Menü Kapat

Ayetullah Bey Fenerbahçe’yi Nasıl Kurtardı

Ayetullah Bey Fenerbahçe'yi Nasıl Kurtardı

Fenerbahçe’nin yok olmaktan kurtulduğu toplantı ne zamandı? 1910 diyenler var, 1909 diyenler var… Türkiye’nin en büyük yazarlarından ve kadim Fenerbahçe karşıtı Şeyhülmuharririn Burhan Felek ise 1908 tarihinden bahsediyor. Büyük ihtimalle doğru olan Burhan Bey’in söylediği… İleride sık sık bu konuya geri döneceğiz. Ama ilk önce 6 Haziran 1943 Türkiye Spor Ansiklopedisi’nde, Nasuhi Baydar‘ın anlatısından Ayetullah Bey Fenerbahçe’yi nasıl kurtardı, onu dinleyelim;

Fenerbahçe’nin hem kurucusu, hem de kurtarıcısı olan ve 1919 yılında salgın hastalık yüzünden gencecik yaşta kaybettiğimiz bu büyük ismin fotoğrafları, Salt Online arşivinden.


Bir Birleşme Denemesi

O zamanın muini şiarı ittihat kuvvetiydi. Biz de bu umdeye uyduk ve Üsküdar Kulübü ile birleştik. Bizimle ittifak eden zevat arasında şimdi Felek namı müstearı altında yüksek mizah yapan atletizm federasyonu reisi Burhaneddin Bey de vardı.

Bu yeni arkadaşlarla birkaç egzersiz yaptık ve bir gün yeni idare heyeti teşkil etmek üzere Mühürdar Gazinosu’nda toplandık. Vaki birleşmenin umumi şeraiti esas itibariyle takarrür etmişti. Bu şartlarda Üsküdarlı rufekadan birkaçını idareci olarak intihap ve idare tarzına müteallik bir takım teferruatı tespit etmekten ibaretti. Fakat daha içtimaya başlarken Fenerbahçelilerin bir arada, Üsküdarlıların da ayrı bir grup halinde bulunmaları gösterdi ki ittihat planı arzu ediliyor; fakat bu samimi değildir.

Nitekim bize iltihak eden arkadaşlar evvela kulüp isminin Üsküdar Fenerbahçe olmazsa, Fenerbahçe Üsküdar şekline ifrağını teklif ettiler. Birleşmek arzusu kendi taraflarından izhar edildiğine göre Fenerbahçe namını tebdile lüzum olmadığı cevabı verildi. O halde isimleri büsbütün değiştirelim dediler ve Kadıköy ile Üsküdar arasında ne kadar marufca semt ismi varsa saydılar ve aynı cevabı verdik.

O zaman idare heyeti azasının adedi ile beş veya yedi azadan kaçının Fenerbahçe’den ve kaçının Üsküdar’dan olacağı görüşülmek istenildi. En tehlikeli mevzuya temas edilmiş ve pürüzlü mütalaaların fena neticeler vermesine imkan bırakmamak zamanı artık gelmişti. Zira bu iki karanlık nokta tenvir edilmezse Üsküdarlılar bizden kalabalık oldukları için öyle bir emrivaki meydana gelirdi ki Fenerbahçe Futbol Kulübü’nün mevcudiyetinden vazgeçerdik.

Ayetullah Bey Fenerbahçe’yi Nasıl Kurtardı

Bizi biz yapan her şeyi kaybedebilirdik. Fakat o küçük mevcudiyeti bir iki seneden beri beslemiş olan kuvvetli kıymet ve dostluk da zail olur giderdi. Binaenaleyh Üsküdarlı arkadaşlardan muratlarının ne olduğunu sarahatle söylemelerini talep ettik. Maksatları Fenerbahçe’yi yok etmek miydi yahut sureti haktan görünüp birleşme arzusunu izhar ettikten sonra Üsküdar Kulübü’ne Fener’in birkaç iyi futbolcusunu almak için bir manevra mı çevirmek istiyorlardı.

Muraızlarımız arasında birkaç hukuk talebesi vardı ki hazmedemedikleri hukuk nazariyatının cemiyetlere, içtimalara, müzakere ve intihaplara dair ne kadar kaideleri varsa bunları serdederek haklarını ispat etmek istediler.

Fenerbahçe’nin o zamanki reisi Ayetullah Bey’di. Bu zat Fransız mekteplerinde tahsil etmiş ve hep ecnebi muhitlerinde yaşamış olduğu için Türkçe’yi suhuletle söyleyemezdi. Hukukçuların tumturaklı nazariyeleri karşısında bunalıp aynı selasetle cevap vermekten aciz kalınca ayağa kalktı. Ve Fenerbahçe’nin idare heyeti eskisi gibi kalacak, siz de bizlere tabi olacaksınız hükmünü tebliğ etti.

Bu celadet karşısında biz şaşırıp birbirimize bakmaya başladık. Üsküdarlılardan biri Fenerbahçeli arkadaşlar reylerini beyan etmemişken reis beyin hangi hakka istinaden idare heyetinin değiştirilmeyeceğini bu kadar kat’iyetle beyana cesaret ettiğini bizlere dönerek ve hususiyetimizden istiane ederek sordu.

Ayet şu cevabı verdi:

“Fransız kralı XIV. Louis, La loi, c’est moi! dermiş. Ben de Fenerbahçe benimdir diyorum.”

Arkadaşları Ayetullah Bey’in Arkasında Duruyor

Fenerbahçe’nin mevcudiyetini bu kadar şiddetle müdafaa eden Ayetullah Bey’i hukuk nazariyatına feda edemezdik. Fakat bir de müzakere adabı vardı. Sekiz on kişi fikirlerini söylememişken reisin müstebit bir hükümdar gibi müzakereyi kesivermesi hiç olmazsa ayıptı. Bizler bu düşünce içinde mütehayyir kararsız iken Üsküdarlılar aynı zemberekle müteharrik imişçesine hep birden ayağa kalktılar ve gazinoyu terk ettiler. Birleşme akim kaldı.

Üsküdarlılar biraz daha sabretselerdi ruhlarımızdaki ani buhrandan istifade ederek belki muratlarına nail olacaklardı.

Fakat Fenerbahçe Üsküdar Kulübü gibi Fındıklı meclisi mebusanına has nazariyat münakaşaları arasında çoktan maziye karışmış bulunacaktı. Fenerbahçe’yi bu vartadan kurtarmış olan merhum Ayetullah Bey’in hatırasını her Fenerbahçeli rahmetle yad etmelidir.

Nasuhi Esat BAYDAR

3 Comments

Bir Cevap Yazın