nasıl faydalı olabiliriz? Nasıl yardım edebiliriz?’ diye düşünülüyor. Bizler evimizdeyiz ama depremden etkilenen bölgedeki yurttaşlarımızı, vatandaşlarımızı düşünüyoruz. Bir şeyler yapabilmek için çırpınıyoruz. Bütün herkeste bu reaksiyonu görüyorum. Bu da bize Türk milleti olarak tarihten, genetiğinden gelen dayanışma gücünün ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Eminim ki bu kararlılıkla yolumuza devam edebilirsek tabii ki acıları yok etmek mümkün değil. Çok tarihi bir acı ama bir nebze de hafifletebiliyorsak görev ve sorumluluklarımızın en azından bir kısmını yerine getiriyoruz demektir. Bugün de onlardan bir tanesi kan bağışı kampanyasıdır. Olabildiğince taraftarlarımızdan, yurttaşlarımızdan kan bağışı kampanyamıza destek olarak Kızılay aracılığıyla ihtiyacı olan her bölgede kullanılmasını sağlamamız gerekiyor.

    Yöneticimiz Can Gebetaş: Öncelikle düşünmemiz gereken bir an önce bu acıların hafifletilmesi için yapılması gerekenlerdir

    Öncelikle düşünmemiz gereken bir an önce bu acıların hafifletilmesi için yapılması gerekenlerdir. Gıda yardımıysa gıda yardımı, barınma probleminin çözülmesiyse o yönde atılacak adımlar ama ondan sonraki süreçlerde mutlaka kendimize gelecek için aynı acıları yaşamamak adına neler yapılması gerektiği konusunda da yapılacaklar listesini çıkartıp ilerlemeliyiz. Bu sadece devletin, yerel yönetimlerin isteğiyle de olmaz. Vatandaşların bireysel duyarlılığıyla da olabilecek bir konudur. Sosyal yaşamın her anında bundan sonra bunları düşünerek adım atmamız gerekiyor. Bundan sonra bence Türkiye’de de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerekiyor. Ama maalesef bunu büyük bir acı yaşayarak öğrendik. Keşke böyle olmamış olsaydı ama bu belki ilerleyen süreçlerde daha fazla konuşulması gereken konu. İlk adım ‘acıları hafifletmek için neler yapılabilir, devletimizle, yerel yönetimlerle, bölge halklarıyla, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu acıları bir nebze de olsa nasıl hafifletebiliriz?’ bu sorunun cevabını bulmamız gerekiyor.”

    Yönetim Kurulu Üyemiz Ruşen Çetin: Bu süreçte derneklerimizin önemi bir kez daha ortaya çıktı

    Kan bağışı, yardım kampanyası ve deneklerimizin bu süreçte yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Yönetim Kurulu Üyemiz Ruşen Çetin, “Kan bağışı kampanyası başlangıçta yapmayı düşündüğümüz bağışlardan bir tanesiydi. Kızılay ile konuştuktan sonra onların kendi organizasyonlarıyla birlikte yapmamız daha doğru olacağına karar verdik. Onun için kan bağışı kampanyasına bugün başladık. Çok ilgili ve alaka var. Bu da ülkemiz için, Kızılay için çok önemli.

    Yardımlar sürekli devam ediyor. Deprem bölgesinde ulaşılamayan yerlere yardımlarımızı derneklerimiz vasıtasıyla yapıyoruz. GenelSekreterimiz Burak bey, birebir bu organizasyonu takip ediyor ve sayıları veriyor. Bizler de derneklerimizle olan organizasyonu ve daha ciddi yerlerde dağıtımlar yapılsın diye Valilerle, Kaymakamlarla, Belediye Başkanları ve yardımcılarıyla iletişime geçiyoruz. Derneklerimiz de bu dağıtımı yaparak, gözlerimizle görerek, taraftarlarımızın ve halkımızın bağışları boşa gitmesin diye biz de bu takibi 24 saat yakından kontrol etmeye çalışıyoruz. Allah ülkemize bir daha böyle bir felaket göstermesin. Çok büyük felaket.

    Derneklerimizden akrabalarını kaybedenler oldu. Hatay ve Antakya’da maalesef iki dernek yönetim kurulu üyemizi ve yakınlarını kaybettik. Göçükten kurtulanlar da oldu. Dernekler çok önemli ama iyi kullanırsanız, iyi yönetirseniz çok önemli. Burada da derneklerin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Derneklerimiz Fenerbahçe Spor Kulübünü bulundukları yerde temsil ediyorlar. Bu anlamda yolumuza devam ediyoruz. Deprem bölgesindeki derneklerimizin faaliyetleri dışında burada 200 binin üzerinde insan değişik yerlere göç etti. Göç edilen yerlerde zor durumlarda kalan Fenerium çalışanları veya buradan giden kongre üyesi taraftarlarımıza mesala; Antalya, Alanya, Kayseri, Sivas, Ankara ağırladı. Buradaki bütün dernekler onlarla da ilgilendiler.” dedi.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Simla Türker Bayazıt: Herkesin büyük bir dayanışma içerisinde olması çok güzel

    Herkesi kan bağışı kampanyasına katılmaya davet eden Yönetim Kurulu Üyemiz Simla Türker Bayazıt, “Dün akşam Almanya’da CEV Şampiyonlar Ligi maçımız vardı. Bugün de teknik ekip ve oyuncular olarak, kan vermek için buraya geldik. Kan bağışı kampanyası üç gün sürecek. Bugün ve yarın akşam saat 09:00’a kadar, cumartesi günü akşam da saat 10:00’a kadar kan bağışı sürecek. Yoğun bir kalabalık var. Gurur verici. Kalbimiz acıyor, kalbimiz yanıyor ama bir yandan da insanların böyle bir seferberlik içerisinde olması gururlandırıyor. Ne mutlu Türküm diyene. Hakikaten değerlerimiz, bizler, kanımız da var, diyoruz. Herkesin büyük bir dayanışma içerisinde olması çok güzel. Yarın ve cumartesi günü de aynı kalabalığın devam edeceğini düşünüyorum. Herkesi buraya bekliyoruz” dedi.

    Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin: Ülkemizin gösterdiği örnek birlik ve beraberlik ruhunun bu süreçte artarak devam edeceğine inanıyorum

    Kan bağışının ilk gününde 600 üniteye yakın kan bağışı olduğu bilgisini veren Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin,  “Depremde yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza, milletçe hepimize geçmiş olsun, hepimizin baş sağ olsun.

    6 Şubat tarihinden itibaren bir kriz masası oluşturmak suretiyle Genel Sekreterimiz Sayın Burak Kızılhan koordinasyonunda Fenerbahçe camiası olarak neler yapabileceğimizi masaya yatırdık ve aynı gün harekete geçtik. O günden beri tüm camiamızın sadece Fenerbahçelilerin değil, tüm vatandaşlarımızın sağladığı imkânlar doğrultusunda bağışlamak istedikleri gerekli erzakları kulübümüze getirmek suretiyle burada tasniflerini yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Sonrasında ihtiyaç bölgelerine tırlar vasıtasıyla gönderiyoruz. Bu kriz masasında aldığımız kararlardan ilkiydi. Bu devam ediyor. Dün gece itibarıyla 42. yardım tırımız çıktı.

    Yardım malzemelerinin ardından ikincisini yapabileceğimiz kampanya kan bağışıydı. Çok sayıda yaralılarımız var. Hastanelerde kan ihtiyacı var. Kızılay vasıtasıyla bu kampanyayı başlattık. Onlara da buradan teşekkür ediyorum. Kan bağılı ilk gün dün sabah 09:00’da başladı. Akşam 09:00’a kadar sürdü. Dün 600’e yakın kan bağışı oldu. Bugün de ikinci günümüz. 09:00’da başladık, akşam 09:00’a kadar devam edecek. Bu saatlerde de yoğunluk görüyoruz.  Kan bağışında bulunan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.  Yarın da kan bağışı kampanyası devam edecek. Hafta sonu olduğu için yarın sabah 10:00’da başlayacak, akşam 10:00’a kadar devam edecek. Hedefimiz 1500 ünite kanı aşmaktı, Kızılay’ın da bizim de tahmin ettiğimiz bu hedefi aşacağımıza inanıyorum. Zaten ilk günden de bu belli oldu. Fenerbahçe’nin bu felakette acı çeken vatandaşlarımıza elinden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğini; burada vatandaşlarımızın, camiamızın desteklerinin devam etmesine arzuladığımızı ifade etmek istiyorum. Herkese teşekkür ediyorum.  

    Ülkemizin gösterdiği örnek birlik ve beraberlik ruhunun bu süreçte artarak devam edeceğine inanıyorum. Bundan sonra da bu birlik ve beraberlik ruhunun örnek olmasını, herkesin içine sindirerek sonsuza kadar devam ettirmesini diliyorum.” ifadelerini kullandı. 

    Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman: Biz buradayız, hepimiz görevimizin başındayız. Kan vermek isteyenleri bekliyoruz

    Kulübümüzün deprem felaketi sonrasında yaptığı çalışmaları anlatan Yönetim Kurulu Üyemiz Selma Altay Rodopman, “Kulüp olarak deprem felaketinden hemen sonra bir yardım kampanyası başlattık. Kulüp üyelerimizden, çalışanlarımızdan, renklere bakılmaksızın tüm taraftarlarımızdan ve çevre sakinlerinden toplanan yardımları 45 tır halinde AFAD koordinasyonuyla afet bölgesine yolladık. Onun akabininde bundan sonra ne yapabiliriz noktasında, Kızılay ile ortaklaşa Kan Bağışı kampanyasına başladık. Deprem felaketinden kurtulmuş olup kan ihtiyacı olan yaralılarımızın ve hastalarımızın kan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu kampanyayı başlattık. Burada da gördüğünüz gibi hem çalışanlarımız hem de futbol, basketbol, voleybol ve amatör branşlarımızdan sporcularımızla birlikte yine renklere bakılmaksızın çevrede yaşayan herkesten kan bağışı toplanmaktayız. Kan bağışımız bu akşam saat 09:00’a, yarın da akşam saat 10:00’a kadar devam edecek. Kan vermek isteyenlere kapımız açık. Biz buradayız, hepimiz görevimizin başındayız. Bu vesileyle bu organizasyon için Kızılay’a teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.

    Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Uğur Dündar: Dilerim ki gelenlerin sayısı giderek artsın ve Fenerbahçemiz her zaman olduğu gibi bundan sonra da hepimizin örnek alacağı işlere imzasını atar

    “Biz, ulus olarak böyle zamanlarda bir ve bütün olmayı kelimenin tam anlamıyla başarıyla gerçekleştiriyoruz. Bunları gördükçe insanın ülkenin geleceğine yönelik umudu artıyor. Özellikle de gençlerin, Z kuşağının hakkını vermemiz gerek. Gençlerimizin, Fenerbahçe ve diğer kulüplerimizin yardım kampanyalarına yaptıkları katkılar gerek yardım toplamada gerekse felaket bölgesinde yardım dağıtmada olağanüstü özverili gayretleri hakikaten takdirin ötesinde alkışlanacak bir hareket. Bu durum ‘İyi ki bu gençlerimiz var’ dediğimiz bir fotoğraf sunuyor bizlere. Dilerim bu kampanya da çok başarılı olsun. Ben şahsen kan vermeyi çok isterdim ama yaş itibarıyla kan veremiyorum. Ama değerli başkanlık divanı üyelerimiz uygun olduğu takdirde kan vermek için burada. Benim bu organizasyonda en fazla dikkatimi çeken şey çok iyi yapılmış olması ve insanların gelip gayet huzur içerisinde kan bağışında bulunmalarıdır. Şu anda karşımızda çok örnek bir fotoğraf var. Dilerim ki gelenlerin sayısı giderek artsın ve Fenerbahçemiz her zaman olduğu gibi bundan sonra da hepimizin örnek alacağı işlere imzasını atar.”

    Böyle bir camiaya mensup olmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Zaten Fenerbahçe, Türkiye’nin en zor anlarında taşın altına ilk elini koyan en büyük sivil toplum örgütü olmuştur. Bu yönüyle de örnek alınacak ve kuşakların Fenerbahçeli olmak için tercih nedenini teşkil edecek bir özelliğidir bu kulübümüzün.”

    Fenerbahçe Koleji Genel Müdürü Fatih Canpolat: Herkes gelip kan bağışında bulunuyor, bu çok gurur verici bir şey

    Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek başlattığımız ve toplumun her kesiminin destek verdiği kan bağışı kampanyamıza katılan Fenerbahçe Koleji Genel Müdürü Fatih Canpolat, duygu ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı:

    “Buruğuz, fazlasıyla buruğuz. Ülkemiz, milletimiz çok büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı. Bunun üzüntüsün herkes derinden hissediyor. Maalesef doğa olayları, felaketler hepimizin başında ve bir şekilde baş etmeliyiz. Ben görevim gereği hep eğitimin içindeyim. 20 küsur yıllık eğitimci olarak her zaman her yıl depremler konusunda öğrencilerimizi, velilerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bilim insanlarının söylediği, yapılması gereken şeyleri anlatıyoruz. Ama ne kadar ders çıkartıyoruz, bunu acı bir şekilde görüyoruz. Bazı dersleri çok acı bir şekilde öğreniyoruz. Keşke böyle öğrenmesek… Bütün ülkemizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun. Biz de ülkemizdeki herkes gibi ‘ne yapabiliriz?’ diye soruyoruz kendimize. Fenerbahçe sadece bir spor kulübü değildir, çok büyük bir camiadır, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütüdür. Bu büyüklüğü yaşıyor olmanın, onun bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz. Depremin ilk gününden itibaren Başkanımızın önderliğinde Yönetim Kurulu Üyeleri, bütün birimlerin yöneticileri, çalışanlar, camiamız, taraftarımız ilk günden itibaren yardım tırlarımızla, bölgeye giden ekiplerimizle bu yaralara bir nebze de olsa merhem olmaya çalışıyoruz. Onlarca iş yapıldı ama büyük kampanyalardan biri de dün başlayan kan bağışı kampanyası oldu. Bütün halkımızı bu kampanyaya davet ettik. Dün de gördük, bugün de gördük; Trabzonspor formasıyla, Galatasaray formasıyla gelen de oldu her yaştan gelen insanlar da oldu. Herkes gelip kan bağışında bulunuyor. Bu çok gurur verici bir şey. Buna ön ayak olmak çok gurur verici. Okullarımız pazartesi itibarıyla açılıyor ve depremle ilgili çalışmaları sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün kampanyamızın ikinci günü ve yarın da 10.00-22.00 saatleri arasında devam edecek. Hafta sonu olması sebebiyle de taraftarımızı, halkımızı, bu organizasyona katkı sunmak isteyen herkesi buraya davet ediyoruz.

    Fenerbahçe ilk günden itibaren pek çok çalışmaya imza attı, atmaya da devam ediyor. Fenerbahçe Koleji olarak da depremden etkilenmiş, yakınlarını kaybetmiş ya da evlerinden, yurtlarından olmuş öğrencilere de kapımızı açtık. Fenerbahçe Koleji, deprem bölgelerinden İstanbul’a gelip hayatının bir bölümünü en azından burada geçirecek depremzede öğrencilere kapısını açtı ve misafir öğrenci olarak kabul edecek. Özel okuluz ama bütün okul ücretlerini vs. karşılayacak biçimde 25 öğrencimizi misafir edeceğiz. Onunla ilgili Fenerbahçe Koleji’nin sayfasında bir bilgilendirme metni ve başvuru formu var. Buradan da bizleri izleyen, depremden etkilenmiş ve İstanbul’a gelecek, en azından ikinci dönem burada kalacak öğrencilerimiz Fenerbahçe Koleji’ne başvurabilirler. Onlar bizim çocuklarımız, bu ülkenin çocuklarıdır, kapımız sonuna kadar onlara açık olacak.

    Ben FB TV’ye de teşekkür ederim. Yayınlarınız aracılığıyla herkese ulaşıyorsunuz. Bütün birimlerimiz, bağlı olan iştiraklerimizin yöneticileri, çalışanlarımız, taraftarlar ve camiamız herkes elini taşın altına koyuyor. Bu çok kıymetli. Başta da ifade ettiğim gibi bazı dersler acı oluyor, zor öğreniliyor ama bu bize çok büyük bir ders olmalı. Artık ‘bize bir şey olmaz’, ‘bir daha olmaz’ gibi düşüncelere bir kenara bırakmamız lazım. Çünkü insanoğlu doğanın kurallarına göre hayatını idame ettirmelidir. Bu tabloyu en aza indirecek önlemleri almak için çaba sarf edilmelidir. Deprem bölgesindeki çocuklar ve yetişkinler kadar hepimizin ruh halinde ciddi travmalara yol açan da bir durum bu. Okul çağındaki çocukların birçoğu ister istemez bazı haberlere, görüntülere, çok yürek yakan sahnelere tanıklık ettiler. Biz, ilk günden itibaren sitemizden, sosyal medya hesaplarımızdan tüm velilerin, tüm öğrencilerin yararlanabileceği yayınlar da yaptık. Depremin etkilerinden öğrencilerimizi nasıl koruyabiliriz, onların ruh sağlığını nasıl daha sağlam bir şekilde bu haberlere karşı bir bağışıklık geliştirebiliriz konusunda da bilgilendirmeler yaptık. Birlik kanımızda var. Türk milleti yeri geldiğinde çok bağlıdır. Amasız ve fakatsız alınması gereken tüm tedbirleri alarak daha güzel günlerde kenetlenmeyi, bir arada olmayı sağlayacak önlemler alalım.”


    Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı: Fenerbahçe bugün burada başka bir iş yaptı, bu yaptığı da çok kıymetli bir iştir

    Kan bağışı kampanyamıza destek vermek amacıyla Stadımıza gelen ve yaşanan deprem felaketinin ardından atılan adımları değerlendiren Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bugün depremin 10. günü. Ben oradan geliyorum. 3-4 gün orada kaldım. Buradan giden yardım malzemelerinin doğru bir şekilde depremzedelere ulaşması içi bir organizasyon yaptık. Ben bu noktada Fenerbahçe’ye çok teşekkür ediyorum. Fenerbahçe’nin buradan çıkardığı yardım tırlarının bir bölümünü biz orada oradaki yerel halkla birlikte sivil inisiyatiflerle oluşturmuş olduğumuz bir depoda tasnif edip, ayrıştırdık. Oradaki depomuz Samandağı ilçesinde. Çünkü şehir merkezine insanlar bir şekilde depremzedelere ulaşabiliyor. Köyde yaşayanlar genelde yaşlılar ve kadınlar. Hem depremden etkilenmişler hem de köyden çıkıp şehir merkezine gelip bu yardımları alamıyorlar. Onun için bizim orada oluşturduğumuz o depo üzerinden koordinasyonu sağladık. Depo dediğimiz nokta da üzeri bir şekilde tente ile kapalı olan bir alandır. AFAD görevlileri, 6 tane vali gelip ziyaret etti ve ‘çok doğru bir iş yapıyorsunuz, devam edin’ diye de ifade etti. Kadıköy Belediyesi’nin gönderdiği veya sivil kuruluşların, başka belediyelerin göndermiş olduğu yardımların bir bölümünü orada ayrıştırarak dağıtıyoruz. Fenerbahçe’nin de orada hem bayrağı var hem de tırı var. Yardımlar başka kulüplerden veya başka STK’lardan da gelmiş olabilir o dönem.” dedi.

    Kızılay ile el ele vererek hayata geçirdiğimiz kan bağışı kampanyamıza dair görüşlerini paylaşan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Fenerbahçe bugün burada başka bir iş yaptı. Bu yaptığı iş çok daha kıymetli bir iştir. Evet, oraya yardım gidiyor ama bir de yaralılar var ve İstanbul’daki birçok hastaneye yaralılar geliyor ki onların da kan ihtiyacı var. Kızılay ile birlikte yapılan bu kan bağışı kampanyasına ben bütün Kadıköylüleri, hangi kulübün taraftarı olursa olsun burada taraftarlık, siyasi parti görüşü, ideoloji… her şeyi bir kenara bırakmak gerekiyor. Kim elini taşın altına koyuyorsa bu noktada ona destek vermek gerekiyor. Kadıköy’de yaşayan Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonlusu veya herhangi bir takımdan kim olursa olsun bu tür kampanyalara destek vermek gerektiğini düşünüyorum. Tüm komşularımı, Kadıköylüleri de bu kampanyaya destek vermeye davet ediyorum. Bugün bir taraftar ya da bir siyasi partinin mensubu olmaktan öte vatan ve ülke söz konusu. Binlerce insanın kana ihtiyacı var. Kızılay’ın da ‘kan verin’ diye çağrısı var. Bizim de bu şekilde desteği vermemiz gerekiyor. Vatandaşlarımız özellikle işten çıkış saatinden sonra Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nin içinde 1907 Tribünü’ne gelip burada kan verip evlerine gidebilirler. Kan vermenin herhangi bir zararı yoktur, tam tersine bütün doktorların söylediği şey, ‘bütün vücuda faydası var’ şeklindedir. Tüm Kadıköylüleri stada gelip kan vermeye davet ediyorum. Kadıköy Belediyesi ve Fenerbahçe birlikteliği her alanda oldu, olacak, yeni projelerimiz olacak. O konuda da hem Başkanımız Ali Koç hem de yönetimle görüşüyoruz. Ama şu anda her şeyi bir kenara bırakalım ve buraya odaklanmamız gerekiyor. Çünkü kan üretilebilecek bir şey değil. Onun için tek kaynağı var o da insan. Ben, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç nezdinde tüm kulüp çalışanlarına da hem bu kampanyayı düzenledikleri hem de verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini noktaladı.

