Menü Kapat

Unutulmaz Olmak

Unutulmaz Olmak

4 Ağustos 1956 tarihli Milliyet gazetesinde Namık Sevik, Fenerbahçe’den başka hiçbir takımın formasını terletmeyen Fikret Kırcan hakkında yazmış. Büyük Fenerbahçelinin son cümlesi her şeyi özetliyor: “Bir sporcu için unutulmaz olmak ne büyük saadet…”

Keyifli okumalar.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Fikret Kırcan

Sene 1935. Günlerden 10 Kasım Pazar.

Uzun boylu, kumral bir genç sahaya, Fenerbahçe takımının en gerisinden ürkek ve çekingen adımlarla çıktı. Halinden, heyecanlı olduğu belli oluyordu. Hiç beklemediği, hatta hatırından bile geçirmediği bir hadise ile karşılaşmıştı.

İdareciler, kendisine “Haydi soyun Fikret, Niyazi (Sel) ağabeyin yok, Topkapı’ya karşı sağ açık oynayacaksın” dedikleri zaman evvela sevinmişti. Fakat sonradan bu sevinç, yerini korku ve endişeye bıraktı. Fikret’in gerçekten hakkı yok değildi.

Eeee… O zaman Fenerbahçe takımında yer almak kolay bir iş değildi. Fikret, ilk imtihanında iyi not almıştı. Tribünleri dolduran meraklılar, maçı müteakip stadı terkederlerken “Bu çocuk istikbal vadediyor” demekten kendilerini alamamışlardı. Takdire rağmen Fikret, 1937 senesine kadar bazı maçlarda oynayabildi. Niyazi Sel’in futbolu bırakmasından sonra tam 19 sene devamlı olarak sağ açık mevkiini doldurdu. Büyük şöhret, spor dünyamıza böylece hiç beklemediği bir anda katılmıştı. Müteakip senelerde ise, Fikret’i Fenerbahçe ve millî takımın kaptanı olarak görüyoruz.

Bu müddet içerisinde on bir defa millî olan Fikret’in biyografisi kısaca bu şekilde sınırlanır. Önümüzdeki haftalardan birinde, bu büyük şöhret (muhtemelen Adalet maçında) merasimle futbola veda edecektir.

Kendisi hakkında söylenen ve yazılanların cazibesine kapılmadan daima mütevazı ve efendi kalan Fikret’e, kulübünün yazdığı teşekkür mektubundaki şu cümleler, zamanımızda hiçbir futbolcuyla yazılmamıştır. İdarecilerin nezaketinden ziyade bu sözleri Fikret’in hakettiğinde hiç kimsenin şüphesi yoktur:

“Fenerbahçe ailesi sizi son bir defa bağrına basmaktan iftihar duymaktadır. Spor hayatınızda olduğu gibi iş hayatınızda da aynı muvaffakiyetin devamını dileriz”

Evet, Fikret’i Sarı-Lacivertli forma altında, bu renklere gönül veren binlerce meraklı, son defa bağrına basacaktır. Bu veda umulduğu kadar basit olmayacak… Bu biliniyor. İnsanlar sevdiklerinden kolay ayrılamazlar. Dudaklar gayri ihtiyari “Fikret, Fikret çok yaşa!” diye bağıracak… Yaşlı gözler senelerin yıpratamadığı bu kıvrak ve ince futbolcuyu (Türkiye’nin Stanley Matthews’ünü) son defa, hayranlıkla takip edecek, alkış tufanı ortalığı inletecektir.

Sonra, sonra ne olacak? Fikret, devrini tamamlayan diğerleri gibi unutulacak mı? Tahmin edilmez. Çünkü onun spor telakkisi ve anlayışı hafızalara uzun seneler demir bir çubuk gibi çakılmıştır. Bir sporcu için unutulmaz olmak ne büyük saadet…

Namık Sevik | 4 Ağustos 1956 – Milliyet Gazetesi (Fikret Kırcan)

Bir Cevap Yazın