1993 yılının Ekim ayında yayınlanan “Birleşik Grup Aylık Bülteni”nde bir Fenerbahçe efsanesi olan Dr. Reşat Dermanver röportajı var… Fenerbahçe Spor Kulübü tarihinde Reşat Dermanver’in yeri, öyle tek bir röportajla anlatılacak gibi değil. “Keşke hatıralarını yazmış olsaydı” demekten kendimizi alamıyoruz… Vefatından kısa bir süre öncesinde kadar aksatmadan devam ettiği kulüp ziyaretlerinde gözlerindeki Fenerbahçe ışığıyla herkesi etkileyen bu müthiş insanı, bu muazzam Fenerbahçeliyi saygıyla anıyoruz.
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
İçimizden Biri Dr. Reşat Dermanver
Fenerbahçe kulübünün sadık ve ateşli taraftarı, değerli hizmetlerinden başta Fenerbahçe olmak üzere tüm spor camiasının yararlandığı, kendi deyimiyle “Fenerbahçe aşkıyla yanan” değerli doktor Reşat Dermanver’in kendileri gibi sıcak ve dostluk dolu evindeyiz bugün. Sporcu, Yönetici, antrenör ve siyaset adamları ile çekilmiş yüzlerce fotoğraf, yazı ve kısaca bir dolu sevgi, bir dolu Fenerbahçe anısına birlikte bakıyoruz.

- Dr. Dermanver, siz Fenerbahçe’nin en popüler isimlerinden birisiniz. Nasıl Fenerbahçeli oldunuz, Fenerbahçeli olmak nasıl bir duygu lütfen bize aktarır mısınız?
Şöyle izah edeyim. Ben 60 yıllık Fenerbahçeliyim. Efendim biz Kadıköy’de büyüdük. Fenerbahçe’nin o zamanlar şaşaalı günleri!… Çok zaferleri var! Biz çocukken bu zaferlerin keyfi ile Fenerbahçeli olduk.
Ben bu arada askeri okula, Kuleli’ye girdim. Mektep bittikten sonra Askerî Tıbbiye’ye kaydoldum. Bana o gün bir askeri forma verdiler. Çok cici bir forma idi. Tabii ben aşık olduğum Fenerbahçe kulübüne o forma ile geldim. Maç var. Çok kalabalıktı, tabii ben kendimi o atmosferde cici bici üniformamla bir başka hissediyorum.
Derken kalabalık içerisinden bir uğultu geldi. Birileri “Doktor, hasta ölüyor, koşun!” diye feryat ediyor! Kulübün büyüklerinden Galip ağabey “Koş, yardım et!” diye beni çağırdı. “Çekilin” diyor herkes, ben de kimseye “Yahu ben daha yeni Tıbbiye öğrencisiyim, bir şey bilmiyorum!” diyemiyorum. Bu arada baktım ki bir adam yerde kıvranıyor, bense korkuyorum ki nasıl! O anda annemin böyle durumlarda söylediği şeyler aklıma geldi ve “Koşun, biri kolonya getirsin, su getirin!” laflarını söylediğimi hatırlıyorum. Biraz sonra da adam ayılıp kendine geldi ve bendeniz de böylece ilk tıbbi (!) müdahalemi Fenerbahçe’de yapmış oldum!…
Derken eve geldim, anneme korktuğumu belli etmeden, hadiseyi anlattım. Ertesi sabah annem “Yahu Reşat, bütün gece derman ver, derman ver! diye bağırdın” deyince ben de anneme aslında ne kadar korkmuş olduğumu anlattım. O sıralar Soyadı kanunu var ve herkes soyadı arıyor. Anneme ben de “Dermanver soyadını alalım, madem Tıbbiye’ye girdim bu soyadı bize uygun olur” dedim. O da tasvip edince soyadımız “Dermanver” oldu.