    Kadıköy Kaymakamı Muhittin Pamuk: Katkıları için tüm Fenerbahçe camiasına çok teşekkür ediyorum

    Kadıköy Kaymakamı Muhittin Pamuk, “Ülkemiz 50 yılda, 100 yılda karşılaşılacak bir felaketle karşı karşıya. Bütün ülke bu noktada tek yürek seferber olduk. Kadıköy’de de yapılan yardım kampanyasına Kadıköylüler büyük destek oldu. 130 tırla malzemeleri deprem bölgesine sevk ettik. Bu noktada Fenerbahçe Spor Kulübü de önemli katkı sağlayıcılarından biriydi. Kulüp yönetimiyle sürekli diyalog halindeyiz. Çok büyük destek oldular. Bugünde başlayan kan bağışı kampanyası çok önemli. Ciddi bir katılım da var. Bizler de bu desteğe katkı sağlamak bu camianın yanında olduğumu göstermek için buradayız. Katkıları için tüm Fenerbahçe camiasına çok teşekkür ediyoruz.” dedi.

    Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı: Başta Kulüp Başkanımız olmak üzere emeği geçenlere, herkese devletimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum

    Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, “Devlet ve millet olarak birlik beraberlik içerisindeyiz. Hepimiz kenetlendik. Tek vücut olduk. Yüreklerimiz birlikte çarpıyor. 85 milyonun kalbi bu depremden etkilendi.  Depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. 6 Şubat’tan itibaren bütün gücümüzle bölgeye çok ciddi yardımlar yapıyoruz. Bölgeye 200’ün üzerinde tır, kamyon gönderdik. Bugün de burada Fenerbahçe camiamızın çok güzel kan bağışı kampanyasına destek olmak istedik. Başta Fenerbahçe camiası olmak üzere diğer İstanbul kulüpleri Galatasaray, Beşiktaş, İstanbulspor, Ümraniyespor, diğer bütün kulüplerimiz, Trabzonsporumuz, Anadolu’nun her bir tarafından spor kulüplerimizin bu yaraları sarma noktasında uğraşlarını yakından takip ediyoruz. Fenerbahçe Kulübümüz de başta Değerli Başkanımız Ali Koç beyefendinin riyasetinde hem kulüp yönetimi hem değerli taraftarları, hem Kadıköy halkı aynı zamanda Fenerbahçeli olsun olmasın bütün taraftarlar, sporseverler, bütün vatandaşlarımız bugün burada kan bağışına katkı sağlıyorlar. Bunları görmekten çok mutluluk duyuyoruz. Başta Kulüp Başkanımız olmak üzere emeği geçenlere, herkese devletimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

    Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen: Bu tür zamanlardaki bu birlik ve beraberlik, bu kenetlenme çok önemli ve kıymetli

    Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek Kızılay ile birlikte başlatmış olduğumuz kan bağışı kampanyamıza destek olmak amacıyla Stadımıza gelen Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, kampanyaya dair şu şekilde konuştu:

    Milletimizin başı sağ olsun. Zor bir süreç yaşıyoruz. Tarihte duyulmamış, görülmemiş bir felaketle karşı karşıyayız. Bilim insanlarının, tarihçilerin dediklerine göre karada bugüne kadar bu ölçekte bir deprem olmamış. 6 Şubat sabahı Türkiye büyük bir felakete uyandı. 11 ilimizi, ilçeleri 13-14 milyon vatandaşımızı etkileyen büyük bir afet. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Şu andaki rakamlara göre 38 bin civarında vefatımız var, 110 bin civarında yaralımız var. Bunlar çok ciddi rakamlar. Umarım artmaz ama tablo gerçek anlamda ağır. Bugün, bu yarayı sarmak üzere bu acıyı birlikte paylaşıyoruz. Herkes elinden geleni yapıyor. Ben de birkaç gün önce Hatay-İskenderun’daydım. Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep’in belirli ilçeleri… hakikaten çok ciddi bir yıkım var. Bazı illerimiz ki başta Hatay neredeyse tamamen yıkılmış, korkunç bir tablo. Bu evleri, iş yerlerini vs. Allah’ın izniyle yapacağız. Bu konuda şüphemiz yok. Tabii giden canlarımızı geri getirmek mümkün değil. Ailelerin bu acılarını dindirmek mümkün değil ama şu beraberlik, şu birlik, şu kardeşlik hakikaten yüreklere su serpiyor. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, Kızılay ile birlikte ‘bizim kardeşliğimiz, bizim birlik ve beraberliğimiz kanımızda var’ anlayışıyla düzenlemiş olduğu bu kampanya da her türlü takdirin üzerindedir. Başkanımız Sayın Ali Koç’un şahsında tüm Fenerbahçe camiasını kutluyorum, tebrik ediyorum. Fevkalade güzel bir kardeşlik seferberliğinin nişanesidir bu. Görüyorum ki muazzam bir ilgi ve alaka var. Genci yaşlısı, kadını erkeği herkes buraya koşarak geliyor. Bu kampanya yarın da devam edecek. Çok güzel bir kampanya ile birlik ve beraberlik yaşanmış olacak. Başkanımıza ve Yönetim Kuruluna teşekkür ediyorum, bütün camiaya teşekkür ediyorum. Bu tür zamanlardaki bu birlik ve beraberlik, bu kenetlenme çok önemli ve kıymetli. Bu tür organizasyonlar depremden zarar gören insanımıza da moral veriyor. Onlara yalnız olmadıklarını hissettirme adına çok önemli. Bizim millet olarak en güçlü yanımız da budur. Bu yarayı, bu acıyı ancak bu şekilde hafifletebiliriz, sarabiliriz. Kimisi kan kampanyası düzenleyecek, kan verecek; kimisi maddi ve manevi anlamda bölgede faaliyetlere yardımcı olacak… Biz de Üsküdar Belediyesi olarak Hatay bölgesinde ilk günden itibaren sıcak yemek dağıtıyoruz, şehrin temizliğiyle ilgileniyoruz, şimdi oraya bir konteyner kent kurma projemiz var ve üzerinde çalışıyoruz. Bütün belediyelerimiz, bütün sivil toplum kuruluşlarımız, bütün iş insanlarımız, devletimiz, Kızılay, AFAD, bütün kulüplerimiz ki kulüp başkanlarımızın bu süreçteki duruşu hepimizi o kadar mutlu etti ki.. Dün akşam da Trabzonspor’un maçında bütün başkanlarımız oradalar, bütün renkler orada. Bizim buluşma yeri ve adresimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti ve al bayrağımızın gölgesidir. Bizim de en büyük zenginliğimiz budur. Bu kan kampanyası sıradan bir kampanya değildir. Ağır felaket günlerinde yüreklere su serpen, bir nebze de olsa acımızı hafifleten çok önemli bir çalışmadır. Tekrardan kutluyor, tebrik ediyorum. Buraya kan vermeye gelen bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kan vermenin sağlık açısından da önemli olduğunu biliyoruz. Bu başlı başına bir iyiliktir, iyilik de bizim kanımızda vardır, iyilik bizim genlerimizde vardır, dayanışma bizim genlerimizde vardır. İşte bunun en güzel örneği bugün burada Fenerbahçe Spor Kulübümüzün öncülüğünde Kızılay iş birliği ile gerçekleştirilmiş olunuyor. Teşekkür ediyorum. Bizleri şu anda ekranların başında izleyen sevgili vatandaşlarımıza da buradan sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Bu akşam mübarek Miraç Kandili, herkesin kandilini kutluyorum, tebrik ediyorum. Allah bizleri bir daha böyle acılarla imtihan etmesin, böyle büyük imtihanlara tabi tutmasın. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun. Başta yakınları olmak üzere bütün milletimize sabır diliyorum, başsağlığı ve sabır diliyorum. Yaralılara da en kısa zamanda acil şifalar diliyorum. Kan verme işi, kan temin etme işi yaralıların şifası, tedavisi anlamında çok kıymetli, çok önemli. Destek anlamında bu davranışı fevkalade önemli bulunuyorum. Dün, bugün ve yarın toplamda üç gün kampanya devam ediyor olacak. Üç gün boyunca Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde bu anlamlı kampanya, bu iyilik seferberliği devam ediyor. Bütün vatandaşlarımızı, bütün hemşerilerimizi, sağlığı yerinde olan herkesi bu güzel iyilik kampanyasına özellikle bekliyoruz. Sevgili hemşerilerimiz bu iyilik yarışında yerlerini alsınlar inşallah. Aslında bizim ne kadar güzel yanlarımız, zenginliklerimiz varmış. Farkında değiliz. Bu günler, bu çalışma, bu kampanya da buna vesile olacaktır. Artık birbirimize çok daha sıkıca kenetlenme zamanıdır. Bu kampanyayla da bunu görüyoruz. Tebrik ederim.

    Teknik Direktörümüz Jorge Jesus: Acı çeken insanların kalbine dokunmamız gerekiyor

    Stadımızda yapılan kan bağışı alanını ziyaret eden Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, bu tür kampanyaların önemine değindi. Deneyimli çalıştırıcı, “Hepimizin elinden geldiğince yardımcı olması çok önemli. Herkes imkânı doğrultusunda yardım etmeli diye düşünüyorum. Acı çeken insanlar için bu tür dayanışma kampanyaları çok önemli. Çok fazla insan acı çekiyor. Bu tarz jestler, en azından bazı insanlara dokunabilmemize bazı insanlara yardım edebilmemize sebep oluyor. O yüzden bu tarz yardımların önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.

    Dün tesislerimizi ziyaret eden ve Futbol Takımımızla bir araya gelen depremzede Mehmet Akif Ağaç ile ilgili de Teknik Direktörümüz Jorge Jesus, “Bildiğim kadarıyla depremde ailesini kaybetti. Onun yüzünde bir nebze gülücük oluşturabildiysek, ne mutlu bizim için. Çok sevdiği kulübü Fenerbahçe’nin tesislerini ziyaret etme fırsatı buldu. Onu birazcık bile mutlu edebildiysek ne mutlu bize. Çünkü acı çeken insanların kalbine dokunmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.  

    Altay Bayındır: Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz

    Kan bağışçısı olmak için stadımıza gelen Futbol A Takımımızın kaptanı Altay Bayındır, “Çok zor bir süreçten geçiyoruz ama bunlar kelimelerle anlatabileceğimiz bir durum değil. Bütün kelimeler kifayetsiz kalıyor. Biz de Kulübümüzün önderliğinde başlatılan kampanyalarda yer almaya ve halkımızı da davet etmek amacıyla bulunmaya çalışıyoruz.  Ne kadar konuşursak konuşalım, giden geri gelmiyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Birçok depremzede kardeşimle konuştum. O bakış, o çaresizlik çok zor bir süreçten geçiyoruz. Kısa vadeli bir süreç de olmayacak. Uzun vadede elimizden ne geliyorsa tüm benliğimizle kulübümüzün önderliğinde bireysel olarak ne yapabilirsek, bunun peşindeyiz. İnşallah en kısa sürede ülke olarak daha iyi seviyeye geliriz. Ülkemizin de birlik beraberlik içinde bütünleşmesi çok güzel. Olması gereken de bu. Tüm takımların yardım yapması, herkesin birlikte olması çok güzel. Elimizden geleni yapacağız. Ufak dokunuşlar özellikle küçük çocuklar için çok farklı duygular hissettiriyor. Elimizden geleni bundan sonrası için de yapacağız.” dedi.

