Menü Kapat

Spor Âlemi’nin Dördüncü Yılı

Spor Âlemi'nin Dördüncü Yılı

Türk spor tarihinin en müthiş dergisi unvanını 100 yıldır kimselere kaptırmayan Spor Âlemi’nin dördüncü yılı vesilesiyle (büyük ihtimalle Burhan Felek tarafından) kaleme alınan başyazısı, ağır bir üslubu olmakla birlikte, en başından beri savunduğumuz “Tarihî Devamlılık” konusunda çok önemli bir tespit içeriyor.

Tarih 5 Eylül 1922… Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı ve Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi kurulmuş. İlki isim değiştirerek bugüne kadar geldi; ikincisi ismini aynen koruyarak bugün de yaşıyor. İşte “Tarihî Devamlılık”.

Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu


Spor Âlemi’nin Dördüncü Yılı

Bu nüshamızla üçüncü hayat-ı neşriyemizin sahife-i endişesini çevirip dördüncü yıla giriyoruz.

Her yılbaşı nüshasında ufak bir muvazene-i mazi ve bir tahmin-i istikbal yapmak artık bu sene üçe baliğ olunca bir itiyat halini aldı. Mülkümüz gibi mucizeler memleketinde bir şeyi evvelden vaat etmek, ne kadar güç olduğunu bilmekle beraber şimdiye kadar her devr-i seneví nüshalarında yazdığımız tarz-ı hizmeti az çok tatbike -lehülhamd- muvaffak olduk. İlk sene-i devriyemizde dediğimiz gibi vakıa:

“Efkâr-ı kâriîn güneşi çok bir bahar gibidir ki; onun şems-âbâd olması ne kadar güzelse bulutlu oluşu da o kadar şayan-ı arzudur.”

Fi’l-hâl spor ve onun müteallikâtı sebebiyle kârilerin meyil ve emellerini bilmek bir gazetecinin vazifesidir. Fakat bu meyil ve emellerin hulûs ve safveti şartıyla… Spor Âlemi bu son sene-i neşrinde çirkin bir hiss-i rekabet sevkiyle oldukça ağır ithamlara maruz kaldı. Bunları def’ ve ref’ için turuk-ı kânuniyeye müracaat mecburiyetinde bile bulundu. Ancak şayan-ı şükrandır ki; ne bu hadise-i nahoş bir sporcu eseri ne de sebep bir spor meselesi idi. Geldi, geçti, demekle iktifa etsek de bunu çekememezliğe, istirkâba atfetmeden de geçemeyeceğiz.

Evvelce de dediğimiz gibi adab-ı münazara ve münakaşayı bir tarafa bırakıp karşısındaki her türlü mikyas-ı vicdanî haricinde iftiralarda bulunanlara bir müsteskî-i ahlakî olarak bakmayı en münasip bir hareket telakki eyledik.

Şu kadar var ki; bütün bu meselelerle sebat-ı sa’yimizin sarsılacağını tahmin edenlere karşı daha büyük bir azim ile işe sarıldık. Son senemiz, münderecatı, resimleri itibariyle yalnız Türkiye’nin değil cihanın spor hadisatı hakkında bir tarihçe teşkil eder. Alelhusus adedini her gün artırmaya çalıştığımız memalik-i garbiye muhabirlerimizle âlem-i medeniyetin spor hadisatını en seri ve hakiki tarzda kârilerimize arz eylemeyi mesai programımıza ithal eyledik. Spor Âlemi son senelerdeki âmâlinden Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın tamamen ve kâmilen teşekkülünü görmekle ne kadar mübahî ve müftehir ise Türk sporunu himaye için memleketin ayan ve eşrafından mürekkep olarak teşekkül eden ve şehzadelerimizin mazhar-ı himayesi olan Millî Olimpiyat Cemiyeti’nin teessüsünü de daha muzâaf bir şükranla karşılar.

Spor Âlemi bugüne kadar artık muhterem kârilerce kesb-i vuzuh eden meslek ve tarz-ı neşrine zamîmeten sporun artık bir şekl-i ilmî alması mecburiyeti dolayısıyla her nüshasında bir spor şubesinin amelî ve ilmî tatbik ve idaresine dair Avrupa mütehassıslarının efkâr ve kanaatini resimleriyle nakledecek ve bununla “sporcunun şahsî kıymeti”ni artırmak gayesini hedef-i tahrir ittihaz eyleyecektir.

Spor Alemi – 5 Eylül 1338 (1922)

Bir Cevap Yazın