Bu arada sporla, futbolla da uğraştım ama muvaffak olamadım. Futbolcu olmak için her şeyden önce fiziki bakımdan Allah vergisi bazı kabiliyetler lazım!… Ben genç takıma girdim. Fakat seçmelerde, yabancı bir antrenör vardı “Reşat sen iyi top oynuyorsun ama ağırsın! Bence sen bu işi bırak!” dedi. Baktım hakikaten o kabiliyet bende yok ve bıraktım futbolu!… Zaten derslerim vardı.
İşte, sahaların kenarında hem kulübe yardımcı olmaya çalıştım, hem de Tıbbiye’yi bitirdim. Sonra beni Doğu’ya, Van’a tayin ettiler. O zamanın şartları altında gazetelerin oralara varışı çok uzun zaman alırdı. Baktım Fenerbahçe-Beşiktaş maçı olacağı yazıyor. İznimi öyle ayarladım ki maçı görebileyim. Ortalık o kadar karlı, ulaşım o kadar zorlu ki neredeyse 1 ay öncesi yola çıktığım halde, İstanbul’a geldiğimde maalesef maç çoktan bitmişti! Ah hanımefendi, Fenerbahçe’de öyle güzel anılarımız var ki, anlatmakla bitmez.
Ben hayatımın tüm safhalarını Fenerbahçe aşkıyla yanarak geçirdim. Bu büyük onur, büyük bir sevgidir ve bizler bu sevgi uğruna çalışmalı, elimizden gelen her şeyi Fenerbahçe adına kullanmalıyız.
Şimdi ben bir dönemler Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde binbaşı olarak görev yapıyordum. O zamanlar Türkiye’de Fiziko-Terapi diye bir şey yoktu. Bendeniz orada bu bölümü kurdum ve Türkiye’de o zamanlar böylesine bir tedavi merkezi başka bir yerde yoktu. Ben de tüm Fenerbahçeli arkadaşları burada tedavi ettim. Bir gün başhekim bana “Yahu doktor burası adı üstünde Askeri Hastane sen sivilleri, Fenerbahçelileri tedavi ediyorsun, bu mahsurlu!” dedi. “Doğrusun Paşam, ama bu da bir görevdir, buradaki gibi Fiziko-Terapi merkezi hiçbir yerde yok, biliyorsunuz” dedim ve aramızda sürtüşme oldu. Bu yüzden istifamı verip askerlikten ayrıldım ve Cerrahpaşa hastanesine geçtim.
Yine Fizik-Tedavi mütehassısı olarak orada ve kendi muayenehanemde de Fenerbahçelilere hizmet vermeye gayret ettim. Ayrıca ayırt etmeden her kulüpten sporcuya aynı ilgi ve şefkati gösterdim ve bu yüzden Fenerbahçe’ye transferlerde pek çok sporcu kazandırdım. Hatta bana bu nedenle bir zamanlar “Bir numaralı transferler kahramanı” derlerdi. Fenerbahçeli herkes yapıcı olmalıdır. Bizler bu yaşta yaptığımız hizmetle övünüyoruz. Kulüpte bir sağlık merkezi yaptık, ismimizi vermişler, çok mutlu oldum. Benim için hayattaki en büyük zenginlik bu!
- Sayın Dermanver, çağı yakalamak açısından bakıldığında Fenerbahçe’nin durumu nedir acaba?
Devirler değişiyor ve dolayısıyla görüşler de değişiyor efendim. Eski ile yeniyi karşılaştırmak zor. Eskiden Fenerbahçe şöyleydi böyleydi demek yanlıştır. Her devrin futbolu, her devrin şartları vardır.
