Menü Kapat

Şvenk’in Manifestosu

Şvenk'in Manifestosu

Fenerbahçe’nin ilk Türkiye şampiyonluğunu kazandığı 1933 yılı, her zamanki gibi, tartışmaların dorukta yaşandığı bir spor sezonuna sahne oldu. Fenerbahçe teknik direktörü Her Şvenk’in Manifestosu da bu tartışmaların içerisinde müstesna bir yer almış… Keyifli okumalar…

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


İyi Bir Futbolcu, İyi Antrenör Olabilir mi?

Bir buçuk ay evvel Fenerbahçe kulübünden aldığım mezuniyetle on seneden beri görmediğim memleketim Peşte’ye gittim. Orada inikat eden (Antrenörler) kursuna mütemadiyen bir ay devam ettim. Bir hafta kadar oluyor ki avdet ederek vazifeme başladım.

Buraya geldiğim zaman kıymetli ve daimi rakibimiz Galatasaray kulübünün de bir İngiliz futbol hocası angaje ederek getirdiğini gördüm. Bu zatın memleketimize geldiği günlerde gazetelerimiz kendisiyle çok alakadar olmuşlar, hatta Cumhuriyet’te intişar eden uzun bir yazıda, benim ve diğer antrenörler hakkında nahoş yazılar bile çıkmış…

Bana okudukları bu yazıda Cumhuriyet muharriri bugüne kadar memleketimize gelen antrenörlerden, yalnız Galatasaray’ın eski hocası Bill Hunter iyi idi ve ondan istifade ettik. Diğerlerinin ise kafi derece randıman vermediklerini ifade etmek istiyor. Bu yazının mevzuu yeni İngiliz meslektaşım münasebetiyle ortaya atılmış bir fikirdir. Ben bu satırlarımla, bu zatın ehliyeti hakkında ne müspet ne de menfi bir fikir beyan edecek değilim.

Anlatmak istediğim şudur ki bu memleket sporuna oldukça biraz da ben yardım etmişimdir ve ediyorum da. Ben bir sezon çalışarak, elime tevdi edilen gençlerin de, bana fevkalade hürmet ve itaatleri sayesinde Fenerbahçe kulübünü bu sene iştirak ettiği üç ligde de şampiyon çıkardım. Bu gelecek mevsim için de bu kıymetli gençlerden çok şeyler ümit ettiğimi de derhal ilave ederim.

Antrenörlerin ihtisasına gelince; Evet, Türkiye’ye gelen hocaların ekserisi iyi değildi. Lakin bunun kabahati buraya gelen hocalarda değil, onları seçen ve intihap eden heyetlerdedir. Burada iyi bulmadığım bir adet var; Görmeden, anlamadan, yalnız şunun bunun sözüyle, tavsiyesiyle inanmak, ona göre iş yapmak!

Galatasaray’ın yeni hocası için de aynı fikri, aynı mütalaayı beyan ederim. Bu zat İngiliz takımlarında hala oynuyormuş ve cidden kıymetli bir futbolcu imiş. Pekala buna inanmak, inanmamakla beraber müsavidir. Lakin iyi bir futbolcunun, iyi bir öğretici olduğunu kabul etmek kadar yanlış bir düşünce olamaz. Kuvvetle ısrar ederim ki böyle çok iyi bir İngiliz futbol hocası bizim verdiğimiz para ile buraya gelerek, hocalık etmez.

Bugün için İtalya’da 64 futbol antrenörü vardır. Bunların 42 adedini Macar, diğerlerini Avusturya,Çek ancak bir adedini İngiliz hocası doldurmakta ve o da Roma’da (Roma) kulübünde çalışmaktadır.

Almanya’da bir tane dahi bulunmayan bu İngiliz hocalarından yalnız şimdi İsveç, Norveç ve daha birkaç memlekette vardır. Geçen sene bir tane de Kahire’de vardı fakat bu sene o da memleketine avdet etmiş bulunuyor.

İtalya’da bu sene (Antrenörler Mektebi) açılmıştır. Burada meşhur Avusturyalı Hügo Mayzel beş altı saat kadar ders vermiş, mektebe eski bir Macar oyuncusu olan meşhur Hungarya takımının eski sol iç muhacimi Nagyyogef başmuallim olarak alınmıştır. Bu mektepte en eski İtalyan kıymetli mütekait oyuncularından 30 tanesi de hoca muavini olarak alınmıştır.

Macar antrenörlerin Avrupa’daki kıymetleri günden güne artmakta olduğunu söylersem, ancak hakikati ifade etmiş olurum. Size iki kuvvetli misal ile ispat edeyim.

Çeklerin meşhur iki takımı Slavya ve Sparta bu sene iki Macar hoca almışlardır. Bundan yedi sekiz sene evvel Avrupa sporunu alaka ile takip eden sporcularımız pekala bilirler.

Peşte’nin meşhur FTC kulübünde sol iç oynayan (Sedlaçek) yeni sezon için Sparta’da gene Peşte’nin meşhur Hungarya’sında sağ iş ve santrfor oynayan meşhur (Konzat) da Slavya’da çalışacaktır. Bu saydığım iki Macar hoca Macaristan antrenörler mektebinden mezundurlar ve diplomalı futbol antrenörüdürler. Yani Türkçe tabirler alaydan yetişme değil, mektepten mezun olmuşlardır.

İyi bir futbolcunun, iyi bir hoca olamayacağı iddiasına gelince;

Bir zamanlar dünya muhtelit takımı yapılırken, ortamuavin mevkii için rakipsiz addedilen meşhur (Kada) şimdi topu bırakmış olduğu halde, hiçbir kulüp kendisine antrenör olması için teklif yapmamıştır. Buna benzer bir misal daha; aynı kıymette bulunan meşhur haf (Kolenati) bomboş gezmektedir…

Binaenaleyh tekrar iddia ederim ki iyi bir futbol hocası ancak ve yalnız mektepten sonra iş görebilir. Çünkü bir futbol hocasının bir hoca olabilmesi için yalnız güzel futbol oynaması kafi değildir. Bundan daha mühim olan nokta şu aşağıdakileri tam manasıyla bilmek lazımdır.

  1. Taktik
  2. Teknik
  3. Anatomya-Doktorluk
  4. Futbol hastalığı.
  5. FIFA-Organizasyon futbol alemi ile münasebet peyda etmek.
  6. Masaj
  7. Hakem İşleri
  8. Saha Meselesi
  9. Spor Kondisyonları
  10. Atletizm
  11. Kültü Fizik vesaire…

Yukarıda saydığım maddeleri bilmeyen futbol hocası olamaz.

Bir buçuk ay evvel başlayıp 30 gün devam eden Macaristan (Antrenörler) kursunda birincilikle diploma almış ve aynı mektebin muallimliğine tayin edilmişimdir. Lakin çok sevdiğim Türk sporuna ve bilhassa Fenerbahçe’ye hizmet etmek için tekrar buraya geldim ve beni çok seven bu kıymetli gençlerle yeni sezon için bir haftaya kadar faaliyete başlıyoruz.

17 Ağustos 1933 – Milliyet (Fenerbahçe kulübü antrenörü Şvenk)

Bir Cevap Yazın