    Attila Szalai: Buradaki bu birliktelik ve beraberlik çok önemli

    Kan bağışçısı olmak için stadımıza gelen Futbol A Takımımızın Macar oyuncusu Attila Szalai, “Cümlelerime başlamadan önce başsağlığı dilemek istiyorum. Çünkü deprem bölgesi gerçekten korkunç bir trajedi yaşadı. Bizler de elimizden gelenin en iyisini ortaya koymak istiyoruz. Kulübümüz de bu konuda çok fazla kampanya başlattı. Oradaki insanların yaralarını sarabilmek için pek çok tır gönderdi. Buralar için başlatılan bir diğer kampanya da kan bağışı kampanyası. Bu da bana göre çok önemli ve burada çok sayıda insan var. Buradaki bu birliktelik ve beraberlik çok önemli. Bizler de yapabileceğimiz ne varsa yaraları sarmayı istiyoruz. Tüm dünya olan bu trajedinin farkında ve herkes yardımcı olmaya çalışıyor. Herkes bu trajediden etkilenenlere yardımcı olmak için çabalıyor. Bana göre futbol camiasında da çok önemli bir konu bu. Çünkü bizler de aynı şekilde sporcular olarak onların farkındalıklarını hissediyoruz. Maçlardan önce yapılan saygı duruşları da söz konusu. Şunu söyleyebilirim ki tüm dünya, dünyadaki herkes birlikte hareke ediyor, beraber mesaj yayınlıyorlar ve yardımcı olmak için her şeyi yapıyorlar. Bu tabii ki de pozitif bir durum oluşturuyor. Ancak bu şekilde devam edebilirsek insanların yaralarını sarabiliriz. Birlikte olmamız ve birbirimizi desteklememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    Mert Hakan Yandaş: Herkesi hem buraya hem de kan verebileceği bütün alanlara davet ediyorum

    Kan bağışının önemine değinen futbolcumuz Mert Hakan Yandaş, “Öncelikle bu üzücü felaketten dolayı vatanımızın, milletimizin başı sağ olsun. Orada yaşamını yitiren herkese Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. İlk günden itibaren seferber olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından Allah razı olsun. Böyle güzel bağışa insanları teşvik ettiği için kulübümüze de teşekkür ediyorum. Kan bağışını diğer yardımlardan ziyade çok daha önemli bir bağış olarak görüyorum. İnsanlarımız unutmasın ve çok önem vermesi gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü hala orada yararlı ve enkaz altından çıkmış vatandaşlarımız var. Çok sayıda kana ihtiyaç da oluyor. Bu nedenle bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Herkesi hem buraya hem de kan verebileceği bütün alanlara davet ediyorum. Birlik ve beraberlik zaten ülkemizin duruşunda ve doğuşundan beri var. Kan vermeyi unutmayalım.” dedi.

    Mert Hakan Yandaş, sözlerini şu şekilde noktaladı:
    Kısa vadede yapabileceğimiz en çabuk yardımları yapmak için seferber olduk. Burada kişilerin ya da kurumların bir önemi yok, birlik ve beraberliğin önemi var. Orada yaşamını devam ettirmeye çalışan insanlarımız bizim her şeyimiz. Ülkemizin kalbi şu anda oradadır. Yaşanan felaket çok çok üzücü. Ne yapsak az kalır ama bundan sonraki süreçte her şey ortaya çıkacak. Ben hem kendi adıma hem de kulübümüz, takım arkadaşlarım adına bunu hiç unutturmayacağız. Unutulduğunu hissettiğimizde tekrar o dönemlerde onların yanlarında olmayı planlıyoruz. Onlara ne kadar destek olabilirsek az. Bunu hem ülkemize biz kendi adımıza hem de insanlar adına unutturmayacağımızın sözünü verebilirim.

    Samet Akaydın: Bugün burada kan bağışı yapmak ve farkındalık yaratmak için buradayız

    Birlik ve beraberlik içerisinde bu zor günlerin üstesinden gelineceğini dile getiren Samet Akaydın, “Öncelikle tüm Türkiye’nin başı sağ olsun. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.  Ülke olarak büyük bir felaketin içerisindeyiz. Bizler de insanlarımızın yaralarını sarabilmek için takım olarak elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. İnşallah birlik ve beraberlik içinde tüm ülke olarak bunun altından kalkacağımızı düşünüyorum. Bugün burada kan bağışı yapmak ve farkındalık yaratmak için buradayız. Biz bugün buraya Fenerbahçe’nin futbolcusu olarak değil de bu ülkenin bir evladı, vatandaşı olarak geldik. Herkesi de kan bağışına davet ediyoruz.” diye konuştu.

    Kan bağışı kampanyasına katılma noktasında bir çağrıda bulunan Samet Akaydın, “Biz, birlikte güçlüyüz. Son 10 günde bunu da tüm dünyaya gösterdiğimizi düşünüyorum. Vatandaşlar seferberlik içinde oldu. Bu ülkenin bir evladı olarak ülkemle gurur duyuyorum. İnşallah bu böyle devam eder ve her şeyin de üstesinden geliriz. Herkesi kan bağışına destek olmaya davet ediyorum. Ülke olarak hep birlikte bunun üstesinden gelmeliyiz. Sadece Fenerbahçe değil, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon… kim varsa elini taşın altına koymalı ve yardımları yapmalarını bekliyoruz. Herkesi de kan bağışına davet ediyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.

    Ferdi Kadıoğlu: Kan verebilecek durumda olan herkes lütfen buraya gelsin ve kan bağışında bulunsun

    ‘Birlik ve beraberlik bizim #kanımızdavar!’ diyerek Kızılay ile birlikte önemli bir iş birliğine imza attığımız bu özel günde bir bağışçı olarak yer alan Ferdi Kadıoğlu, şu şekilde konuştu:
    Felaketten bu yana bizler de yardımcı olmaya çalışıyoruz. Takım olarak o insanların yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde buradaki kan bağışı kampanyasını da destekliyoruz. Ben de buradan insanlara ricada bulunuyorum;  kan verebilecek durumda olan herkes lütfen buraya gelsin ve kan bağışında bulunsun. Onların yardımları bu dönemde çok çok önemli bir ihtiyaç.”

    Enner Valencia: Kulübümüz elinden geleni yapıyor

    Futbolcumuz Enner Valencia, “İlk günden beri ülkede harika bir birliktelik ruhu var. Türk halkının bu birlikteliği çok etkileyici ama bizi şaşırtmadı. Ben ve ailem 3 yıldır burada yaşıyoruz ve buradaki insanların ne kadar kaliteli olduğunu biliyoruz. Böyle bir trajedi olduğu zaman formaların hiçbir önemi olmuyor. Bir anda bütün ülke birlikte oluyor ve trajediyi en kısa sürede atlatmak için herkes elinden geleni yapıyor. Ülkede harika bir ruh var. Kulübümüz de elinden geleni yapıyor. Yaptığı şeyler harika. Yardım malzemeleri bağışı yapıldı. Şimdi kan bağışı yapılıyor. Ufacık bir şeyle birçok insanın hayatına dokunabiliriz. İmkânı olan herkesi kan vermeye davet ediyorum ki ihtiyacı olan insanlara yardım edebilelim.” şeklinde konuştu.

    Luan Peres: Fenerbahçe’nin yapmış olduğu bu kampanyayı ve süreç boyunca yapmış olduklarını inanılmaz buluyorum.  Eşim ve ben inanılmaz etkilendik

    Futbolcumuz Luan Peres, “Fenerbahçe’nin yapmış olduğu bu kampanyayı ve süreç boyunca yapmış olduklarını inanılmaz buluyorum.  Eşim ve ben inanılmaz etkilendik. Türk halkının yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olduğunu görünce çok şaşırdık ve çok etkilendik. Ben daha önce ne Brezilya’da ne de başka bir ülkede böyle bir şey görmedim. Biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Türk halkı elinden geleni yapıyor. Az imkânı olan insanlar bile elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Umarım bu şekilde devam eder. Bu trajediden sonra hayat normal şekilde devam etmeyecek ama en kısa sürede yaraları sarabilirsek, çok mutlu oluruz. Ben ve eşim dua ediyoruz, bu tür felaketler ne Türkiye’de ne de başka yerlerde yaşanmasın. Bu olay sadece burada değil tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. İtalyan bir kanalı izlerken gördüm ki orada da bağış kampanyası düzenliyorlar. Dünya çapında da bazı kulüpler bu olaya kayıtsız kalmadılar. Brezilya’da da pek çok kulüp yardım kampanyası düzenlemeye çalıştı. Bu da çok etkileyici.” diye konuştu.

    Willian Arao: Türk halkının cömertliğini görmek beni çok mutlu ediyor

    Futbolcumuz Willian Arao, “Burada gördüklerim beni duygusallaştırıyor. Kulübümüzün yapmış olduğu bu kampanya çok güzel. Bizler uzakta olsak da elimizden geldiğince yardım yapmaya çalışıyoruz. Türk halkının cömertliğini görmek beni çok mutlu ediyor. Brezilya’dan ben de birçok mesaj aldım. Herkes elinden geldiğince yardım etmek istiyor. Pek çok arkadaşım, Brezilya’da olmayanlar da yardım etmek istediklerini söylüyorlar. Dua ettiklerini söylediler. Yardım etmemiz gerekiyor ki, bu süreçten en kısa sürede çıkabilelim.” dedi.

    Miguel Crespo: Herkes birlik olmuş şekilde elinden gelenin en iyisini yapıyor

    Futbolcumuz Miguel Crespo, “Hiç şüphe yok ki herkes elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyor. Hem kulübümüzün hem Türk halkının ne kadar birlik olduğunu gördük. Bizler bir aileyiz ve aile sadece iyi zamanlarda değil, kötü zamanlarda da birlik olmalı ki, kötü süreçlerin üstesinden gelebilsin. Herkes birlik olmuş şekilde elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bu çok önemli. Kan vermeye uygun olan herkesin buraya gelmesini istiyorum. Burada yapabileceğiniz basit bir jest çok fazla insana yardımcı olabilir. İmkanı olan herkesi buraya davet ediyorum” dedi.

    Serdar Dursun: Bu kampanya çok önemli ve ben de herkesi davet etmek istiyorum

    Ban bağışı kampanyamız için çağrıda bulunan Serdar Dursun, “Tekrardan ülkemizin başı sağ olsun. Allah mekânlarını cennet etsin. Tabii ki de çok zor bir dönem. Ancak tüm Türkiye’de bir kenetlenme söz konusu. Herkes birbirine yardım etmek istiyor. İnsanlar ‘daha ne yapabilirim? Nasıl daha fazla yardımcı olabilirim?’ diyerek hareket ediyor. Bugün buradayız, kulübümüz Türk Kızılay’ı ile birlikte önemli bir projeye imza attı. Bu kampanya çok önemli ve ben de herkesi davet etmek istiyorum; müsait olan, uygun olan herkesi bekliyoruz.  Kan bağışı yapmak aşırı önemli ve sağlıklı. Bir hayat kurtarmak mümkün. İnsanlarımızı davet ediyorum. Yarın da buraya gelebilirsiniz. Hafta sonu olması sebebiyle biraz daha kalabalık olabilir. Bir insan hayatı kurtarmak çok büyük bir şey. İnşallah bizler de bu kan bağışıyla insanlarımızın hayatlarını kurtarabiliriz.” dedi.