Fenerbahçe’ye bir taş ilave edenin elini öperim. Benim idealim şudur : Her idareye yardımcı olmak. Madem ki seçimle gelmiş. Muvaffak olur devam eder, olmaz ise başka arkadaşlar gelir yine aynı heyecanla devam eder. Esas olan Fenerbahçe’ye daima bir taş ilave etmektir. Şunu üzüntüyle söylemek isterim. Fenerbahçe’nin şu anda kendine ait tek bir arazisi, bir geliri yoktur. Bakıyorum Beşiktaş nereden nereye geliyor. Tüm mesele şudur : Kendine gelir sağladığı için kimseye muhtaç olmayan bir duruma gelmiştir. Bizler ise zaman zaman zengin arkadaşlar alıyoruz. Olayı böyle alacaklı verecekli gibi devam ettirmişiz ve Fenerbahçe’nin kendi kendine yetecek bir sistem kırmasını düşünememişiz.

- Kumarhane bu konuda bir girişi sayılır mı sizce?
Her idarenin yaptığı bir iş var, bir faaliyet, bir düşünce var. Hürmet edip beklemek lazımdır. Çünkü her şeyi engellerseniz bugünkü durumda kalırsınız. Şimdi, nur içinde yatsın Şükrü Bey bize koca bir araziyi, Fenerbahçe stadını hediye etti, sonra Faruk Ilgaz Bey sosyal tesisleri kazandırdı ve herkes kendine göre bir şeyler yaptı, hepsini şükranla anıyorum, teşekkürlerimi sunuyorum. Ama bunlar bana kafi gelmiyor. Koca Fenerbahçe, bu büyük camia aslında Türkiye’ye hakim olur. Maalesef biz bu fırsatı kullanamıyoruz.
Eleştirilerimiz yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır. Her gelen “enkaz aldık, borç aldık v.s.” gibi başlangıç yapmamalı, yeni projeleri uygulamaya koymalıdır. Şayet iktidar olmuş grup gerekenleri yaparsa “Allah razı olsun” der kendilerini tekrar seçeriz, başarılı olamazlarsa “Siz yapamadınız yeni arkadaşlar olayı devir alsınlar” deriz. Bu böyle devam eder.
Eskiden seçimlere kadar arkadaşlarını methedenler sonradan onları yerden yere vururlardı. Ben buna karşıyım. İcraat yapanlara bakalım, bu şahsi iş değil Fenerbahçe işidir. Şöyle böyle olsun demek kolaydır. Herkesi icraatı ile yargılamak gerektir.
- Doktor Bey, genel şikayetlerden birisi de Fenerbahçeli delege olabilmek için 5 senelik bekleme süresi, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Hanımefendi, 5 senelik süre herkes için bir engel. Fenerbahçe askıyla yananlar bir türlü bu engeli aşamıyorlar. Efendim size şöyle izah edeyim. Girişte kulübe 25 milyon gerek, şunlar gerek, bunlar gerek. “Tamam” diyorlar. Sonra 5 sene barajı önümüze çıkıyor. Üye adayı bekliyor, Fenerbahçe bekliyor, işler bekliyor! Daha sonra başka bir mania var; Balotaj! Onu da aşmak gerek. Eh, bütün bu barajlar zincirinden sonra Fenerbahçeli olabilirseniz neler hissedersiniz? Ne oluyor o zaman? İşler bizim gibi yaşlılara kalıyor! Tabii genç nesiller, dimağlar, genç varlıklar kulübe canlılık getirir, yeni fikirler getirir. İşte, bütün arzum Fenerbahçe aşkı ile tutuşan bu genç kitleyi Fenerbahçe’ye mal etmektir. İnşallah ileride arkadaşlar bu işe de bir çözüm getirirler. Ayrıca zikretmeyi unuttum. Bir de zaten her yıl %2’lik bir baraj var. Daha fazla üye alamıyorsunuz.
Netice olarak, aslında şahsi sürtüşmelere ve gruplaşmalara karşıyım. Herkes birbirini eleştirebilir ama hizmet Fenerbahçe’ye hizmet etmek, onu daha iyi mertebelere getirmek içindir…
- Teşekkürler Dr. Dermanver. Dileğimiz tüm Fenerbahçelilerin sizin gibi her devri kendi şartları içeriside, tarafsız ve yapıcı bir yaklaşımla değerlendirilmesi. Hoşçakalın.
