Menü Kapat

Ateş-Güneş

Ateş-Güneş

Bir yandan da Türk spor tarihinin fenomenlerini araştırmaya devam ediyoruz. Malumunuz “Ateş-Güneş” de bunlardan biri. Aşağıdaki yazı, kulübün kuruluş senelerinde Aka Gündüz tarafından 1935 yılında kaleme alınmış. Keyifli okumalar.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Ateş-Güneş’te Güneşlendim

Eğer (Ateş – Güneş) Kulübünü görmeden (Dikmen)e dönseydim; neye göremedim? diye donakalacaktım. Fakat ikinci başkanı Kemal Salih’in arkadaşça saygısı ve nazık kılavuzluğu ile gittim, gezdim, gördüm. Ve hem güneşlendim, hem ateşlendim hem de alevlendim.

Bizlere düne kadar siyasette (Hasta adam) ve cemiyette (ellerinden bir şey gelmeyen kalabalık) derlerdi. Bugün (en dimdik ve en dipdiri insan) diyor lar. Dedirmesini bildiğimiz ve başardığımız için. Ötekini de cemiyete verdiğimiz yüksek örneklerle (elinden her şey gelen millet) dedireceğiz. Dedirmeğe başladık bile. En yeni örnek (Ateş- Güneş) Kulübünün deyilir deyilmez (maddi manevi) kuruluşudur. İstanbulda olsun, dışarıdan gelsin, her ihtiyar ve genç aydınlıya “münevvere” her yanı güzel ve başarımlı olan (Ateş -Güneş) Kulübünü görmesini salıklarım.

Ankara’daki (Anadolu Kulübü)nden sonra Türkiye’nin hiçbir sosyetesi (Ateş – Güneş) kadar güzel, temiz, modern, hele görüklü “hedefli” ve ülkülü bir şey kuramamıştır. Bu gibi kulüplerin çoğalmasını, ömrümün çoğalmasından önce dilerim.

Güneş; Enbüyük’ümüzün doğuş adıdır. Ateş te, o adın Türk milletine verdiği hızı gösterir.

(Ateş – Güneş)in sporda ülküsü; sağlam ve zengin kafalı, sağlam ve zengin karakterli, sağlam ve zengin gövdeli bir gençlik yetiştirmek. Ve içtimai bölüsünde yolu; cemiyet hayatını her bakımdan yükseltip olgunlaştırmak…

(Ateş – Güneş)in birinci başkamı Cevat Abbas Bey arkadaşım bana armalarından, yollarından, sokak kapısına kadar anlatırken, onu hasretine ve ülküsüne kavuşan yirmi yaşında bir delikanlı heyecanı içindeydi. Öyle seyredip dinledim. O yirmi yaşında ki o zaman çarıklarını çekmiş, dürbününü asmış, silâhını kuşanmış bir halde gene bu toprağın ve bu Ulus’un uğrunda Balkandan balkana seğirtiyordu. Bugün yaşlarımız çok ilerledi. Fakat alevlerimiz sönmedi, heyecanlarımız duraklamadı.

Hattâ (Ateş – Güneş) başkanında arttığını gördüm.

(Ateş – Güneş) temelli ve zengin bir kurultudur. Burada derin bir heyecan ve sevgi ile iki temiz adı anmaktan kendimi alamıyorum değil, bunu vazife biliyorum: İktisat Vekili Mahmut Celal Beyle İş Bankası İstanbul Müdürü Yusuf Ziya Bey.

Bütün siyasi, silahlı ve milli mücadelelerde; bütün mali ve iktisadi mücadelelerde, bütün yurt işlerinde ak ve ünlü bir varlık gösteren Celal Beyi; Türk gençliğini ateşli ve güneşli bir benlikle yetiştirme yolunda da en ön dizide görüyoruz. (Ateş -Güneş) denilen bu ülkü kaynağının kuruluşunda harcadığı terle ettiği yardımın önünde memleket hesabına baş eğmeliyiz.

Tevazuu ve çalışkanlığı ile tanınmış olan Yusuf Ziya Bey’e gelince; ancak geçen gün ilk defa yüz yüze gelmek mutunu kazandığım bu Türk çocuğu, denilebilir ki (Ateş – Güneş)in hem temel taşıdır, hem mimarbaşısı.

Her gün en az on saat ve en zor işlerle çalışan bu ortagencin öteki saatlerinde de nasıl çalıştığı ve neler yapabildiği (Ateş -Güneş)i gezdikten ve kuruluş tarihini dinledikten sonra anlaşılır.

Kulüp ve kulüpçülük nedir?

Spor ne demektir? Cemiyet halinde yaşamak nasıl olur? Bunları anlamak için (Ateş – Güneş) i görüp öğrenmek gerek.

Şimdi çok duygulandığım için bu kadarcık yazdım. Sonra biteviye yazıp anlatmağa çalışacağım.

21 Eylül 1929 – Milliyet Gazetesi (Aka Gündüz)

Bir Cevap Yazın