    1999 depremini yaşamış biri olarak bu felaketin hissettirdiklerini anladığını ifade eden Serdar Dursun, “Ben 1999 depremini yaşamış biriyim. Ailem ile birlikte Almanya’dan Sakarya’ya gelmiştik. O korkuyu, o kayıpları, şehrin durumunu hatırlıyorum. Bu zor dönemi anlayabiliyorum. Çok zor bir şey kayıplarının olması. Belki de sıfırdan başlamak gerekecek. Bu hepimizin başına gelebilir. Saniyeler içinde hayatlar değişebiliyor. Dün de depremzede kardeşimiz Akif tesise geldi. Konuştuk, hikayesinden bahsetti. İnsan ister istemez üzülüyor. İnşallah tüm Türkiye, Akif gibi insanlarımız için destek verir. Bugün için değil genel anlamda bir katkı sağlamak çok önemli, çünkü bir zaman sonra depremin getirdiği dezavantajlar insanlarımızın hayatı boyunca sürecek. Çok zor bir şey bu nedenle.” diye konuştu.

    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Menajeri Cenk Renda: Hepimiz tek yürek olduk

    Kan bağışına katkıda bulunmak üzere Stadımıza gelen Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızda, takım menajerimiz Cenk Renda, “Zor günler yaşıyoruz. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Yaralanana vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Türk milletinin en büyük özelliği bu zor günlerde tek yürek olmamızdır. Bu benim çok anlamlı, kıymetli ve gurur verici bir şey. Türk olduğum için, bu milletin bir evladı olduğum için bu tarz organizasyonları görmek benim çok daha mutlu ediyor. Kulübümüz de her zaman olduğu gibi bu zor anda da milletimizin yanında. Biz de buraya takımımızla birlikte geldik. Yaralı vatandaşlarımıza bir nebze de olsa yardımcı olmak istiyoruz. Kan bağışı kampanyamız bugün başladı ve 3 gün boyunca devam edecek. Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu… hepimiz tek yürek olduk. Herkesi stadımıza gelerek kan vermeye davet ediyorum. Türk halkı bu sınavı maddi desteklerle geçti, şimdi kan verme desteğiyle bunun üstesinden geleceğiz. Takımımız da burada. Türk oyuncular ağır günler geçiriyor ama şunu söyleyebilirim ki başta Başantrenörümüz Itoudis olmak üzere asistan koçlarımız, yabancı oyuncularımız ellerinden gelen bütün her şeyi maddi ve manevi anlamda yapıyorlar. Bu da beni çok gururlandırıyor. Hepsinden Allah razı olsun. Demek ki biz kulüp olarak doğru insanları buraya transfer etmişiz. Kaldı ki sporcularımız eşleriyle birlikte destek oluyor. Ayrıca şunu da belirtmem gerekiyor; eski oyuncularımız Gigi Datome, Jan Vesely, Bogdan Bogdanovic ve koç Zeljko Obradovic, bizleri her gün arıyor ve soruyor. Bizim yanımızda olduklarını hissettiriyorlar. Çok ciddi destekleri oldu.” dedi.

    Fenerbahçe Beko Başantrenörü Dimitris Itoudis: Sporun, spor kulüplerinin sahada mücadele etmenin yanında hayatın bu alanına yapabildiği etkiyi bir kez daha görmüş olduk

    Sözlerine kan bağışı kampanyamız hakkındaki görüşlerini paylaşarak başlayan Başantrenörümüz Dimitris Itoudis, “Öncelikle kulübüme bu organizasyon için teşekkür etmek istiyorum. Bir spor kulübünün sosyal anlamda hayatın böyle önemli, farklı bir alana nasıl etki edebileceğini görmüş olduk. Bugün burada geçirdiğim süre zarfında buraya çok sayıda insan geldiğini gördüm. Dolayısıyla kulübümüzün yaptığı bu çağrının, kampanyanın ne kadar büyüdüğünü, amacına hizmet ettiğini görmüş oldum. Sporun, spor kulüplerinin sahada mücadele etmenin yanında hayatın bu alanına yapabildiği etkiyi bir kez daha görmüş olduk. Bununla gurur duyuyorum. Çok zor bir süreç, bunun farkındayım ama kulübün yaptığı bu organizasyon ve katılımla gurur duyduğumu söyleyebilirim.” dedi.

    Yaşanan deprem felaketinin dünya halklarını birbirine yaklaştırdığına değinen Itoudis, “Her şeyden önce Türk halkı, Yunan halkı aslında bizi ayıran şeylerden çok bizi birleştiren yönlerimiz var. Biz, birbirimizin komşusuyuz. Çok fazla ortak noktamız var. Aslında bir araya gelmek için böyle büyük trajedileri, böyle büyük felaketleri yaşamamak gerekiyor. Biz, birlikte hareket edebilmek için sadece Yunanistan’dan gelen ekipler değil aslında burada tek bir canı kurtarmak için dünya üzerinde farklı yerlerden gelen tüm kurtarma ekipleri birer kahraman. Orada enkazların altından insanları çıkarmak, onlara yardımcı olmak için gelen tüm ekipleri birer kahraman. Dolayısıyla onların hepsine Türk, Yunan, Alman, Japon, Çin… ayırt etmeden herkese teşekkür etmemiz gerekiyor. Bizim çok fazla ortak yönümüz var. Ben bir basketbol antrenörüyüm, politikacı ya da farkı bir meslek grubundan değilim. 52 yaşındayım, çok uzun süredir ülkemin dışında görev alıyorum. Ama dediğim gibi Türk halkı, Yunan halkı gerçekten çok fazla ortak yönü var. Burada, bu süreçte görev alan herkes birer kahraman ve onlara teşekkür etmemiz gerekiyor. Şunu da söylemem gerekiyor; Yunanistan’dan gelen kurtarma ekiplerinin başındaki kişiye sorulduğunda kahramanlığıyla ilgili ‘aslında biz eğitildiğimiz işi yaptık, elimizden gelen işi yaptık’ diye yanıt verdi. Yunanistan’da benzer bir durum olduğunda Türkiye’deki aynı ekiplerin yardıma koştuğunu, onların aynı şekilde yardımcı olmaya çalıştıklarını biliyoruz. Aramızdaki dayanışmayı biliyoruz. Her birimiz bu süreçte elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Aslında kameraya yansımayanlar da var. Bazı insanlar yaptıkları yardımların görünmesini istemiyorlar veya kameraların yetişebildiğinin ötesinde yardımlar da var. Yunanistan’daki arkadaşlarım yaklaşık 5 araçlık ihtiyaç malzemesi gönderdi. Bunları da reklam amaçlı değil aradaki dayanışmayı, birlikteliği anlatması için söylüyorum. Bu süreçte iki halk birbirine elinden gelen tüm yardımı gösteriyor.” diye konuştu.

    Melih Mahmutoğlu: Bütün kulüplerle beraber gerçekten büyük bir dayanışma var

    Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın kaptanı Melih Mahmutoğlu ise “Acı bir felaket yaşadıktan sonra kulübümüz her zamanki gibi duyarlılığını gösterdi. Sadece bizim kulübümüz değil diğer bütün kulüplerle beraber gerçekten büyük bir dayanışma var. Bu da çok önemli. Elimizden ne geldiyse yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bugün de buraya kan vermeye geldik. Tırlarımız zaten yardımları sürdürüyor. Şunu da söylemek lazım; bu uzun bir süreç. Oradaki insanların bizlere çok ihtiyacı olacak. İlerleyen süreçte daha da çok ihtiyaçları olacağını biliyoruz. Bunun için de hazırız. Burada bulunmaktan dolayı çok mutluyum. İnşallah bir faydamız dokunur. Şu an oldukça kalabalık ve halkımız her zaman istenileni yapıyor. Tırlarımız yüklenirken de çok güzel bir dayanışma vardı. Yakın zamanda Hatay’da bulunmuştum. Zaten çok yakın olduğum dostum, ağabeyim Volkan Demirel de oradaydı. Hem onun yanına gittik hem de oraları gezme şansı yakaladık. Çok güzel bir şehirdi, tıpkı diğer şehirlerimiz gibi. Ama ben yakın zamanda Hatay’da olduğum için gerçekten çok acı. Maalesef durumlar hiç iyi değil. Ama bundan sonra biz de elimizden geldiğince o bölgeye, 10 ilimize de elimizden gelen yardımı sonuna kadar yapmaya hazırız.” dedi.

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın Başantrenörü Marina Maljkovic: Türk halkı ile beraber olmak istiyoruz. Duyarlı olmaya devam edeceğiz

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın Başantrenörü Marina Maljkovic, “Sırbistan milli takımdaki davranışımız içten gelen bir davranıştı. Takım içinde de Türkiye’de daha önce oynamış çokça kişi var. Hem basketbol hem kültür olarak biz kardeşiz aslında. Aslında bunu söylemesi hoş değil ama Hırvatistan milli takımıyla oynayacağımız çok önemli bir maç öncesi takım oyuncuları bana geldi ve bir zarf verdiler. ‘Koç lütfen bunu Türkiye’ye götürün.” dediler. Finansal bir yardımı da buraya getiriyorum. Aslında bunu söylemek hoş değil ama bu halk için ne kadar birlik ve beraber olduğumuzu gösteren bir detay.

    Fenerbahçe kadın basketbol takımı olarak bugün burada olmamız, aslında bir şeyin sonu değil, başlangıcı. Çok hassas ve duyguları gelişmiş oyuncularla çalışmayı tercih ediyorum. İnsanlıkları çok üst düzeyde bir grubumuz var. Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı olarak ilerleyen günlerde daha fazla ne yapabiliriz, bu düşüncedeyiz. Çünkü aslında bu bir başlangıç. Yine Türk halkı ile beraber olmak istiyoruz. Duyarlı olmaya devam edeceğiz. ” dedi.

    Olcay Çakır Turgut: Kulübümüz, takım arkadaşlarım ve staff olarak burada ülkemize elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın Kaptanı Olcay Çakır Turgut, “Ülke olarak çok zor bir durumdan geçiyoruz. Kulübümüz, takım arkadaşlarım ve staff olarak burada ülkemize elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Hem destek hem de insanları teşvik etmek için buradayız. Bir kan demek, bir can demek. Her verilen kanın çok büyük önemi var. Keşke daha çok yardım edebilsek, keşke orada onlarla birlikte olabilsek. Umarım bir faydamız dokunuyordur. Herkesi kan bağışı yapmaya davet ediyorum. Ülkemize baş sağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

    Courtney Vandersloot: Türk halkının yardımlarını biliyorum ama dünya genelinde de bir yardım yapmamız gerekiyor

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın oyuncusu Courtney Vandersloot, “Türk halkını bilen biri olarak, Türk halkının birlik ve beraberliği noktasında hiçbir şüphem yok. Dolayısıyla ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına eminim ama bu aslında dünyayı ilgilendiren bir konu. Türk halkının yardımlarını biliyorum ama dünya genelinde de bir yardım yapmamız gerekiyor. Bunun için de dünya gelinde daha fazla birlik ve beraberlik gerekiyor.” diye konuştu.  

