Menü Kapat

Arif

Arif

Bedri Gürsoy, muhteşem futbolcu portrelerinin arasında Fenerbahçe’nin 1919 yılında kaybettiği futbolcu-başkanı Emirzade (Şehit) Arif Bey’e de yer vermiş. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün on yıllardır bu efsane futbolcusunu yad etmiyor oluşu, ölüm tarihinin tam olarak bilinmemesi ile açıklanamaz. Bir çok “keşke” arasına bunu da eklememiz gerek. Keşke kulübümüz onu hatırlasa ve bir heykelini dikse…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Arif

Bütün futbol tarihimizi bilen ve bugüne kadar her nesil futbolcularını tanıyan, gören bir meraklıya sorunuz. Bu meraklı ister Galatasaraylı, ister Fenerbahçeli, ister Altınordulu, isterse Süleymaniyeli olsun elverir ki futboldan anlasın. Ona deyiniz ki;

  • Memleketimizde şimdiye kadar yetişen futbolcularımızın içinde en iyi müdafi oyuncusu olarak kimi tanırsın?

Derhal şu cevabı alacağınıza emin olabilirsiniz:

  • Fenerbahçeli meşhur bek (Arif)i…

Zayıf, uzun boylu, küçük yüzlü idi. Arif’in kendisine mahsus ciddi, hatta biraz da içli ve mahzun bakışları vardı. Aile ve spor terbiyesi fevkalade idi. Mert bir arkadaş, samimi bir dosttu. Maçlarda fırtına gibi sert oyununa rağmen kasten bir kimseyi incitmezdi.

Oyunu… Evet Arif’in o akıllara hayret veren oyunu… İşte bunu anlatabilmek bir mesele… İnsan onu görmeyince kabil değil bu derece harikalara ve meziyetlere inanamaz.

Arif’in vücudu baştan aşağıya sanki içerisine civa ve lastik karıştırılmış bir çelik zemberekten yoğrularak işlenmiştir. O kadar hareketli, o kadar yaylı, o kadar sağlam, o kadar mukavimdir. Bir buçuk saatlik maç esnasında Arif’in bir saniye bile yerinde durduğunu göremezsiniz. O yılmadan, kesilmeden, büyük bir fedakarlıkla, canla başla, çırpına didişe, kan ter içinde oyun oynar. Koşar, ileri gider, geri gider, sıçrar, şut çeker, demarke olur. Degajman yapar. Çalım yapar. Dripling yapar. Kafa vurur. Omuz vurur. Lakin oyun oynar.

Hem de öyle bir oyun oynar ki, bütün bu hareketlerde bir tek falso, bir tek taktik veya teknik hata göremezsiniz ve onu kendinizden geçerek hayran hayran zevkle, takdirle seyredersiniz.

Ne yazık ki bu tamamiyle kusursuz futbol üstadlarımızın üstadı futbolcumuzu en verimli, en parlak zamanında kaybettik. Hem de çok sevdiği futboluna doyamadan ve bizleri o harikulade oyununa doyuramadan pek genç yaşında olduğu halde…

Lakin şurası muhakkaktır ki Türk futbol tarihinde Arif’in kudretli hatırası pırıl pırıl parlayan tunçtan yapılmış bir abide halinde ebediyen yaşayacaktır.

Bedri Gürsoy / 24 Haziran 1941 – Akşam Gazetesi

Bir Cevap Yazın