    Kiah Stokes: Dualarım Türk halkıyla beraber

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın oyuncusu Kiah Stokes, “İlk yaşananları öğrenir öğrenmez yıllardır burada olan biri olarak ben de çok üzüldüm. Elimizden geleni yapıyoruz. Nasıl destek olabiliyorsak öyle destek oluyoruz. Umarım yaralar iyileşir ve daha iyi yerlerde oluruz. Dualarım Türk halkıyla beraber” dedi.

    Emma Meesseman: Umarım bu yardımlar ve bu birliktelik bir nebze de olsa Türk halkının içini ısıtır

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın oyuncusu Emma Meesseman, “Öncelikle hem insan olarak hem de Türkiye’de bulunan biri olarak ben de çok derin üzüntü hissediyorum. Bu kadar yardım, bu kadar birlik ve beraberlik içimi ısıtıyor. Biz de elimizden gelen desteği yapmak istiyoruz. Umarım bu yardımlar ve bu birliktelik bir nebze de olsa Türk halkının içini ısıtır.” temennisinde bulundu.

    Breanna Stewart: Birlik olduğumuz da daha güçlü oluyoruz. Bu da bunun için bir mesaj

    Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımımızın oyuncusu Breanna Stewart, “Burada yaşanan süreç için çok çok üzgünüm. Kişisel olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bunun bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Birlik olduğumuz da daha güçlü oluyoruz. Bu da bunun için bir mesaj olsun.” dedi.

    Eda Erdem Dündar: Artık tamamen bu depremin yaralarını sarmak için hepimiz el birliği ile mücadelemizi vereceğiz. İlerleyen süreçte de farklı projeler olacaktır. Hepsinin içinde ben ve takım arkadaşlarım olmak istiyoruz ve olacağız.

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın kaptanı Eda Erdem Dündar, “Ülkemiz yakın dönemin en büyük felaketini yaşıyor. Çok çok üzgünüz. Bu saatten sonra artık tamamen yaraları sarmak için mücadele edeceğiz. Yurt dışında dün akşam maçımız vardı. Kazandık ama daha çok kazanmanın kaybetmenin ötesinde biz sahaya burada olanları düşünerek çıktık. Takım arkadaşlarım sağ olsunlar, kan bağışında bulunuyorlar. Ülke olarak çok farklı bir süreçten geçiyoruz. Kulübümüzün Kızılay ile başlattığı kampanya çok değerli. Her kan bağışı bir hayat, bir can demek. O yüzden kan verebilecek herkesi üç gün boyunca stadımıza bekliyoruz. Yardımlarınız tüm halkımız için çok değerli. Bu kampanyaya destek olmak için forma, renk fark etmeksizin stadımıza gelin, lütfen. Destek olun.
     
    Herkes gibi bizlerde bir şey yapmak istiyoruz. Tüm ülke seferber oldu. İlk günden itibaren inanılmaz bir yardım ve seferberlik görüyoruz. Bunlar gurur verici. Keşke bu tür felaketler başımıza gelmese ama maalesef ki geliyor. Belki de gelmeye devam edecek ama bundan sonrası için önlem almamız gerekiyor. Tekrardan sizlerin aracılığıyla yaşadığımız bu felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Artık tamamen bu depremin yaralarını sarmak için hepimiz el birliği ile mücadelemizi vereceğiz. İlerleyen süreçte de farklı projeler olacaktır. Hepsinin içinde ben ve takım arkadaşlarım olmak istiyoruz ve olacağız.
    ” diye konuştu.

    Cansu Çetin: Bu zor günleri birlikte aşacağız

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın oyuncusu Cansu Çetin, “Ülkece çok zor zamanlardan geçiyoruz. Elimizden geldiğince desteklerimizi esirgemedik. Ve daha fazlasını da yapmaya hazırız. Deplasmandan döner dönmez hemen buraya geldik. Bizi bu süreçte yalnız bırakmasınlar. Kan bağışı için herkes  destek olsun. Hepinizi buraya bekliyoruz. Umarım bu zor günleri hep birlikte aşacağız.” ifadelerini kullandı.

    Meliha Diken: Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın oyuncusu Meliha Diken, “Tekrardan bütün ülkemizin başı sağ olsun. Yaralılara ve ailelerine geçmiş olsun. Kulübümüz yardım malzemelerinin toplanması ve gönderimi için de inanılmaz organize olmuştu. Bu kampanyalar dolayı Kulübümüzle gurur duyuyorum. Kan bağışı da aynı şekilde devam ediyor. Fazla sayıda ilginin de olduğunu duyduk. Yarın ve cumartesi günü inşaların daha da çok kalabalık bir şekilde geleceğine inanıyorum. Hepimiz az çok demeden yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” dedi.

    Buse Ünal: Herkesi kan vermeye bekliyoruz

    Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımımızın oyuncusu Buse Ünal, “Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Yaralarımızı hep birlikte sarmak istiyoruz. Almanya deplasmanından direkt buraya geldik. Herkesi buraya kan vermeye bekliyoruz.” çağrısında bulundu.

    Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımımızın Başantrenörü Kerem Eryılmaz: Kulübümüzün Kızılay ile birlikte düzenlediği bu kan bağışı kampanyası çok önemli

    Takım olarak kan bağışı kampanyamıza katılan Erkek Voleybol Takımımızda Başantrenör Kerem Eryılmaz, “Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun. Bütün Türkiye’ye geçmiş olsun. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Çok zor zamanlar geçiriyoruz. Herkesin birbirine destek olması lazım. Kulübümüzün Kızılay ile birlikte düzenlediği bu kan bağışı kampanyası çok önemli, çünkü sadece fiziksel, maddi yardımla değil bu şekilde de yardım etmemiz lazım. Biz de takım olarak geldik. Arkadaşlarımız kan bağışında bulundu. İnşallah iyi yerlerde kullanılır ve inşallah umut veririz. Bu nedenle burada olmaktan dolayı çok mutluyuz. Kulübümüze de böyle bir organizasyon düzenlediği için teşekkür ederiz. Zor günler ve birbirimize destek olup bu zor günleri atlatmaya çalışacağız.” dedi.

    Hasan Yeşilbudak: Tüm taraftarlarımızı, ülkemizin tüm insanlarını buraya bekliyoruz

    Erkek Voleybol Takımımızın liberosu Hasan Yeşilbudak, “Gerçekten kelimelerle ifade edemeyeceğimiz bir durum yaşıyoruz. Vefat edenlere Allah’tan rahmet,  yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. Bizler de Fenerbahçemizin düzenlediği bu güzel organizasyonlar katılıp elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz. Buradan depremzedelere elimizden geldiğince yardım etmeye, ulaşmaya çalışıyoruz. Bugün Fenerbahçe HDI Sigorta olarak buradayız. Burada çok güzel bir organizasyon var. Tüm taraftarlarımızı, ülkemizin tüm insanlarını buraya bekliyoruz. Yaraları hep birlikte sarmaya çalışıyoruz. Buradaki organizasyon son derece kolaylaştırılmış, basitleştirilmiş. İmkanı olan, kan verebilecek olanlar ki belli başlı şartlar var ve o şartlara uyan herkesi buraya bekliyoruz. Şu anda ülkece tek yürek olmuş durumdayız. Bizim ülkemizin belki de en güzel, en büyük özelliğidir bu. O açıdan da kendimi gururlu hissediyorum. Bir insanın iyileşmesine bile vesile olmak dünyanın en güzel mutluluğudur bence.” diye konuştu.

    Vahit Emre Savaş: Hep beraber yaraları sarmaya çalışıyoruz

    Bağışçı olarak kampanyaya katılan Vahit Emre Savaş, “Büyük bir felaketten söz ediyoruz. Acı ama gerçek. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, kalanlara başsağlığı ve sabır diliyorum. Biz de buradayız, elimizden geldiğince takım olarak yardım etmeye çalışıyoruz. Burada çok güzel bir organizasyon var. Ülkece tek yumruk olmuş durumdayız. Bu güzel ve sevindirici bir şey. Ancak işin bir de acı tarafı var. Önemli olan şu anda birlik olmak. Hep beraber yaraları sarmaya çalışıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı buraya bekliyorum.” dedi.

    Mir Saeid Marouf Lakrani: Önemli olan ihtiyacı olan insanlara ulaşmak, yardımcı olmak

    Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımımızın kaptanı Mir Saeid Marouf Lakrani, kampanyaya dair şu şekilde konuştu:
    Üzgünüz, durum çok kötü. Zaman zaman videoları dahi izleyemiyoruz. Çünkü gerçek anlamda üzülüyoruz. Ancak şu an en önemlisi insanlara destek olmak ve görüyoruz ki herkes elinden geleni yapıyor. Biz de takım olarak buradayız, kampanyamıza katıldık. Umarım imkanı olan herkes gelir ve kan bağışı kampanyasına katılır. Önemli olan ihtiyacı olan insanlara ulaşmak, yardımcı olmak. Burada çok güzel bir organizasyon var, büyük bir organizasyondan söz ediyoruz. Türkiye’de herkes elinden geleni yapıyor. Aynı şekilde diğer ülkelerdeki insanlar da destek veriyor. İnsanlara buraya gelerek bu organizasyona katılmaları çağrısında bulunuyorum.”

    Ahmet Tümer: Buradaki görüntü beni çok duygulandırıyor

    Genç voleybolcumuz Ahmet Tümer, “Açıkçası söylenecek çok fazla bir şey yok. Çok acılıyız, üzgünüz. Hepimizin başı sağ olsun. Ben de Hatay-Antakyalıyım, ailemden kayıplarımız da oldu. Allah mekanlarını cennet eylesin. Böyle dönemlerde hep birlikte olacağız. Bir yumruk gibi birbirimize sarılacağız. Ülke olarak da şu anda öyleyiz. Bu görüntüler insanı umutlandırıyor, mutlu ediyor. Yardım tırlarımız gitmeye devam ediyor. Buradaki görüntü beni çok duygulandırıyor. Ülke olarak inanılmaz büyük yardımlar yapılıyor. Böyle zamanlarda ülkemi bir arada görmek büyük umut oldu. İnşallah çok kısa sürede bunu da atlatacağız.” dedi.

    Fenerbahçe Göksel Çelik Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımızın oyuncusu İsmail Ar: Bugün burada büyük bir organizasyon var

    Fenerbahçemiz ile Kızılay’ın çok güzel ir organizasyonu söz konusu. Ben, 1999 depreminde enkaz altında kalarak engelli kaldım. O zaman ben de bu kan bağışından faydalanmıştım. Önemini gayet iyi biliyorum. Orada insanların bir ünite kan için yoldan geçenleri çevirdiğini biliyorum. Bugün de bunun için buradayım. Bugün, sporcu kimliğimle değil, 1999 yılında enkaz altında kalmış bir depremzede olarak buradayım, insan olarak buradayım. Bugün burada büyük bir organizasyon var. İlgi inşallah çok olur. Sadece böyle zor günlerde değil her zaman kan bağışını teşvik etmemiz gerekiyor. Bunu hayatımızın bir rutini haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü felaket anında ilk saatlerde çok yoğun bir kan ihtiyacı oluyor. Kan bankalarımızın hiçbir zaman boş kalmaması gerekiyor. Ülkemize büyük geçmiş olsun. İnşallah böyle günler bir daha yaşamayız.

    Fenerbahçe Göksel Çelik Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımızın oyuncusu Semih Görkem Kıyar: Kan bağışı çok önemli

    Ülkemizin başı sağ olsun. Büyük bir felaket yaşadık. Kızılay ile Kulübümüzün ortaklaşa girişimiyle kan bağışı toplanıyor. İlginin de büyük olacağını düşünüyorum. Kan bağışı çok önemli. Kan bağışıyla birlikte maddi ve manevi destek de çok önemli. Biz, büyük bir milletiz. Zor zamanlarda nasıl kenetleniyorsak yine o şekilde kenetlenip bu felaketin üstesinden geliriz.

    Ateş Çınar: Biz buradayız, birlikteyiz. Bunları beraber aşacağız demek için buradayız

    Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubemizin Başantrenörü Ateş Çınar, “Ulusumuzun başı sağ olsun. Yaralılara geçmiş olsun. Kan vermek için buradayız ama ülkemize ve dünyaya bir mesaj olarak da bu algılanabilir. Biz buradayız, birlikteyiz. Bunları beraber aşacağız demek için buradayız. Kulübümüzün başlattığı kampanyalar çok güzel. İlgi güzel. Daha da artmasını istiyoruz. Bunun için de takım, din, dil, ırk ayırtmaksızın herkesi buraya davet ediyorum. Şube içimizde de bunu paylaştık. Bugün teknik kadromuzla buradayız. Yarın sporcularımızla burada olacağız. Olimpik sporcularımız yurt dışında. Onların yurt dışında kalmasını istedik çünkü kazanacakları başarılarla ülkemize moral olmalarını istiyoruz. Onlar da geldikleri gün kan verecekler. Her zaman düzenli olarak kan vermeliyiz.” dedi.

    Ece Altundere: Üzüntümüz çok büyük

    Masa Tenisi sporcularımızdan Ece Altundere, “Elimizden ne geliyorsa her zaman sahada bulunmaya çalışıyoruz. Dün kan verdik, sahada da gönüllü olarak çalışıyoruz. Üzüntümüz çok büyük. Elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz.” dedi.

    Sedanur Kaçar: Burada herkes seferber olmuş durumda

    Masa Tenisi sporcularımızdan Sedanur Kaçar, “Ufacık da olsak destek olabiliyorsak ne mutlu. Burada herkes seferber olmuş durumda. Gerek bizim taraftarlar, gerek diğer takımların taraftarları burada kan veriyor. Bunun bir parçası olmak çok önemli. Bu zor günlerde birlikte olmak gurur verici.” diye konuştu.

    Kan Bağışı Alınmasına Engel Oluşturan Nedenler Arasında En Sık Karşılaşılanlar;

    •    Kişinin 18 yaşından küçük olması.
    •    Kişinin 65 yaşından büyük olması.
    •    Kişinin 60-65 yaş aralığında olup, ilk kez kan verecek olması.
    •    Kişinin 50 kilogramın altında olması.
    •    Kişinin yanında T.C. Kimlik Numaralı ve fotoğraflı bir resmi kimlik belgesinin bulunmaması.
    •    Kişinin kendini iyi ve sağlıklı hissetmemesi (Ateş, öksürük, vb. şikayetlerinin olması).
    •    Kişiye son bir yıl içinde kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılması.
    •    Kişide Hepatit B ve Hepatit C Virus enfeksiyonu öyküsü olması.
    •    Kişide HIV Pozitifliği / AIDS Enfeksiyonu veya bu kişilerle yakın temas öyküsü olması.
    •    Kişinin uyuşturucu kullanımı.
    •    Kişinin diabet (Şeker) hastası olup insülin kullanımı (İnsulin kullanmayan ve kan şekeri kontrol altında olan diabet hastaları kan bağışı yapabilir).
    •    Kişinin son bir yıl içinde ameliyat, endoskopi, hacamat, dövme gibi girişimsel işlemler yaptırması.
    •    Kişide kanser öyküsü olması.
    •    Kişide epilepsi (Sara) ve felç (İnme) öyküsü olması.
    •    Kişiye damar içi stent takılması.
    •    Kişiye organ nakli gerçekleştirilmesi.
    •    Kişinin 1980-1996 yıllarında Büyük Britanya’da 6 aydan fazla bulunması.

    Fotoğraflar: Burak Saltık, Altan Göçer, Ahmet Hopyar

  • Canavar Burhan Röportajı

    Canavar Burhan Röportajı

    Yüksek müsaadesiyle, geçmiş yıllarda Fenerbahçe Resmî Dergisi için yaptığı röportajları sitemizde yayınladığımız Sibel Kurt, yine müthiş bir Canavar Burhan röportajı ile karşınızda… Burhan Sargın, Fenerbahçe’nin yaşayan en eski futbolcusu fakat şu anki durumu hakkında ne yazık ki bilgi sahibi değiliz. Belki kulübümüz biliyordur, inşallah iyidir.

    Sizi röportajla baş başa bırakalım… Keyifli okumalar…

    Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


    Küçük Şeytanların Canavarı

    Yıl 1951… Şimdi gözlerinizi kapatın ve bir futbolcumuzun yaşlı malzemeci Mustafa Efendi’ye yardım etmek adına; her gece uyuduğu tahta tribünlerin altından kalkıp, Şükrü Saracoğlu Stadı’nı sabahın erken saatlerinde suladığını hayal edin. Ve aynı futbolcumuzun dört sene içinde 112 gol atarak Fenerbahçemize verdiği emekleri düşünün… O futbolcumuz nam-ı diğer; Canavar Burhan…

    Canavar Burhan Röportajı

    Spor hayatınız nasıl başladı Burhan Bey? 

    1929 Ankara doğumluyum.

    Önce Kurtuluş Ortaokulu’nu bitirerek, liseyi son sınıfa kadar Atatürk Lisesi’nde ve son seneyi de Maarif Koleji’nde okudum. Bir yandan okul takımının maçlarında oynuyor bir yandan da Hacettepe Kulübü’nde futbol oynuyordum. Maarif Koleji 13 golle Ankara şampiyonu oldu, 12 golü ben atmıştım. Hacettepe Kulübü’nü de birinci lige çıkarmıştım.

    Ankara’da 34 takım vardı. 1946-47 sezonunda Ankara Futbol Ligi’nde ilk maçıma çıktım. Hacettepe’yi 1949-1950 yıllarında Ankara şampiyonu yaptık.

    Sonra bir ara Ankara’da sıtma salgını vardı. Bu hastalık beni de bir süre yatağa düşürdü, oynayamadım. İyileştikten kısa bir süre sonra ağabeyim beni trenle İstanbul’a götürdü. Hem hava alacağız hem de mal satın alacağız. Ankara Garı’nda milli hakemlerimizden Cezmi Başar’a rastladık.

    Başar, benim çok maçımı yönetmişti. Ağabeyim aynı zamanda Hacettepe Kulübü’nün başkanıydı. Cezmi Başar bizi garda görünce; hemen Beşiktaş Kulübü’nü aramış ve benim İstanbul’a geleceğimi bildirip beni idarecilere tavsiye etmiş. Vardığımızda Haydarpaşa Garı’nda Beşiktaşlı yöneticiler bizi bekliyorlardı. Beşiktaş’ın idarecileri “Bizde oyna” diye çok ısrar ettiler. Ağabeyimin de isteğiyle çok kısa bir süre için oynadım. Sadri Usuoğlu da çok ısrar etmişti. Orada Beyoğluspor’la bir hazırlık maçı yapmıştık. Yaz sezonuydu. 4-0 biten bir maçta 2 golü ben atmıştım. Fakat alışamadım çok soğuk geldi bana, Ankara’yı özledim ve hemen tekrar geri döndüm.

    Ve Fenerbahçe’ye gelişiniz…

    O zamanlar Fenerbahçe’de efsane bir takım vardı. Süper bir takım: Küçük Halil, Cihat, Lefter, Murat, Küçük Fikret, Erol, Suphi, Halit, Samim, Selahattin, Ahmet.

    Bu futbolcuların bazıları idarecilerle sorunlar yaşıyor. Futbolcular Ahmet ağabeyin kahvesinde oturuyorlar, kazan kaldırıyorlar, antrenmanlara çıkmıyorlar. Futbolcularla yönetim arasında itilaf doğunca; o dönemin Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Osman Kavrakoğlu da Karadenizli yönü ağır basıp, kızıyor ve bu futbolculara bir mektup göndererek kulüple ilişkilerinin kesildiğini açıklıyor.

    Sonra Ankara Hacettepe Kulübü Başkanı ağabeyim Celal Sargın’ı arayıp, Fenerbahçe’ye takviye için futbolcular istiyor. Hacettepe’den ben ve Akgün; Ankaragücü’nden Abdullah ve Orhan; Karagücü’nden de Selahattin 5 kişi Fenerbahçe’ye geliyoruz.

    Fenerbahçe’ye geldiğimizde stadın altında yatmaya başladık. Tahta tribünler vardı. Şükrü Saracoğlu Stadı’nda benim de çok emeğim vardır. Her sabah stadı ben sulardım. Malzemeci Mustafa Efendi yaşlıydı yardım ederdim ona. Atlet Osman Coşgül de bizimle kalanlar arasındaydı. Hepimiz oralarda uyurduk. 200 lira da maaşımız vardı.

    İlk geldiğimde sezon çok kötü geçmişti. Kendimize Fenerbahçe’nin ikinci cumhuriyeti derdim. Fikret Kırcan, Donanma Kamil, Müzdat Yetkiner ağabey vardı. Taraftarlar o sezon çok hor gördüler bizi. Yollarda yürüyemezdik, yüzümüze tükürenler, hakaret edenler, dövmeye kalkanlar bile oldu. Şaşırmıştık!

    Stadımızda şu an sunulan olanakları gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?

    Fenerbahçe’nin temelini atanlardan biriyim. Geçmişe baktığımda; çamurlu toprak sahaları görüyorum. Yıkanmak için kullanılan duşlar, sıcak su bulamayışımız, renkleri solan formalar, parasızlık ve tüm o şartlarda iyi oynamaya çalışan futbolcular.

    Şimdiye baktığımda ise bir Fenerbahçeli oyuncu olarak gurur duyuyorum. Fenerbahçemiz artık bir dünya kulübü. UEFA finaline ev sahipliği yapacak aynı zamanda Türkiye’yi de dünyaya duyuran bir takım. En büyük isteğim o finali bu statta bizim oynamamız. Ne kadar gıpta edildiğimizi hepimiz görüyoruz. Sadece merakla daha neler yapabileceğimizi takip ediyorum. Başta Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimizi tebrik ediyorum. Son 10 senede çağ atladık desem; haksız sayılmam herhalde. Her şey ortada.

    Peki, hep stadın altındaki tahta tribünlerde mi kaldınız?

    Bir süre de Moda’daki Mano Palas’a geçtik. Sonra da Kadıköy İskelesi’ne yakın bir yerde çatı katında ev tutmuştuk. Erken yatar erken kalkardım. Her gün 5 kilo portakalı sıkıp içtiğimi hatırlıyorum. Bursa’dan da şeftalilerimiz gelirdi. Kalori onlardaydı.

    Fenerbahçe’ye kötü bir sezonda geldiniz ama sonra tarihe geçtiniz. Sizlere “Küçük Şeytanlar” denmeye başlandı. Namağlup şampiyon olduğumuz yılı anlatır mısınız?

    1952-53 sezonuydu.

    Niyazi Tamakan, Niko Knezeviç, Abdullah Matay, Fahir Ülgür, Muammer Tokgöz, Fikret Kırcan, Kamil Ekin, Akgün Kaçmaz, Nedim Günar, Orhan Çakmak, Haluk Eralp, Melih Ilgaz, Selahattin Ünlü, Müzdat Yetkiner, Fehmi Özişler, Mehmet Ali Has, Feridun Bugeker ve ben.

    “Küçük Şeytanlar” denmişti gençlerden oluşan bu takıma. Gerçekten bizden beklenmeyen büyük bir başarı göstererek sezonu namağlup ve İstanbul şampiyonu olarak kapadık. 18 maç oynamıştık. 14’ünü kazandık. 4 tanesinde de berabere kaldık. 44 gol attık. 32 puanla şampiyonduk. Beşiktaş 29 puanla 2’nci, Galatasaray 23 puanla 3’üncü olmuştu.

    1952’de Arjantin’den ilk defa bir takım Türkiye’ye geliyor. Club Atletico Lanus. Bu takım Arjantin Devlet Başkanı Peron’un eşi tarafından gönderilen “Eva Peron” Kupası’nı da yanında getiriyor. Diğer adıyla “Evita” Türkiye’de de sevilen bir kişiydi. Elim bir hastalığa yakalandığında halkımız üzülmüş, iyileşmesi adına Şişli Camii’nde dualar okutulmuştu. Bu sevgi Eva Peron’u duygulandırıp Lanus takımıyla bu kupayı göndermişti. Bu kupa son maçın galibine verilecekti. Lanus takımı Beşiktaş ve Galatasaray’dan sonra son maçı tekrar Fenerbahçe ile oynadı. O maçı anlatır mısınız?

    Eva Peron Kupası bizler için ne kadar değerliyse; Arjantinliler için de daha çok değerliydi. O kupayı mutlaka almak istiyorlardı.

    27 Ocak 1952; yer İnönü Stadı…

    Biz Küçük Şeytanlar yine sahadaydık… İlk golü Abdullah, ikinci golü ben, üçüncü golü Fahir atmıştı. Sonuç 3-2 bitti. Kupa bizimdi.

    Arjantinliler çok sert bir maç çıkardı. Çok tekme yedik ama maçı bırakmadık. Kupa Fenerbahçe taraftarınındı. Şimdi müzemizi süslüyor.

    Sonra bir süre Feshane’de Adalet Kulübü’ne gittiniz…

    Bir Galatasaray maçında sakatlandım Dr. Reşat Dermanver vardı. O zamanda Ayazağa’da askerdim. Sakatlanınca tedavi olmam gerekti. Sabah tedavi için Dr. Reşat’a öğleden sonra da Yorgo’ya giderdim. Beş kere tedaviye gitmiştim, kulübe de ibraz etmiştim. Yönetimden bana ödenmemesi emri çıkınca o an çok sinirlendim ve ayrıldım.

    Muhittin Bulgurlu vardı. O da benim akrabamdı, Ahmet Erol’da menajerdi. O arada Gündüz Kılıç Galatasaray’a çağırdı. “Kasamızda 17.500 TL var. 2.500 TL de Rafet verecek, gel burada oyna” dedi.

    Adalet Kulübü’nde oynarken Galatasaraylı kaleci Turgay Şeren antrenmana geldi. “Hadi beraber kulübe gidelim, seni Metin Oktay’la oynatmak istiyorlar” dedi. Gündüz Kılıç hakkımda çok iyi yazılar yazardı.

    Ben de Turgay’a “Sana Fenerbahçe’den teklif gelse Fenerbahçe’ye gider misin” diye sordum.

    “Düşünürüm” dedi.

    “O halde sen Galatasaray’da kal ben de Fenerbahçe’de”dedim.

    İki sene kaldığım Adalet Kulübü’nden tekrar Fenerbahçe’ye geçtim. Toplam 4 sene Fenerbahçe’de futbol hayatım sürmüştü. Dönüşümde çok az bir süre oynayıp jübilemi Fenerbahçe’de yaptım. Gelmeme kaleci Şükrü Ersoy önayak olmuştu. Belki biraz daha oynayabilirdim lakin sakatlık geçirmem ve tedavi dönemleri nedeniyle futbolu birkaç sene erken bıraktım. 7 kez de Fenerbahçe yönetiminde görev aldım.

    Fenerbahçemizde toplam kaç maçta oynadınız, kaç gol attınız?

    Toplam 4 sene içinde 172 maç, 112 golüm var.

    Milli takım formamızı kaç kez giydiniz?

    8 defa milli oldum, 8 gol attım. 

    Türk futbolunda övünçle söz edeceğimiz bir de 1954 yılı var? Türk milli takımımız İspanya gibi dev bir takımı eleyerek dünya kupası finallerine katıldı.

    İspanya’da İspanyollara karşı 4-1yenildik. Ama 2’nci maçı burada oynadık, 1-0 yendik. Çok güzel bir goldü. 16’ncı dakikada ben attım. O golü ben bile göremedim tekrarı yok.

    Averaj sistemi olmadığından iş 3. maça kaldı. Çarşamba İtalya’ya tarafsız sahaya gittik.

    İspanya önce 1-0 galipti. Beraberlik sonrası durum 2-1 oldu. Ben gol attım 2-2 oldu. Bu sonuçta kurayı kazandığımızdan dünya kupasına biz gittik.

    İlk maçımızı Federal Almanya’ya karşı oynadık, 4-1 yenildik. Almanya’ya 4-1 yenilmiştik ama ilk golü biz atmıştık.

    En zor gruba düşmüştük. Sonunda Almanya-Macaristan final oynadı.1954 Dünya Kupası’nda bir maçta 3 gol atan tek kişi ben oldum. .

    1955 yılında tesadüftür ki çok yetenekli futbolcular askeri hizmetlerini yapıyorlardı. Ordu futbol takımı sizlerle Ordu Takımı’nı güçlendirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri ilk defa ordulararası Dünya Futbol Şampiyonluğu’nu kazandı. Seyirci kapasitesiyle en kalabalık CISM maçıydı. Biraz o günlere dönebilir miyiz?

    Kafile başkanımız Kurmay Albay Nuri Gücüyener’di. O takımdaki tek Fenerbahçeli oyuncu bendim.

    Hollanda’yı, Mısır’ı yendik. İtalya ile final oynayacağız. O takım fazla hatırlanmaz bence müthiş bir takımdı.

    İlk gol 20.dakikada Sabahattin’den gelmişti. Sonra durum 1-1 oldu. Sonra İtalya durumu 2-1 yaptı. Artık işimizin bittiği düşünüldü. 71. dakikada bir gol attım. Beraberliği yakalamıştık. Durum 2-2 oldu. Daha iki dakika geçmedi ki 73. dakikada üçüncü golü atmıştım. Efsane İtalya’yı Roma’da 3-2 yendik.

    Gollerin dakikalarına bakın; nasıl bir maç olduğunu anlarsınız. Böylece en sevdiğim stat Roma stadıdır. Olimpiyat Stadı’nı 70.000 kişi doldurmuştu. Bu şampiyonluk Türk futboluna gelen ilk ordular arası dünya şampiyonluğudur. 

    Sonra İslam Orduları Dünya Şampiyonası oldu, orada da dünya şampiyonu olduk. Bu şampiyonlukla ilgili ne yazık ki hiç resme sahip değildim. TSK arşivinde belki bulunabilir.

    Uğur getirdiğine inandığınız şeyler var mıydı? Oyuncu arkadaşlarınızla uyumunuz nasıldı?

    Allah’a dua eder çıkardık. İnanç tamdı. Takım ruhu vardı. Öyle bir kardeşlik havasındaydık ki şakalaşırdık. Büyüğümüz Fikret ağabey vardı; haddimizi bilirdik. Hava atmazdık. Antrenör bana yanında kimi oynatayım diye sorardı. Asla isim verdiğimi hatırlamam.

    8 Mart Kadınlar Günü’nü erken kutladığımız Burhan Sargın Bey’in eşi Evnur Hanım anlatmaya başlıyor…

    Fenerbahçe’de oynayan tüm oyuncuların her zaman büyük bir itibarı vardır.

    Nişanlıyken bir yemeğe gittiğimizde ve Burhan Bey hesabı istediğinde “Hesap ödendi” derlerdi.

    Bir vapurla Kadıköy’den Karaköy’e geçsem “Eşiniz karşıya geçti” diye Burhan Bey’e iletirlerdi.

    Süreyya Operası’nda tanıştık, 1956 yılında evlendik. İki kızımız var. Aslı ve Nazlı.

    Nazlı’dan bir de 21 yaşında torunumuz var. Aslı ve Nazlı beraber çalışıyorlar. Saat ve giyim ithali yapıyorlar. Nişantaşı ve Kanyon’da yerleri var. 

    (Evnur Hanım’ın dedesi Suat Avni Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı gemiyi tahsis eden generaldi. Suat Avni Paşa sonra sürülmüş tabii.

    Canavar Burhan lakabı nereden geldi Burhan Bey?

    Haydarpaşa Lisesi Müdür Muavini Ferhat Bey vardı. Ben böyle atak futbol oynayınca o ismi takmış bana. Sonrasında tribünlere taşındı.

    Okuyucularımız için bir mesajınızı alabilir miyiz? Derbi maçlarda Beşiktaş’a çok gol attım. Yedek subayken maçlara geliyordum. Yüzbaşım Beşiktaşlıydı. Bana çok kızardı. Herşey bir tarafa, Fenerbahçe bir tarafa… Fenerbahçe’nin taraftarı hiçbir takımda yok. Ne kadar övünsek azdır. Aziz Yıldırım öyle bir stat yaptı ki tabir-i caizse; “Her şeyi ilk Fenerbahçe yapar diğer kulüpler ne görürse onu yapar” demek istiyorum. Şimdi Fenerbahçe’nin yaptıklarına kimse yetişemiyor. Bunda da en büyük katkı her zaman 12 numaranın. Hepinizi çok seviyorum.

    Sibel Kurt | Fenerbahçe Dergisi – Mart 2008